İyi şeyler de oluyor be ya!

Altı üstü bir peynirden öte olan o sohbetten sonra neler kaldı aklımda, neler neler öğrendim hatta.

Haberin Devamı

Güzel bir soru geldi mesela, bu fiyatlara gerçek peynir alamazsak ne yiyeceğiz diye? Hep et konuşacak halimiz yok. Herkesin bir bütçesi var. O bütçenin bir öncelik alanı var. Haklı bir soru. Doğru gıdaya erişim herkesin hakkı olmalı, ama bugünkü düzende bu adil hakka kavuşmak da mümkün olamıyor.

 

O zaman da, kendini peynir yerine koyan gıdalar peyda oluyor çarşı pazarda. Berrin ve Neşe tatmışlar bazılarını, margarin tadı vardı içinde diyorlar, o zaman o içeriğe malzemeye pahalı bile kalıyor. 

 

Sütün kilosu, işleme maliyeti, bir kilo peynirin kabaca 6-10 kilo sütten yapılmasını, kira, ambalaj ve diğer maliyetleri üst üste koyun, zaten 20 liranın her halükarda üzerinde olacak o peynir. Örneğin beyaz peynirden bahsediyoruz.

 

Haberin Devamı

E ne yenilecek, gene dönüp aynı şeyi konuşuyoruz, ya peyniri tanıyın ya peynircinizi. Gene kaynak bilin, gene iyinin peşine koşun.

 

Yemeyin dedi Berrin ve Neşe. 10 liraya da, 15 liraya da peynir olmaz. Olamaz. O paralara peynir satanlardan o ürünü alacağınıza, onların sizi gıda adı altında zehirlemelerine izin vereceğinize, yemeyin o peynirleri.

 

Kendiniz bile yapabilirsiniz, basit birkaç peynir evde, onları baharatla, taze çeşnilerle tatlandırabilirsiniz diye de konuştuk hatta.

 

Oradan gene tüketim alışkanlıklarına estik. Çok yiyeceğimize az ve iyisini yesek dedim. Her üründe olduğu gibi.

 

Oradan oraya konuşurken, benim de son zamanlarda yazdığım gibi etinizin kaynağını bilin, hayvan ırklarımızın son durumu nedir diye konuşurken güzel bir bilgi geldi.

 

Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü’nün hayvan ırklarımız ile ilgili ciddi çalışmalar yaptığını öğrendim. 50 Peynirli Şehir Balıkesir kitaplarında büyük bir bölüm ayırmışlar yerli ırka ve bu enstitünün işlerine Berrin ve Neşe. 82 yıllık kurum ile ilgili kitapta yazdıklarından biraz paylaşmak isterim…  ‘Ana faaliyet konusu ve kuruluş amacı koyunculuk olmasına rağmen, enstitüde hayvan genetik kaynaklarının ve ırklarının korunması yönünde farklı türlerle ilgili bilimsel çalışmalar da önem taşıyor.’

 

Haberin Devamı

‘Küçükbaş hayvancılık konusunda sorumluluk alanları Türkiye’nin tamamını kapsayan enstitüde özgün ırklarımız “yerli kara”, “kara sığır” ve Anadolu mandası ile ilgili çalışmalar da buradan yürütülüyor.’

 

Yoğun ve bilinçsizce yapılan melezlenmeler yüzünden çiftlik hayvanları da oldukça sekteye uğramış. Bölümde ayrıca yapılan hayvan ithalatının da bizim ırklarımızın azalma veya kaybolma tehlikesini beraberinde getirdiğinin de altı çiziliyor.

 

Hayvan ırklarının korunmasında kadınların yoğun olarak görev aldığını, eğitimlerle desteklendiklerini de belirtmişler. Hayvancılıkta nitelikli kadın istihdamını da arttırmak için de çalışılıyor, ayrıca önder kadın çiftçiler de yetiştiriliyormuş.

Haberin Devamı

Cumartesi günkü sohbetimizde, kırsalda tutunamayan genç nüfusu da konuşmuştuk. Geleceklerini şehirlerde memur olarak değil de ana baba mesleği olan hayvancılıktan, peynircilikten kazanabileceklerine inandırmak, kırsal kalkınmayı sağlamak ve göçleri de azaltmak…

 

Her şey birbirine ne kadar da bağlı değil mi, alakasız sandığımız her konu, birbirine sıkı sıkı bağlı, geleceğimiz topraklarımızda saklı.

 

 

İLLA Kİ!

 

Paskalya yaklaşıyor ya, Üstün Palmie’nin vitrinini çikolatalar kapladı. Horozlar, tavşanlar, arabalar, yumurtalar neler neler. Büyüğü, küçüğü, beyaz çikolatası, bitter çikolatası, sütlüsü. Her bütçeye, ailenin her üyesine, uzağınıza, sevdiğinize…

 

Haberin Devamı

Kalıpların hikayesi ayrı, pastanenin hikayesi ayrı, ailenin yeri ayrı, mahalle zaten apayrı. Paskalya güzel bayram, çikolata ile ayrı güzel, uğrayın alın tükenmeden çeşitler, Paskalya kutlasanız da, kutlamasanız da…

Yazarın Tüm Yazıları