Türk-İş’te değişim rüzgârları

1952 yılında kurulan Türk-İş, Amerikan sendikacılığının etkisinde kalarak uzun yıllar ücret sendikacılığını savunmuş ve sendikaların siyasal gücünü dışlamıştır.

Haberin Devamı

Bu tutumunu ‘partiler üstü politika’ adı altında yürüterek siyasetten uzak bir sendikacılık anlayışının uygulayıcısı ve savunucusu olmuştur. Bu davranış çalışma yaşamını düzenleyen ortamı tamamen egemenlerin tekelinde bırakmış ve çalışma yaşamı sürekli olarak çalışanlar aleyhine düzenlenmiştir. Bu konu sendika özgürlüğünden, toplu sözleşme özerkliğine, grevlerin ertelenmesine, iş  güvencesine kadar uzanan birçok başlık altında somut olumsuz düzenlemelerle kanıtlanabilir. Bu olumsuzluğun tek sorumlusu işçileri ve sendikaları ısrarla politika çizgisinin dışında tutan ve sadece ücret sendikacılığında yoğunlaşmayı sağlayan Türk-İş’tir. Hele 2002’den sonra biat sendikacılığının gündeme gelmesi ile bu ülkede özgür sendikacılık ve sendika özerkliği tamamen yok edilmiştir.

Haberin Devamı

İktidarın özelleştirmeler yolu ile binlerce işçiyi aşsız bırakması Türk-İş’i zorlamaya başlamış, sonunda şeker fabrikalarının özelleştirilmesi girişimi Türk-İş’in bardağını taşıran damla olmuştur. Bu ekonomik ve hukuki gerekçeden yoksun girişimi ‘şeker mitinglerinde’ kınamak zorunda kalan Türk-İş ilk defa, “Şeker fabrikalarını satanlardan sandıkta hesap soracağız” diyerek sendikacılık anlayışında çok ciddi bir değişikliğin işaret fişeğini ateşlemiştir.

Türk-İş son Başkanlar Kurulu toplantısı sonrasında yayınladığı bildiride bir adım daha ileri gitmiş ve kamu kuruluşlarında boy gösteren Hak-İş ve Memur-Sen temsilcilerinin “Biz hükümetin sendikalarıyız. Sendikalarınızdan istifa edin ve hükümetin sendikalarına üye olun” çağrısı karşısında tavır almak zorunda kalmış ve hükümet sendikacılığını şiddetle kınamıştır. Bu davranışı ile Anayasa’nın 51. maddesinde yerini bulan, işçilerin sendikalara özgürce üye olma ve çekilme hakkına sahip çıkmıştır.

Türk-İş’in işçilerin çıkarlarına yönelik son çağrısı çok önemlidir. Bu tavır sürdürülürse bundan ancak demokrasi yararlanacak ve güçlenecektir. Seçimlere bir yıl kala Türk-İş’teki değişimi izlemekte demokrasi adına yarar olacağı kanısındayız.

Yrd. Doç. Dr. Engin ÜNSAL Girne Amerikan Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi

Haberin Devamı

ZEHİRLİ AĞACIN MEYVELERİ...

AVRUPA Konseyi, Budapeşte Savcılar Konferansı’nda, savcılar için etik davranış esasları belirlenmiş ve 31 Mayıs 2005 tarihinde ‘Budapeşte ilkeleri’ olarak uygulamaya girmiştir. HSYK 10.10.2006 günü 424 sayılı kararı ile bu ilkelerin benimsenmesini hükme bağlamıştır. Temel ilke 1. maddede her zaman ve her koşulda tarafsız olarak görevin icrasını öngörmekte olup; savcılık makamı tarafından tarafsızlık dışı her işlem, yargılama ve nihai hükmü öncelikle meslek etiği bakımından ‘sakatlanmış’ hale getirir.

Ergenekon davalarının akıbeti ortadadır.

‘28 Şubat süreci’ ile ilgili yargılamanın dayandığı iddianame suç örgütü üyesi bir savcı tarafından hazırlanmış olup, iddianame sahibi ‘savcı’ bugün kanun kaçağı durumundadır.

Haberin Devamı

İddianame, belli bir kesimin (suç örgütü olarak kabul edilen cemaatin) çıkarlarına ve devlet nizamını ele geçirme amacına yönelik olarak hazırlandığı için, kanuni lazımeler bir yana, hukuk etiği bakımından yok hükmündedir.

Hukuk âleminde geçerli olan metaforda belirtildiği gibi ‘zehirli ağacın meyveleri zehirli olur’.

Kanuna aykırı olarak elde edilen ve doğruluğu kabul edilen deliller üzerinden dahi hüküm kurulamazken, anayasal düzene karşı suç işlemiş, kanun kaçağı bir örgüt mensubunun hazırladığı iddianame üzerinden yargılama yürütüp, hüküm tesis etmenin hukuk düzeninde bir karşılığı olamaz. Müellifi kanun kaçağı ama iddianamesi ‘hüküm’ haline getirilmiş bir yargılama, hak ve nesafet kurallarına da aykırıdır.

Haberin Devamı

Savcılık meslek etiği kuralları bakımından hüküm iade-i muhakemeye (yargılamanın yenilenmesi) muhtaçtır.

BALIKESİR ASFALT İHALESİ İPTAL

BALIKESİR Büyükşehir Fen İşleri’nin Balıkesir’de 200 milyon bedelli asfalt ihalesini sanatçı Ebru Yaşar’ın eşi Necat Gülseven (Gülseven Turizmi Otelcilik İnşaat AŞ) kazandı ancak ihalede hakları ihlal edilen şirketler tarafından yapılan şikâyet üzerine ihale KİK tarafından iptal edildi.

- AYDIN Düşünce Platformu’nun bugün 16.00’da İstanbul Aydın Üniversitesi Florya Yerleşkesi’nde yapılacak ‘Şehir ve Medeniyet’ konulu toplantısında Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki konuşacak.

BÜYÜKERŞEN ‘ADAY’ MI OLACAK

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu geçen hafta Konya’daki CHP Belediye Başkanları toplantısında Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e diyor ki: “Ne zaman yurt gezisine çıkacaksın?” Büyükerşen “Bu bir görev gezisi mi?” karşılığını veriyor. Ve Kılıçdaroğlu’nun cevabı, “Evet” oluyor. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Yılmaz Büyükerşen mi olacak sorusu öne çıkıyor.

BİLİYOR MUSUNUZ?

ÇERÇİOĞLU’NA ‘BAŞDANIŞMAN’

- KILIÇDAROĞLU’nun bir süredir ismi İBB ve İlçe Belediye Başkanı adaylığıyla kamuoyunda gündem olan, önceki dönem Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran’ı Aydın BB Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun yanında 2019 yerel seçim sürecine kadar ‘Başdanışman’ olarak görevlendirdiğini, Cankurtaran’ın geçen hafta Barcelona’nın ilk kadın belediye başkanı olan Ada Colau ile Barcelona’da bir araya gelerek ‘yerel yönetimler’ konusunda fikir alışverişinde bulunduğunu...

 

 

Yazarın Tüm Yazıları