Sarıyer 'çıta'yı yükseltiyor

MASLAK’a giderken sağda Işık Üniversitesi vardır; onun da karşı sokağında Atlıspor Kulübü...

Haberin Devamı

İstinye Park’ın komşusu burası. Orada devasa olacağı anlaşılan bir kamu binasının inşaatı, onun karşısında da Sarıyer Belediyesi’nin 1 Nisan’da açılacak ‘akıllı binası’ yer alıyor. Burası Sarıyer’in Pınar Mahallesi’nde kalıyor. Belediyenin bahçesine heykeltıraş Hüseyin Suna’nın büyük bir Atatürk anıtı ile Sarıyer’i simgeleyen balıkçı ve martı heykelleri yer alacakmış...

Belediyenin 750 çalışanı girişteki yürüyen merdivenle bir kat aşağıya indikten sonra servislerine geçebilecekler. Ana girişte sizi bir ‘yerel güç’ karşılıyor. Büyük kolonun ışıkları ‘hizmet mabedine’ giren insanların üzerine ışık saçıyor sanki.

Binayı Belediye Başkanı, İnşaat Mühendisi Şükrü Genç, Başkan Yardımcısı mimar Gökhan Zeybek, meclis üyeleri Ali Rıza Yılmaz, Salih Akıncı ile ziyaret ettik.

Belediyenin tüm hizmetleri (26 müdürlük) artık tek çatı altında 11 katlı 93 bin m2’lik ‘yeşil ve engelsiz’ merkez binada, bürokratik hizmetler dışında kent ile özdeşleyen ‘İstanbul Boğazı’, DEMOPARK bünyesinde yer alan simülasyon ile vatandaşların buluşması da düşünülmüş. Gençler, yaşadıkları kentin ve semtin tarihi ile aydınlanacakmış... Binanın galeri boşluğunu cam objelerle süslenmesi binaya başka bir güzellik katmış...

Ana binanın yanında 650 sandalyeli, 250 m2 sahneli modern bir tiyatro binası da yer alıyor. Operadan tiyatroya, konserlerden çeşitli etkinliklere kadar büyük Sarıyer’e çok şeyler kazandıracak. Başkan Şükrü Genç, kompleksin 100 milyon TL’ye mal olacağını açıklarken dikkat çekici bir vurgulama yaptı:
“Belediye binamız 450 milyon dolarlık bir varlığa sahip oluyor. Yapım ve kullanım süreçleri çok sıkı bir denetime tabi tutuldu. Örneğin, yangına karşı alınan pratikleri İtfaiye Müdürlüğü ile konuşarak yaptık. Dünyada geçerli ‘Yeşil Bina’ (Breeam) sertifikasına sahip ilk kamu binası niteliğinde olduğumuzu da hatırlatmak isterim. Yani dünyaya örnek oluyoruz” dedi


‘YEŞİL BİNA’
Binanın birçok özelliği de var. Aydınlanma ve ısıtma giderlerinin yaklaşık % 9’u güneş enerjisiyle sağlanacak. Yağmur suları da 800 bin litrelik depolarda toplanarak arıtılacak.

Lavabo suları da arıtmadan geçiriliyor. İnsan sağlığı ve doğal çevre üzerindeki olumsuz etkilerin en aza indirilecek şekilde tasarlandığını söyledi mimar Zeybek... Sürdürülebilir arazi planlaması, su ve enerji, ekolojik malzeme kullanımı, hava kalitesi, atıkların kontrolü ve kirlilik özellikleri de anlatılmaya değer... Akustik anlayışın yanında yerli, organik ve kaliteli malzeme kullanımına da özen gösterilmiş. Mimari açıdan katlarda ‘gün ışığı’ dikkat çekiyor.

Binanın otoparkı 700 araçlık.

Birçok kuruluştan binaya katkı sağlandığı için genel maliyetin düşük olduğunu savunan Belediye Başkanı Genç, “Örneğin, Sayın Eczacıbaşı, müteahhidimize fayans ve musluk gibi malzemelerde indirim yaptı” dedi.

Üç yıldır bu binanın yapımı için uğraştıklarını, ancak AKP’lilerin engeliyle karşılaştıklarını anlatan Genç, “İller Bankası’ndan hiçbir katkı sağlayamadık, bu nedenle her şeyimizi kendi kaynaklarımızla karşıladık. Bu CHP’li bir belediyenin farkıdır” diye ekledi.

Belediyecilerden o kadar çok bilgi aldık ki... İnşaat boyunca yeni teknolojilerden uzak kalınmamış, sürekli güncellenme yapılmış (bilgisayar ve aydınlanma gibi). Ciddi bir iş kazası olmamış... Güvenlik önlemlerine titizlikle uyulmuş...

Belediyeler yeni bir hizmet binası yaparken, lütfen bu yapıyı görüp sorgulasın; çok şey öğrenilecektir.


CHURCHILL, KRALİÇEYE NE DEDİ
II. Elizabeth (Elizabeth Alexandra Mary; d. 21 Nisan 1926), İngiliz Milletler Topluluğu üyesi 53 ülkeden 16’sının kraliçesi. Aynı zamanda Topluluk Başkanı ve İngiltere Kilisesi Yüksek Valisi’dir. 6 Subat 1952’de babasının ölümü üzerine tahta geçti. Yapmak istediği ilk işlerden birisi danışmanını seçmek oldu; ismini hükümete bildirdi. Başbakan Winston Leonard Spencer-Churchill hayatında iki kez savaş kaybeden kişi, 2 savaşı da Atatürk’e karşı kaybetmişti...

Kraliçe’nin danışman teklifini reddedip, sıradaki kişi ile çalışmak zorundasınız diyen kişi. Bunun üzerine Kraliçe “Ben danışmanımı dahi seçemeyecek miyim” diyor, Churchill ise “Hayır” diyor. Yani tek adam olmak lüksünüz yok diyor. / Nejat TEKİNER


ÇAVUŞOĞLU BELİRN'DEKİ SÖZLERİNE AÇIKLIK GETİRDİ
DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun basın müşaviri Ahmet Görmez, “Turizmde ayağımızdaki kurşunu çıkarmak zor” (22 Mart) başlıklı yazımızda Bakan’ın Berlin’deki sözlerine açıklık getiren bir metin gönderdi. Görmez dedi ki:

“Sayın Bakanımızın Berlin Turizm Fuarı’nda yaptığı açıklamalarda ‘Alman dostlarımızın da tatillerini yapmak için Türkiye’yi tercih etmelerinden biz büyük bir mutluluk duyuyoruz. Bu sabah dostum (Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar) Gabriel ile yaptığım görüşmemizde de vurguladığımız gibi, Almanya’da yaşayan Türkler ve başta benim şehrim Antalya ve Alanya’da yaşayan Almanlar ve özellikle tatillerini geçirmek için Türkiye’ye gelen Almanlar, Türkiye ile Almanya arasında bizim en önemli dostluk köprümüzdür. İlişkilerimize çok önemli katkılar sağlıyorlar. Bundan sonraki süreçte de bunun böyle olmasını arzu ediyoruz. 2017 başta olmak üzere ileriki yıllarda daha çok Alman dostumuzu ve Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızı tatillerini geçirmek için güzel ülkemize ve şehirlerimize davet ediyoruz’ ifadelerini kullanmıştır.”


BİLİYOR MUSUNUZ?
CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi’nin Bakan Faruk Çelik’e “Tarım ve hayvancılığın yapılacağı arazilerimiz dururken, Sudan’da neden 99 yıllığına 5 milyon dekar arazi kiralanmıştır? Bu projeden amaçlanan nedir; onlara istihdam yaratmak mı?” diye sorduğunu...

BİLGİ Üniversitesi, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) ortaklığı ile dünyanın en önemli bilimsel etkinliklerinden önceki gün açılan başlangıcından bugüne evrenin 13.7 milyar yıllık öyküsünü anlatan ‘CERN Bilimi Hızlandırıyoruz’ sergisinin 23 Temmuz’a kadar santralistanbul’da izlenebileceğini... 


KANTON HEVESLİLERİ
ABD’li ve Rus dostlarımız, PKK/YPG bezlerini, aksesuvarlarını ortaklaşa, adeta müttefik kuvvetler arması gibi kullanmaya başladı. Alçak perdeden yapılan itirazları dikkate almıyorlar. Kanton heveslileri, Fırat Kalkanı’na karşı, Fırat’ın gazabını dillendiriyorlardı. Güney sınırlarımıza kuşak atalım derken, Suriye’nin kuzeyinden kuşatılmış olmayalım. Bu kadar tesadüf huzursuzluk yaratıyor!

Yazarın Tüm Yazıları