Şimdi Esad gidecek mi?

ÖNCE Suriye’den kimyasal saldırı haberi geldi. Daha “kim yaptı, neden yaptı, şimdi ne olacak” derken... Hemen ertesi gün ABD’nin Suriye’yi vurduğu haberini aldık. Böylece Washington, 7’nci yılına giren Suriye savaşına ilk kez etiyle kemiğiyle müdahil oldu.

Haberin Devamı

OPERASYON ESAD’I AŞIYOR

AKLIMIZA ilk gelen soruyla başlayalım: Yeni Başkan Trump, bu operasyonla kimi hedef aldı? Tabii ki her şeyden önce Esad’ı. Çünkü vurulan askeri üs, rejime ait. Ve İdlib’deki kimyasal saldırıyı düzenleyen uçakların kullandığı söylenen üs.

Ancak tek hedef Esad değil. Zira bu üste Rus askerleri ve helikopterlerinin de olduğu biliniyor. Zaten Pentagon, üssü vurmadan önce Rusya’yı askerlerini çekmesi için uyardığını söylüyor. Yani bir nevi “Buradan çekil, yoksa vurulursun” mesajı vermiş oluyor. Dolayısıyla her ne kadar Rus askerleri hedef alınmadıysa da, ABD Rusya’ya resmen teğet geçmiş oldu.

*

Bu kısıtlı operasyon, aslında sahada birşey değiştirmedi. Büyük bir zaiyat da vermedi. Dahası, önceden Moskova’nın ve Şam’ın askerlerini çekmesinin sağlandığı anlaşılıyor. Bu yüzden bu operasyonun asıl hedefi, siyasi. Ve sembolik olarak çok önemli. Çünkü hedefi Esad’ı çok aşıyor.

Haberin Devamı

Şöyle ki: ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, önümüzdeki hafta Moskova’da Rus lider Putin’le görüşecek. Belli ki, Trump buradaki pazarlıklarda elinin güçlü olmasını istiyor. Böylelikle Rusya’dan koparacağının en fazlasını koparmayı hedefliyor. Ve öyle görünüyor ki Trump, Rusya’nın bu dilden yani askeri güçten anladığını düşünüyor.

TRUMP NEYİN PEŞİNDE?

PEKİ Trump ne koparmak istiyor? ABD Başkanı hem seçim kampanyasında, hem başkan olduğundan bu yana dış politikada en çok İran karşıtlığını öne çıkardı. Tahran’ın bölgedeki, ama özellikle Irak ve Suriye’deki etkisini kırmak istiyor. Rusya ise, İran’la birlikte Esad’ın arkasındaki en büyük destekçi. Trump şimdi Putin’le anlaşıp İran’ın Suriye’den çekilmesini sağlamak istiyor olabilir.

Rusya için asıl önemli olan ise, Suriye’de son 6 yılda elde ettiği çıkarları yani üslerini koruyabilmek. Bunun sağlanması karşılığında, İran’la iş tutmaktan vazgeçebilir. Kaldı ki, zaten Rusya için İran aynı zamanda bölgesel bir rakip. Ve Trump İran’ı sıkıştırdıkça, Tahran’ın Moskova’ya bağımlılığı artıyor. Bu yüzden Putin’in eli, İran’a karşı her zamankinden güçlü. Dolayısıyla Trump’ın müdahalesine kapı aralayabilir.

Haberin Devamı

ABD’nin iç ve dış politikası üzerine uzmanlaşan Dr. Mehmet Yeğin’e göre; eğer iki lider orta yolda buluşursa, Trump Suriye’deki İran askerlerini ve Şii milisleri de hedef almaya başlayabilir. Ve mesele işte o zaman Esad’a gelebilir. ABD ve Rusya anlaşırsa ve Rusya Esadsız bir Suriye’de çıkarlarını koruyabileceğinden emin olursa: Anlaşmaları, Esad’ın uzaklaştırılmasını kapsayabilir.

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

OPERASYONUN hedefi bununla bitmiyor. Trump bu müdahaleyle Rusya’nın imajını da ciddi şekilde zedeledi. Eski Başkan Obama’nın Suriye’yi tamamen teslim ettiği Rusya’ya, “artık buraların tek hakimi sen değilsin” mesajı verdi. Böylelikle tüm dünyaya da rüştünü ispat etmek istiyor.

Haberin Devamı

Zira Trump’ın şu anda hem ABD içinde, hem dış dünyaya yönelik güç gösterisine ihtiyacı var. İçeride Trump-karşıtı rüzgâr devlet kurumlarında da güçleniyor. Dışarıda ise; Rusya ile bağlantısı olduğu iddiası, “Yoksa Rusya Trump’ı yönetiyor mu” şüphesini doğurdu.

Bu yüzden şimdi DEAŞ’a karşı bir başarı hikayesi de yakalamak istiyor. Bunun için de Suriye’de sahadaki en hakim güç olan Moskova’nın onayına ve desteğine ihtiyacı var. Bu nedenle Rusya’yla gerilimi çok tırmandırmak istemeyecektir.

*

Böyle bir operasyonun son dakikada planlanmış olması ise çok düşük bir ihtimal. Belli ki Trump, kimsayal saldırıyı zamanlama olarak kullandı. Böylelikle operasyonun uluslararası meşruiyetinin sorgulanmasının önüne geçti. NATO’nun bu müdahaleye destek veren açıklaması da bunu gösteriyor.

Haberin Devamı

Gerçi Mehmet Yeğin, bu konuda uyarıyor. “Eskiden ABD, eski Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın dediği gibi “eğer kırarsan, bedelini ödersin” anlayışındaydı. Tıpkı seramik satan bir mağazada olduğu gibi. Oysaki Trump, “kırsan da ödemek zorunda değilsin” zihniyetinde. Yani ne uluslararası meşruiyet peşinde. Ne de müdahale edilen yeri daha sonra derleme toparlama derdinde” diyor.

Tam da bu yüzden bundan sonrasında da ani, güçlü ve hiç beklenmeyen hamleler gelebileceğine dair uyarıyor.

Yazarın Tüm Yazıları