Yeni küresel dalgaya hazır olun!

BİR önceki yazımda Danimarka’nın Silikon Vadisi’ne büyükelçi atayan ilk ülke olduğunu yazmıştım. Başka birçok ülkenin de bu konvoya hızla katılacağını söyleyip, eklemiştim: “Biz de yeni teknoloji çağına hızla uyum sağlamalıyız. Ve işe Silikon Vadisi’ne büyükelçi atayarak başlamalıyız.”

Haberin Devamı

Peki ama niye? Silikon Vadisi’nde ne işimiz var? Teknoloji bizim için neden bu kadar önemli?

TEKNOLOJİ VE DIŞ POLİTİKA

ÇÜNKÜ: Bir ülkenin dünya üzerindeki konumu, artık teknolojiyi ne kadar iyi kullandığıyla çok bağlantılı.

Herşeyden önce, dış politika teknolojiden gittikçe daha fazla etkileniyor. Diplomasinin bir ayağı geleneksel, yani hükümetler arasında. 2’nci ayağı ise kamu diplomasisi. Bir diğer deyişle; hükümetlerle toplumlar arasında. İşte bu da artık neredeyse tamamen teknolojinin boyunduruğu altında.

Artık dış ilişkiler ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden yönetiliyor. Bu yüzden birçok gelişmiş ülkede dışişleri bakanlıkları, “dijital diplomasi” ya da “teknoloji-diplomasi” adlı birimler oluşturuyor. Kendi politikalarını başka toplumlara sosyal medya üzerinden duyurmak için stratejiler geliştiriyorlar. Bizde ise ne yazık ki böyle bir yapılanma henüz yok.

*

Haberin Devamı

2’ncisi: İçinde bulunduğumuz yeni teknoloji çağı, dış politikayı ciddi şekilde dönüştürdü. Çünkü dış politikanın temeli olan güvenlik anlayışını değiştirdi. Bugün “siber güvenlik”, ülkelerin baş etmekte en çok zorlandığı alan. Rusya’nın Amerikan seçimlerine müdahalesi gibi...

İşte bu yeni güvenlik açığı da, ülkeleri eskisine göre çok daha kırılgan ve savunmasız hale getirdi. Dahası; bir ülkenin kendi ürettiği bir virüs, daha sonra kendisine karşı kullanılabiliyor. Mesela geçtiğimiz hafta ABD’de Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın (NSA) ürettiği bir virüs, NSA’nın sisteminden çalındı. Ve NSA başta olmak üzere ABD’de birçok kurumun bilgisayarını kilitledi.

İşte bu da, siber güvenlik alanında yepyeni bir yapılanma gerektiriyor.

YENİ KÜRESEL DALGA: TEKNOLOJİ

3’üncüsü; teknoloji artık bir ülkenin diğer ülkelerle ilişkisini ve dünyadaki yerini kökten etkiliyor. Çünkü uluslararası ilişkilerin temeli, dünyadaki güç dengesi. Teknoloji de artık dünya dengelerini değiştirecek potansiyelde.

EDAM (Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi) Başkanı Sinan Ülgen, “Dünyada karşılaştığımız son küresel dalga, küreselleşmeydi. Ve bu dalga dünyayı kökten değiştirdi. Bazı ülkeler bu dalga üzerinde yükseldi. Ve bu dönemde güç yavaş yavaş Batı’dan Doğu’ya doğru kaydı” diyor. Bu dalganın hem ülkelerin içinde (iş dünyasında), hem de dünyada kazananları ve kaybedenleri olduğunu hatırlatıyor.

Haberin Devamı

Ülgen, “Siber Dünyayı Yönetmek” kitabında, “Şimdi ise yeni bir küresel dalgayla karşı karşıyayız” diyor. Ve bu teknoloji dalgasının da kaybedenleri ve kazananları olacağını öngörüyor. Ona göre önümüzdeki 10 yıl içinde ülkelerin dünyadaki konumunu büyük ölçüde bu döneme sağladıkları uyum belirleyecek.

*

Dolayısıyla teknolojiyi iyi kullananlar ve üretenler, bu yeni dönemin güçleri olacak. Diğerleri ise onlara ve bu yeni teknolojilere tabi... Mesela geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği (AB), Google’a 2.5 milyar Euro ceza kesti. “Haksız rekabet” gerekçesiyle. Ülgen’e göre AB’nin bu adımı, “bir Google çıkaramamış olmaktan” kaynaklanıyor. Avrupa ABD’ye göre sosyal ve ekonomik olarak çok daha muhafazakâr. Google gibi devler ise daha çok ABD ve Çin’den çıkıyor.

Haberin Devamı

YENİ ÇAĞIN GEREKLERİ

ÜLGEN’e göre bu çağa ayak uydurmanın ise 3 yolu var. Biri, eğitim reformu yapmak. Yani ezbere dayalı eğitimden, sorgulayan ve sorunlara çözüm arayan eğitim anlayışına geçmek. 2’ncisi; yenilikçi fikirlere açık olmak. Mesela bugün yaygın olarak kullanılan “Uber” uygulaması, taksilerin tekelini kırmış bir sistem. Dolayısıyla mevcut düzeni kıran fikirleri kucaklamak önemli.

3’üncü de; bu çağa uyumlu eko-sistemi yaratmak. Yani mesela Ankara’ya göre aykırı bir çizgi de izleseler, Twitter, YouTube ve Wikipedia gibi dijital mecraları toptan kapatma yoluna gitmemek. Zira bu tip uygulamalar bizi bu yeni eko-sistemin tamamen dışına çıkarıyor.

*

Haberin Devamı

Ancak hepsinden önemlisi, böyle bir “dijital gündemi” yaratmak ve canlı tutmak. Türkiye’de bu gündemin özel sektörde destekçileri var. Bunun en başında da “Bilim Şenlikleri” gibi çalışmalarla bilimi destekleyen Türk Hava Yolları (THY) geliyor. Ne var ki kalıcı bir teknoloji politikamız olabilmesi için, bunun bir “siyasi şampiyonu” olması şart. İktidarın bunu sahiplenmesi, bunun için de öncelikle bir bakanlık oluşturması ve Silikon Vadisi’ne bir “teknoloji elçisi” ataması elzem.

Aksi takdirde bu yeni dalganın altında kalmamız kaçınılmaz görünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları