Bu ilk ama son olmayabilir

Zorlu, alışılmadık günler yaşıyoruz. En olağanüstü çözümler de unutulmamalıdır ki olağanüstü şartlardan çıkar.

Haberin Devamı

Niyazi Mısri’nin dediği gibi “Derdim bana derman imiş”. Derdimiz büyük. Evlerden çıkamıyoruz, sosyalleşmemiz sanal ortamlar üzerinden. Ama en büyük sıkıntımız, “ya üretim aksarsa” kaygısı.
Bir süredir dünya sanayisi ve bir ucundan da Türkiye sanayisi, endüstri 4.0 ya da dijitalleşme üzerine kafa yoruyor. Karanlık fabrikalar, insansız üretim, insansız lojistik, nesnelerin interneti, artık çok duyduğumuz terimler haline geldi. Bu virüs belasını atlattığımızda daha çok duyacağımızdan da kuşkum yok. Daha az insana ihtiyaç duyularak yapılacak üretim yöntemleri, sadece karlılık için değil toplumsal bir zorunluluk olarak da karşımıza çıkacak. SARS, MERS, kuş ve domuz gripleriyle büyük bir köye dönüşen dünyada, salgınların kaçınılmaz olduğu ortada. O halde, önce insan ihtiyaçlarını karşılayabilecek çözümler üretmek gerekiyor. Yapay zeka, insanın üretme becerilerini üstlenecek gibi. Ama unutulmamalı ki bu üretim yine insan için olacak.
Bu tür kriz dönemlerinde üretimin teknoloji yardımıyla yapılması güzel de ya kaybedilecek işler, yaşanamayan sosyallik ne olacak?
*
İşte asıl sorun buralarda ortaya çıkıyor. İnsanlık, bir yandan dijitalleşmeye yoğunlaşırken, diğer yandan sosyalleşmeye ve kaybolacak gelire karşı da çözüm üretmek zorunda. Vatandaşlık maaşı dünyada bir süredir konuşuluyor. Bunu destekleyenler ve karşı çıkanlar var. Salt ekonomik gerekçelerle değil. İnsanın yaratıcılığını öldürmesi ya da artırmasıyla ilgili entelektüel tartışmalar yaşanıyor. Çok katılmasam da, dijital sosyalleşmenin Z kuşağının ve gelecek Alfa kuşağının zaten tercihi olduğunu iddia eden görüşler var. İnsanın dokunmadan, göz teması yapmadan üç boyutlu bir ilişki yaşamadan eksik kalacağına inanıyorum, bir X kuşağı olarak. Bunun insanın vazgeçemeyeceği, onu insan yapan unsur olduğunu düşünüyorum. İnsan sosyal bir yaratık. Dijitalleşmeyle, üretime insansız çözümler nasıl aranıyorsa, insanlara da sosyalleşme ve yaşayacak geliri elde edecekleri çözümler üzerinde düşünmemiz de şart. Bu yaşadığımız salgın küresel ölçekte belki yeni ve ilk ama son olmayacağı da aşikar. Karamsarlığa yer yok. İnsan umuttur. Çözüm üretme gücüne sahiptir. Bunun da üstesinden geleceğiz.
Her hafta dediğim gibi kalın sağlıcakla.

Yazarın Tüm Yazıları