12 milyar doları İran sınırına çuvallarla götürüp kaçayım mı

BORSA İstanbul Başkanı İbrahim Turhan’ın Merkez Bankası’nda dış ilişkilerden sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüğü günler...

Haberin Devamı

ABD’nin “Finansal İstihbarat”tan sorumlu Hazine Bakanlığı Müsteşarı David Cohen’in Turhan’la görüşmesi vardı:
- İran’a para transferini durdurmanızı bekliyoruz.
Cohen, bu talep ve uyarıyı bildirmek üzere Merkez Bankası ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kapısını sık sık aşındırıyordu. Turhan, Cohen’e yine Türkiye’nin İran’la ticari ilişkisinin enerji ayağını anımsattı:
- İran’dan yılda 12 milyar dolarlık gaz alıyoruz. Parasını ödemek zorundayız. Ya bize o gazı aynı koşullarda alacak başka yer bulun ya da bu paranın transferine şüpheci yaklaşmayın.
Cohen ısrar edince Turhan sordu:
- İran’a 12 milyar dolarlık ödemeyi bankacılık sisteminden yapmayacaksam nasıl bir formül bulayım? 12 milyar doları çuvallarla İran sınırına çaktırmadan bırakıp kaçayım mı? İran, paraları sınırdan mı alsın?
World Economic Forum’un-WEF (Dünya Ekonomik Forumu) “Gelecekteki Bölgesel Kalkınma İçin Kaynakların Ortaya Çıkarılması” başlıklı özel İstanbul toplantısı öncesinde Arzuhan Doğan Yalçındağ (Doğan TV Yönetim Kurulu Başkanı)-Mehmet Ali Yalçındağ’ın (Yandex Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı) WEF Başkanı Klaus Schwab onuruna evlerinde verdikleri davette Turhan ve Doğuş Holding CEO’su Hüsnü Akhan’la sohbet ederken Denizbank CEO’su Hakan Ateş yanımıza geldi. Ateş, Cohen’le ilgili bir konuyu aktarınca Turhan, Merkez Bankası günlerindeki görüşmeleri anımsadı:
- İran, ödemelerimiz için altın formülü üzerinde de o günlerde çok durdu. Kendilerine, “Türkiye’nin o kadar altın üretimi yok. Bu iş için gereken altını ithal etmek durumundayız. Formül uygulanabilir değil” dedim.
İran’ın altın konusunu kendisine 4-5 kez açtığını belirtti:
- Her seferinde İran’la altın trafiğine dayalı ödeme sisteminin ülkemiz için iyi olmayacağını söyledim. Bunu hükümete de aktardım.
O görüşmelerden birinde İran’a önerdiği başka formüle değindi:
- İran tarafına, “Size Türkiye Cumhuriyeti Hazine tahvili verelim” dedim. Bu yöntem gündeme gelseydi İran’a, “Bizim tahvilleri silah alımı ve benzeri işlerde kullanmak yok” şartını koyacaktık.
Araya girdim:
- Altın formülünü size Rıza Sarraf mı önerdi?
- Hayır. İran Merkez Bankası yetkilileri önermişti
.
Sarraf’ın içinde olduğu Türkiye-İran altın trafiği üzerinde durmadı, Cohen’le görüşmesine döndü:
- Cohen, “12 milyar doları çuvallarla İran sınırına mı bırakayım?” örneği ile durumumuzu çok iyi anladı.
İran’la altın trafiği işine bürokraside, hükümette ilk kafası yatan kim oldu acaba?

Haberin Devamı


Zile 3 kez vurana o para verilir mi

Haberin Devamı

ARZUHAN Doğan Yalçındağ-Mehmet Ali Yalçındağ’ın WEF Başkanı Klaus Schwab onuruna verdikleri davette, Türkiye’nin ünlü orekstra şefi Gürer Aykal, orkestra yönetmenin inceliklerini anlattı:
- 60 kişilik orkestrada 16 keman sanatcısı vardır. Biri, “Birinci keman”dır. Şef, sahnedeki her sanatçıya orkestradaki önemini bakışıyla, işaretleriyle hissettirmelidir. Aksi halde uyumu sağlayamaz.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yönettiği günlerden bir anı aktardı:
- O dönemde farklı kültür bakanları, müsteşarlar ve bürokratlarla çalıştım. “Saydım, zil sanatçısı konserde zile sadece 3 kez vurdu. Ona, keman sanatçısıyla aynı maaş verilir mi” diyen çok oldu. Hep o sanatçının zamanında ve gereken ahenkte zile vurmasının önemini anımsattım.
Ardından orkestraların ülkeler için önemine değindi:
- Orkestra, uygarlıktır, çok sesliliktir, demokrasiyi anlamak, kavramak demektir. Çok sayıda orkestrası olan ülkelerde demokrasinin üst düzeyde geliştiğini, oturduğunu görürsünüz. Şeflerin orkestrayı yönettiği sıradaki hareketleri, uluslararası işaret ve dildir. Orkestra şefleri savaşları engeller.
Sözünü şu çağrıyla bağladı:
- Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında orkestra sayısının 40’a ulaşmasını hayal ediyorum. Şu anda 10 bile yok. Mevcut orkestralara sahip çıkın, konserlerini izleyin.
Aykal’a kulak verelim...

Yazarın Tüm Yazıları