Evet öncelikle vajinal muayene dediğimiz şeyin ne olduğunu açalım. Ebe veya doktor işaret ve orta parmaklarını annenin vajinasına yerleştirirler ve ileri uzatarak rahim ağzına ulaşmaya çalışırlar. Rahim ağzına ulaştıklarında ise rahim ağzının (kendisi yuvarlaktır) kaç cm açıldığını, kalınlığının ne kadar olduğunu, bebeğin pozisyonuna ve bebeğin başının pelvis kemiğinin hangi kısmında olduğuna bakarlar. Çok önemli bir muayenedir çünkü bize doğumun nasıl ilerlediği veya ilerlemediği hakkında en önemli bilgiyi verir.
Yalnız burada en çok karıştırılan şey şu, 37-38. haftalarda yapılan çatı muayenesiyle bu muayene pek benzemez. Çünkü o muayenede rahim ağzı arkada ve yukarıdadır. Oysa doğum başladıktan sonra rahim ağzı öne döner ve iyice aşağı iner. O yüzden de bu muayeneler çok daha rahat gerçekleştirilir.
Yine bu vajinal muayenelerde en büyük sıkıntı tanımadığımız bir ebenin bu muayeneyi yapması aslında. Sürekli nöbet değişimleri, hastanenin yoğunluğu gibi sebeplerden sık ve tanımadığı kişiler tarafından yapılan muayeneler anneyi rahatsız edebilir çok da haklıdır. Buna çözüm olarak annenin kendi özel ebesinin olması sunulabilir. O zaman bütün süreç boyunca yanında, odada tek bir ebe olacaktır. Böylece ebe anneyi muayene etmeden de onun hareketlerinden, tavırlarından, seslerinden doğumun gidişatını anlayacak ve gerekmedikçe muayene etmeyecektir.
Hatta geleneksel ebelikte annenin bacaklarının ısısı da bize annenin rahim ağzının açıklığı hakkında bilgi verir. Yine bunun için bu konulara hakim bir özel ebenizin olması gerekiyor. Annenin önce ayaklarında başlayan soğukluk, gittikçe kalçalara doğru çıkar ve buradan biz rahim ağzı açıklığını tahmin edebiliriz.
Bir de annenin kuyruk sokumunda mor bir çizgi oluşur. Bu da bize annenin açıklığı hakkında bilgi verir. Yani biz anneye hiç dokunmadan da çoğu zaman annenin rahim ağzının açıklığı ve doğumun aşaması hakkında fikir yürütebiliriz. Tabii ki bu da anneyi daha az muayene etmeye ve kendi daha rahat hissetmesine yardımcı olur. Dediğim gibi bunları için hem geleneksel ebeliği bilmek hem de annenin bire bir sürekli yanında olmak gerekiyor. O yüzden nasıl ki doğum için doktorumuzu, hastanemizi seçiyorsak, ebemizi de seçmemiz gerekiyor. Artık yurtdışında birçok yerde ebelerin bire bir desteğiyle doğumlar gerçekleşiyor.
Size önerim çalışacağınız özel ebenin doulalık eğitimi de almış olması. Hatta yanında aromaterapi, homeopati, akubası, hipnoz, rebozo gibi eğitimlerini almışsa ne kadar güzel olur. Böylece hem sizin hem de bebeğinizin sağlık durumunu gözetirken hem de doğum sırasında sizi rahatlatabilmek için gereken bütün alternatif tıp tekniklerini biliyor ve uyguluyor olacaktır.
Gönlünüzce bir doğumunuz olması dileğiyle..
Öncelikle kesinlikle yanına birkaç tane penye elbise al. Mümkünse etekleri kısa olsun ki alttan yapılan muayenelerde rahat olsun. Neden penye elbise dersen; malum hastane önlükleri çok sinir bozucu şeyler. Hem bir yerim açıldı mı derdi hem de kendini çirkin hissetmek doğum kasılmaları arasında istediğimiz şeyler değil. Kendimizi serbest bırakmalıyız, tedirgin olmamalıyız ki doğum su gibi aksın ilerlesin. Kendimizi ne kadar kasarsak, sıkarsak aslında kaslarımızı da istemsizce sıkıyoruz ve bebeğin rahatça geçmesi için yumuşacık kaslar lazım
Sonrasında bir pipetli suluk, bu benim olmazsa olmazım. Her gebeme muhakkak aldırırım. Kasılma araları annenin dinlenmesi içindir. O sırada dinlenme sırasındaki annenin kafayı kaldır, su iç gibi “yorucu” bir harekette bulunmasını istemeyiz. Mümkünse o kafasını bir yere koymuş dinlenirken, pipetten rahat rahat suyu içmeyi daha iyi olacaktır. Biliyorum şu an “aman o kadarcık şeyden ne olur” diyorsunuz ama bana güvenin, doğumun sonlarına doğru insanın gücü tükenebiliyor ve her dinlenme anına ihtiyacı oluyor.
Bir dudak nemlendirici almak da çok iyi olacaktır. Sonuçta anne ağzından nefes alıp verebiliyor ve dudakları kuruyor. Arada dudak nemlendirici sürülürse dudakları daha az çatlayacak ve anne daha konforlu olacaktır.
Yanınıza mutlaka yelpaze ve hırka almalısınız. Hiç menopoza girmiş biriniz gördünüz mü? Gördüyseniz işte doğum yapan annede de benzer durumlar yaşanıyor. Bir ateş basıyor hemen yelpazeyi devreye sokuyoruz, bir üşüyor hemen hırkasını giydiriyoruz. Çok önemli iki enstrüman daha.
Çorap, ama sıradan bir çorap değil. Olabildiğince kalın ve büyük bir çorap. Belki eşinizin çorabı olabilir. Büyük olmasının sebebi, oluşabilecek ödemden dolayı kendi çoraplarınız bileklerinizi rahatsız etmesin diye. Kalın olmasının sebebi ise sıcacık tutsun diye. Doğum sırasında ayaklar soğumaya başlar ve bir söyleme göre, ayağını ne kadar sıcak tutarsan rahim ağzın da o kadar çabuk açılır. Denemekten zarar gelmez J
Sıcak su torbası da olsa oh ne güzel olur. Bazen annelerin beli doğumda çok ağrır ve bellerinde sıcak olması hoşlarına gider. Katınızdaki sebilden sıcak su alıp rahatça sıcak su torbanızı istediğiniz zaman yenileyebilirsiniz.
Eşinize bir şort mayo alabilirsiniz. Doğumda en rahat edeceğiniz yer büyük ihtimalle duş olacak. Eşiniz de sizinle girmek isteyecek ama genelde sırılsıklam olmalarıyla sonuçlanıyor bu durum. O yüzden o da mayosunu giyip size eşlik ederse hem size daha yardımcı olacaktır hem de ıslanınca kurulanması daha kolay olacaktır. Tabii bu banyo maceraları için hem size hem de eşinize kaymaz terlik almakta fayda var. Malum banyolar kaygan yerler, önlemimizi alırsak daha rahat hareket edebiliriz.
Kaliteli atıştırmalıklar, hurma, çiğ kuru yemişler, belki mideniz bulanırsa diye tuzlu krakerler alabilirsiniz yanınıza. Özellikle eşiniz ve varsa doğum destekçiniz için de çantaya bir şeyler atarsanız iyi olur. Onlar da arada bir şeyler atıştırıp güç alabilirler. Bir de arzu ederseniz bir sporcu içeceği alabilirsiniz yanınıza. Elektrolit dengeli bu sıvılar terle kaybettiğiniz elektrolitlerin bir kısmını geri almanıza yardımcı olacaktır.
Genelde birçok insan ebelerin günümüzde hala var olduğunu hamile kalınca veya eşi hamile kalınca öğreniyor. Bir nevi şehir efsanesiyiz biz birçok insan için. Düşünsenize benim bile yeni tanıştığım birçok insan ebeliğin hala var olduğunu benden öğreniyor. Tabii tahmin edersiniz ki insanlara mesleğimi söylediğimde çok hoş sohbetler de geçiyor ortamda... Sonuçta yaşadığımız kültür ebeye anne kadar önem veren, o yüzden de argoda bile nerdeyse anne kadar anılan bir şahsiyet. Hatta bana en çok sorulan sorudur “kulakların çok çınlıyor mu?”
Neyse efendim ebelik dediğimiz meslek şu an için 4 yıllık üniversiteden mezun olmayı gerektiren uzmanlığı, doktorluğu, doçentliği ve profesörlüğü bulunan bir branş aslında. Bu bölümlerden mezun olan hanım kızlarımız da bilinenin aksine ebe nine değiller, yani mesleğe 21-22 yaşlarında başlıyorlar. Mesleğin koşullarından biri 65 yaşını geçmek kesinlikle değil.
Ebelik mesleğine yeterince değindiysem doğumda neler yapıyoruz biraz da ondan bahsedeyim ne dersiniz? Özel ebenin hastane ebesinden farkı bir hastaneye bağlı olmadan, onunla çalışmak isteyen tüm gebelerle çalışmasından geçiyor sanırım. Hangi hastanede, hangi doktorla doğum yapacağın önemli değil. Önemli olan bu hastane ve doktor özel ebeni kabul ediyor mu? Ediyorsa ooh süper özel ebenle tam destek hep destek güzel bir doğuma doğru emin adımlarla ilerleyebilirsiniz.
Özel ebenin hastane ebesinden bir diğer önemli farkı ise özel ebe gelip anneyi doğum başladığında evde takip edebilir. Sonra doğum yaklaşınca beraber bebeği karşılamak için hastaneye geçerler. Tüm bu doğum süreci boyunca özel ebe annenin yanından hiç ayrılmaz, hep destek olur, elini bir an bile bırakmaz. Hatta anne söylemeden ihtiyaçlarını anlamak gibi süper güçleri bile olur bu ebelerin. Hastane ebeleri de elbet annelere ellerinden gelen tüm desteği verirler, fakat ne yazık ki ne hastanedeki tek doğum sizsinizdir ne de ebenin ilgilenmesi gereken tek oda sizsinizdir. O odadan o odaya koşup, herkesle ilgilenmeye çalışan canım meslektaşlarım ihtiyacınız olan sürekli desteği size vermeyebilirler çok haklı olarak.
Şimdi bunları da konuştuğumuza göre özel ebelik çalışma şeklinden de bahsedeyim. Genelde özel ebe ile çalışmak isteyen aileler 20 haftalardan sonra ebelerini seçmek için arayışa geçiyorlar. Malum normal doğumların ne zaman başlayacağı belli olmadığı için özel ebelerin aylık belirli bir gebe alma şansları var. Ebenizin tahmini doğum yapacağınız tarih aralığını ne kadar erken kapatırsanız o kadar iyi. Mesela kendi adıma 37-38. haftadan sonra gelen gebelerle yoğunluktan çoğu zaman çalışamıyoruz. O yüzden ne kadar erken davranırsanız o kadar iyi bu konuda.
Ebenizi seçtiniz, anlaştınız ki bence muhakkak bir sözleşme yapın 2 taraflı. Sonrasında sıkıntı yaşamamak adına... Sıra geliyor bekleme kısmına. Gebeliğin 34-36. Haftalarında ebeniz size ilk ev ziyaretinizi yapıyor ve 36. Haftadan itibaren aktif olarak doğuma hazırlanmak için yapılacak şeylerden konuşuyorsunuz. Size her şeyi tek tek anlatıyor. Bu arada evinizin yerini de öğrenmiş oluyor. Doğum başladığında istemeniz durumunda önce gelip sizi evde takip edeceği için, o kasılmaların arasında evi buldum bulamadım durumları pek hoş olmuyor. Tabii bir de siz ebenizin evin içindeki varlığına da alışıyorsunuz. Bu da basit gibi görünen ama çok önemli olan kalemlerden biri...
Tabii şunu da eklemeliyim. Aktif olarak çalışmaya 34. haftadan sonra başlasanız da o zamana kadar ebenizle sürekli iletişim halindesiniz. Bir şey olduğunda, bir şeye takıldığınızda, merak ettiğinizde bir telefon kadar uzağınızda...
Ev ziyaretinden sonra beraber bir doktor ve hastane ziyareti yapmak kalıyor. Bir muayenenize eşlik ediyor ebeniz. Ne kadar garip geliyor alışık olmayınca “ebeniz” demek değil mi? Alışacaksınız... Sonrasında da sıra geliyor miniğimizin doğumu başlatmasını beklemeye.