Şirin mi şirin

Peyo’nun ünlü çizgi serisi ‘Şirinler’in sinemadaki yeni macerası ‘Kayıp Köy’, her daim çocuklardan ziyade halihazırda çocukluğunu yaşayanlara sesleniyor.

Haberin Devamı

Belçikalı çizer Pierre Culliford’un (ki ‘Peyo’ imzasını kullanırdı) elinden çıkan ‘Les schtroumpfs’ adlı çizgi seri, Türkiye’deki miniklere bir zamanların kült dergisi ‘Doğan Kardeş’ üzerinden ulaşmıştı. Yaş itibariyle söz konusu derginin son dönemine (1977’de yayınına son verilmişti, yıllar sonra yeniden çıktı ama eski tadından eser yoktu; yeni hamlenin uzun süreli bir macerası da olmadı) yetişen, içinde yer aldığım kuşak, bu seriyi ‘Mantar Cüceleri’ olarak tanıdı. Liderlerini ‘Mantar Dede’,  kötü büyücüyü Gargamel, hain kedisini Azrail, topluluğun tek kadın üyesini de ‘Mantar Kız’ olarak... Çünkü çeviri böyle yapılmıştı. TRT’de yayımlanan çizgi film serisi ise aynı kahramanları bu kez ‘Şirinler’, ‘liderlerini ‘Şirin Baba’, kadın üyeyi ‘Şirine’, Gargamel’in kedisini ise Azman olarak tanımladı. Çünkü TRT’nin çevirisi de bu isimler üzerine yapılandırılmıştı.

Haberin Devamı

Şirin mi şirin

ŞİRİNLER: KAYIP KÖY

Yönetmen: Kelly Asbury

Seslendirenler: Aysun Topar, Fatih Özacun, Harun Can, Fatih Özkul, Hakan Vanlı, Engin Alkan, Özden Ayyıldız, Ayça Koptur 

ABD yapımı

SİZİ GİDİ KOMÜNİSTLER SİZİ!

Dolayısıyla mesela 2011 tarihli, Hollywood işi insani karakterlerle animelerin karışımı bir öyküye sahip olan ‘The Smurfs’de karakterlerin Türkçe adları TRT çevirisine sadık kalınarak seyirci karşısına çıktı. Bu hafta vizyona giren ve sadece animasyon karakterlerden oluşan ‘Smurfs: The Lost Village’a da benzer bir durum hâkim, film ‘Şirinler: Kayıp Köy’ ismiyle ve TRT’nin karakterlere verdiği isimlerle vizyonda.

Buraya kadar olanlar serinin Türkiye serüvenine ilişkindi. Öte yandan 1992’de kaybettiğimiz Peyo’nun yarattığı bu evreni şöyle tanımlamak mümkündü: Aklı ve sağduyuyu önderleri Şirin Baba’nın temsil ettiği köyde, derilerinin rengi mavi olan sempatik üyeler paradan puldan uzak, rekabet ve yükselme hırsından yoksun, bir tür komünal hayat yaşarlardı. Aslında rekabetin yaşandığı bir yer vardı, o da Gargamel’in köyün dengesini bozsun diye kil hamurundan yarattığı Şirine’ye beğendirilme çabası. Bu komüral görüntü “Komünizm propagandası yapıyorlar” damgasının vurulmasına sebep olmuş ve seri, Amerika’yla birlikte bazı ülkelerde bir ara yasaklanmıştı. Çünkü göndermeler çok açıktı; ‘Şirin Baba’ beyaz sakalları ve ‘kızıl’ beresiyle Marx’tı, kötü büyücü Gargamel de ‘kapitalizm’in ta kendisi...  

Haberin Devamı

Şükür ki artık bu tür kötü niyetli düşüncelerin çok uzağındayız! Hollywood, eskinin ‘komünist’ göndermeli çizgi serisini allayıp pullayarak ve yeni öyküler içinde ambalajlayarak popüler kültürün hizmetine sunuyor.

Son adım ‘Şirinler: Kayıp Köy’e gelince... Şirene ve üç Şirin’in (Güçlü, Gözlüklü ve Sakar) tesadüfen keşfettikleri bir yerleşim merkezini Gargamel de fark ediyor ve hain emellerini gerçekleştirmek için harekete geçiyor. Kelly Asbury’nin yönettiği film, seriye kadınların katılması üzerine kurulu bir öyküye sahip. Lakin film her daim çocuk kalanlardan ziyade halihazırda çocukluğunu yaşayanlara sesleniyor. 

Şirin mi şirin

KOCA DÜNYA

Yönetmen: Reha Erdem

Haberin Devamı

Oyuncular: Ecem Uzun, Berke Karaer, Melisa Akman, Murat Deniz

Türkiye yapımı

AH YALAN DÜNYA...

Yetimhanede büyümüş iki gencin kaçıp gittikleri ormanı, kendi kozalarını ördükleri ve dış dünyanın tehlikelerinden korundukları bir sığınağa dönüştürmesini anlatan Reha Erdem imzalı ‘Koca Dünya’, özellikle 

görsel açıdan olağanüstü bir sinema deneyimi sunuyor.  

Büyümenin ve koca bir dünyanın içinde yolunu bulmanın, ayakta kalmanın zorlukları... Reha Erdem’in önce kimi festivallerde boy gösteren ve nihayetinde bu hafta itibariyle vizyona çıkan son çalışması ‘Koca Dünya’, işte bu meseleler etrafında biçimlenen bir öyküye sahip. Filmin ana karakterleri Ali ve Zuhal, yetimhanede yetişen ama daha sonra hayatlarını farklı yerlerde sürdüren iki gençtir (belki de kardeştirler). Ali, kaldığı ailenin yanında problem yaşadığını düşündüğü Zuhal’i adeta yaşadığı bataklıktan elini kana bulayarak çekip alır. Bir motosiklete atlayarak şehrin kaotik ortamından uzaklaşan ikili ormana sığınırlar vs...

Haberin Devamı

Bir Reha Erdem filminin festival ortamlarında ilk kez gösterilmesinin ardından gerçekleştirilen söyleşilerde genellikle benzer bir görüntüye tanıklık ederiz: İzleyici, seyrettiği yapımdan imgeler, simgeler, kimi metaforlar bulur çıkarır, yönetmeni ise bu durumu reddeder ve “Benim sinemamda böyle şeyler yoktur, her şey göründüğü ve gösterildiği gibidir” der (Bu ritüele son olarak ‘Koca Dünya’nın ‘En İyi Film’ ödülünü aldığı Adana Film Festivali’nde tanık olmuştum).

Her ne kadar yaratıcısı durumu böyle dile getirse de kendisi de kabul eder ki, bütün filmler gibi kendisinin yapıtları da seyirci zihniyle buluştuktan sonra farklı, bambaşka anlamların ifadesine dönüşecek ve herkes, öyküyü ve aktarılanları kendi penceresinden ve muhayyilesinden okuyacaktır. Ki bu okumaların bazılarını Erdem de çok beğenir ve söyleşilerinde altını çizer. Eleştirmen denilen ‘meslek erbabı’ da asıl olarak bir seyircidir ve o da benzer şekilde, hatta daha fazla bir didiklemeyle imgeler ve simgeler peşinde koşar. Özellikle de Reha Erdem filmlerinde!

Haberin Devamı

SİNEMA TARİHİMİZDE EŞİ BENZERİ YOK!

Şimdi biz gelelim kendi okumamıza: ‘Koca Dünya’nın iki ana karakteri büyümenin, masumiyeti yitirmenin ve hayata karışmanın zorlukları ekseninde yollarını arıyorlar. Aslında benzer dertler Erdem’in ‘Korkuyorum Anne’sinde de ‘Hayat Var’ında da mevcuttu (ya da bize öyle geliyor!) İkili (ki Adana’da bir seyirci öykünün karakterleri için “Âdem’le Havva gibiler” demiş, Erdem de bu görüşe ilişkin “Hiç öyle düşünmemiştim ama öyle de okunabiliyor demek ki” yorumunda bulunmuştu) için orman, kendi kozalarını ördükleri ve dış dünyanın tehlikelerinden
korundukları bir sığınağa dönüşüyor. Ormandan çıkıp dış dünyayla ilişkiye geçtikleri her noktada da koza örseleniyor, yıpranıyor.

Tema, yönetmenin geçmiş filmleriyle örtüşüyor olabilir ama ‘Koca Dünya’yı farklı yapan, görsel açıdan büyük bir virtüozun elinden çıktığını gösteren kadrajları, çerçeveleri, sekansları ve atmosferi. Karşımızdaki film, bana sorarsanız olağanüstü bir sinema deneyimi. Hele yaklaşık beş dakika süren bir rüya sekansı var ki, (belki biraz abartıyor olabilirim ama) sinema tarihimizde eşi benzeri yok diye düşünüyorum. 

Oyunculuklara gelince... Ali’de, filmdeki rolüyle ilk kez kamera karşısına geçen Berke Karaer, Zuhal’de de ‘Tereddüt’ten de hatırladığımız Ecem Uzun canlandırdıkları karakterlerin hayatın üzerlerine geldiği noktadaki haleti ruhiyelerini yansıtmada çok başarılı. İkisinin de sinemamız dahilinde yollarının uzun olmasını dilerim.

Toparlarsak ‘Koca Dünya’, üst düzey bir yönetmenlik gösterisi; alt metinleri, yüzeyde görünenleri vs. bir yana, bu içinde kaybolmaktan özel bir tat alacağınızı umduğumuz filmi kesinlikle kaçırmayın derim... 

Şirin mi şirin

‘Aşkın Krallığı’

DİĞER SEÇENEKLER

Haftanın yenilerinden ‘Baraka’yı (‘The Shack’) Stuart Hazeldine yönetmiş, oyuncular Sam Worthington, Octavia Spencer, Tim McGraw ve Radha Mitchell. Jeffrey G. Hunt’ın yönettiği ‘Şeytani’nin (‘Satanist’) kadrosunda ise Sarah Hyland, Steven Krueger, Justin Chon ve Clara Mamet gibi isimler rol alıyor. ‘Sümela’nın Şifresi’ serisinin üçüncü filmi ‘Cünyor Temel’de başrolleri Çetin Altay, Salih Kalyon, Ayşegül Günay ve Eren Hacısalihoğlu paylaşıyor, yönetmen Adem Kılıç. Haftanın bir diğer yerli seçeneği ‘Bordo Bereliler Suriye’yi Erhan Baytimur yönetmiş, oyuncular Cenk Ertan, Sedat Mert, Arda Esen ve Açelya Elmas. ‘Aşkın Krallığı’ (‘A United Kingdom’) Amma Asante imzasını taşıyor. Oyuncular Daavid Oyelowo, Rosamund Pike ve Jack Davenport.

Şirin mi şirin

‘Züğürt Ağa’

BU KEZ SIRA SİZDE…

Hatırlanacağı gibi Türkiye’nin 100 sinema insanı, sinema tarihimizin en iyi 100 filmini seçmiş, iki hafta önce Hürriyet Pazar’da yayımlanan liste büyük bir ilgiye mazhar olmuştu. Bu kez söz halk jürisinde... Sizce gelmiş geçmiş en iyi Türk filmi hangisi? http://hry.yt/halkjurisi adresinden oyunuzu verin. Sonuçlar ay sonunda Hürriyet’te olacak. Soruşturmaya ilişkin bir not: Şu ana kadar en çok oy ‘Züğürt Ağa’ için verildi. 2000’ler, 90’lar, 80’ler, 70’ler ve 60’ların en iyi filmleri için oylama sürüyor. 

 

Yazarın Tüm Yazıları