Tolga Özbek

Sualtındaki uçak filomuz

25 Ağustos 2019
Uçakları gökyüzünün değil, derin suların maviliğinde görmeye ne dersiniz? Türkiye’nin denizleri, dalış meraklılarına bu konuda farklı ve zengin seçenekler sunuyor. İster geniş gövdeli yolcu uçağı Airbus A330’un kabininde dolaşın, ister İkinci Dünya Savaşı’nda düşen bir bombardıman uçağına dalın. Peki hangisini, nerede bulabilirsiniz? Karşınızda, artık deniz canlılarına ev sahipliği yapan batık uçaklar.

Son 30 yılda teknolojilerin gelişmesi ve eğitim merkezlerinin artmasıyla tüplü dalış yaygın bir spor haline geldi. 20-25 metre derinlikteki batık uçaklar da önemli dalış noktalarının başında geliyor. Turizm Bakanlığı ve Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu, 2000’li yılların başından bu yana Akdeniz ve Ege’de pek çok suni batık oluşturdu. Bu batıklar yapay birer resif olarak denizaltı canlılarına ev oldu. Bazıları tecrübesiz dalgıçların bile inebileceği derinliklerde bulunuyor. Uçak 18 metreden daha derinde değilse ‘1 Yıldızlı Dalış Brövesi’ yeterli oluyor. Eğer 20 metre ve altındaysa, ‘2 Yıldızlı Dalış Brövesi’ gerekiyor. Tekneyla ulaşım, ekipman ve bir öğün yemek dahil fiyatlar, 130-200 TL arasında değişiyor. Dalacak kişi yeterliliğini göstermek zorunda. Dalışlara tecrübeli dalgıçlar da eşlik ediyor.

A330-300 / Saros Körfezi, Çanakkale
2016’ya kadar yolcu taşıdı
Geçen nisan İbrice’de batırılan Airbus A330-300 tipi yolcu uçağı, 1995’te imalat hattından çıktı. Hong Kong’da Dragon Air’de uçtuktan sonra 2010’da Onur Havayolları’nın filosuna katıldı. 2016 sonuna kadar da yolcu taşıdı. Emekli olup parçalara ayrıldıktan sonra 6 TIR ile Saros Körfezi’ne taşındı. Dünyanın en büyük ikinci batığı olan uçağa, limandan İbrice Dalış Merkezi’nin teknesi ile 15 dakikada ulaşmak mümkün. Gövdesinden bazı parçalar söküldüğü için dalgıçlara rahat dolaşma imkânı sunuyor. Kabinin arkasından başlayıp kokpite ulaşmak yaklaşık beş dakika sürüyor. Geniş kokpit içinde dolaşmak da ayrı bir keyif.



Yazının Devamını Oku

Rötarla başa çıkma rehberi

11 Ağustos 2019
Kurban Bayramı’nı yıllık izninizle birleştirdiniz ve havalimanının yolunu tuttunuz. Ama bir baktınız uçuşunuz iptal olmuş veya bağlantılı uçuşunuz geç geliyor. Uzun bir rötarla karşı karşıyasınız! Ne yapacağınızı biliyor musunuz?

1. Sakin olun
Bağırıp çağırmanın kimseye faydası yok. Planlı, doğru ve zamanında hareket ederseniz bu durumdan en az şekilde etkileneceğinizi unutmayın. İletişim kanallarınız açık olsun. Havayolları rötar yaşanan veya iptal olan seferlerle ilgili yolculara SMS veya elektronik posta gönderebiliyor.Sosyal medya üzerinden yapılan şikâyetleri de havayolu şirketleri anlık olarak takip ediyor.

2. Havayolu sizi ulaştırmak zorunda
Uluslararası kurallara göre havayolu şirketleri, yolcuları müsait yer bulunan diğer bir sefer ile uçurmak zorunda. Uçuş, gerekirse başka bir havayolunun seferiyle de olabilir. Eğer bu gerçekleşemiyorsa, havayolu size karayolu ulaşım alternatifi de sunacaktır. Seçeneklerle ilgili detaylı bilgi alacağınız yer, havayolunun ofisi, yer hizmetleri veren kuruluşun bankosu veya check-in kontuarı olabilir.

3. Bağlantılı uçuşlarda ne oluyor?

Yazının Devamını Oku

İç hatlar neden bu kadar pahalı?

4 Ağustos 2019
Bir zamanlar çok uygun fiyatlara istediğimiz yere rahatlıkla uçardık. Şimdi seferler azalıyor, fiyatlar tırmanıyor. İç hat biletlerine ne oluyor?

Tatil biletini aylar önce uygun fiyata alanlar, kumsallara uçanlar pek farkında değil. Ama bir süredir iç hatlarda uçabilmek, hele de son güne kaldığınızda neredeyse imkânsız. Acil çıkan bir iş veya düğün-cenaze için uçağa binmek hayal oldu. Bu yükselişten otobüs biletleri de payını aldı. Türk Sivil Havacılık Sektörü için 2004 önemli bir milattı. İç hatlar THY’nin tekelinden çıktı ve özel havayollarına açıldı. Bir anda artan seferler ile Türkiye uçmaya başladı. Farklı merkezlerden çapraz uçuşlar, sonrasında bölgesel küçük uçaklar derken işler döndü dolaştı tekrar başa döndü. Seferler azaltıldı. Örneğin şu anda Van’a iki hafta boyunca uçak bileti bulmak imkânsız. Veya Diyarbakır’a inanılmaz yüksek fiyatlar uygulanıyor. Bir bakıyorsunuz daha önce üç şirketin sefer yaptığı bir kente sadece Türk Hava Yolları uçuyor. Neden böyle oldu?

1. Bilet tavan fiyat uygulaması maliyetleri kurtarmıyor: Sektörün girdileri yani uçak kiralarından yakıta, bakımdan bazı şirketlerde maaşlara kadar tüm kalemler döviz üzerinden. Katlanan maliyetler nedeniyle havayolları tavan fiyatta bile zarar edebiliyor. Bu nedenle havayolları iç hatlara çekimser bakıyor. Uçmak istemiyor. Şirketlerin bu konuda kulakları Ankara’da.

2. Havayolları daha çok para kazanacakları hatlarda uçmak istiyor: İstanbul’dan Van’a uçuş yaklaşık 2 saat. İstanbul-Viyana arası da iki saat. Bir tarafta bilet fiyatı 300 TL, diğerinde ise 300 Euro. Böylece şirketler dönemsel olarak daha fazla para kazanacağı noktaları seçiyor. İç hat uçmaktansa daha fazla dış hata yöneliyor. Hatta uçaklarını ekipleriyle kiralıyor. Geçmişte yoğun olarak iç hat uçan Onur Air, AtlasGlobal bile filolarını dış hat uçuşlara yöneltmiş durumda.

3. Yere inen filolar: Boeing havacılık tarihinin en büyük krizlerinden birini 737 MAX modeli ile yaşıyor. Örneğin THY’nin teslim aldığı 12 uçak, geçen marttan bu yana yerde, uçamıyor. THY teslim alacağı diğer 12 uçağı da alamıyor. SunExpress ve Corendon beklemede. Bu uçakların yere inmesi, çok ciddi yoğunluğun yaşandığı yaz döneminde operasyonu inanılmaz zorladı. Normalde iç hatlar için ayrılan filolar ise dış hatlara yöneltilmiş durumda.

Yazının Devamını Oku

Favori koltukların bedeli

28 Temmuz 2019
Uçak biletinizi aldınız. Hemen, “O koltuk benim hakkım” demeyin! Pamuk eller cebe... Havayollarının çoğu artık check-in sırasında oturacağınız koltuklar için ek ücret talep ediyor. İşte 2019 yaz tarifesi...

Eski günler güzeldi... Check-in yaptırırken kontuarlarda görevliye istediğiniz koltuğu söylerdiniz; o da doluluk durumuna göre seçiminizi biniş kartına yazdırır ve size uzatırdı. Bu günler geride kaldı. Havayolları artık bırakın internetten check-in işlemini, daha bileti satın alırken ek ödeme talep ediyor. Önde mi oturmak istiyorsunuz? Tercihiniz cam kenarından yana mı? Hemen kredi kartınızı hazırlayın. Erken satın alma ile istediğiniz koltuğa daha uygun fiyata ulaşmanız mümkün. Özel yolcu programına üyeyseniz uçuş mili karşılığı da koltuk seçebiliyorsunuz. Peki istediğiniz koltukta oturabilmenin bedeli nedir? İşte Türkiye’deki havayollarının 2019 yaz tarifesi:

TÜRK HAVA YOLLARI: Business sınıfında koltuk seçimi için bir ücret yok. Ekonomi sınıfındaysa iç hatlarda 25 TL vererek koltuk seçimi yapabiliyorsunuz. Aralığın geniş olduğu koltuklar için fiyat daha yüksek: 40 TL. Uçuşa 24 saat ve daha az kaldıysa koltuk seçimi ücretsiz. Dış hatlarda da koltuk seçimi ücretsiz ama diz mesafesi geniş olan koltuk isterseniz fiyat 19 dolardan başlıyor. Kıtalararası uçuşlarda bu rakam 109 dolara kadar çıkıyor.

ANADOLU JET: Ücretsiz seçim uçuşa altı saat kala yapılabiliyor. Öncesinde, geniş koltuklar 15-40 TL arasında ücretle seçilebiliyor.

PEGASUS: Ön sıralardaki koltuk fiyatları iç hatlarda 17 TL, dış hatlarda 13 dolar. Ekstra diz mesafesine sahip koltuklar iç hatlarda 26 TL, dış hatlar 22 dolardan, pencere kenarı veya koridor tarafı iç hatlarda 16 TL, dış hatlar 11 dolardan, diğer koltuklar iç hatlarda 15 TL, yurtdışı için de 11 dolardan başlıyor.

Yazının Devamını Oku

Uçakta film izlerken ağlıyor musunuz?

2 Temmuz 2019
ABD’li model ve yemek kitabı yazarı Chrissy Teigen, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabı üzerinden “Uçaklardaki filmleri seyrederken siz de benim gibi çok ağlıyor musunuz?” diye sordu. Binlerce cevap geldi. Neden herkes ağlıyordu?

Başlıktaki soruyu Twitter’da 11.3 milyon takipçisi olan Chrissy Teigen sorduğunda çok ilginç cevaplar aldı. Kimi normalde seyredip fazla tepki vermediği filmleri uçakta seyrettiğinde duygu patlaması yaşadığını, kimi göz yaşlarına boğulduğunu söylüyordu. Havayollarının uçuş emniyet videolarını bile gözü yaşlı seyredenler vardı!

Ben de bu soruyu sık uçan arkadaşlarıma sordum, benzer cevaplar aldım. Özellikle yerli veya yabancı eski filmleri izleyip gözleri dolanların sayısı yüksek. Peki uçaktayken neden duygularımız değişiyor?
Uzmanlara göre kapalı kabin içindeki kuru hava, değişen basınç, sevdiklerimizi uzaklarda bırakmak, kontrol hissini kaybetmek vücudun dengesini bozuyor. Bu durum sadece fiziksel anlamda değil, duygusal olarak da değişikliklere uğramamıza sebep oluyor. Klinik psikologlara göre uçakta yolcular içinde bulundukları ortam üzerinde kontrol sahibi olamadıklarını hissediyorlar. Kapalı bir ortamda uzun süren oturma zorunluluğu, kişinin hareketlerinin kısıtlandığı duygusu oluşturuyor. Uçakta her an kötü bir şey olabileceği endişesi de beynin daha fazla stres hormonu salgılamasına yol açıyor. Kalp atışı hızlanıyor. Daha çabuk nefes alıp veriyoruz.

Duyular da etkileniyor
Uzmanlar bu durumunun önüne geçmek için yolculara günlük hayatta zevk aldıkları uğraşları (bulmaca çözmek, sevdikleri atıştırmalıkları tüketmek gibi) uçağa taşımalarını öneriyor. Bu arada sudoku’nun yolcular arasında çok popüler olduğunu bilgisini verelim. Uçakta tat alma duyusunun körelmesi, koku almanın azalması, kulak ağrısı gibi sıkıntılar da yolcuların duygu durumunu etkiliyor. Uluslararası Gastronomi ve Yemek Bilimi Bülteni’ne göre düşük hava basıncı ve arka plandaki gürültüyle ‘umami’ tatlarının tüketiminde artış yaşanıyor. Umami, Japon kimyager İkeda tarafından keşfedilmiş bir tat. Besinlerde bulunan glutamat seviyesi bu tadı almakta belirleyici oluyor. Domates, et, peynir gibi besinlerde yoğun olarak bulunuyor. Havayolları da özel olarak bu tat duyusunu harekete geçirecek mönüler hazırlıyor.


Yazının Devamını Oku

Çevreci yolculuklar dileriz

25 Haziran 2019
Uygun fiyata bulduğunuz uçak biletinizle keyifli bir tatile doğru uçuyorsunuz. Göreceğiniz şehirlerin, denize gireceğiniz kumsalların hayalindesiniz... Peki o uçuşla çevreyi ne kadar kirlettiğinizin farkında mısınız? Bu konuda farkındalık yaratan ‘flygsam’cılar sayesinde havacılık sektörü de artık daha çevreci yöntemleri tartışıyor.

Kelimenin adı; ‘Flygsam’. Başında, İngilizcede ‘uçmak’ anlamına gelen ‘fly’ var. İsveççe bir kelime olan flygsam’ın anlamı ‘Utanç verici uçuş’. Flygsam takipçileri, kısa uçuşlarda gökyüzünün daha da kirlenmemesi için trenle seyahat ediyor. Her uçuşun karbon salınımını hesaplıyor. Bu eğilim yeni değil ama 16 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg’in geçen nisan ayındaki Londra seyahati ile tekrar gündeme geldi. Okulda yaptığı iklim değişikliği eylemleriyle dikkat çeken Thunberg, Stockholm’deki evinden çıkıp tüm seyahati boyunca yalnızca trenleri kullandı. 2015’ten bu yana uçağa binmeyen Thunberg’in bu yaklaşımı Avrupa’da giderek daha fazla taraftar buluyor.

Geçmişte sektör, havayollarının gökyüzünde oluşan kirliliğin sadece yüzde 2.5’lik bölümünü oluşturduğunu söyler, suçu önlem almayan ülkelere atardı. Ama son Uluslararası Havayolu Taşıyıcıları Birliği’nin (IATA) Seul’deki genel kurulunda konu bir kez daha masaya yatırıldı. Sunumların yarısı çevre üzerineydi. Bu konuda ciddi hedefleri var. 1990’daki emisyon oranı, geçen 30 yılda yarı yarıya indirildi. 2050’de ise havayolları bugünün yarısı kadar hava kirletmeyi hedefliyor.Yeni nesil uçaklar, havayı yüzde 25 oranında daha az kirletiyor. Şirketler, ciddi oranda bioyakıt kullanıyor. Avrupa’nın ilk biyoyakıt üretim ‘çiftliği’ gelecek yıl açılacak. Havacılık ise geleceğini elektrik motorlarında arıyor. 2021 yılında havayolu uçağı için üretilmiş ilk elektrik motoru, RJ100 uçaklarında denenmeye başlayacak. 2020’lerin sonunda elektrik motorlu uçaklar göklerdeki yerini alacak. Uçak biletlerine yeni vergilerin eklenmesi bekleniyor. Ek vergiler çevreci teknolojiler geliştiren şirketlere aktarılacak.

Hangisi daha çevreci?
Avrupa içinde iki saatlik uçak yolculuklarında 1.3 ton emisyon oluşurken, bu oran trende 123 kilogram. Aynı yolu aracınızla gittiğinizde ise 362 kilogramlık emisyon ortaya çıkıyor. Ancak iki saatlik uçak yolculuğunu trenle 9 saat 42 dakikada, aracınızla ise 14 saatte alıyorsunuz. Fiyat olaraksa tren, uçağın yüzde 25-30 aşağısında.

Yazının Devamını Oku

Uçakta sigara krizi tutunca...

12 Haziran 2019
Uzun zamandır ‘Uçakta sigara içti’ haberi göremiyorduk. Kendi kendime “Ne güzel artık yolcular alıştı” derken geçen hafta iki olay arka arkaya yaşandı. Önce ABD’de bir yolcu diğerlerinin şaşkın bakışları arasında oturduğu yerde sigarasını yaktı. İki gün sonra Türk Hava Yolları’nın İstanbul-Kazablanka seferinde tuvalete girip sigarasını yakan yolcuyu kabin memuru yakaladı!

Kalabalık bir basın gezisinin dönüş yolundaydık. Henüz uçaklarda sigaranın yasaklanmasının üzerinden 1-2 yıl geçmişti. Beraber seyahat ettiğimiz kameraman bana döndü ve “Ben tuvalette sigara içeceğim” dedi. Daha ben “Dur, ne yapıyorsun” diyemeden koltuğundan fırladı ve tuvalete girdi. Kapı kapandıktan sonra çakmağın ‘çıt’ sesini duydum. Sesi, mutfak bölümünde oturan kabin amiri de duymuştu. Tuvaletin kapısını dıştan açtı, daha ilk nefesi bile çekemeden elinden sigarayı aldı ve tuvaletin içine attı. Duman ikazı o sırada devreye girdi. Müdahale inanılmaz profesyoneldi.

Kabin amiri kuralları bir kere daha ‘yüksek ses tonuyla’ hatırlattıktan sonra inişe az kaldığını ve uçağa polis çağıracaklarını söyledi. Gerçekten de kapı açıldığında bizi polis bekliyordu. Kameramanın ifadesini alıp bıraktılar. Ya bu durum yurtdışında veya günümüzde yaşansaydı? Kesinlikle bu kadar kolay sıyıramayabilirdi.

Kara listeye alınabilirsiniz
Konu sadece sigara veya tütünlü mamuller değil. Elektronik türevleri de aynı ceza kategorisine giriyor. Uçakta sigara içenler ‘kural tanımaz’ yolcu kabul ediliyor. Bu yolcular nedeniyle pilotlar rotaları üzerindeki havalimanlarına inip yolcuyu emniyet güçlerine teslim edebiliyor. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün bu yıl için belirlediği idari para cezası 2 bin 124 TL. Uçağın rötar yapması, başka bir meydana inmek zorunda kalması gibi durumlarda havayolu şirketi kural tanımaz yolcuya tazminat davası da açabiliyor.
Bazı havayolları ise bu tür yolcuları kara listeye alıyor. Ömür boyu veya belirli bir süre bilet satmıyor. Bazı ülkelerde kara listeye giren yolcuların isimleri havacılık otoriteleri ile paylaşılıyor. O ülkedeki diğer havayolları da yolcuyu kara listelerine alıyor.

Tiryakiler nasıl uçmalı?

Yazının Devamını Oku

Ekonomide business keyfi

26 Mayıs 2019
Ekonomi sınıfında uçan herkesin içten içe dileğidir yan koltuğun boş kalması! İrlandalı bir havayolu şirketi, 1 Eylül’den itibaren bu dileği ücretli bir hizmet olarak sunmaya hazırlanıyor. Bu girişimle ara uçuş sınıfı ‘premium ekonomi’ rekabeti artacak.

Havayollarının ekonomi sınıfı koltukları, yeni nesil tasarımlara veya kullanılan ince malzemelere rağmen giderek daralıyor. Ortadaki koltuğa denk geldiğinizde, kendinizi uçuşun bitişi için dakikaları sayarken bulabiliyorsunuz. İrlandalı havayolu şirketi AerLingus, bu gibi durumlara önlem olarak bir uygulama başlattı. AerSpace adını verdiği hizmetle, yolculara boş yan koltuk garantisi veriyor. İster koridoru, isterse cam kenarını seçin orta koltuk boş bırakılıyor. Şirket, 1 Eylül’den itibaren bu hizmeti İrlanda çıkışlı İngiltere dahil 27 Avrupa noktasında deneyecek. Biletler tek yön 129 Euro’dan başlayan fiyatlarla satışa sunuldu. AerSpace uygulamasının başka avantajları da var: Öncelikli check-in, özel yolcu salonu, uçakta özel ikram ve ücretsiz bilet değişim hakkı gibi. Avrupalı birçok şirket bu uygulamayı yalnızca business class sınıfında yapıyor.

Premium ekonominin yükselişi
AerLingus’un bu uygulaması ekonomi sınıfında konfor arayanların tercih ettiği ‘premium ekonomi’nın bir örneği. Büyük rekabet içindeki havayolları, üç saatin altındaki uçuşlarda yavaş yavaş business class’ı kaldırıyor. Örneğin AerLingus’un en büyük rakibi Ryanair, 2002’de Avrupa uçuşlarında business class’ı kaldırmıştı. Şirketler bunun yerine premium ekonomi olarak adlandırılan ara sınıf hizmeti veriyor. Bu hizmet kapsamında ekonomi sınıfında koltuk aralığını açıyor, havalimanında ayrı check-in, özel yolcu salonları ve ikramla hizmetleri çeşitlendiriyor. Türk Hava Yolları (THY) da bir dönem Boeing 777 uçaklarında comfort class adını verdiği ara sınıf hizmeti vermişti. Çok da iyi geri dönüşler almıştı. Ancak başka model uçaklarda bu hizmeti verememesi gibi sebepler nedeniyle bir süre sonra satıştan kalkmıştı.

Yazının Devamını Oku