Çünkü ailemden ötürü yaz denince aklıma ilk orası gelir.
Benim için gurbetin bittiği yerdir.
Alanya’nın fetih yıldönümü kutlamalarına davet edildiğimde çok sevindim.
Paldır küldür valizimi hazır edip Alanya için yola çıktım.
Alanya’nın tarihi inanılmaz etkileyici... Kimlerin kurduğu bile tam olarak bilinmiyor.
Ama tarihinin “Karanlık Çağlar” olarak tabir edilen M.Ö. 20.000’li yıllara dayandığı tahmin ediliyor.
Böyle bir geçmişin izlerini gezmekle, görmekle bitiremiyor, gezerken adeta bir masal diyarına yolculuk ediyorsunuz.
Pandemi dinlemedin, daha fazla beklemek istemedin ve ilk single’ını çıkardın. Öncelikle hayırlı olsun diyeyim Burak...
- Çok teşekkür ederim. Hem ilk single’m hem de ilk röportajım hayırlı olsun diyeyim ben de o zaman.
◊ Şarkından ve müzikal yolculuğundan bahsedeceğiz tabii ama bana çıkış noktan ilginç geldi asıl... Genetik okuyorken müzik ne alaka?
- Biraz ailemin yönlendirmesiyle moleküler biyoloji ve genetik bölümüne girdim...
◊ Yani istediğin o değildi...
- Yani... Orada okurken de istediklerimden vazgeçmedim zaten. Önce birkaç dizide rol aldım, sonrasında oyunculuk eğitimi almak üzere Los Angeles’a gittim. Bu arada müzik ve dans derslerine de katıldım. Bu yolculuk beni biraz daha müziğe doğru yöneltti ve Türkiye’ye dönüşte ona ağırlık verdim. Sinema-televizyon yüksek lisansı yaparken de şan ve dans dersleri almayı sürdürdüm.
◊ Dört gözle senin bilim insanı olmanı bekleyen ailen ve arkadaşların, şarkıcı olma kararını nasıl karşıladı?
- Zaten hayallerim hep bu yöndeydi ama ailem daha garanti bir mesleğim olmasını istediği için genetik bölümünü tercih ettim. Yine de orada okurken hayallerimden vazgeçmeden yoluma devam ettim. Onlar da yeteneğimi fark etti ve sonunda bana destek verdiler.
Kültür mirasları, yerin onlarca metre altında karşımıza çıkıyor.
Bu hayalin gerçek olmasını, İletişim Başkanlığı’nın tarihi ve kültürel zenginliklerimizi tanıtmak amacıyla hayata geçirdiği proje sağladı.
Proje kapsamında son olarak Türk minyatür sanatının en önemli eserlerinden Nakkaş Osman’ın “Surnâme-i Hümayun Dijital Sergisi” yolcularla buluştu.
Hologram ve özel projeksiyon teknolojisiyle hazırlanan sergi, Marmaray Yenikapı İstasyonu’nda görülebilir.
Marmaray yolcusuysanız, bu fırsatı kaçırmayın derim ben.
Dubai’de büyük rekabet
İki Türk markası, Dubai’de kıyasıya bir rekabet yaşıyor.
◊ 2020 senin açından nasıldı?
- İş yönünden herkes gibi biraz eksik... Ama sosyal medya yönünden bereketli...
◊ “Sosyal medya bereketi” mi? İlk kez duyuyorum...
- Sosyal medya bereketinden kastım şu; evde daha fazla içerik ürettim, daha fazla insana bunları sunabildim. Tek sorun şu; bazıları diyor ki “Koca adam oldun, niye böyle videolar çekiyorsun?”... Yaşlı gösteriyorum galiba...
◊ Kaç yaşındasın ki sen?
- 25...
Bu durum geçmişte başlı başına bir keyifken, salgın sonrası panik atağa dönüştü. Her uçuşta aynı korku, takip eden birkaç gün içinde akıldan çıkmayan “Acaba bana virüs bulaştı mı?” sorusu...
Hem kendimi hem de sevdiklerimi korumak adına tüm önlemlere uymaya çalışsam da yaşadığım korkunun üstesinden gelemiyordum.
Ta ki yolculara PCR testi zorunluluğu getirilene kadar...
Sadece Türkiye değil, birçok ülke uçuştan en geç 72 saat önce PCR test yaptırılmasını zorunlu tutuyor artık. Türkiye de yurtdışından gelecek yolcular için 1 Mart’a kadar test zorunluluğu getirdi.
Planladığım Amerika seyahati de tesadüfen o kararın sonrasına denk geldi. Neredeyse bir yıldır ne havalimanında ne de uçakta kendimi bu kadar rahat hissetmiştim.
Uçakta bulunan herkesin test yaptırdığını ve sonuçlarının negatif olduğunu bilmek ne büyük huzur, ne büyük konformuş meğer.
Saatlerce uçmama rağmen tedirginlik duymadan gidip döndüm. Diğer yolcularda da aynı rahatlığı gözlemledim.
Test zorunluluğu, herkes için güvenli uçuş demek.
Öncelikle şunu sormak istiyorum; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı’nın görevleri, sorumlulukları tam olarak nelerdir?
- İletişim Başkanlığı, misyonu ve fonksiyonu itibarıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ihdas edilen en kritik kurumlardan biri. Ben de Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle bu yeni ve dinamik kurumun ilk başkanı olma bahtiyarlığını yaşadım. Tabii bu aynı zamanda milletimize ve Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı büyük bir sorumluluk... Cumhurbaşkanımızın belirlediği politika ve stratejilere uygun şekilde, ulusal ve küresel çapta iletişim faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Ayrıca milletimiz ile devletimiz arasındaki iletişim akışını yönetiyoruz. Etkin ve nitelikli bir medya alanının inşasına katkı vermeye, basın mensuplarımıza destek olmaya çalışıyoruz. Stratejik iletişim, kriz yönetimi ve kamu diplomasisine ilişkin politikaların belirlenmesi, koordine edilmesi ve uygulanması da Başkanlığımızın sorumluluğunda. Diğer taraftan içeriden ve dışarıdan ülkemiz aleyhine algı operasyonlarına karşı tüm mecralarda etkin bir mücadele yürütüyoruz.
KRİTİK BİR ZAMANDAYIZGenel olarak bir gününüz nasıl geçiyor? Mesai süresince en çok hangi konular zamanınızı alıyor?
- Doğrusu, benim günümün nasıl geçtiği Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisinin ve ülkemizin gündemine paralel olarak şekilleniyor. Çünkü ülkemiz, bölgemiz ve bütün dünya açısından önemli olayların, sıcak gelişmelerin yaşandığı kritik bir zamandayız.
Böyle bir dönemde iletişim tali değil asli bir alan olarak öne çıkıyor. Bütün bu çalışma süreci, bizim için zaman mefhumunu ortadan kaldırıyor.
CUMHURBAŞKANIMIZIN ENERJİSİNE YETİŞMEK ZOR
Sizi bu görevde en çok zorlayan konular neler?
Pandemi dönemi içinde daha önce de Miami’ye uçmuştum ama bu kez prosedürler farklıydı. İpler iyice sıkı tutulmaya başlanmış. Tüm çaba üçüncü dalgaya geçit vermemek için elbette...
Değişiklik ne derseniz, artık ister geliş ister gidiş olsun, Amerika-Türkiye seyahatlerinden en fazla 72 saat önce PCR testi yaptırmak zorunlu. Negatif olduğunu belgeleyemezsen uçman mümkün değil. Bunu öğrenince soluğu arkadaşım Seycan Tanfer’in sahibi olduğu Tanfer Hastanesi’nde aldım.
Salgının ilk döneminde yaşanan test ücreti kaosunun sona erdiğini zaten biliyordum.
Nitekim bu konuda bir sürpriz yaşamadım.
Açıklandığı üzere test ücreti olarak 250 lira talep edildi.
Bu arada, yola çıkmaya hazırlananlar için de hemen bir not düşeyim, sonuçlar en geç ertesi gün elinizde oluyor, planlarınızı ona göre yapın.
Geleyim sadede; nurtopu gibi bir negatif belgem oldu, yolculuğun önündeki tek engel de kalktı. Biletler alınsın, valiz yapılsın...
Bu ne kalabalık
◊ Markasını İngiltere’de kurmuş bir modacısınız ama bildiğim kadarıyla bu maceranın öncesi de var. Sektörde kaç yıl geride kaldı?
- Aslında eşimin 2004 yılında İngiltere’den aldığı iş teklifi Zeynep Kartal markasının doğmasına ve köklenmesine olanak sağladı. Türkiye’den başlayıp İngiltere’ye uzanan moda yolculuğumda bu yıl 30 seneyi geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyorum. Geçmişe baktığımda, kurduğum hayallerin gerçeğe dönüşmesinde işime olan tutkumla beraber ailemin ve sevdiklerimin manevi desteğinin payı çok büyük...
◊ Uzun yıllardır yurtdışındasınız. Gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş ya hani... Zaman içinde Türkiye’den koptunuz mu? Gönül bağları zayıfladı mı?
- Hayır, bu süreç boyunca hiçbir zaman anavatanımdan kopmadım. İngiltere’de yaşadım ama ülkeme duyduğum özlem ve hayata geçirdiğim her proje, “Bir sonrakinde daha iyisini nasıl yapabilirim” düşüncesini güçlendirdi. Bu düşüncenin de daha azimli bir şekilde çalışmamın önünü açtığına inanıyorum.
KOCA BİR OKYANUSTA TEK BAŞIMAYDIM
◊ Şu an orada kabul görmüş, sevilen bir modacısınız ama merak ediyorum, başlarda İngiliz moda sektörünün bir Türk tasarımcıya yaklaşımı nasıldı?
- Yurtdışında yaşamaya başlamanın ve burada bir markayı hayata geçirmenin zorluklarını tabii ki yaşadım. Yeni bir ülkede iş kurmak, koca bir okyanus içinde tek başına kalmaktı benim için...
Emine Erdoğan’ın gençlik yıllarından beri israf konusunda çok hassas olduğunu da biliyorum.
Ancak gördüğüm kadarıyla ne kadar konuşulursa konuşulsun, yazılırsa yazılsın, “sıfır atık” konusunda yeterli mesafe alınamıyor.
Sebebi de biziz.
Vatandaş olarak üzerimize düşeni gereğince yapmıyoruz.
Eğer evlerde böyle bir hareket başlamazsa, hassasiyetin genele yayılmasını ve sonuç alınmasını beklemek hayal olur.
Nasıl mı?
Bir Almanya örneğiyle açıklayayım. Almanya’da elinizdeki çöpü mutfaktaki yanlış çöp torbasına atarsanız kıyamet kopar. Çünkü atıklar türlerine göre ayrılır ve onlara göre belirlenen renkteki torbalara konur.
◊ Çok yönlülüğünüz herkesçe malum. Öğrendiğim kadarıyla yaptığınız işlere yeni başlıklar eklenmek üzereymiş. Bu kadar bölünmek normal mi?
- Bu bana pek garip gelmiyor da çevremde garip bir his uyandırıyor... Bir oyuncu, bir yönetmen ya da bir fotoğrafçı sonuçta kendi sanat kariyeriyle ilgilidir. Yani aynı zamanda bu işlerin sergileneceği yerlerin sahibi değildir. Ben hem oyuncuyum, hem tiyatrom var hem de tiyatro işlerinin yapıldığı kabareyi idare etmek zorundayım.
◊ Televizyonu atlamayalım.
- Evet, “bir şov programı varsa o programın moderatörü de benim” gibi bir komikliği yaşıyorum. Bir yandan medyayla mütevazı bir ilişkim var. Bu sezon TV100 kanalında bir programım var. Ayrıca bu işi hibrit olarak sürdürmek için adım attım, dijital platforma da iş yapmaya başlıyorum.
Fotoğraflar: Emre Yunusoğlu
“Kutlayalım yeni zamanını” dedi.
Bu paylaşım sonrası kimi veryansın etti, “ayıp” diye hop oturup hop kalktı, kimi de “sünnet davulla zurnayla kutlanıyorsa bu niye ayıp olsun” diyerek Düvenci’ye destek verdi.
Ben ayıplamıyorum da alkışlamıyorum da...
Öncelikle ne mutlu bu güzel aileye diyorum...
İki pırlanta gibi çocukla hayatlarını paylaşıyor, onların büyümelerine tanıklık ediyorlar.
Ve çok mutlular...
Sağlıkları da mutlulukları da daim olsun.
Birkaç gün önce de o karelerin devamı geldi. Bedenine tepeden tırnağa “boş konuşma” anlamına gelen “bla bla bla” yazdırarak çıplak pozlar vermiş.
Ve bu kez altında İngilizce olarak şöyle yazıyordu: “Özgürlüğün doğuşu...”
İtiraf edeyim, bu çıplak fotoğrafın verdiği mesajı ben anlamadım.
“Çıplaklık özgürlük” mü diyor, “Boş konuşmalara kulak tıkadığında özgürsün” mü, yoksa “Siz konuşun, ben istediğimi yapar, istediğimi yaşarım” mesajı mı veriyor?
Bilemedim. Çözemedim. Bu pozlar bana pandemi döneminde unutulmamak için yapılmış PR çalışması gibi geldi.
Kim bilir belki de gelecek paylaşımlarla sır çözülür, mesaj açığa çıkar diye beklemedeyim ama yine de zannetmiyorum.
2021 nostaljisi
Nostalji severim. Hele nostaljik şarkıları daha da çok... O yüzden “best of” çalışmaları oldum olası yakından takip ederim.
◊ Serencim, geçmiş olsun. Geçirdiğin bir operasyon nedeniyle sürekli kilo kaybı yaşadığını açıkladın. Şimdi nasılsın, biraz toparlayabildin mi kendini?
- Teşekkür ederim. Aslında ilk kez 6 yıl önce mide ameliyatı geçirdim. O dönem gayet rahat ve sağlıklı şekilde kilo vermiştim.
◊ Evet, çok da formda görünüyordun. İkinci kez operasyon geçirme fikri nereden çıktı o halde?
- Çocuk yapmak istedim. Bunun için bir seneye yakın süre hormon aldım. Hormon tedavisi yüzünden de verdiğim kiloların 15 kilo kadarı geri geldi. Ama maalesef ani stres sonucu düşük yaptım. O süreçte evden dışarı çıkmadım. Sabahtan akşama kadar çikolata yiyor, kola içiyordum. İkinci operasyon fikri de düşükten sonra gelişti. Bir an önce kilo vermek, işime konsantre olmak için bu kararı aldım.
8 YAŞIMDAN BERİ SUDAN İĞRENİYORUM
◊ Seni stres, kola ve çikolata yoldan çıkardı yani...
- Alkol ve sigara zaten kullanmıyorum. Ama benim de bir kötü huyum var, su içememek... 8 yaşındayken musluktan gelen paslı suyu gördüm, o gün bugündür su içmiyorum, iğreniyorum. Tabii su içmemek de kolay kilo alma sebebi...
◊
Ne büyük yanılgı...
Geçenlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun attığı bir tweet’le açıldı gözlerim.
“2020’de uyuşturucu ile mücadele çatır çutur devam etti” diye söze girmiş Sayın Soylu...
Okuduğum an bu önemli mücadelede Türkiye’nin ne kadar yol kat ettiğini fark ettim.
Daha birkaç yıl öncesine kadar kriz geçiren çocuklar, hayatlarını kaybeden gencecik bedenler haber bültenlerinden eksik olmuyordu.
Ve şimdi... Elbet kökü tamamen kurumuş değil ama mücadele son sürat devam ediyor, gözünü para bürümüş bu vicdansız uyuşturucu satıcılarına aman verilmiyor.
Sayın Bakan, mücadelenin çarpıcı raporuna da yer vermiş tweet’inin devamında:
1
Olan olmayana, varlıklı darlıktakine el uzattı.
Bu sayede pandemiyi mümkün olduğunca az hasarla atlatma yolunda önemli mesafe kat ettik.
Belediyeler “küçük esnafa destek” çağrısı yapıyor, bu çağrılar büyük ölçüde yanıt buluyor.
Büyük işletmelerin imdadına ise genellikle mal sahipleri yetişiyor.
Kısıtlamalar çerçevesinde günlük ciroları ciddi ölçüde azalan mağazalara kimi AVM’lerden yılbaşı hediyesi tadında müjde geldi.
Zaten temmuz ayından beri kiracılarına yüzde 50 indirim sağlayan Capitol de “Gün birlik olma günü” diyenlerden...
2021 Nisan sonuna kadar yüzde 50 indirimli kira uygulamasına devam edecek olan AVM, aralık ayında başlayan hafta sonları sokağa çıkma yasağı nedeniyle ek destek kararı aldı.
◊ Mustafa Bey, öncelikle çok geçmiş olsun. Geçen ay bir kalp krizi geçirdiniz. Nasılsınız şimdi?
- İyiyim, çok iyiyim hamdolsun. Biz her şeye “hamdolsun” demesini bilmiyoruz. Şimdi korona denilen bir hastalık yaşanıyor değil mi? Bir virüs... İnsanlar kızıyorlar, çekingenler, tereddütlüler.
◊ Tedirgin olmamız normal değil mi?
- Ama her şeye “hamdolsun” diyeceksin. Niye? Çünkü kötünün kötüsü var. Allah beterinden korusun. Her şerde bir hayır vardır. Şerre değil hayra yormak lazım. Biz şerre yoruyoruz hep. Herkeste bir panik, stres... Ya bir durun, rahat olun kardeşim. Allah’tan gelen her şeyde bir hayır vardır.
Fotoğraf: Emre YUNUSOĞLU
Artık kapı aralandı uzaylılar aramızda
Ünlü astrolog ve spiritüel danışman Aslı Güder, 2018’de verdiği röportajda “Tüm dünyayı maskeli görüyorum” diyerek pandemi tablosunu önceden çizmişti. Felaketlerin birbirini izlediği 2020’yi nihayet geride bırakmışken, belki güzel haberlerle içimizi açar dedim, bir umut 2021’e dair öngörülerini istedim. Baştan söyleyeyim, global anlamda iyi haber bekleyenlerin bu yıl da elleri boş kalacak. Ama yüzünüzü asmayın, bireyselde gülmenin yolu açık... Deprem olur mu, uzaylılar aramızda mı, magazin dünyasının ünlülerini hangi sürprizler bekliyor, yılın en şanslı burçları hangileri? Ben sordum, Güder yanıtladı.
◊ 2020 zor geçti ama astrologlar 2021 için de iyi konuşmuyor. “2020 fragmandı, asıl film şimdi başlıyor” benzeri açıklamalar var. Şimdi oturup felaketin ikinci perdesini mi bekleyeceğiz yani?
- Aslına bakarsanız 2021 kumar yılı olacak.
◊ Nasıl yani?
- Yani doğru adımlar atıp akıllıca risk alan, yeniliğe açık olup kendini adapte edenler bu yıl kazanacak. Kapalı, değişime açık olmayanlarsa bu yılın kaybedenleri olacaktır.
◊ Gerçekten bu yıl öngörüldüğü kadar zor mu geçecek?
- Evet, zorlu bir süreç bizi bekliyor.
◊ İyi ama hangi açılardan?
- Bu yıl kıtlık, kuraklık, isyanlar ve özgürlük savaşlarına tanıklık edeceğiz mesela... Özellikle Londra, Paris ve Washington’da büyük gösteriler olacak. Ayrıca Kanada ve Almanya’daki hareketlenmeler de bizi şaşırtacak diyebilirim. Amerika’da İkiz Kuleler benzeri bir olay yaşanabilir. Ayrıca yıl içinde dünyayı etkileyecek bir nükleer tehdit görüyorum.
Hatta 3. Dünya Savaşı’nın ayak seslerini duyacağız. Batı ve doğu arasındaki denge bozukluğu, ülkelerdeki adaletsizlikler, terör olayları ve ayaklanmaları tetikleyecek.
Sahnenin arkasındaki tüm güçlerin, küresel üst akılların maskelerinin düştüğüne tanıklık etmeye de hazır olun. Artık hiçbir şey gizli kalmayacak.
◊ Hangi ülke daha çok hangi alanda sınanacak sizce?
- Çin: Tümüyle kendi içindeki sorunlarına odaklanacak.
Almanya: Ekonomide çok sıkıntı çekeceğini öngörüyorum.
Suudi Arabistan: Savaş çanları Suudi Arabistan için çalıyor. İran ile ipler daha da gerilecek. İsrail’le anlaşma süreci yavaş ilerlese de sonunda yapılacak.
Yunanistan: Türkiye’ye saldırmaya devam edecek, gerilim sürecek.
Afrika: Özellikle Nijerya’da sular durulmayacak. Afrika yeraltı zenginliklerinden dolayı dış güçlerin oyunlarına maruz kalıp yine arkadan vurulacak ve yine kan dökülecek.
◊ Yeni yılın ilk günlerinde Amerika karıştı. Trump susmadı, yenilgiyi kabullenmedi...
- Aynen devam... Susmayacak, susturulamayacak, konuşmaya ve şovlarına devam edecek. Bir dahaki seçimlerde tekrar adaylığını koymayı bile deneyebilir. Ayrıca bir televizyon programı yapması da sürpriz olmaz.
◊ Amerika demişken... 51. Bölge ve uzaylılar hakkında da ilginç şeyler söylemişsiniz. Uzaylılar gökyüzünden değil de yeraltından çıkıp gelecekmiş...
- Evet, uzaylılar aramızda aslında... Artık kapı aralandı. Yakında bizimle iletişime geçecekler. Ve özellikle de Amerika 51. Bölge’ye dikkat diyorum. Cep telefonlarımızdan uzaylı sesi duyarsak hiç şaşırmayalım hatta!
HİNDİSTAN-ÇİN SAVAŞINI KAMALA HARRIS ÇIKARTACAK
◊ Geçen sene verdiğiniz röportajda “Dünyayı bir kadın yönetecek. Yeni bir lider doğacak” demiştiniz. Beklenen lider geldi mi yoksa daha zamanı var mı?
- Geldi. Kamala Harris... Siz bakmayın Biden’ın seçimleri kazanmış gibi görünmesine, son Amerika seçimlerinin asıl galibi Harris...
◊ Ama kendisi Biden’ın sağ kolu olsa da lider pozisyonunda değil...
- Bence Biden bir dönem sonra sağlık sorunları nedeniyle görevi tamamen ona devredecek.
◊ Peki onunla birlikte Amerika’nın dış ilişkilerinde bir değişiklik olur mu?
- Öngördüğüm bir komplo teorisi var bu konuda. Çin ve Amerika’nın doğrudan savaşması mümkün değil. Dolayısıyla bunu Hindistan’a yaptıracaklar diye düşünüyorum.
◊ Bunun Harris’le ne ilgisi var?
- Hatırlatırım, Harris de Hint kökenli. Ve Hindistan üzerinde muazzam bir etkisi var. Zaten başkan olduğunda Hintliler bu işe müthiş sevinecek. Göreve geldikten sonra ilk dış seyahatini Hindistan’a yapacaktır.
◊ Tamam işte, ana vatanını niye böyle bir kaosa sürüklesin ki Kamala Harris?
- Çünkü “derin Amerika”, Çin’in yükselişe geçen muazzam gücünü kırmak istiyor. Bunun için de Kamala Harris’e bir Hint-Çin savaşı çıkarttıracaklar.
2023’TEN SONRA TÜM DÜNYA ÖNÜMÜZDE DÜĞME İLİKLER
◊ Biraz da bizden bahsedelim. Mesela ekonomik anlamda dalgalanmalar devam eder mi, ne dersiniz?
- Ekonomide A ve B opsiyonlarımızı kullandık, C seçeneğine yaklaşıyoruz.
◊ Anlamadım, bu iyi mi, kötü mü?
- Şöyle söyleyeyim, ekonominin yeni kurmayları teknik bilgileri ile doğru adımlar atacak. Ülkemizde 2023’e kadar sıkıntı sürse de devamında tüm dünya önümüzde düğme ilikleyecek.
◊ Ne olacak da güçler dengesi değişecek ve itibarımız daha da artacak?
- Bu tamamen yeraltı kaynaklarımızdan kaynaklanacak bir durum olacak.
◊ Bu yıl kuraklık bizi fena vuracak gibi görünüyor. Kıtlık kapıda mı dersiniz?
- Kuraklık bir yana, 7 yıl boyunca üretim anlamında bir kıtlık yaşanması söz konusu zaten... Ekonomiden sanata, üretimin olduğu her alanda verimlilik ve yaratıcılık duracak.
◊ Bir de tüm ülkeyi diken üstünde tutan deprem gerçeğimiz var. Sormaya korkuyorum gerçi...
- Dünya 2027’ye kadar sallanacak, bu birincisi... Türkiye’de de 2022 Mart’ta etkili olacak bir deprem öngörüyorum.
◊ Ben de Allah yardımcımız olsun diyorum artık! Bizi kötü enerjiden koruyacak bir ritüel falan önerseniz ne iyi olur.
- Daha önce de belirtmiştim, evinde kedi besleyenler negatif enerjiden korunmak açısından şanslı. Çünkü kedi şifadır, temizlenmedir. Kedilerin ağız salgısı, insanlara şifalandırma sağlar. Bunu hafife almamak lazım.
YENİ AŞK SERENAY’IN AYAĞINI YERDEN KESİYOR
◊ Size güzel şeyler söyletme umuduyla bir de şöyle sorayım... Bu kadar felaket içinde yüzü gülecek kimse yok mu? En azından ünlüler dünyasından birkaç örnek versek de okurlarımıza “Şans onlar gibi bize de gülebilir” dedirtsek...
- Var var... Mesela Ebru Gündeş... 2021 onun için tam manasıyla şans yılı. Kedi gibi hep dört ayağının üzerine düşecek. Başarılarının arkası gelecek. Yeni bir projede yer alması da muhtemel... Serenay Sarıkaya ise aşk açısından gülecek.
◊ Cem Yılmaz’la mı barışıyor?
- Hayır, onların enerjileri birbirine iyi gelmiyor. Ama Sarıkaya, âşık olmamaya yemin etmişken ayağını yerden kesecek yeni bir aşk yaşayacak gibi görünüyor. Ve çok mutlu olacak.
◊ Ya Yılmaz? Onun yılı nasıl geçer dersiniz?
- O daha çok maneviyata yönelecek gibi... Yaptığı iyiliklerin meyvesini yiyecek. Ama kalbine ve midesine dikkat etmeli.
ASLI ENVER, MURAT BOZ DEFTERİNİ BİR DAHA AÇMAMAK ÜZERE KAPATTI
◊ Ayrılıp barışanlar diyarından devam edelim. Aslı Enver-Murat Boz, Hadise-Kaan Yıldırım... Onlar hakkında neler söyleyebilirsiniz?
- Aslı Enver için yeni aşk kapıda, geldi gelecek. Gayet de ses getirecek bir ilişki olacak.
◊ Boz mu yine?
- Yok, Murat Boz değil. Aslı Enver o defteri bir daha açılmamak üzere kapattı. Hadise ve Kaan Yıldırım’ın aşkları ise doludizgin devam edecek. Hatta bir evlilik teklifi de olabilir. Onların enerjisi son derece uyumlu.
SEREN SERENGİL KORKMASIN MUTLU BİR YUVASI OLACAK
◊ Seren Serengil sürpriz bir şekilde evlilik kararı aldı. Yakın arkadaşıyla nikah masasına oturmak için planlar yapıyor. Gökyüzü “Bu kez yüzü gülecek” diyor mudur?
- Hiç merak etmesin, 2021 onun yılı. Girdiği işlerde başarılı olacak. Evlilik kararı aldığı kişi de son derece varlıklı biri ve Seren’e el bebek gül bebek bakacak. Para yediren Seren para yemeyi öğrenecek. Önceki evliliklerinin aksine mutlu bir yuvası olacak.
KOÇLARA CESARET TERAZİLERE ÇOCUK BALIK VE BAŞAKLARA PARA GELİYOR
◊ 2021’de hangi burçlar daha şanslı, böyle bir genelleme yapmak mümkün müdür?
- 2021, hava ve ateş grubu burçlarının yılı olacak. Koç ve oğlaklar bana göre bu yılın en şanslıları. Koçlar hiç olmadıkları kadar cesur olacak, doğum günlerinden sonra iyice rahatlayacaklar. Ama şu noktayı vurgulamak isterim; kredi çekmesinler.
Balık burcunun şansı özelikle mayıs-haziran aylarında ve 2022’ye girerken artacak.
Aşk ve evlilik konusunda daha çok yüzü gülecek olan burçlar aslan, terazi, yengeç ve kovalar diyebilirim.
En çok kazananlar balıklar ve başaklar. Akrepler ve boğalar ise daha çok sorgulayacak, karar verecek ve sürprizlere açık olacaklar.
Teraziler bu sene çocuk sahibi olabilir ya da çocuklarıyla ilgili konular gündemlerini oluşturabilir.
Yaylar için yenilenme ve sırtındaki yükleri atma yılı. Genel olarak bu yıl hepimizin sabırlı, inançlı ve kararlı olmamız gerekiyor.