En büyük yargı fiyaskosu

Haberin Devamı

ERGENEKON kumpas davalarının anlı şanlı savcıları, adli takibattan kurtulmak için firar etmişler... Bu olay, yakın siyasi tarihimizdeki en büyük yargı fiyaskosunun tescili mahiyetindedir. TSK’yı, yabancı ortakları ile çökertmek operasyonunu yapanların tetikçileri, askerlere verilen sahte infaz hükümlerinin mürekkebi kurumadan ülkeden kaçmak zorunda kaldılar. Türkiye, bu davalar ile henüz gerçek manada yüzleşmedi. Bu dosyaları kapatmak mümkün değil.
Bu ülkenin şerefli askerleri, ilk çağrıda, görev yerlerinden gelerek, bu kaçaklara boyunlarını uzatıp, ‘Yargımıza güveniyoruz’ derken, bu muhteremler, neden gece yarıları ülkeden, bir mücrim gibi firar ederler?
Yargıya hiç mi güvenmezler, yoksa yargı, profesyonel tetikçiler sayesinde, güven duyulamayacak kadar siyasallaşmış veya derin yapılarla kurduğu muhabbet ile ulviyetini mi kaybetmiştir?
Sorulması gereken çok sual ve verilmesi gereken çok hesap vardır. Yerine getirilmesi zorunlu olan bu görev, peygamber ocağından yetişmiş, hizmet vermiş, gadre uğramış askerlerin ve onların şahsında TSK’nın, haysiyetini hukuk içinde ihya etmek görevidir.S.Ö.

Haberin Devamı

Eminağaoğlu’ndan üç savcıya çağrı: Teslim olun


SAVCILAR Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç hakkındaki yakalama kararı, hiçbir biçimde Ergenekon soruşturması ile ilgili olarak değil, bütünüyle 17/25 Aralık yolsuzluklarını soruşturdukları için verilmiştir. Bu durum açıkça ortada iken, konu ile ilgili olarak hep Zekeriya Öz ve Ergenekon ifadelerine yer verilerek ve bu ifadeler öne çekilerek, çok açıkça ‘Ergenekon sömürüsü’de yapılmaktadır.
Yargıçlar ve Savcılar Birliği kurucu başkanlığı ve başkanlığı, Yargıçlar ve Savcılar Sendikası kurucu başkanlığı ve başkanlığı, Yargıçlar Sendikası kurucu başkanlığı ve başkanlığı, yargıçlık, cumhuriyet savcılığı ve şimdi de avukatlık yapan bir kişi, bir hukukçu, bir yurttaş olarak... Geçmişte hukuksuz işlemleri nedeniyle Zekeriya Öz’ü de birçok kez şikâyet etmiş ve sonuç alamamış bir kişi de olarak...
Ülkemizde yargıda yaşanan her türlü soruna rağmen, yargıç ve Cumhuriyet Savcısı olarak da sistemle ilgili sorunlar nedeniyle en çok yargılanan ve hepsinden beraat eden bir kişi olarak da çağrım, her üç kişinin de bir an önce teslim olmalarıdır.
Her üç savcının da soruşturdukları yolsuzluk nedeniyle tutuklanmaları, iktidarın hiçbir hukuksal denetim kabul etmediğinin ve çağdışılığının çok açık ifadesidir. Yargıdaki sorunlara rağmen, iktidarın teslim olmama durumunu da yolsuzluk yapılmadığı gibi bir sömürüye bile çevirmemesi için, hukuksal süreç ve işlemlerden uzak durulmamalıdır. Yargısal sürecin işletilmesi için teslim olmaları yolundaki çağrımı yineliyorum.
Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU

Haberin Devamı


‘17 Ağustos’tan 16 yıldır ders almadık


17 AĞUSTOS depreminin 16. yıldönümü yaklaşırken İstanbul’da kapatılan İl Genel Meclisi’nin geçen dönemki CHP’li 10 üyesinin, ‘beklenen İstanbul depremi ve gerçeği’ konulu yazılı ve sözlü önergeleri ne oldu? Bunları CHP’li İBB üyeleri soruyor bu kez. Olası İstanbul depreminde insan kaybının önlenmesi adına ne gibi önlemler alındı, halen güçlendirilmemiş tehlike arz eden kamu binaları, okul ve hastanelerin var mı? İl Özel İdare bütçesinin çok büyük bir bölümünü okullar, hastaneler, yurtlar ve kamu kuruluşu binaların güçlendirilmesi için ayırdık mı? İlçelerdeki çadır alanları için ayrılan arsaların imar durumlarında değişiklik yapıldığı ve bu alanlarda inşaatlar olduğu doğru mudur? Bütün bu sorulara İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü cevap verecek mi?

Haberin Devamı


ESK’nın ucuz etini kim yiyor!


OKURUMUZ Taner Şener soruyor: “Son günlerde et fiyatlarının yükselmesi ve önüne geçilememesine çare; Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) ithal et getirerek fiyatları düşürmek. ESK mağazalarında satılan ürünlerde ortalama yüzde 5 indirim yapacakmış. Buraya kadar güzel, acaba 80 ilin kaçında bu kurumun satış mağazaları var? Benim bildiğim bu kurumun mağazalarının çoğu o günkü siyasi politika gereği yıllar önce kapandı. Ben büyük şehir belediye kapsamındaki Tekirdağ’da yaşıyorum, burada yok. Eminim ki çoğu illerimizde yok. Kasap ve marketlerdeki fiyatlar bu illerde her gün yükselirken ESK olan illerdeki vatandaş mı sadece indirimli et yiyecek? ESK mağazası olmayan vatandaş hangi indirimden faydalanacak? Bunun bir açıklaması olmalı.”

Haberin Devamı

YEM FİYATI DÜŞERSE ET FİYATI DÜŞER

Et fiyatlarındaki artış üzerine, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar durumu şöyle değerlendiriyor: “Bazı spekülatörlerin ithalat söylemlerinin aksine, kırmızı et üretimi ikinci çeyrekte de artmaya devam etti. Bir önceki döneme göre, 2014 yılının son çeyreğinde % 9.3, 2015 yılının ilk üç ayında % 13.8 artan kırmızı et üretimi, ikinci üç ayda % 19.9 artışla 261 bin 871 tona çıktı. Üretici maliyetinin % 85-90’ını oluşturan besi hayvanı ve yem fiyatları düşerse, karkas et fiyatları da geriler. Kesinlikle et ithalatı yapılmamalı, ithalat besilik dana ve damızlık ile sınırlı kalmalı.”
Son bir yıldır dünyada et fiyatı düşüyor, Türkiye’de artıyor. Neden mi? Dünyanın yarısı domuz yiyor da ondan... Onun için biz eti maliyetli üretiyoruz... Öyle el altından angus ithali ile bu işler çözülmüyor.

Haberin Devamı

HACIBEKTAŞ’tan izlenimler

“Biz Otyam’ı toprağa gömmedik, ektik”

RESSAM, gazeteci yazar Fikret Otyam önceki gün 17.00’de Hacıbektaş’ta vasiyeti üzerine Turhan ve İlhan Selçuk’un mezarlarının bulunduğu Çilehane bölgesindeki Aydınlar Mezarlığında toprağa verildi. Otyam, Anadolu’nun rock babası olarak bilinen Derdiyoklar Ali tarafından seslendirilen “Türkülerle gömün beni/Sazımı asın duvara” türküsü eşliğinde toprağa verilmesi cenazeye katılanların bir çoğunu ağlattı. Sanatçı Hüseyin Turan barok seslendirdi; Edip Akbayram ‘Sen Gittin Gideli’ parçasını, Otyam’ın eşi Filiz Otyam’a ithafen söyledi.
Hacıbektaş’taki Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı Başkanı Hürrem Ulusoy’un, CHP Milletvekilleri Mustafa Balbay, İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın çiçekleri dikkat çekti. Törende, İstanbul’dan Belediye Başkanları Handan Toprak (Avcılar), Fikret Otyam Vakfı Başkanı Ali Kılıç (Maltepe) törene katılarak birer konuşma yaptılar. Kalabalık arasında CHP örgütlerinden gelen isimler ağırlık sağladılar.
Otyam için ilk tören dün saat 17.00’de Antalya Cem Evi’nde düzenlenmişti. Önceki gün de cenazesi Ankara’nın Çankaya ilçesine getirilmiş, öğle saatlerinde Çankaya Belediyesi Çağdaş Yaşam Sanat Merkezi’nde ikinci bir cenaze töreni yapılmıştı.
Otyam’ın cenazesi sonrasında, karayolu ile önceki gün Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesine getirildi. 17.00’de ise ilçenin Cumhuriyet Meydanı’nda Otyam için Hacıbektaş Cumhuriyet Meydanı’nda tören yapıldı. Protokolde yer alanlar ve vatandaşlar, tabutun önünden tek tek geçerek el sürdü. Dede Mehmet Turhan’ın ‘helallik hizmeti sunmasının’ ardından tabutu, cenaze aracıyla defnedileceği Aydınlar Mezarlığı’na getirildi.
Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu törende yaptığı konuşmada şöyle dedi:


HÜNKARIN HUZURUNDA

“Burada Fikret Otyam’ı Hünkarın huzurunda sırlamak için bir araya geldik. Neden Hacıbektaş İz Bırakan Aydınlar Gömütlüğü’nde Fikret Otyam en görkemli, en aydın kişiliğiyle yer alıyor. Bunun tek bir nedeni var: Burası Ortaçağ karanlığından beri ilim ve kültürün merkezi, aynı zamanda aydınlanmanın da merkezidir. Rönesansçılarda Hacı Bektaş Veli’nin aydınlanmacılığından yararlanmıştır. Kendisinden 300 yıl sonra bile olsa. İşte ülkemizin ender yetiştirdiği aydınlardan Fikret Otyam’da buraya yakışıyordu. Kendisi buraya gömülmek istediğini belirttiğinde memnuniyetle demiştik. Ayrıca 17 Ağustos’ta açacağımız İnsanlık Müzesi’nde ailesinin izni olursa kendisine de özel bir yer ayıracağız”
Mezarlıkta da helallik töreni yapıldıktan sonra Dede Mehmet Turhan, çevre illerden gelenlerin yanlarında getirdikleri toprakları Otyam’ın mezarına serpti. Otyam’ın babasının kenti Aksaray ilinden kendisini bilen tanıyan bir grup da Hacıbektaş’a geldi. Aksarayın Çerkes Mahallesi’nde baba evinin komşuları olan grup, ilçelerinden toprak, Atatürk Barajı ile GAP yöresinden de Fırat ve Dicle sularını getirdiklerini söylediler. Malatya Karaören’den de sevenleri toprak getirmişti.
Otyam, boynundan çıkarmadığı ‘12 imam’ kolyesiyle defnedilme isteği de yerine getirildi.
(Hacıbektaş’ta Cem’den sonra Otyam’ın mezarı başına giden yakınları orada sevdiği türküleri söylediler.)


‘GÖMMEDİK, DİKTİK’

Aksaray’dan Dr. Lütfü Dokuzoğlu, Av. Ali Rıza Toprak, Filiz Taşdemir, Remziye Akkoyun, Saratlı eski Belde Belediye Başkanı Muharrem Kaplan, Aksaray eski Belediye Başkanı Mehmet Dalkılıç’ın kızı, Muazzez Toprak, Filiz Otyam’a başsağlığı dilediler.
Mehmet Dalkılıç, Otyam’ın toprağa verilmesiden sonra şunları söyledi: “Biz Otyam’ı toprağa gömmedik, ektik... Bu topraklar, onun
sevgisi, insanlığı, hoşgörüsü ve kültürü ile beslenecektir. Anadolu’nun her yerinden bu anlayış fışkıracaktır.”
CHP Mersin Milletvekili Dr.Hüseyin Çakmak. Otyam’ın kayınpederinin dostu olduğunu belirterek “Ben Aleviliği ilk kez Otyam’da buldum, 1997’de” dedi.
Hacıbektaş’a gelenler eski Antalya Valisi Ertuğrul Dokuzoğlu ile Antalya’daki dostları Dursun, Salih Uçar, Bülent Ecevit, Haşmet Öyken, Sümer Ezgü, Av. Mesut Özderin, Mustafa Demirbağ, Ramazan Aslan, Nezaket Gündoğdu, Güldal Sığınç, Devrim-Hasan Karasoy, Yalçın Bayer ve eşi, Gazipaşa’dan yakın dostları işadamı Ali Oğuz, eski Belediye Başkanı Cem Burak Özgenç cenazeye katılanlar arasındaydı. Antalya’da Cemevindeki toplantıya katılan Antalya Eski Belediye Başkan Hasan Subaşı sağlığı elvermediği için çok istemesine karşın Hacıbektaş’a gidemediğini söyledi.


MAHZUNİ ŞERİF DE VAR

İlhan Selçuk, ağabeyi Turan Selçuk ve ünlü halk ozanı Mahzuni Şerif’in de kabirlerinin bulunduğu Çilehane mevkiindeki mezarlık, Hacıbektaş Belediyesi tarafından ‘İz Bırakan Aydınlar Mezarlığı’ olarak adlandırıldı. Çilehane (Delikli Taş) 13. yüzyılda yaşamış olan Türk mutasavvıfı Hacı Bektaş Veli’nin ara sıra çile çıkarmak için bulunduğu bir mağaraya deniyor. İnanışa göre Hacı Bektaş-ı Veli bu mağarada çile çıkardıktan sonra atıyla o küçük delikten rahatça geçermiş. Bu sebeple Çilehane’yi ziyarete gelenler bu delikten geçmeye çalışırlar. Delikten geçebilenlerin, sevaplarının günahlarından daha fazla olduğuna inanılır; delikten geçemeyenler ise bir adak adayıp, onu dağıtmak zorundadır. Burada zayıf-şişman ayrımı yoktur, günahsızlar için mağaranın ağzı genişler ve kişi oradan rahatça geçer deniyor. Delikli Taş, Zemzem Çeşmesi, Mahzuni Şerif’in mezarı, İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk’un mezarı, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Aşık Mahsuni, Aşık Veysel heykelleri, Ozanlar Yolu, Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Anıtı’da, Çilehane adı verilen bu geniş arazide bulunuyor. Çilehane’nin yanında yine Hacı Bektaş Veli ile ilgili Minder ve Kulunç kayalar da bulunuyor.

Bu kafayla iş kazaları
olmaya devam edecektir

SOMA ve Ermenek de olan maden ocakları kazalarından sonra, iş güvenliği yok denecek kadar ilkel metotlarla çalıştırılan 65 maden ocağı kapatılmıştı. Maden ocakları Avrupa Birliği’nin ATEX normlarına uygun yatırımlar yapılarak güvenli hale getirilecek ve sonra ocaklar çalışmaya başlayacaktı. 15 gün önce çalışma ve sosyal güvenlik bakanı gider ayak yayınladığı bildiride, ocaklarda yapılacak iş güvenliğini sağlayacak ATEX normlarına uygun yatırımların çalışmalarının 2020 yılına ertelemiş. Bunun anlamı kapatılan ocaklar güvenli hale getirilmeden çalıştırılacak, iş kazaları olmaya devam edecek, işçiler ölecek, yakınları acılar çekmeye devam edilecek. Bu sorumluluğu devleti temsil eden Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı taşımayı göze almış, emekçiler ölürse ölsün,yakınları acı çeksin, yeter ki yandaş iş verenler kazanımlarını katlasın, öylemi düşünülüyor.
Emekçi halk bin bir güçlükle çocuklarını büyütecek, davul zurna çaldırarak askere gönderecek, askerde şehit olan o çocuklar, askerden gelir iş bulamaz madende ölümü göze alarak çalışmaya mecbur olur, iş kazasında yaşamını yitirir, yakınları acı çekerler, yoksulluğu kader kabul ederek yaşama tutunmaya çalışırlar. Zenginin ve devletin üst kademesinde görev yapanların çocuklarına sıra gelince hemen bedelli askerlik çıkar, verirler parayı 21 gün askerlik yaparak bu ülkenin 1. sınıf vatandaşı onlar, devlette söz sahibi onlar. Pastaları onlar yer, halka kırıntısı kalmaz. Bu adaletsiz sisteme isyan ediyorum.
Tacettin KORKUT-İş Güvenliği Uzmanı

Yazarın Tüm Yazıları