Artık sana sana sana muhtaç değiliz petrol!

Dünyanın beşinci en büyük fosil yakıt üreticisi Shell’in yaptığı açıklama, petrol devrinin sona yaklaştığını gösteriyor. 2035’e kadar yatırımların önemli kısmı yenilenebilir ve temiz enerjiye aktarılacak. Bu önemli bir adım ama iklim krizini durdurmak için daha çok adım atmak gerekiyor.

Haberin Devamı

Artık sana sana sana muhtaç değiliz petrol

Ajda Pekkan, dillerden düşmeyen, bol hicivli ‘Aman petrol, canım petrol” sözleriyle bilinen ‘Petrol’ (Beste: Attila Özdemiroğlu, Güfte: Şanar Yurdatapan) şarkısıyla ülkemizi Eurovision’da temsil edeli tam 41 yıl olmuş... Petrolün amansız üstünlüğü ve erişilmezliği karşısında toplumsal çaresizliğimizi aşk diliyle dünyaya duyurması hayranlık uyandırıcı! Sanatçımızın Avrupa’ya yönelttiği protest mesaj günümüzde halen evrenselliğini koruyor... Neyse ki bugünleri gördük. Sonunda Ajda Hanım’ın da rahat bir nefes alma vakti geldi; “Artık sana sana muhtaç değiliz petrol!”

Elbette bu şarkının sözlerini tamamen tersine çevirmek için çok erken. Yine de dünyanın beşinci en büyük fosil yakıt üreticisi Shell’in hafta başında yaptığı açıklama sonun yaklaştığını gösteriyor. Shell yıllık petrol üretimini her sene yüzde 1-2 oranında azaltacağını duyurdu. Düşey ilerleme petrol üretimi tamamen durana kadar devam edecek. Hollanda merkezli firma 2050’de ‘net sıfır emisyon’ hedefini eylül ayında açıklamıştı. Şimdiyse 2035’e kadar yatırımların önemli bir kısmının yenilenebilir ve temiz enerjilere aktarılacağını duyurdu.

Haberin Devamı

Köklü değişimler kaçınılmaz

Üstelik yalnız Shell değil, İngiliz BP ve Fransız Total’in yanı sıra ABD’nin lider akaryakıt şirketleri de sermayelerini temiz enerji üretimi ve arzına aktarmaya başladı. Enerji devlerinin fosil yakıtlarından alternatif kaynaklara yönelmesinin birinci sebebi ‘çaresizlik’. Fosil yakıtların yegâne enerji kaynağımız olmadığını artık tüm dünya idrak etti. Elektrik enerjisine artan talep, iklim değişikliği ve bununla mücadele eden politikalar sektörde köklü değişimlerin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Fosil yakıt rezervlerinin önünde sonunda tükeneceği bir gerçek. Bütün bunlara pandemiyle değişen çalışma ve ulaşım biçimleri de eklenince... Enerji sektöründe değişime ayak uydurmak hayatta kalmayla eşanlamlı hale geldi. Değişimin adıysa ‘elektrik devrimi’.

Haberin Devamı

Araştırma grubu Wood Mackenzie’nin The Guardian’da yayımlanan verilerine göre önümüzdeki 10 yılda akaryakıt şirketleri yatırımlarının en az 5’te 1’ini rüzgâr ve güneş enerjisine yöneltmek zorunda. Aksi takdirde sektörde tutunmak güçleşecek. Benzin ve gaz gelirleri yenilenebilir kaynakların iki katı olmasına rağmen rüzgâr çiftlikleri gibi yatırımlar uzun ömürlü nakit akışıyla avantaj sağlıyor. Wood Mackenzie Araştırma Direktörü Valentina Kretzschmar “Yenilenebilir enerji teknolojilerinin yakaladığı ivme durdurulamaz düzeye erişti. Akaryakıt şirketleri bunun bir ‘mega trend’ olduğunu fark etmeye başladılar; geçici bir heves değil!” diyor.

‘2020’yi özleyeceğiz’

Haberin Devamı

Enerji sektörü için aslında sadece işin rengi ve oyunun kuralları değişiyor. İklim değişikliğine karşı harekete geçmek duyarlılıktan öte bir zorunluluk. Kaliforniya eyaleti ve İngiltere 2030’lu yıllardan itibaren benzinli otomobillerin yasaklanacağını duyurmuştu. Yerini elektrikli araçlar alacak. Paris Anlaşması’na katılan ülkelerin dönüşüme ayak uyduracağı muhakkak. Benzin istasyonları, şarj istasyonları haline gelecek. Shell ve BP gibi şirketler de  temiz enerji sağlayıcısına dönüşecek, üretici vasfını terk edecekler. Hollandalı üreticinin finans direktörü Jessica Uhl, CNN Business’a verdiği demeçte “Yenilenebilir enerji ürünlerini satmak için üreticisi olmanız gerekmiyor” diyerek sektörün yeni vizyonunu ortaya koyuyor. 

Haberin Devamı

Gelişmeler gezegenimiz ve medeniyetimiz için ümit verici gibi görünse de kara dumanı tüten bacalar hemen yok olmayacak. Giderek azalsalar da belki 50 yıl daha kalacaklar. Biliminsanları küresel ısınma hızının bunu tolere edemeyeceğini söylüyor. Küresel ısınmanın tek sebebi fosil yakıtları değil. Ancak ölçek içerisinde önemli paya sahip. Futurism.com’da görüşlerine yer verilen iklimbilimci Kim Cobb, geçen yıl ABD’yi saran orman yangınları ve anormal hava değişimleri için “Bundan ‘çok daha’ kötüsünü göreceğiz” diyor.  NASA’nın eski bilim şefi Waleed Abdalata ise felaketlerle geçen 2020’yi bile arayacağımızı ifade ediyor: “Tahminen 10 sene sonra, kesin olarak 20 sene sonra diyeceğiz ki ‘Vay be, 2020 çılgın bir yıldı ama onu özlüyorum!’”

Haberin Devamı

Abdalata “Sıcaklıklardaki artış yeryüzünü ve florasını kurutuyor. Bu da yavaş yavaş atmosferdeki harareti destekliyor. Daha az yağmur düşüyor, sıcaklıklar yine artıyor. Bu böyle devam ediyor” diyerek kısırdöngüyü tarif ediyor.

Artık sana sana sana muhtaç değiliz petrol

Çare ormanları kurtarmakta

İklim değişikliğine karşı en etkili çözümün ağaçlandırma ve yeniden ormanlaştırma olduğu biliniyor. Ağaçlar havayı dengeliyor, karbonu emiyor ve atmosferi serinletiyor. Akaryakıt firmalarının temiz enerjiye dönüşüm planları arasında kaybolan ormanları canlandırmak da var. Karbon emen bitkilerle atmosferdeki karbonu süzerek yakıta dönüştürmenin yöntemleri araştırılıyor. Tüm dünyadaki kaybolan orman alanları geri kazandırıldığında küresel ısınmanın duracağı hesaplanıyor. İklim değişikliğine karşı ülkemizin Ege ve Akdeniz’deki kıymetli ormanlarını korumak için geç kalmasak ve ağaçları hemen çoğaltmaya başlasak ne iyi!

Yazarın Tüm Yazıları