Aynı gemide değilmişiz!

Hani biz aynı gemideydik... Sabahın köründe bir ‘cahil’ adam ortaya çıkıyor. Cumhuriyet’in saygın öğretmenleri karı-kocaya silahlı saldırı yapıyor. Bu olayın gerisinde çok şeyler vardır; mafyacılık vardır, ruhsatsızlık vardır, para vardır, tehdit vardır.

Haberin Devamı

Bu silahlı saldırı ne için yapıldı? Ne istiyorlar? Kimlerden güvence umuyorlar?

CHP Burdur Milletvekili Dr. Mehmet Göker ekranların önünde çok şey anlatıyor:

“Ben Hipokrat yemini ettim, her şeyi açık ve net bilmemiz gerekiyor. Bunun sorumlusu siyasettir. Maalesef gelinen nokta budur” diyor yüreklice.

Doktor olan eşiyle birlikte Burdur Yeşilova’da koronavirüs salgınıyla nasıl uğraştıklarını, sayılarla nasıl oynandığını anlatıyor. Çok kızgın ama korkusuz. Saldırıya uğrayan başkan ve eşinin yardımına koşuyor.

Manzarayı dinlediğinizde CHPliler öksüz müdür, sahipsiz midir diye düşünüyor insan. Hayır, aksine gelişmelerin üzerine korkusuzca gidiyorlar.

Ne diyelim, Allah korumuş... CHP’li belediyelerin işlerinin ne kadar zor olduğunu anlıyoruz.

Aynı gemideyiz” sözü havada kalıyor. Şefkat duygusu yitirilmiş midir? Siyaset bu mudur? Sonsuz bir iktidar anlayışı mı egemen oluyor Türkiye’de?

Haberin Devamı

Soralım, iktidar kanadından hastaneye bir telefon edilmiş, “Geçmiş olsun” denilmiş midir?

CHP örgütü hiç böyle bir şey görmemiş... Tabancalı saldırganlar, biliniz ki ‘mafya bozuntusu’dur.

Onların gözü oranın taşında, kumunda ve mermerindedir; yani taş ocaklarındadır. Bunların ‘tahsisi’ Ankara’dan yapılmaktadır. Ötesinde hiç kimseye ‘zırnık’ kaptırılmamaktadır.

Arkalarındaki desteği Burdur’da herkes biliyor! Ama gel de ‘ses’ çıkar.

BÜYÜKNOHUTÇULAR ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ

Üç yıl önceki yaşanan acı olayı da unutmayalım. Antalya Finike’de taş ocaklarına karşı verdikleri mücadele ile tanınan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çifti, Kızılcık Yaylası’nda öldürülmüşlerdi. Bu ülkede ekoloji yaşam alanı savunanların başına gelenleri üzüntüyle izliyoruz.

 GÜNÜN SÖZÜ

“VİRÜSLE mücadele cihan harbi gibi.” (Şükrü Hanioğlu-Princeton Üniversitesi, tarih profesörü)

CHP’DE KARADENİZLİ KAVGASI

DAHA önce ‘İBB’de liyakat mı, partizanlık mı’ diye yazmıştık. Eski Orhanlı Belediye Başkanı, CHP’nin şimdiki kurultay delegesi Cemil Ekşi, sosyal medya hesabı üzerinden isyan ediyor. Özetliyoruz: “Büyükşehir belediyemizin iştiraklerine yönetim kurulu üyelikleri atanıyor. Burada bir sorun var, CHP’ye emek veren, bedelini ödeyen gerçek partililer kenara itiliyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sesleniyorum: Süleyman sizsiniz, mühür sizde. Bilesiniz ki bir daha Tuzla’ya geldiğinizde bu örgüt ne söyleyeceğini bilir. Ben söylüyorum, yanlış yapıyorsunuz, elbet bir gün bedelini ödeyeceksiniz. Açıkça söylüyorum!”

Haberin Devamı

Ekşi, Canan Kaftancıoğlu’na da ‘laf’ çakıyor ve “Bugüne kadar medyada söyledikleriniz doğruysa arkasında durun. Sahtekârları ve riyakârları buralara getirmeyin!” diyor. Ekşiler, Rizelidir. Karadenizliler pek birbirlerini eleştirmezler ancak burada durum farklı.

AYDINLIK VE GÜZEL TÜRKİYE’M

PEN Türkiye Yazarlar Derneği, büyük önder Atatürk’ün milletin geleceği olarak gördüğü çocuklara armağan ettiği 23 Nisan’ı Haydar Ergülen’in yazdığı ‘1923 Nisan’ şiiriyle kutladıkları ilan etti. İşte bizi hüzünlendiren bu şiir:

“Çocukluk gibi bir şey bu gökyüzü/hiçbir yere gitmiyor” demiştiniz Edip Bey/o dediğiniz bizim üst kat komşumuzmuş meğer/100 yıldır yukardan bize gülümseyip duruyormuş/kapımıza süt koyar gibi her sabah güneşi yolluyormuş/ve akşamları ay oluyormuş, yıldız doluyormuş, geceleri rüya.../Ben de oturmuş 23 Nisan şiiri yazıyorum güya/yazmış işte gök, deniz, güneş, ay ve dünya/ona ekleyebileceğim ne var, olsa olsa/ey aydınlık, ey mavi, ey ışık ülkesi bin yaşa/ve Cahit Külebi’nin şiirindeki gibi “Sen de/Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin” demek o çocuğa/100 yıldır 23 Nisan’sın, yüzlerce yıl daha/doğ bize, fikrimize, gönlümüze/bağımsızlık ve özgürlük buluşsun bu güneş ülkesinde/“Gökyüzü gibi bir şey bu 1923 Nisan” diyelim/dileyelim 1923 kez kutlu olsun 23 Nisan/çocuklar gibi maviyle, iyilikle, neşeyle/halk mavisi bu Cumhuriyette...”

Haberin Devamı

TBMM’nin kuruluşunun 100’üncü yılında o Meclis sembolik bir hal almamış, işlevini yitirmemiş olsun isterdik...

HÂLÂ SİGARAYI BIRAKMADINIZ MI?

ÇEVREMİZDEKİ insanlara bakıyoruz; bazısı sigarayı bırakmış, bazısının ise hiç umurunda değil. ANAP döneminde Sağlık Bakanlığı yapan Bülent Akarcalı, Belçika’dan Türkiye’ye döndüğünde sigara karşıtlığı kampanyası yürütmüştü. Sonuç, elde var sıfır. Bu konuda en etkin kampanyayı Cumhurbaşkanı Erdoğan yürüttü. Ne yazık ki hâlâ umursamayan on binlerce kişi var.

Akarcalı, gönderdiği notta Harvard Üniversitesi bağışıklık bilim uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz’ın koronavirüsle sigara arasındaki bağ hakkında söylediklerini aktarıyor: “Çin’deki ölümlerin yüzde 80’i, ABD’de ölenlerin yüzde 85’i sigara içenlerden. Buna karşın iyileşen hastaların yüzde 90’ı sigara içmeyenler. Sigara içenlerde koronavirüsün hasarı, içmeyenlere göre 15 kat daha fazla.”

Haberin Devamı

Tedaviye alınıp vefat edenlerin sigara kullanıp kullanmadıklarını, iyileşip taburcu edilenler arasında oranın ne olduğunu öğrenmek hakkımız değil mi?

Yılda 120 bin vatandaşımızın erken ölümüne sebep olan, yalnız 2019’da 85 milyar TL kadar para harcatan bu müsibet için ‘Evde kal’ sloganının ‘Evde kal ve sigara içme’ye dönüştürülmesini diliyoruz.

BİLİYOR MUSUNUZ?

180 BİN BERBER DESTEK BEKLİYOR

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır’ın Türkiye’de 108 bin berber ve kuaför bulunduğunu belirterek, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a “Kayıtlı bulunan bu kuaför ve berberlerin kaçı kirada, kaçı kendi işyerlerindedir? Kaç kuaför ve berberimiz kredi kullanmıştır?” diye sorarak “Pandemi süresince kuaför ve berberlerin Bağ-Kur ödemeleri hükümet tarafından karşılanmalı; kira, elektrik, su, doğalgaz ödemeleri için destek verilmeli, temel ihtiyaçları için yardım yapılmalı” dediğini...

Yazarın Tüm Yazıları