- Sağlık sektörüne 1991’de ilk hastanenin yüzde 10 ortağı olarak adım attım. 1993’de hisselerin geri kalanını alırken şirketin değeri 2 milyon dolardı.
Yarışmada karşısına çıkacağı jürideki isimlere baktı:
- Hüsnü Özyeğin (Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı), Suzan Sabancı Dinçer (Akbank Yönetim Kurulu Başkanı), Emine Kamışlı (Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı), Zeki Konukoğlu (Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı), Erol Bilecik (Index Grup CEO’su), Nevzat Aydın (Yemeksepeti.com CEO’su).
Sonra Acıbadem Sağlık Grubu’nun bugün ulaştığı noktayı düşündü:
- 16’sı Türkiye’de 6’sı yurtdışında (Bulgaristan, Makedonya, Hollanda) 22 hastane, 15 tıp merkezimiz var. Grubun değeri 3 milyar doları buluyor.
2008’de attığı adımı anımsadı:
- Acıbadem Holding’in yüzde 50’sini Abraaj’a devrettim. Abraaj’la birlikte büyümeyi sürdürdüm.
2011’deki stratejik ortaklık operasyonu üzerinde durdu:
- Bir Ömür Böyle Geçti...
Coşkun’un hayat hikâyesinin yer aldığı 3 ciltten, “İstanbul Sanayi Odası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Sivil Toplum Kuruluşları”ndaki çalışmalarını anlattığı 2’nci kitabı okurken Hürriyet gazetesinin sürmanşetinden kupür gördüm:
- Baş patron bir bekçi oğlu...
Coşkun’un 31 Mayıs 1986’da TOBB Başkanlığı’na seçimi öncesindeki kulisler, kitaba şöyle yansımıştı:
- Süleyman Demirel’in adayı olarak Denizli Oda Başkanı Feridun Alpat, ATO’dan Güngör Yener, Turgut Özal’a yakın çevrelerden İstanbul Ticaret Odası Başkanı Nuh Kuşçulu öne çıkarılıyordu. Ege Bölgesi Sanayi Odası’ndan Ersin Faralyalı ileri sürülse de aday olamayacağını ben biliyordum. Onun yerine İbrahim Bodur’un yakın arkadaşı Şinasi Ertan öne çıkarılıyordu.
Kulis bilgileri arasında şu isimler de vardı:
- Birçok isim ortalıkta dolaşıyordu. Bunlardan bazıları da Sakıp Sabancı, Rona Yırcalı, İzmir Ticaret Odası Başkanı Dündar Soyer’di.
- Üniversitelerin tekstil bölümlerini tercih eden öğrencilerin sayısı sürekli düşüyor. Üniversiteler tekstille ilgili bölümlerini kapatabilir.
Çözüm için şu ortak görüş oluştu:
- Öğrencilerin tekstil bölümlerine yönelmesini sağlayacak formül geliştirmek gerekiyor.
Derken Temmuz 2018’de Yükseköğretim Kurulu’nda (YÖK) bir toplantı gerçekleşti:
- Tekstil mühendisliği algısının yükseltilmesi.
Toplantıda şu kurumların temsilcilerinin yer aldığı çalışma grubu oluşturuldu:
- İTÜ, Ege, Marmara, Çukurova, Uludağ ve Kahramanmaraş üniversiteleri ile başta İstanbul olmak üzere farklı bölgelerin tekstil ve konfeksiyon ihracatçı birlikleri İTHİB, İHKİB, UTHİB, UHKİB, DENİB, ATHİB, EİB ve TTSİS.
Geçen hafta
- Yaşamdan Sağlık İksirleri.
Kitabın arka kapağındaki tanıtımda şu bölüm dikkatimi çekti:
- Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp ile sağlıklı yaşam için öneriler oldukça fazla kullanılıyor. Modern tıbbın günümüzde ulaştığı nokta ortada. Bu kitaptaki bilgiler tavsiye niteliğindedir. Hastalık durumunda doktorunuza danışarak buradaki bilgileri kullanmanızı tavsiye ederiz.
Daha önce İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Biyokimya Anabilim Dalı öğretim üyesi olan Prof. Karabulut, acı kayısı çekirdeği üzerinde yaptıkları araştırmalarda yol aldıklarını belirtti:
- Acı kayısı çekirdeğinin karaciğer hasarları üzerine etkilerine, kanser hücreleri üzerindeki etkilerine baktığımızda çok güzel sonuçlar ortaya çıktı.
Araştırmaya dayandırdığı iddiasını ileri taşıdı:
- Yaptığımız bilimsel çalışma ve deneyler sonucunda acı kayısı çekirdeğinin kanser hücrelerini öldürdüğünü gördük.
Araştırmadan şu detay bilgiyi paylaştı:
- Hidromek, dünyada bir ilki başardı. İlk elektrikli iş makinesini yaptı. Bauma’da sergiliyor.
Mesajı ve fotoğrafı görünce Hidromek’in kurucusu rahmetli Hasan Basri Bozkurt’la 1.5 yıl önce Paris’teki fuarda yaptığımız sohbeti anımsadım:
- Elektrikli ekskavatör üretmek için yaptığımız çalışmaların sonuna geldik.
E-Mak’ın davetiyle gittiğim Bauma’da Hidromek standına uğradım. Elektrikli ekskavatörü incelerken konuşmaya başladı:
- Merhaba, ben Hicon. Geleceğin elektrikli makinelerini temsil etmek için buradayım. Yüzde 100 elektrikle çalışan, çevre dostu, akıllı bir şehir ekskavatörüyüm.
Makine ardından enerji verimliliğinin altını çizdi:
- Elektrikli motorum sayesinde enerjimi yüzde 97 verimli kullanıyorum. Bakım maliyetim dizel motorlu araçlara göre daha düşük.
ASFALT makineleri üreticisi Simge Group ve bağlı şirket E-Mak Makine’nin kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Nezir Gencer, Münih’te gerçekleşen iş, inşaat ve madencilik makineleri fuarı Bauma’daki standında yazdığı kitabı gösterip, “agrega”nın öneminden söze girdi:
- Elmsa olmazsa olur. İnci olmazsa olur. Ancak, “agrega” (kum, çakıl, kırma taş gibi malzemelerin genel adı) olmazsa hiçbir şey olmaz. “Agrega” demek, ev, okul, hastane, fabrika, yol, baraj, köprü, tünel demektir. Kısacası “agrega” demek, dünya demektir.
Taş ocaklarına, agrega fabrikalarına yakın oturanların, doktorların ortak kanısının altını çizdi:
- Taş ocakları, agrega fabrikalarından çıkan toz kanser yapıyor. Çevreye de çok zarar veriyor.
Bursa Başköy’deki taş ocağını işletmeye başlattıkları dönemde bu şikayetlere yakından tanık ve muhatap olduklarını belirtti:
- Şikayetleri ortadan kaldırmak için 1974’de Karayolları’nda çalıştığım dönemde ilk üretimini yaptığım asfalt plenti (asfaltı fabrikası) üzerinden konuya kafa yormaya başladım.
“Tozu önlemenin yolu ona sahip çıkmaktır” mantığı ile yola çıktığını kaydetti:
- Sonunda buraya 70 TIR’la getirip kurduğumuz
- 13 Nisan 2019 Cumartesi sabahı Darülaceze’de bir buluşma var, katılırsanız sevinirim.
Ardından Darülaceze Başkanı Hasan Cebeci imzalı davetiye elime ulaştı:
- T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve İdare Meclisi Üyemiz Necmeddin Bilal Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşecek “Dünü, Bugünü ve Yarını ile Darülaceze” programı ve “Sosyal Hizmet Şehri Projesi”nin tanıtımına bekliyoruz.
Programın başında Darülaceze’deki dönüşümü, hizmet iyileşmesini anlatan kısa filmler izledik:
- Darülaceze, 1895’te II. Abdülhamid tarafından kuruluşundan bugüne 30 bini çocuk, 100 bin kimsesizi ağırladı.
Ardından İstanbul Okmeydanı’ndaki kompleksin otopark alanında gerçekleşecek proje ekrana yansıdı:
- 35 bin metrekarelik projede yurt, ticari alanlar ve otopark olacak. Bu proje, Darülaceze’ye sürdürülebilir gelir kapısına dönüşecek.
- Geçen hafta Paris’te UNESCO’nun Türkiye ve Macaristan Daimi Temsilcilikleri tarafından “Türkiye- Macaristan ilişkileri ve Gül Baba Türbesi”nin ele alındığı bir konferans vardı.
Türbenin 2 yıllık restorasyonun ardından geçen ekim ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban tarafından açıldığını anımsatıp, konferansın katılımcılarına işaret etti:
- Türkiye’nin UNESCO Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Altay Cengizer, Türkiye’nin Paris Başkonsolosu Görkem Barış Tantekin, tarihçi-yazar Prof. İlber Ortaylı, tarihçi Peter Kövecsi Olah, Yunus Emre Enstitüsü Paris Müdürü Dr. Ahmed Bakcan.
Gül Baba Türbesi’nin Macaristan ve Türk halkı için önemli bir kültürel miras olduğunu belirtti:
- UNESCO gibi milletler üstü bir organizasyonda Gül Baba Türbesi’ne yer verilmesi bizi gururlandırdı.
Gül Baba’nın özelliklerinin altını çizdi:
- Gül Baba, bütün din, mezhep ve etnik gruplardan olanlara kucak açan, ayrımcılığa karşı durup insanları sevgiyle kucaklayan önemli bir derviş. Macaristan ve Türkiye arasındaki sevgi bağını, hoşgörüyü, birlikte yaşayabilmenin tohumlarını asırlar önce, 1541’de gönüllere serpen, Hıristiyanlar tarafından da kucaklanan bir gönül adamı.
