Referandum... Niçin?

15 Temmuz 2016’daki iğrenç kalkışmadan sonra hiç şüphe yok ki Sayın Cumhurbaşkanı siyasi hayatının en güçlü konumuna geldi.

Haberin Devamı

Peki, ne oldu da Sayın Cumhurbaşkanı aşırı güçlenmesine rağmen kimin yazdığı bile belli olmayan bir referandum içinde kendini buldu? Bu olayı tek başına Devlet Bahçeli’ye bağlamak mümkün değildir. Devlet Bahçeli’nin öyle bir gücü de yoktur! Anayasa tartışmaları içerisinde evet-hayır dalgalanmaları hiç şüphe yoktur ki Sayın Cumhurbaşkanı’nı çok zor durumda bırakacaktır.

Referandumun 51-49, 52-48 veya 53-47 sonuçları Sayın Cumhurbaşkanı’nın hanesine artı yazdırmaz! Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı sıfatıyla referanduma gitmektedir. Eğer sıfatı başbakan olsaydı durum çok daha farklı olurdu.

Bir ülkenin ortak mutabakatı olması gereken anayasa % 70’lerin üzerinde oy oranını içerir.

Kaldı ki 1982 Anayasa referandumunda o dönemde yapılan anayasa halktan % 92 kabul görmüş, en az 60 maddesi de değiştirilmiştir!

Haberin Devamı

Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendisini rizikoya atarak bu referandum kararını desteklemesi doğal olarak AK Parti’yi devre dışı bırakmış, iş Sayın Cumhurbaşkanı’nı halk karşısında tartışılır hale getirmiştir.

Bu işin tabii ki perde arkasında bilmediğimiz, bilemediğimiz, çözemediğimiz olguları vardır! Evet çıkması bile tartışılan referandumda hayır sonucunun çıkması ister istemez Sayın Cumhurbaşkanı’nı çok daha fazla tartışılır konuma getirecektir.

Referandum çalışmalarının sonu yaklaşırken AK Parti kurmaylarından değişik ve tehlikeli açıklamalar gelmeye başladı. Güneydoğu’daki yaşayan Kürt kardeşlerimize çok açık olmasa da eyaletler konusu empoze edilmeye başlandı! Bunlar gerçek anlamda çok tehlikeli söylemler.

Hiç kimse şunu unutmasın ki Türkiye ve Türk vatandaşları sosyal demokratı, sosyalisti, sağcısı ve hatta komünisti bile geleneksel yapısından asla vazgeçmez! Türkiye’de eyalet sistemini kurmak boş laftan öteye gitmez. Güneydoğu Anadolu bölgesinde bunu hoş karşılayacak insanların sayısı % 10’un üstüne çıkmaz!

Kısacası gelenekçi yapıyla eyalet sistemi asla örtüşmez. Türk halkına şu soruyu sorsalar, eyalet sistemini kabul eder misiniz? Bunun cevabı; % 80’lerin üstünde açık ve net bir şekilde hayır çıkar.

Haberin Devamı

Bu referandumun sonunda kimin kazanıp kimin kazanmayacağı bu çerçeveye baktığınız zaman belli. Evet-hayır arasındaki dilimler birbirine çok yakın olduğu müddetçe Sayın Cumhurbaşkanı ve Devlet Bahçeli bu referandumdan yenik ayrılırlar! Ülkenin sosyal ve ekonomik durumuna baktığımız zamanda Türk halkını da kısmen yenilmişlerin yanına koyabiliriz!

Peki referandumdan kim kazançlı çıkar? Hiç şüpheniz olmasın ki şu anda partisi bile olmayan Meral Akşener! Türkiye’de siyaset referandumdan sonra yeniden dizayn edilir, Türk halkı da bu oluşumları ciddiye alıp kendisine çekidüzen verebilir.

Abidin AYDOĞDU

 

GÜNÜN SÖZÜ 

“Gözünden ve sesinden anladığın doğrudur çoğu zaman. İyi ya da kötü, sahte ya da sahici, bu iki yolda çıplak kalır, ele verir.”

Haberin Devamı

Cem DAVRAN

 

 NUSRET’İN RAKİBİ OLACAĞIZ...

'ÇORLU Saydan Kanaat Lokantası’ sahiplerinden Mithat Saydan,Nusret’in Çorlu’da şube açmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirtirken, “Ancak hodri meydan diyoruz, onlarla bizim sulu saray yemekleri üzerinden yarışmak isterim” dedi. Saydank bizi arayarak şunları söyledi:

“Biz her gün 4 çeşit çorba, sulu dediğimiz 20 saray yemeği, 15 ızgara ve 10 tatlı (biri de merhum Hayri Amca’nın pastanesinde yaptığı ve formülünü bize emanet ettiği peynir tatlısıdır) yapıyoruz. Sulu yemek yapmak zahmetlidir ve zaman işidir. Sabah 04.00’te kalkılır. Sulu yemek yapan firmaların ikinci şubesi yoktur. Bizde öyle bir metre yukarıdan tuz atılmaz. Etçilik, ızgaracılık kolaydır. Lezzet açısından kendileriyle tatlı bir rekabetimiz olacaktır.”

 

Haberin Devamı

 YENİ ÇIKAN KİTAPLAR...

İLKER Başbuğ ‘Sorunlarla Yüzleşmek’ (Kırmızı Kedi), Müjdat Gezen ‘Güle Güle Dünya Ben Burda Kalıyorum’ (Kırmızı Kedi), Kerem Çalışkan ‘Mustafa Kemal’in İsyan Muhtırası’ (Remzi), Aydemir Balkan ‘Tanıdığım Eşsiz İnsanlar’(Hıfzı Topuz’un sunumuyla) (Tarihçi), Selçuk Aydemir ‘Liseden Arkadaşlar’ (Küsurat), Hanefi Avcı ‘Erken Uyarı-Devlet Bilgisi’ (Tekin), Hüseyin Mutlu Akpınar ‘Bir Başkan Bir Şehir Bir Aşk’ (Doğan Kitap)

Ali Çağıl ‘Haykırış’ (Buğra), Ahmet Akgül ‘Başkanlık Muamması ve Çarkların Tıkanması’ (Buğra).

 

 BİLİYOR MUSUNUZ?

- CHP İstanbul Milletvekili Ali Özcan’ın, 2.5 milyon memura ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulunduğunu, AKP’nin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklik yapma isteklerini daha önce defalarca dile getirdiğini hatırlatırken “Hiç lafı evirip çevirmeyelim. ‘Evet’ çıkarsa, devlet memuriyetini kaldıracaklar” dediğini...

Haberin Devamı

- ANKARA Milletvekili Şenal Sarıhan’ın “Sivil toplum kuruluşlarındaki görevim, avukatlık mesleğim boyunca takipçisi olduğum hak ihlallerini, şimdi de vekilliğim ile birlikte gelen TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’ndaki başkan vekilliği görevimle takip etmeye devam ediyorum” açıklamasını yaptığını...

- CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan’ın anayasa paketinin anlatıldığının tersine koalisyona daha açık bir yapı getireceğini savundu ve ‘cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kaldığında, partili cumhurbaşkanı seçtirmek isteyen partinin diğer partilerle koalisyon pazarlığına oturacağını’ iddia ettiğini...  

- ELEKTRİK, Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) 2016 yılı İhracat Başarı Ödülleri’nin 14 Nisan Cuma 19.00’da Beşiktaş Four Seasons Bosphorus Otel’de verileceğini... 

 

17 Nisan Türkiye için yeni bir gün olmalı

17 NİSAN sabahı Türk halkı yeni bir güne uyanacak. Referandum çerçevesinde evet veya hayır demiş olacak. Demokratik bir seçim sonucu çıkacak neticeye ise Türkiye de Avrupa da tam anlamıyla saygı göstermeli.


Bu sonuçtan sonra Türkiye Avrupa ilişkilerinde nasıl gelişmeler olur veya olmalıdır; buna teorik olarak bakmamızda yarar var.


1- Almanya, Hollanda, Avusturya, Danimarka, İsveç ve Belçika ile yeni bir başlangıcın temelleri atılmalı ve karşılıklı önyargıların silinmesi sağlanmalıdır.


2- Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yepyeni bir dönem başlayabilir. 17 Nisan’dan sonra karşılıklı suçlamalar unutulmalıdır.


3- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Mart sonunda Alman Cumhurbaşkanlığı görevine başlayan Frank Walter Steinmeier’i direkt olarak özellikle Türkiye ziyareti yapmaya çağırmalıdır. Bu Türkiye ve Almanya arasında iki tarafı da memnun edecek adımların atılmasını sağlar.


4- Avrupa Birliği, Geri Kabul Anlaşması çerçevesinde 2016 yılı için 3 milyar, 2017 yılı için de 3 milyar olmak üzere toplam 6 milyar Euro’luk bir yardım sözü vermiştir. Bunun bugüne kadar ödenen miktarı 550 milyon Euro’yu geçmedi. Bu paranın bir an evvel Türkiye’ye gelmesi sağlanmalıdır.


5- Avrupa Birliği, Gürcistan ile Schengen Visesi’ni kaldırırken, bir-iki nokta yerine getirilmedi diye Türkiye’ye Schengen Vizesi’ni uygulamamalı ve kaldırmalıdır. Üzerinde durdukları Türkiye’deki terör yasası ile Fransa’daki terör yasasını karşılaştırdığınız zaman Fransa’dakinin çok daha sert olduğunu görürüz.


6- Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki tam üyelik görüşmeleri çerçevesinde mümkün olduğu kadar yeni fasılların açılması ve açılan fasılların da tamamlanması gerçekleştirilmelidir.


7- Avrupa Birliği’nde yaşayan 5 milyon 600 bin Türk göçmen Türkiye ile AB arasındaki çekişmelerden büyük ölçüde zarar görmektedir. Bunların huzur içinde yaşaması için adımlar atılmalıdır.


Prof.Dr. Faruk ŞEN

 

 

MESAJ PANOSU

- “BİZİ de aldattılar. Rabbim ve milletim bizi affetsin” diyen de, “Siyasi hayatımız boyunca aldatmadık, aldanmadık” diyen de aynı. Yalan yok!            

Süleyman DEMİRKAN

- “NE mutlu Türk olana” dememiş Ulu Önder, “Ne mutlu Türk’üm diyene” demiş...   

Özcan PEHLİVANOĞLU

- GÜNÜBİRLİK hesaplara dayalı politikaların sonuçları, çoğu kez acı sonuçlar doğurur. Halkımız bu acı gerçeği kısa sürede ne yazık ki görecektir. Prof.

Dr. Hakkı KESKİN

Yazarın Tüm Yazıları