Ramazan herkesindir

BU yıl Ramazan laik kesimde “sönük” geçiyor.

Haberin Devamı

Oysa 10 yıl öncesi bambaşka bir heyecan vardı.
AK Parti iktidarının ilk yıllarıydı.
Askeri vesayete direnen iktidar eşzamanlı kendileriyle ilgili tedirginlikleri azaltmak için çaba gösteriyordu.
Açıkça, gerek uluslararası toplum, gerekse ülkenin tüm demokratları nezdinde çok büyük “avans” elde etmişlerdi.
Bu pozitif iklim herkesi etkiliyordu.
İnsanlar birbirlerinin değerlerine içtenlikle sahipleniyor, farklılıkların ortak bir kültür zenginliği olarak yaşanmasına çaba gösteriyorlardı.
Şimdi, bu hoşgörünün toplum genelinde kan kaybettiği gözleniyor.
Hal böyle olunca, sekülerler “din” olgusuna mesafelenmeye, muhafazakarlar ise “İslam”ın sadece kendi müktesebatları olduğunu, düşünmeye başladılar.
Yakın çevremizde giderek dini ritüellere iştirak etme yüzdesi düşüyor.
Bu durum hiç iyi bir şey değildir.
Dindar olun ya da olmayın; bayramlar, kandiller, kutsal günler, bu topraklarda yaşayan tüm insanların içine işlemiş, onları yakalayan, hafifleten, kimliğine lehimlenmiş bir mühürdür.
Ramazanın böylesi bir heyecanla yaşanması gerekir.
Oruç, iftar, sahur, teravih, bayram namazı, Paskalya, Hamursuz... Herkesin istisnasız gönlüyle dahil olduğu mutluluk vesilelerimizdir.
Toplum olarak, örselenmiş gözükse de derinlerde sapasağlam duran bu değerlerimizi korumalıyız.
Bu ülke hiçbir kesimin “sosyal ve kültürel iktidar”ına teslim olmayacak ölçüde kadimdir, özgüvenlidir ve birbirini kucaklayıcıdır.

-----

Cim Bomlu olsak da

Haberin Devamı

BEŞİKTAŞ ikinci kez “Şampiyon” oldu.
Bu takım “Çarşı” sebebiyle “gönül ligi”nde yükselen bir değer.
Çarşı; aykırı duruşun, dik kalabilmenin ve bunları öldürücü bir mizahla yapabilmenin sembolüdür.
Bu anlayışları nedeniyle sivil itaatsizliğin sınırlarını zorlayan ülke vicdanıdır.
Bu topraklarda, demokrasinin tüm renklerinden vazgeçilse bile, biliyoruz ki “siyah” ve “beyaz”dan öteye bir durak yoktur.
İşte o noktada tribünlerden kanatlanan bir Kartal, Aslan’dan Kanarya’ya, dalga dalga evrensel demokrasinin ateşleyicisi olacaktır.

-----

Et profesörü Asil ve oğlu

HANİ bazı gizemli yerler vardır.
Sanki bir mıknatıs belirli aralıklarla sizi oraya çeker.
Asil Usta tam böyle bir yerdir.
Kendimizi bildik bileli 1. Sanayi’de öğle vakitleri, ayda bir kaç kez, Köfteci Asil aklımıza düşer.
İşte o andan itibaren iştahımızı bileyerek mekana doğru hareketleniriz.
Bizi ilk önce acılı kuru fasulye karşılar. Yanında mutlaka ev turşusu vardır.
Sonrasında bol maydanoz, sarımsak ve tereyağ ile “Tire Köfte” sahne alır. Buz gibi cacık ona eşlik etmektedir.
Taze öğlen ekmeği ile kontrolü kaybederek “gebe kedi” rolüne bürünmüşken, Asil’in oğlu Necip, küçük bir tabakta “az sucuk” getirir.
Program tamamlandığında zevkten ve doygunluktan küçülmüş gözlerimizle, bir “Çin Askeri” gibi dükkanı terk ederiz.
Asil Usta, sen çok yaşa.
Adres: 2825 Sokak, No: 26/B, 1. Sanayi Sitesi - Mersinli, Tel: 0232 458 27 09

Yazarın Tüm Yazıları