Paylaş
Ortadoğu’da petrol için dökülen kanın 21. yüzyılda su için döküleceği söylenirdi. Fakat galiba kimse iPhone’un bataryasının yüzde 5 kaldığı o iç sıkıntısını öngöremedi. Çünkü mesele artık su değil, şarj.
Daha açık konuşalım: Elektrik, sadece bir enerji kaynağı değil, hayatın kendisi oldu. Bugün biri fişi çekse ne televizyon kalır, ne sosyal medya, ne banka sistemi, ne market kasası. Ütü bile çalışmaz, ama ütüsüz gömlekle işe gitmek dert değil artık, zaten işe de gidemezsin. Elektrik yoksa Wi-Fi yok, o zaman Zoom da yok. Patron da yok.
Sonuçta sistem çöker. Elektrikli araba sahiplerinin sessiz krizi başlar.
ŞARJ KAVGASI BAŞLADI
Bugünlerde 3 milyon TL’ye Tesla alan insanlar, apartmanda ortak prizden şarj kavgası yapıyorlar.
Çünkü elektrikli araç devrimi geldi ama altyapı hâlâ bir apartman yöneticisinin elinde.
Şaka değil, ‘gelecek’ şeyin kaderi bazen 68 yaşında bir emeklinin kararına bağlı. Ama mesele sadece bu değil. Bütün bir dünya ‘fosil yakıt’ sonrası döneme hazırlanıyor. Arap şeyhleri bile artık petrol değil, güneş paneli yatırımı yapıyor. Çünkü onlar da anladı: Gelecekte gücü olan, elektriği olan olacak.
Savaşlar artık toprak için değil, şebeke kapasitesi için çıkacak.
Voltaj teknolojinin efendisi mi olacak?
Yapay zekâ sistemleri, veri merkezleri, kripto madenciliği, akıllı evler... Tüm bu teknolojilerin ortak bir açlığı var: Elektrik... Ve bu açlık katlanarak büyüyor. Bugün ChatGPT’ye yazı yazdırıyorsun belki ama onun da elektriği kesilirse, cümle yarıda kalır. Gerçek bilgi çağında, karanlık çağın yeni tanımı, ‘şarjsız kalmak’. Elektriği olan, hikâyeyi yazar. Yakın gelecekte ülkelerin jeopolitik gücü, sahip
oldukları doğalgaz rezervleriyle değil, yenilenebilir enerji ve nükleer enerji kapasiteleri ile ölçülecek. Kim daha çok güneş görüyorsa, kim daha verimli batarya geliştiriyorsa, kim elektrik şebekesini en akıllı şekilde yönetebiliyorsa, o kazanacak. Yani kimin F-16’sı olduğu değil, kimin lityum rezervi olduğu konuşulacak. Güç artık toprak altında değil, panellerde, bataryalarda, voltajda olacak.
Sonuç? Bugün elektrik faturası geldiğinde sinir oluyorsan, gelecekte
gelen ‘elektrik karnesine’ hazırlıklı ol. Çünkü ne lüks otomobiller, ne akıllı evler, ne de yapay zekâlı hayatlar... Hepsi elektriğe bakıyor. Ve o fişi kim kontrol ediyorsa, hikâyeyi de o yazacak!
GÜNÜN SORUSU
“Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, İmamoğlu soruşturmasında itirafçı olan Cemal Üneş’in oğlunun nikâhını kıydı mı? Sen ne yaptın öyle Bora Bey!”
YAĞMUR yetmedi
- İSTANBUL’un su geleceği tehlike altında. Barajlarda doluluk yüzde 29’a geriledi. Bazı barajlar tek haneli seviyelere düştü. Önümüzdeki günlerde yağışlar aralıklı sürecek ama riskin büyük olduğu bilinmelidir.
- CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın emekli memurların maaşlarındaki eşitsizlikle ilgili soru önergesine verdiği yanıtı değerlendirdi. Gürer, “Bakanlık, teknik hesaplamalarla sorunu izah etmeye çalışıyor ama memurlar arasındaki adaletsizliği görmezden geliyor. Aynı süre, aynı şartlarda çalışan memurlar farklı emekli maaşı alıyorsa burada ciddi bir haksızlık vardır. Bakanlığın yanıtı, bu gerçeği gizlemeye yetmez” dedi.
TRAKYA’DA KONTEYNER-KONDULARA DEVLET VE BELEDİYELER SESSİZ OLMAZ
TÜRKİYE’nin buğday ve ayçiçeği tarlası özelliği ile verimli toprakları fabrikalara açan yıllara varan ihmal her geçen gün yağmaya ve çirkin manzaralara dönüşüyor. Herkes gazetecilere ihbar ediyor. (Tekirdağ Valisi’nin, Büyükşehir Belediyesi’nin, ilçe kaymakamları ve belediye başkanlarının, ordu komutanlarının haberleri de var.)
Ali Macit onun için gazetesinde “Yarım asırlık davaların tapu sorunu çözülmedi, sahipsiz küçük küçük satıyorlar. Trakya’nın tarım arazilerine konteyner-kondu doldurdular” diye yazmış. Tekirdağ Büyükşehir sınırları içinde yer alan Marmaraereğlisi’deki araziler, çözülemeyen davalar yüzünden (11 bin dönümlük Sarıca Ragıp Paşa’nın mirası) çıkmaza girmiş. Sorumsuz vatandaşların tarlalarını satması köylerde ve kırsal mahallelerde yağma başlamış.
Bu yerlerde büyükşehirin de imar izni verdiği iddiaları yer alıyor.
Ne yazık ki tarlalara ‘satılık arsa’ diye yazanlar kandırılıyor.
İçme suyumuz kirlendi. Şimdi de binlerce konteyner-kondular her 11 bin dönümlük Sarıca Ragıp Paşa’nın mirası araziler, yarım parça parça mantar gibi fışkırıyor. Tarlaları parselleyen ya da ihtilaflı yerleri parselleyen uyanıklar her 400-500 metrekareye bir konteyner-kondu oturtmuş. Şehir sakini gibi hizmet alıyor. Halbuki 5 dönümden küçük tarlalara parsellenerek ev yapılamaz. 5080 metrekareye ancak 80 metrekare ev yapılabilir. Tarım arazisiyse o da yapılamaz. Lütfen sesimiz olun. Yoksa yerel yöneticilerimiz uyuyor mu? Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Çorlu, Marmaraereğlisi’ne sahip çıkalım.
Bu vahim tabloyu daha da sık
gündeme getireceğiz.
Şimdilik uyarıyoruz; kooperatif hobi bahçesi zaten ev olmaz, yaptığın ev de
zaten senin sayılmaz.
Trakya’nın Ergenesi, Istrancası yağma ediliyor, şimdi sıra tarlalarına geldi.
Ey Trakyalı tarlalarına sahip çık!
HER ÜÇ ÖLÜMDEN BİRİ KALP
TÜRK Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği ev sahipliğinde, İstanbul’da kalp damar cerrahları ile basın mensuplarının bir araya geldiği ‘Kalp ve Damar Hastalıkları Medya Çalıştayı’ yapıldı.
Kalp damar cerrahları ve basın mensupları sağlık alanında doğru bilgiye ulaşmanın zorluklarını ve medyanın rolünü tartıştı. Ekteki bilgiler özetle şöyle:
- Kalp ve damar hastalıkları her üç ölümden birinin nedeni.
- Kalp krizinde acil müdahale: Hedef 90 dakika, büyük merkezlerde 60–80 dakika.
- Obezite ve diyabet hızla artıyor, yüksek tansiyon yaygın, sigara alışkanlığı dirençli.
- Kolesterol gerçeği: Ortalama değer aldatıcı, risk yüksek, hedeflere ulaşmakta zorlanıyoruz.
- Kalp sağlığında korunma: Doğru uygulamalar ve kaçınılacaklar
- Takviyelerin rolü sınırlıdır. Mucize takviye yok!
Ertan ÖZCEBECİ
Paylaş