Şimdi halimizden anladınız mı
AVRUPA’nın etekleri tutuştu. 1940’lardan bu yana böyle yalnız hissetmemişlerdi çünkü. Oysa ne rahat ABD’nin gölgesinin altında yarınlar yokmuşçasına serinliyorlardı.
Çok tırstılar. Putin’in Avrupa’ya “topyekûn işgali” geri getirmesi var evet... Ama daha da önemlisi bunu meşru ve haklı gören bir Amerikan yönetimi var artık.
Macron kıtayı bir araya toplamaya falan çalışıyor ama... Her ülke kendi telaşına düşmüş, yeni dünya düzenine nasıl hazırlanacaklarını kara kara düşünüyorlar.
Korku öyle noktalara geldi ki Almanlar şunu konuşmaya başladı: “Amerikalılarda F-35’leri ‘kapama düğmesi’ var. Trump isterse Avrupa’nın F-35’lerini etkisiz hale getirebilir.”
Nereden nereye... Yılların transatlantik ilişkileri bir ayda tuz buz oldu.
Almanlar bunları konuşurken bir de Trump’ın ülkelerindeki 35 bin askeri çekeceği iddiası ortalığı karıştırdı.
İsveçliler panikte... Amerikan ordusu artık NATO tatbikatlarına asker göndermeyeceğini bildirdi diyorlar.
Polonyalılar stresli... Fransa’dan nükleer silah koparma, ülkedeki her erkeği askere alma derdindeler.
İngilizlerin ordusu 200 yıldır bu kadar küçülmemiş. Sokağa inip adam toplayacak durumdalar.
Trump’a buzdağı gibi çarpan Avrupalılar, Titanik batmak üzereyken oradan oraya kaçışan yolcular gibi kendi savunmalarını kurtarmaya çalışıyor.
Amerika tarafından arkandan bıçaklanmak, aslında hiçbir zaman yardımına koşmayacaklarını kabullenmek, dostluklarından şüphe duyup düşmanlıklarından emin olmak...
Biz bunları çoktan yaşadık.
Şimdi halimizden anladınız mı?
Avrupalı liderler, Kiev ile Washington arasındaki anlaşmazlığın ardından geçtiğimiz günlerde Londra’da bir araya geldi.
BİRİ ŞUNLARA TEŞEKKÜR ETSİN
TRUMP ve ekibi pek bir alıngan, pek bir tripli...
Hatırlarsınız Zelenski’yi Oval Ofis’te sıkıştırıp durmuştu Başkan Yardımcısı Vance “sen Trump’a kurban ol... Azıcık minnet göstersene. Bir kere bile teşekkür ettin mi?” diye.
“Yeni Amerika”nın aleni şımarıklığına, akıl almaz pervasızlığına, dayanılmaz zorbalığına katlanamayan Polonya Dışişleri Bakanı Sikorski geçenlerde “teşekkür etsene” lobisinin yeni kurbanı oldu.
“Starlink uydularını kapatırsam Ukrayna cephesi çöker” diyen Musk’a verdi veriştirdi Sikorski.
- ”Starlink’lerin parasını Polonya ödüyor.”
- “Sana yılda 50 milyon dolar veriyoruz.”
- “Mağduru tehdit etmek etik değildir.”
- “Başka seçeneklere yöneliriz.”
Musk, bir ülkenin dışişleri bakanına ne dese beğenirsiniz? “Sessiz ol küçük adam. Senin ödediğin para masrafın küçücük bir kısmı. Starlink’in alternatifi yok.”
Vallahi rezillik...
Dünyanın en Amerikan yanlısı milletinin Dışişleri Bakanı’nı da toplum önünde aşağılamazsın. Hatta bir de Sikorski’nin eşi Amerikalı ve oğlu da Amerikan ordusunda görev yapıyor.
E peki Trump veya kabinesi falan ayıplamadı mı Musk’ı? Yok canım... Dışişleri Bakanı Rubio yangına benzin döktü: “Teşekkür ediyoruz de. Ukrayna Starlink olmadan savaşı kaybederdi.”
Allah aşkına biri şunlara teşekkür etsin de bu kaprisi, kibri, tribi bir daha görmek zorunda kalmayalım.
Radosław Sikorski
HUKUK TATİLE ÇIKSIN
Trump herhalde “hukuk tatile çıksın” emri vermiş olacak ki Amerika’da tehlikeli işler oluyor.
Görevdeki ilk günlerinde bir Başkanlık Kararnamesi imzalamıştı Trump. Kampüslerde İsrail’i protesto eden, Filistin’i destekleyen, “Gazze” diyen öğrenciler sınır dışı edilecekti.
Geçen hafta öyle bir şey oldu ki Nazi Almanya’sını aratmaz.
Kolluk kuvvetleri cumartesi gecesi Filistinli Mahmoud Khalil’in evini basıyor. “Öğrenci vizen iptal edildi” deyip tutuklamaya çalışıyor. Mahmoud avukatını arıyor. Avukatı “Ne vizesi adamın oturum izni, Yeşil Kart’ı var” diyor. Bunu duyunca dumura uğrayan yetkililer “O da iptal edildi” deyip Mahmoud’u alıp götürüyor.
Bunlar yaşanırken Mahmoud’un 8 aylık hamile eşini de tutuklamakla tehdit ediyorlar.
Avukata “New Jersey’e götürdük” diyorlar. Eşi ertesi gün gidiyor bakıyor yok. Ortadan kaldırılmış. Pazartesi günü ortaya çıkıyor ki
2 bin 300 kilometre uzaklıktaki Louisiana eyaletine getirilmiş.
Ellerinde hiçbir şey olmadan, mahkeme kararı göstermeden, sadece Filistinli olduğu ve geçen yıl üniversite protestolarına katıldığı için “Yahudi karşıtlığından” sınır dışı etmeye götürüyorlar.
Trump ile 11 Eylül sonrası Müslümanların evlerinden, sokaklardan toplanıp götürüldüğü günlere dönüyoruz sanırım...
BARAJDA İLK ÇATLAK
BİR kehanette bulunmuştuk... Üç vakte kadar “Trump ile Musk’ın arası bozulacak” diye.
Musk’ın “Gölge Başkan” olarak görülmesinden, çok göze batmasından rahatsız olmaya çoktan başlamıştı Trump.
Geçenlerde öyle bir şey olmuş ki...
Olay Beyaz Saray’da yaşanıyor. Musk, Kabine’nin önünde başlıyor Dışişleri Bakanı Rubio’yu kalaylamaya. “Bakanlıktan kimseyi kovmuyorsun, yeterince masraf kısmıyorsun” diye fırçalamış Rubio’yu.
Rubio da “Bu Başkan’ın adamı, önünde duran yok oluyor, huyuna gideyim” dememiş... “Yalan söylüyorsun. 1500 kişiyi emekli ettim işte yetmiyor mu?” deyip bir yumruk da o sallamış.
Kabine’nin gözü önünde yaşanan olayları boks maçı gibi izleyen Trump bir süre sonra müdahale etmiş.
“Rubio çok iyi iş çıkarıyor” deyip kestirip atmış.
Musk’a bugüne kadar toz kondurmayan Trump, ilk çizgisini çekmiş. İlk kez had bildirilmiş.
Musk’a uyarı. Barajda ilk çatlak oluşmuş. Trump dağ gibi duruyor önünde ama o çatlaklar artarsa akan suyun önünde sen bile duramazsın.
