“Unutulmuşlar Kasabası”nı anımsayın

Geçtiğimiz günlerde Bandırma’da yaşayan hayvan aktivisti Haluk Kenanoğlu’nun Erdek Düzler’de iki yıl önce “Unutulmuşlar Kasabası” adıyla kurduğu çiftliğin konuğu olarak burada yaşanan hüzne, umuda ve sevince tanıklık ettim

Haberin Devamı

DHA için yaptığımız röportajda Kenanoğlu tek tek cinsel istismara ve şiddete uğramış hayvanların hikâyelerini anlattı. Türkiye’nin çeşitli illerinde şiddette ve istismara maruz kalmış hayvanlar bu kasabada hayata tutunuyor. Kasaba sakinleri arasında 54 köpek, ördek, hindi, martı, kaz, güvercin gibi 230 kanatlı hayvan, bir at, bir oğlak, dört kaplumbağa kirpi ve bir de fındık faresi bulunuyor. Kasabada bulunan her hayvanın bir isimi de var. Kenanoğlu, her hayvanın kendini özel hissetmesi, değerli olduğunu görmesi adına her birine isim vermiş. Kenanoğlu’nun verdiği sevgi ve isimler birleşince “Unutulmuşlar Kasabası” sakinleri de artık hayata umutla bakıyorlar. Tek istedikleri de sevilmek. Aslında bu hayatta hepimizin istediği tek şey sevilmek değil mi?

Haberin Devamı

Çekim için 54 köpeğin bulunduğu alana girerken Haluk Kenanoğlu beni uyarıyor: “ Hepsi üstüne atlayacak, birini sevip diğerlerini sevmemezlik etme.”
Birkaç dakika köpeklerle zaman geçiriyorum, kayda hemen girmiyorum. Köpeklerden birkaçı Haluk’a bir kaçı da bana yöneliyor. Çekime başladıktan sonra sol kolumda bir ağırlık hissettim. Daha doğrusu birkaç dokunuşun ardından kolumda bir ağırlık oluştu. Çekimi de yarım bırakmamak için dokunuşlara rağmen devam ettim ama kolumdaki ağırlık hareketlerimi de kısıtlayınca kayıttan çıkmadan kamerayı sadece sağ elime alarak baktığımda. Bizim tontiklerden birinin ben çekime başladığımdan beri sevilmeyi beklediğini gördüm. Bu kısacık an kameraya da yansıdı. Belki bir gün anılarımı yazarken ya da haberlerde başımıza gelen ilginç durumları anlatırken bu görüntüyü okurlarımla paylaşırım…

O kocaman köpeğin başını okşayıp tekrar çekime döndüm. Döndüm ama o köpeklerin sevgiyle tanışıp diğer insanlardan da sevgi beklemesi dikkatimi çekti. Kenanoğlu aslında bunca hayvana babalık yapmak, onları doyurmak ya da tedavi etmekle değil, onlara sevgisini vermesiyle aslında başlı başına büyük bir iş yapıyor. Beni de hayvanlar onunla birlikte gördükleri için tıpkı ona davrandıkları gibi davranıyorlar ve onları sevmemi bekliyorlar. Aslında yaptığımız haberin özü de sevgi. Biz Haluk Kenanoğlu’ndan hayvanların nasıl sevileceğini, hayvanların insanları nasıl sevdiğini öğreniyoruz. 10 yıl boyunca taş taşımış Zigana isimli at Haluk’u görür görmez yanında bitiyor. Annesini emememiş Yağız isimli oğlak hep peşinde... Ördekler, kazlar Haluk’un belki de günlerce emek verip yaptığı küçük havuzda mutlu, Hindi Toygar hep bir şeyler anlatmak istiyor. Haluk’un adını Vurgun koyduğu ve Erdek’te demir sopalarla dövülen o güzel köpek sevginin gücüyle artık yürümeye başladı.

Haberin Devamı

HAYAT BOYU HEP TÜKETİYORUZ

Biz insanoğlu o kadar benciliz ki, hep sevilmek istiyoruz ama bir başka canlının sevilme ihtiyacının olmadığını düşünüyoruz. Köpekler, kediler bitkiler… Doyurduk mu, suyunu verdik mi? her şey bizim için bitiyor. Oysa bizim için sevgi nasıl hayatı anlamlı kılıyorsa, onlar için de tıpkı öyle. Aramızdaki tek fark onlar bizim gibi dile gelip anlatamıyor. İşte onların anlatamadığını biz Haluk Kenanoğlu gibi insanlardan öğreniyoruz. Biz sevgiyi kendi aramızda tüketirken, Haluk sevgiyi o hayata tutunmalarını sağladığı hayvanlarla çoğaltıyor. Biz sevgiyi yalnızca insanlar arasına hapsederken O sevginin türler arasında bir değer olduğunu bize gösteriyor. Sözün kısası; sevgiden yana hatırlayacağınız her şey “Unutulmuşlar Kasabası”nda. Bize düşen en büyük sorumluluk ise Haluk Kenanoğlu’na maddi ve manevi destek olmak, sevginin çoğalmasına ortak olmak… Ne bileyim belki bir gün Haluk Kenanoğlu gibi insanların sayısı birken beş olur, yaşadığımız bütün kötülüklerin karşısında umut olur…

Yazarın Tüm Yazıları