Yapay zekânın ‘kara maddesi’ keşfedildi

Yapay zekânın insan zekâsına yaklaşabilmesi için ‘kara maddenin’ yani sosyal etkileşimin şart olduğu belirtiliyor. Ancak sosyal etkileşim söz konusu olduğunda insana yetişemeyeceği de bir gerçek. Öyleyse yapay zekâya karşı hayatta kalma mücadelemizde ne kadar sosyal ve birlik halindeysek o kadar varız!

Haberin Devamı

Homo sapiens, Türkçesiyle ‘zeki insan’ sahip olduğu zekâyı çevresiyle ileri düzeyde etkileşime girebilmesine yani sosyal bir varlık olmasına borçlu. Temel hayatta kalma koşulları sağlandığı andan itibaren sosyal zekâ, bilinç düzeyinin çok katmanlı işlemesini sağlayarak düşünen insanı sofistike bir varlık haline getiriyor... Yapay zekânın günün birinde insan zekâsıyla boy ölçüşür hale geleceğinden her zaman söz edilir. Bir bakıma doğru… Ancak Montreal Üniversitesi’nden iki araştırmacının ay başında yayımladığı makaleye bakıldığındaysa bu pek kolay bir mesele değil; evvela sosyal etkileşim bariyerinin aşılması gerekiyor. Araştırmacılar buna yapay zekânın ‘kara maddesi’ diyorlar.

Sosyal öğrenimin zekâ gelişimi için neden önemli olduğunu açıklarsak yapay zekânın insanla rekabetinin aslında ne derece zor olduğunu anlamamız kolaylaşır. Bilgisayar bilimi, yapay zekâ ve psikiyatri alanlarında uzman Samuele Bolotta ve Guillaume Dumas imzalı makaleye göre insanın zihinsel işlevleri genetik aktarımla şekillenmekten ziyade, sosyal etkileşimle gelişen ‘bilişsel araçlardan’ oluşuyor. Sosyal canlılar, doğumlarından itibaren kendi türlerini çevreleri hakkında bilgi toplamaya yarayan araçlar olarak kullanıyorlar.
Yani ilk etkileşime girdiğimiz ebeveynlerimiz ve diğerleri çevrenin zorlayıcı koşullarına etkili karşılık verebilmemize yardım ediyorlar. Aynı zamanda kendi başına deneme, yanılma gibi vakit ve enerji harcayan süreçlerin azalmasına imkân sağlıyorlar.

Haberin Devamı

Yapay zekânın ‘kara maddesi’ keşfedildi

AVERAJ ZEKÂNIN GERİSİNDE

Güncel araştırmalara göre sosyal öğrenme dört ana kategoride gerçekleşiyor. Kopyalama: Gözlemci olan diğerlerinin eylemlerini veya davranış sonuçlarını bire bir kopyalıyor. Olanak sağlayıcı öğrenme: Sosyal bir canlı, çevre koşullarının veya nesnelerin nasıl kullanılacağını diğer canlıları gözlemleyerek öğreniyor. Gözleme dayalı koşullama: Bir başka canlının davranış biçimi, öğrenen canlının uyarıcı bir etkenle daha önce bilinmeyen bir ilişkiyi fark etmesini ve kendi davranışını biçimlendirmesini sağlıyor. Arttırma: Öğrenen canlı belirli nesnelere veya konumlara odaklanmayı diğerlerinden görüyor ve aynı odağı kendi yaşamında uygulamaya başlıyor. Genelgeçer bir kavramı da eklemekte yarar var; çevre sürekli olarak bireyin davranışlarıyla değişir ve bireyin davranışları çevredeki değişimlerle şekillenir. Bu kusursuz alma-verme dengesi, durmaksızın her ‘an’ gerçekleşmeye devam eder.

Haberin Devamı

Gelelim konunun yapay zekâyla ilişkisine… Yapay zekâ, daha gerçekçi tabiriyle ‘makine öğrenimi’ şöyle gerçekleşiyor: Yapay zekâ mevcut koşulları kaydediyor ve kıyaslama yöntemiyle yeni koşullara nasıl yanıt vereceğini öğreniyor. Yapay zekânın ilerleyebilmesi için kendisine sürekli yeni girdiler, yeni koşullar sunulması gerekiyor. Yani depolama ve işlemci kapasitesine bağlı olarak yapay zekâ ne kadar aktif olursa o kadar öğreniyor.

Şimdi bir insanı düşünün; uykudan uyandığı andan gözünü kapatana dek doğrudan ve dolaylı olarak onlarca insanla etkileşime girer. Sosyal medya, mesajlaşmalar, izledikleri, dinledikleri ve okudukları da cabası… Gözlemlediği deneyimleri kendi hafızasındaki anılarla eşleştirip çoğaltarak her yeni olaya farklı bir davranış biçimi geliştirebilir. Bunun ne kadar çok katmanlı bir bilinç faaliyeti yarattığını sezebilirsiniz. Bilinç, bildiğini bilmek, bildikleriyle yeni kavramlar yaratabilmek demektir. Yapay zekânınsa insandan en büyük eksiği bilinç; belki de asla sahip olamayacağı bir yeti… Yapay zekânın sürekli girdilere ihtiyaç duyduğunu söylemiştik... İnsanın sahip olduğu kesintisiz girdi akışı ve çok katmanlı ilişkilendirebilme kabiliyetiyle kıyaslandığında, averaj zekânın bile ne kadar gerisinde kalacağı anlaşılabilir.

Haberin Devamı

Yapay zekânın insandan üstün olduğu kabiliyetler elbette mevcut. Olasılıkları hesaplama gücü, satranç ve Go gibi sofistike oyunlarda onu yenilmez hale getirdi. Hava tahminlerinden kuantum araştırmalarına kadar ileri düzey bilimsel ve teknolojik çalışmalarda daha kesin sonuçlara ulaşmamızı sağlıyor. Binlerce insan arasından aranan kimselerin yüzünü bir çırpıda tanıyabiliyor. Tercihlerimize uygun nokta atışı öneriler sunabiliyor. Yine de konu sosyal etkileşime geldiğinde insana kıyasla yetersiz kalıyor.

Araştırmacılar, yapay zekânın insan zekâsına yaklaşabilmesi için ‘kara maddenin’ yani sosyal etkileşimin şart olduğunu belirtiyor. Sosyal etkileşim, bilindiği üzere sözlü iletişimle sınırlı değil. Beden dili, duruşlar, dokunuşlar, kokular, bakışlar ve ses tonlamaları sosyal etkileşimin bütününü oluşturuyor. Makalede yapay zekânın insanlarla ‘anlaşabilir’ hale gelmesi için bir bedene ve duyu sensörlerine ihtiyaç duyacağı anlatılıyor. Son dönemde robotların ön plana çıkması bu savı doğrular nitelikte. İnsansı duygusal mimiklere sahip androidler yakın zamanda viral olmuştu… Robot ellerin gelişmiş marifetlere kavuşması, insan gibi atlayıp zıplayabilen hatta beden dilini kopyalabilen robotların varlığıyla da yapay zekânın sosyal etkileşim yönünde desteklendiğini görüyoruz.

Haberin Devamı

Yapay zekânın gelecekte belirli meslekleri insanların elinden alacağına dair yaygın bir kanı var... Belirli sahalarda kaçınılmaz olduğu doğru. Fabrikalardaki otomatize işler, hesaplama tabanlı finansal ve bilumum meslekler, veritabanına dayalı avukatlık konuları ve tercümanlık gibi pek çok işi yakın gelecekte yapay zekâya devredeceğiz. Ancak sosyal etkileşim söz konusu olduğunda her zaman insanın gerisinden gelmeye devam edecek. Öyleyse yapay zekâya karşı hayatta kalma mücadelemizde ne kadar sosyal ve birlik halindeysek, o kadar varız!

KARA MADDE

Tüm evreni bir arada tuttuğu ve oluşumunu sağladığı düşünülen, evrenin yüzde 85’ini oluşturduğu varsayılan madde. Kara denmesinin sebebiyse atomlar gibi elektromanyetik alanlarla etkileşime girmediği için doğrudan gözlemlenemiyor ve kolay tespit edilemiyor oluşu.

Haberin Devamı

Yapay zekânın ‘kara maddesi’ keşfedildi

ELON MUSK: “TESLA ROBOTLARI İNSAN ZEKÂSINI GEÇEBİLİR”

Elon Musk, son attığı tweet’lerden birinde Tesla robotlarının ileride AGI (yapay genel zekâ) seviyesine ulaşabileceğini vurguladı. Tesla otomobillerinin sürekli dışarıyla etkileşimde olmasının buna olanak sağladığını belirten Musk, yakın zamanda tanıtılan Tesla Optimus android robotunun sosyal etkileşimle bu gücü destekleyeceğini belirtti. Yukarıda sözü geçen makaleyi okumuş olması muhtemel Musk’ın ‘hangi gelecekten’ bahsettiğiyse bir muamma... Ne de olsa, belki bin yıl sonra olabilecek Mars’ta hayatı canlandırma fikriyle bile bugünden şirketinin değerini arttırabilen birinden söz ediyoruz…

 

Yazarın Tüm Yazıları