Paylaş
TÜİK’in mayıs ve haziran TÜFE rakamları ile aylık ve maaşlara temmuzda yılın ikinci yarısı için yansıtılacak artış oranı belli olacak. TÜİK, nisan ayı TÜFE verisini yüzde 3, yıllık yüzde 37.86 olarak açıkladı. Nisan TÜFE oranı beklentilerin bir tık altında gerçekleşti. Dört aylık enflasyon, ocakta yüzde 5.03, şubatta yüzde 2.27, martta yüzde 2.46 ve nisanda yüzde 3 olmak üzere kümülatif yüzde 13.36 oldu. Temmuz zammını dört gözle bekleyen SSK ve Bağ-Kur emeklisi dört ayda yüzde 13.36 zam edindi. Beklentiler temmuzda emekli aylığına yüzde 17-20 arasında zam yapılması yönünde. Ocak ayında aylıklara yapılan, herkesi şoke eden yüzde 15.57 oranındaki artış dört ayda büyük ölçüde eriyerek satın alma gücünü yitirdi. SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına ocak ve temmuzda yansıtılan 6 aylık TÜFE zammı uygulamasının bu kitleyi hoşnut etmediği, maddi sorunlarını gidermediği, gönenç düzeylerini yükseltmediği yıllardır net olarak görülüyor. Bundan ötürü 2023 yılı Temmuz’unda memura verilen 8072 TL tutarındaki seyyanen zammın emekliye de yansıtılması kaçınılmaz. Eğer o zam emekliye de verilseydi bugün en düşük emekli aylığı 14 bin 469 TL değil, 25- 30 bin TL arasında olacaktı. Emeklinin yakınmaları da yeri göğü inletmeyecekti. Seyyanen zam dev kitlenin en büyük beklentisi ve olmazsa olmazı.
Memur ile memur emeklisine bu yılın başında toplu sözleşme uyarınca verilen yüzde 6 oranındaki zam da aşındı. 6.5 milyona yakın kitle dört ayda yüzde 6.94 oranında enflasyon farkı edindi. Mayıs ve haziran TÜFE verileri ile memur ve emekli memura ödenecek 6 aylık enflasyon farkı netleşecek. Ayrıca temmuzda maaş ve aylıklara yüzde 5 oranında toplu sözleşme zammı eklenecek. Ağustos ayı başında yetkili konfederasyon Memur-Sen ile Kamu İşveren Heyeti arasında maaş ve aylıklara 2026-2027 yıllarında yapılacak zam oranını saptayacak bir ay sürecek toplu sözleşme görüşmeleri başlayacak. Şükrü KARAMAN
SIRRI SÜREYYA ÖNDER SİYASETE NEDEN GİRDİ
- Kardeşi Ali Önder, Sırrı Süreyya Önder’in siyasete girme sebebini bu sözlerle anlattı: “Hiçbir malım mülküm yok Ceren’e yaşanabilir bir ülke bırakmak istiyorum” diyordu. Siyasete giriş gerekçesi bu oldu. Kendisi burada olsaydı, sevene de sövene de selam olsun, derdi.
- Hrant Dink vurulduğu zaman Agos Gazetesi’nin önüne “Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz” sloganıyla ilk gelen kişilerden biri Sırrı oldu. Toplumda var olan kutuplaşmanın tam ortasına girerek büyük bir cesaret gösterdi. Ona çok ihtiyacımız olduğu günlerde kaybettik. Umarım hep beraber yerini doldurabiliriz ama bunun çok zor olduğunu düşünüyorum. Garo PAYLAN
VEDA SÖZÜ
Karl Marx’tan gelsin.
“Tarihin tekerleği hep ileriye ve
iyiye doğru döner.”
Kalın sağlıcakla...
Sırrı Süreyya ÖNDER
7.6’LIK DEPREMDE ÖLEN YOK
- ŞİLİ’de meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki depremde can kaybı yok! (2015’te 3 dakikadan uzun süren 8.3 büyüklüğündeki depremde 13 can kaybı vardı). Akif KÖKÇE
GREENPEACE PESTİSİTİ AÇIKLADI
- GREENPEACE Türkiye’nin ‘Pestisitler ve Çocuklar’ adlı yeni raporu için İstanbul’da beş zincir marketin mağazalarından ve farklı semt pazarlarından alınan 14 tür sebze ve meyveye ait 155 ayrı örnek incelendi. Bu örneklerin yüzde 61’inde çoklu pestisit kalıntısı tespit edildi.
HALLERE VERGİ MEMURU
- MEHMET Şimşek diyor ki: “Bütün Organize Sanayi Bölgelerinin, hallerin giriş çıkışlarına vergi memuriyetleri koyacağız.”
- Amiral Cem Gürdeniz: Yunanistan asla ve asla 12 mili ilan edemez. Değil 1 mil, 6 milin bir santim üzerine çıkmayı ilan edemez.
- Dr. Vecdet Öz: “Siyasetin girmemesi gereken birçok yer vardır, lakin bunlardan 5’i çok önemlidir; cami, okul, adliye, emniyet ve kışla.”
- Özel Arkas Piri Reis Anadolu Lisesi 2025-2026 Eğitim ve Öğretim Yılı’nda kapılarını açacak. İngilizce ve Fransızca çift yabancı dil eğitimi verecek lise, mezunlarının tam donanımlı yetişmeleri konusunda farkındalık yaratmayı hedefliyor.
- TBMM’de konuşan DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen, bilim insanlarının uzun zamandır İstanbul’un 7 ve üzeri büyüklükte yıkıcı bir depremle her an karşı karşıya kalabileceğini söylediklerini hatırlattı. Mevcut Türkiye Afet Eylem Planı’nın İstanbul’un şu anki coğrafi koşulları dikkate alınarak hazırladığını vurgulayan Ekmen, “Kanal İstanbul, yalnızca çevresel ya da ekonomik değil, aynı zamanda afet yönetimi acısından da ciddi bir tehdittir” dedi.
Paylaş