Evren'in "astsubay", er olduğu gezegen

KENAN Evren’in yargılanacağını duyduğumda şaşırmıştım biraz. (Başına bir unvan ekleyemedim, geçen yıllarla çok unvan, çok sıfat kazanabiliyor ya da kaybedebiliyor insan)

Haberin Devamı

Haberlerdeki gibi emekli Orgeneral Evren desem, yargı rütbelerinin sökülmesine ve orgenerallikten erliğe düşürülmesine karar verdi, nitekim...

Bir zamanlar TV’de yayınlanan “Güzel ve Dahi” yarışmasına katılan manken-model Rüya kızımızın kulakları çınlasın...

Yarışmada “Bu kim ve ne iş yapıyordu” babından gösterilen ünlülerin fotoğrafları arasında Evren’in siması belirince, yapıştırmıştı cevabı:

“Astsubay?..”

(Gelecek kuşaklar da, bu davanın ardından onu “farklı” hatırlayacaklar)

Evrenin astsubay, er olduğu gezegen

Evren’in önce kaldığı lojmanda ifadesi alındı. Savcı -12 Eylül’e nazire mi bilmem ama- 12 soru yöneltti “sanık”a...

O da -avukatının öğrencisini öven anlatımıyla- hepsine, tek tek, su gibi cevap verdi, kendince.

Haberin Devamı

MSN’de kameralı sohbet misali yargılanmasının ardından, sıra geldi karara...

O günlerde bile Evren’e müebbet hapis cezası verileceğini, rütbelerinin söküleceğini filan düşünmemiştim doğrusu...

Ama oldu.

Geç de olsa, kıymetli çünkü, onun nezdinde “bir dönem” yargılandı aslında.

Tarihimizin beş cildi, soru işaretlerini aydınlatan yanıtlarsa... On beş cildi yanıtını/karşılığını arayan sorulardan mürekkeptir.

* * *

Hapis cezası infaz edilebilir mi, “mahkum koğuşu” kontenjanından hastanede mi kalır, ne olur bilemem elbet...

Ama bu kısmı çok da derdim değil sanki.

Çünkü öyle suçlar vardır ki, verilecek hiç bir ceza yüreğe su serpemez.

Sadece, Evren’in cezasını “intikam vesilesi” olarak o kalın çerçevede görenler, infazın dozajından mutlu ya da mutsuz olurlar belki.

Ama bu, böylesi bir davada, sığ limanların kumsalında “ateş dansı”dır kanımca.

Bu örnekte “ağırlaştırılmamış müebbet” cezası, sonrasına ağırlaştırılmış uyarıdır.

Ve ihtiyaç budur; mutlu değil, -demokrasinin bugün varolan sorunlarından azade- umutlu zamanlara kapı aralaması, hayırlara vesiledir.

* * *

Evren 12 Eylül darbesinin anchormanliği de dahil “her bi şeyi”ydi.

Öyle ki, “Sen darbenin resmini çizebilir misin amca” deseydi şair, ona da emekliliğinde yeltenecekti netekim.

Haberin Devamı

12 Eylül sürecinde resmi kayıtlara göre 500’e yakın insan öldü cezaevlerinde. 171’ine ölüm nedeni olarak “işkence” kaydı düşüldü, 300’üne ise “kuşkulu ölüm...”.

O dönemde 650 bin insan gözaltına alındı, 7 bin kişiye idam istendi.

On binlerce insan işinden oldu, bir çoğu sürgünde vatanından...

Ne 27 Mayıs, ne 12 Mart... Kenan Evren, tanrısı, ilahı, her gün meydana çıkan yüzü, çehresiydi 12 Eylül’ün...

* * *

Bir insan, 50 genci astırdıktan sonra, gayet kendinden emin bir stille “Asmasaydık da, beslese miydik” diyebiliyorsa, bu tüm bilim dallarının muamması olmaya aday bir meseledir.

Siyaset, tarih bir yana, psikiyatri ar eder, Irwin Yalom’un Divan'ı dar gelir...

Haberin Devamı

Yarın, Ankara'da “hatırladıklarımla” devam edeceğim.

Yazarın Tüm Yazıları