Uğur Meleke

17 Şubat 19:45

18 Şubat 2024
Kendi doğrularında lüzumundan fazla ısrar eden İsmail Kartal için kırılma dakikası.

Futbolda 50 senelik bazı klişeler vardır, hâlâ ekranlarda-gazetelerde düşüncesizce kullanılır. Birçoğu günün koşullarına uygun değildir, çağ dışıdır, mantıksızdır. Bir tanesi “yenemiyorsan yenilmeyeceksin”dir mesela. İki puanlı sistem için makul olan ama üç puanlı sisteme geçildiğinden beri mantık dışı kabul edilebilecek bir argüman. Çünkü 1980’lerde maç başı 1 puan ortalamayla Avrupa kupalarına bile gidebiliyordunuz, 90’lardan itibarense 1 puan ortalama sizi küme düşürüyor.

KAZANIRKEN KUSURLARI GÖREBiLMEK

Bu akıl dışı lakırdılardan biri de “kazanan takım değişmez” klişesi. Belki 1980’lerde, futbolcular ortalama 7 kilometre koşuyor, teknik adamlar biri ölmedikçe oyuncu değişikliği yapmıyorken makuldü bu argüman. Ama bugünün zorlu fizikseltaktiksel koşullarında esas maharet zaten “kazanırken kusurları görebilmek”. Kaybederken zaten herkes görüyor arızaları. Kazanırken kusurları teşhis edip müdahale edebilenler büyük hoca oluyorlar.

CRESPO’DAN TEK FARKI KISA SAÇI

İsmail Kartal’a büyük saygı duymakla birlikte, kazanırken bazı kusurları göremediğini, inandığı oyuncularda fazla ısrar ettiğini düşünüyorum. Fenerbahçe, Antalya’yı yenerken SOS vermişti aslında. İsmail-Krunic çok griydi. Bu ikilinin bire indirilip, İrfan’ın veya Mert Hakan’ın merkezde denenmesi gerekiyordu çoktan. İsmail Kartal, Fred’in yokluğunu yönetmekte güçlük geçti. Onu yedeklemeye en uygun adam olan Lincoln’ün gönderilmesi skandal bir hataydı zaten. Crespo’dan tek farkı kısa saçı olan Krunic’te ısrar da bir başka hata.

RADiKAL BiR MÜDAHALE YAPTI

Antalya'da oyun kaybedildi. Alanya karşısında puan... Rize’de ilk 45’in sonunda iki departmanda da gerideydi Fenerbahçe. Rize iyi oyunla galip girdi soyunma odasına. Ve 46’da nihayet İsmail Kartal, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar alamayacağını fark etti. Radikal bir müdahale yaptı sahaya. Bundan da sonuç aldı. Mert Hakan ve İrfan çoktan almaları gereken dakikaları iyi kullandılar. Zemin-hava koşulları nedeniyle tercih edilen Serdar Dursun da rol oynadı galibiyette. 17 Şubat akşamı 19:45, kendi doğrularında lüzumundan fazla ısrar eden İsmail Kartal için kırılma dakikasıydı belki de.

Yazının Devamını Oku

Büyük maçların büyük oyuncusu

16 Şubat 2024
Avrupa Ligi play-off turu kurasında çekilen Sparta Prag, her ne kadar diğer ekiplerin yanında daha az havalı gözükse de bir sistem takımı.

Dünkü ilk 11’leri sadece 24,5 yaş ortalamalıydı. Son bir buçuk yılda büyük takımlara 35 milyon euroya 3 önemli ihracat yaptılar (Hlozek, Hancko ve Cvancara). O bütçeyle de bu takımı kurdular. Değerli teknik adamları Brian Priske, Midtjyjlland kökenli. Zaten bu sütunun dikkatli takipçileri Midtjylland’ın nasıl bir laboratuvar ortamı olduğunu, özellikle duran top ve kanat oyuncuları konusunda deneysel çalışmalar yaptıklarını sıkça okudular. Sparta Prag da, Danimarka’daki bu futbol laboratuvarının ürünlerinden faydalanan kulüplerden.

DURAN TOP VE KANAT AKINLARI

Liglerini zaten 20 haftada 17 galibiyetle domine ediyorlar, Kopenhag’a penaltılarda kaybederek Şampiyonlar Ligi’nin kıyısından döndüler. Avrupa Ligi’nde de Real Betis’li-Rangers’lı gruptan çıktılar. İki işi özellikle iyi yapıyorlar: Duran toplara ekstra çalışıyorlar. Dün ilk gol bir duran topun devamında geldi. Bir de kanat akınlarında ustalar. Dün sağ bekleri Preciado, takımının yıldızı oldu zaten.

BERKAN'LA YILDIZLAŞTILAR

Tabii ki sağ bek Preciado özel bir oyuncu. Sparta Prag da bu işlerde usta. Ancak şunu da eklemeliyim: Galatasaray’da sol bekte Berkan oynamaya başladığından beri, Gaziantep’in sağ beki Sorescu da, Samsun’un sağ beki Zeki de yıldızlaştılar sarı-kırmızılılara karşı. Okan Buruk’a büyük saygı duymakla beraber, neden sol bekte Barış, hücumda kanatlarda Zaha-Kerem’li modeli değiştirdiğine ben anlam veremiyorum.

ICARDI BİR KEZ DAHA KANITLADI

Dün Galatasaray için çok fazla gelgitli, iniş çıkışlı, duygu yüklü bir müsabaka idi gerçekten. Ancak Galatasaray için belki de sezonun en kritik maçının kazanılmasında başrolde yine Mauro Icardi vardı. Bir süredir bir tık düşük viteste giden Icardi’yi uzun zaman sonra ilk kez bu kadar canlı ve etkili gördük. Derine gelerek oyun kurucu gibi oynadı dün Arjantinli. Üçüncüyü attı, ilk iki golde de onun zekâsı vardı zaten işin içinde. Mauro Icardi, dün bir kez daha kanıtladı büyük maçların büyük oyuncusu olduğunu.

Yazının Devamını Oku

Yunanistan’la Yunanistan oynadı sanki

13 Şubat 2024
Fernando Santos, Beşiktaş’ı yavaş yavaş eskiden çalıştırdığı milli takıma benzetiyor.

Beşiktaş, Fernando Santos’la 5 lig maçına çıktı, 4’ünde gol atamadı. Karagümrük galibiyetini Santos’a yazamıyorum, zira o takım hâlâ Serdar Topraktepe’nindi. Pendik’e, Adana’ya, Sivas’a gol atamadılar. Trabzonspor’u pragmatik oyunla, çoğunlukla topu rakiplerine bırakarak, bir Semih Kılıçsoy solosuyla yendiler. Trabzon %55’le oynadı, rakip ceza alanında topla buluşma verileri de 27’ye 10’du.

SANTOS’UN CV’SiNE DiKKAT

Peki Topraktepe ile Hatay’ı 2-1, Rize’yi 4-0 yenen, yine Serdar Hoca etkisinde Karagümrük’ü 3-0’la geçen takım Santos’la nasıl böyle bambaşka bir felsefeye büründü? Bu sorunun yanıtı Santos’un CV’sinde gizli. Yıldızlar topluluğu Portekiz’i bile tutuculaştıran, ilk 15 maçta 9 kez 1-0’lık skorlar alan bir teknik adam Santos. Yunanistan’la da 49 maçın 29’unu 0-0, 1-0 ve 1-1 bitirmiş. Beşiktaş’ı da yavaş yavaş Yunanistan’a benzetiyor zaten. Gerçi dünkü maç özelinde sahada bir değil, iki tane Yunanistan olduğunu da söyleyebiliriz.

MUCi HAZIR GELMiŞ

İki ekip de uzun süreler kontrollüydü, geçiş fırsatıydı stratejileri. Özellikle ilk devrede iki takımın da topu istemediği, adeta sahaya topu isteyen üçüncü bir ekibin gerektiği bir müsabaka oynandı Kayseri’de.

Dünün Beşiktaş adına olumlu tarafıysa Muci’nin hazır gelmesi. İştahının çok iyi olması. Özellikle merkeze gelerek birçok aksiyon yarattı Arnavut yıldız. Dün inceledim, kariyerindeki 178 maçın 173’ünde merkezde ya da solda oynamış Muci... Ancak Portekizli Hoca (bilmiyorum hangi sebeple) onu uzun süre sağa hapsetti. Eğer Muci esas yerine, yani on numara rolüne geçer ve Semih’le düzenli olarak ileri ikilide birlikte oynarlarsa, Beşiktaş üzerine gelecek inşa edebileceği bir oyun bulmuş olur bence.

Yazının Devamını Oku

Orta sahada alternatif Lincoln olamaz mıydı?

12 Şubat 2024
Fred’siz dönemde İsmail-Krunic ikilisi bekleneni vermekten uzak kaldı.

Bu sezon ligin zirvesindeki iki devin oyununda iki kritik aksam var: Davinson, tamamlanamayan hücumların dönüşünde yaptığı ilk müdahalelerle, Galatasaray’ın atak sürekliliğinin baş aktörü. Sarı-kırmızılı takımın kalbi. Fred de, sağlıklı olduğu dönemde Fenerbahçe’nin ikinci-üçüncü bölge bağlantısının anahtarıydı. O sağlıklıyken sadece sahipsiz top kazanmasıyla, ikili mücadele yüzdesiyle değil, toplu oyundaki rolüyle de hayati bir rolü vardı Fenerbahçe’de. Onun olmadığı dönemde Fenerbahçe orayı Krunic’le kompanse etmeye çalıştı ama Boşnak orta saha, Fred’le aynı tip oyuncu değil. İsmail’le birlikte daha fazla emniyet supabı görüntüsü veriyorlar ancak Fenerbahçe’nin dünkü gibi rakip yarı alana yığdığı oyunlarda renksiz kalıyorlar.

BAĞLANTI ZAFİYETİ

Dün Alanya karşısında özellikle ilk yarıda Fenerbahçe’nin topa yüzde 70 sahip olmasına rağmen yalnızca 0,57 gol beklentisi yaratabilmesinin altında bu sebep vardı. Fred’siz dönemde İsmail-Krunic’li orta saha bir ikinci-üçüncü bölge bağlantı zafiyeti yarattı. Dzeko bu yüzden sürekli derine-bağlantıya gelmek zorunda kaldı. Dün uzunca bir süre sol taç çizgisinden oyun kurmaya kalktığını gördük Dzeko’nun. İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor bu noktada: Orta saha orijinli Lincoln Henrique kadroda tutulamaz mıydı? Lincoln hem pas yüzdesi yüksek, hem de aynı zamanda asist ve şut silahı olan yetenekli bir futbolcu. Bence pekala Fred’in yokluğunda 8 numara alternatifi olabilirdi Lincoln.

ALANYA AÇIK VERMEDi

İSMAİL Kartal dün 46’da İrfan Can müdahalesiyle takımının ritmini bir miktar değiştirdi, zaten o coşkuyla da 15 dakikada 2 gol buldular. Ancak bu iki gol maçı kazanmalarına yetmedi. İsmail Kartal, ikinci bir hamle olarak aynen Gaziantep, Samsun ve Başakşehir maçlarında olduğu gibi son bölümde çift santrforlu düzene geçti. Ancak Alanya’nın yürekli savunması sarı-lacivertlilere yeni bir açık vermedi.

Fatih Tekke bu sezon Beşiktaş’ı iki kanatta Oğuz-Yusuf Özdemir’i kullanarak geçmişti. Dün de iki çizgide Oğuz ve Loide Augusto formülüyle, kanat varyasyonlarıyla kazandı puanı.

Yazının Devamını Oku

Atan’ın hayalleri, Buruk’un gerçekleri

11 Şubat 2024
G.Saray performansını Avrupa’da da sürdürüp son 16’ya çıkacaktır.

Başakşehir ligin sıra dışı takımlarından. Genç teknik adam Çağdaş Atan, Süper Lig’in pas yüzdesi en yüksek takımını yarattı. Aynı zamanda da ligin en fazla 10+ pas dizisi yapan takımı Başakşehir. Geriden pasla çıkmaya dayalı bir oyunları var, bunu 3 aydır uyguluyorlar. Son 14 resmi maçta sadece 2 kez, Fenerbahçe ve Galatasaray’a kaybettiler.

ÖNDE PRES SIKINTI YARATTI

Ancak Çağdaş Atan’ın talebeleri, F.Bahçe ve G.Saray’a karşı benzer sorunlar yaşadılar: Bu geriden pasla çıkmaya dayalı oyun, iki devin önde presine karşı sıkıntılar çekti. Gerek F.Bahçe gerekse G.Saray, defalarca hücum presten sonuç aldılar Başakşehir’e karşı. Çağdaş Atan’ı anlıyorum, büyük hayalleri var. Ve bu büyük hayallerden sadece büyüklere karşı oynarken vazgeçmek istemiyor. Ancak Çağdaş Atan’ın hayallerine karşı sahada Galatasaray gerçekleri vardı dün. Ve bu gerçekler erken çekti maçın fişini. Galatasaray, Süper Lig’de önde baskıyla en fazla top kazanan iki ekipten biri (241 kez). Dün de Davinson-Nelsson’un iyice ileriye taşıdıkları savunma hattıyla özellikle ilk yarıda kalabalık bir pres yaptılar misafir ekibe. Çağdaş Hoca’nın enteresan bir şekilde Lima’yı sağ, Dubois’yı sol bekte başlatmasına karşı Buruk da Barış’ı sola alarak etkili bir hamle yaptı. İlk gol Barış-Lima eşleşmesinden doğdu, ikincide de topu yine o bölgede kazanan Barış’tı.

KAHRAMAN YiNE BARIŞ ALPER’Di

Galatasaray’da son haftalarda hep olduğu gibi baş kahraman yine Barış’tı. Okan Buruk ligde 3 maçtır aynı 11’le sahaya çıkıyor, sakatlıklar engel olmazsa Sparta Prag’a karşı da muhtemelen bu takımı devam ettirecek. Bu performansın Avrupa’da da süreceğine ve Galatasaray’ın son 16’ya çıkacağına inanıyorum ben.

Yazının Devamını Oku

Bir şirket kültürü dönüşümü

10 Şubat 2024
Şirket kültürü diye bir kavram var iş hayatında...

Bir kurumun en alttan en üst yönetimine kadar değerleri, tutumları, davranışları, iletişim kurma şekilleri ve karar alma mekanizmasını tanımlayan bir kavram. Bu sezon başında Beşiktaş’ta bir ‘şirket kültürü erozyonu’ oluşmuştu. Kadroda 10 Afrika kökenli, ana dili Fransızca olmuş bir soyunma odası. Davranış problemleri. Bu Warroll, Muci ve Musrati transferlerinde amaç, anladığım kadarıyla bir şirket kültürü dönüşümü.

ORTA SAHAYA KALiTE iÇiN: MUCi

Beşiktaş’ta son dönemde ilk 11’de Türkler daha fazla oynuyor, onların yanına da Boşnak Hadziahmetovic, Kosovalı Rashica, Kazak Zaynutdinov gibi yerli kültürümüze yabancı olmayan yabancılar daha çok tercih ediliyordu. Arnavut Muci de belli ki bu şirket kültürüne uygun bulunmuş. Beşiktaş’ın orta sahada kaliteye, yaratıcılığa, rakip kaleye giden oyuncuya ihtiyacı ortada. Muci de bu tip bir oyuncu. Konferans Ligi gruplarında Aston Villa’ya 180 dakikada 3 gol atması etkileyici. Hem sol, hem de sağ ayağını kullanabiliyor; zaten Villa’ya da bir sol, bir de sağ ile atıyor kritik golleri. Ceza alanında iyi pozisyon alması, gol koklaması, rakibinin üzerine cesaretle gitmesi önemli özellikleri. Beşiktaş’ın Muci’ye yaptığı yatırım mantıklı bence.

AL-MUSRATi’Yi ViEiRA KEŞFETTi

AL-Musrati ise daha farklı bir profil. Kariyerinde önemli bir kırılma noktasında şu an Pendikspor’u çalıştıran İvo Vieira olması enteresan. 2019’da Vitoria Guimaraes’i çalıştıran İvo Vieira, Al Musrati’nin potansiyelini fark edip A takıma çıkaran ve Avrupa Ligi’nde forma veren kişi. Bir başka tanıdık isim Carlos Carvalhal de Musrati’yi Braga’ya getiren ve takımın en önemli parçalarından biri yapan kişi.

HEM 6 HEM 8 NUMARA

Fiziksel özellikleri sebebiyle zaten top kapma becerisinin, hava hakimiyetinin iyi olması normal kabul edilebilir. Ama Musrati top dağıtımında da gayet başarılı bir orta saha oyuncusu. Onu hem altı, hem de sekiz numara olarak pekala düşünebilirsiniz. Hem Muci’nin, hem de Al-Musrati’nin bu sezon Avrupa kupaları oynamış oyuncular olmaları önemli. Muci bu sezon 34, Al-Musrati 20 maça çıkmışlar ki gayet iyi sayılar bunlar.

Yazının Devamını Oku

Düşmeyeyim derken üçüncü sırada bitirebileceğiniz sezon

4 Şubat 2024
Süper Lig’de tuhaf bir sezon yaşıyoruz. Lig üçe bölündü, Zirvede Galatasaray-Fenerbahçe, merkezde 17 takım ve dipte İstanbulspor şeklinde...

Birkaç hafta üst üste kaybeden bir takım kendini küme düşme hattında bulurken, birkaç maç kazanan da lig üçüncülüğü için iddialı konuma gelebiliyor. Mesela Adana Demir’in aşağıyla, Başakşehir’in yukarıyla mesafesi çok azaldı sadece birkaç hafta içinde.

Bir anda Avrupa potasına girdi

Antalyaspor'da Sergen Hoca’yla yakaladığı 6 maçlık namağlup seriyle bir anda Avrupa kupaları yarışı içinde buldu kendini. Eğer Jehezkel kadro dışı kalmasaydı, Antalya’nın lig üçüncülüğü için ciddi favorilerden biri olduğunu söyleyebilirdim. Bence Safuri-Jehezkel, bu seviyenin üzerinde bir ikiliydi. Zaten bu ikilinin bir arada 11’de başladığı hiçbir maçta yenilmemişti Antalya. Son 3 ayda sadece 2 yenilgi almışlardı, birinde Adana’da Nuri Hoca rotasyon yapıp Safuri-Jehezkel’i başlatmamıştı. Diğerinde Gaziantep’te de özel izinliydi bu ikili.

Dzeko yine gizli oyun kurucuydu

Jehezkel yok ama Safuri, dünkü Antalyaspor oyununun lideriydi yine. Maça Anadolu takımlarının ekseriyetinin aksine hücum presle başladılar. Ki Fenerbahçe’ye karşı öne kalabalık baskıya gitmek ciddi bir cesaret işi. Aynen ligin ilk yarısında İstanbul’da oynanan maç gibi bu hücum presten ilk 30 dakikada sonuç aldılar, pozisyonlar yarattılar. Ancak ilk yarının sonlarında Fenerbahçe bu prese presle yanıt verdi. Bu bölümde Djiku’yu bazen 70’inci metrede gördük baskıda. Sarı lacivertliler bu bölümde atak sürekliliği sağladılar, özellikle Tadic’in kanadından etkili oldular. Dzeko’nun son 1 aydır olduğu gibi yine sürekli derine gelmesi, gizli oyun kurucu rolü üstlenmesi ve Cengiz’in ekstrasıyla 1-0’la girdiler soyunma odasına.

Antalya ikinci yarıda daha iyiydi

İkinci yarıda özellikle orta sahada fiziksel olarak Fenerbahçe’den daha iyi bir Antalyaspor izledik. Bu bölümde Tadic-Cengiz gibi oyuncularda fiziksel düşüşler gözleniyor, bence ligin en dinamik orta ikililerinden biri olan Saric-Kaluzinski’ye karşı da Fred’siz Fenerbahçe zorlandı. Ancak tek gollü avantajı koruyarak kritik bir 3 puanla çıktılar Antalya’dan.

Yazının Devamını Oku

80 dakikalık rölanti

3 Şubat 2024
Galatasaray, Samsun’da 10. dakikada 2-0’ı bulduktan sonra vitesi 5’ten 2’ye düşürdü.

Markus Gisdol enteresan bir teknik adam. Almanların deyimiyle bir “cankurtaran”. Kariyerinde 5 farklı kulüpte çalışmış, henüz sezon başında takım almışlığı yok! Hamburg’u son sırada devralmış, ligde tutmuş. Köln’ü dipten almış, ligde bırakmış. Ve benzer şekilde Hoffenheim’ı da 17’nci sırada devralıp 1. Bundesliga’da tutmuş. Samsunspor’u da 9’uncu haftada 1 puanla ligin dibindeyken devraldı. Özellikle Aralık-Ocak döneminde aldığı iyi sonuçlarla yukarılara taşımış durumda Karadeniz ekibini.

SAMSUN HEP KÖTÜ BAŞLIYOR

Ancak Gisdol’le Samsunspor’un birçok müsabakada erken geriye düşüp sonra vites artırmak zorunda kaldığını gözlemliyoruz. Son İstanbulspor maçında 1-0’dan geri döndüler, iki hafta önce Fenerbahçe karşısında ikinci yarıda 1-1’i buldular. Öncesinde de Karagümrük’e (84’te), Hatay’a (77 ve 90’da), İstanbul’a (70 ve 90’da) son bölümlerde attıkları gollerle dikkat çekiyorlar. Dün de Galatasaray’a karşı çok kötü başladılar maça. 10 dakikada 2-0 geriye düşmüşlerdi bile.

MAÇIN HER ANINDA YÜZDE YÜZ KONSANTRASYON

Galatasaray’sa 2 Aralık’ta Pendik maçının 70’inci dakikasına golsüz beraberlikle girmiş, son 20’de çözmüştü rakibini. Bir hafta sonra Adana Demir önünde neredeyse tüm bir ikinci yarıyı 2-1’lik tabelayla oynadı. Ardından Karagümrük’e karşı tek farkı korudu. Fenerbahçe’yle 0-0 berabere kaldı. Konya’nın direncini 63’te kırdı, Sivas’la 1-1 berabere kaldı, Kayseri’yi 86’da, İstanbul’u 80’de, Gaziantep’i 89’da çözdü. Yani Aralık-Ocak’ta 5-1’lik Trabzon maçı dışındaki müsabakaların hemen her anında savaştı, her anında yüzde yüz konsantrasyonla oynadı Galatasaray.

BARIŞ, DAViNSON VE TORREiRA iYiYDi 

Dün Samsun’da 10’uncu dakikada 2-0’ı bulunca uzun zaman sonra ilk kez vitesi 5’ten 2’yer düşürme fırsatı buldu sarı kırmızılılar. Maçın son 80 dakikasını büyük ölçüde rölantide oynadılar. Samsun’a fırsatlar verdiler ama iki gollü güvenli mesafeyi korudular. Galatasaray’ın dünkü galibiyetinde Van Drongelen’le sürekli didişmek zorunda kalmasına rağmen Barış Alper çıktı yine ön plana. Ayrıca Galatasaray’da kaybedilen topların geri kazanılmasında Davinson Sanchez ve Torreira’nın katkıları üst seviyedeydi.

Yazının Devamını Oku