Palmiye katliamı

İZMİR’in sembolüdür palmiye ağaçları. Ana caddelerde, korunmuş parklarımızda, bahçelerimizde 60-70 yıllık çok sayıda palmiyemiz vardır.

Haberin Devamı

 

 

Ancak son dönemlerde bir “fecaat” yaşanıyor.

Arabistan’dan geldiği bilinen zararlı bir böcek türü bu ağaçlarımıza yuvalanıyor, kısa zamanda da onları kurutuyor.

Kuruyan sadece bir ağaç değil, aynı zamanda “anılarımız” da yok oluyor, boynu bükülmüş yaprakları görünce, o melun böcek adeta içimizi kemiriyor.

Şu anda bu lanet yaratıklar had safhada ağaçlarımıza dadanmış durumda.

İnsanlar çaresizce sıra ne zaman sağlam palmiyelere gelecek diye bakıyor.

Bilinçsizce yapılan ithalatlar bu derdi başımıza musallat etti.

Belediyelerin çok ciddi bir çaba ile meseleye el atması lazım.

Hani dert ettiklerini biliyoruz, ama henüz bir çözüm üretebilmiş değiller.

Adeta kitlesel bir soykırım yaşıyor güzel palmiyelerimiz.

Haberin Devamı

Bu ağaçlar, hele yaşlı olanları “anıt ağaç” niteliğinde.

Dolayısıyla özel bir duyarlılık gerektiriyor.

Hani nasıl mücadele edilir, yöntemleri nedir, bilebileceğimiz konular değil.

Biz buradan hepimiz adına bir “feryat”ı seslendiriyoruz.

Kamu kuruluşları, lütfen ne yapın edin, bu katliamı durdurun.

 

-----

 

IMF değil AMB

 

TÜRK Lirasına yönelik spekülatif bir atak olduğuna dair genel bir kabul içindeyiz.

Daha evvelden bu tarz saldırılara toptancı bir bakışla “Batı kaynaklı” derdik.

Oysa Avrupa ile ABD aynı şey değil.

Avrupa takribi 500 milyar dolarlık ülke borcumuzun büyük ölçüde alacaklısı.

Nasıl derler “topa çok sert girmesi” mümkün değil.

İspanyol, İtalyan, Fransız ve Alman bankalar, ekonomik istikrar ve borç ödeme kapasitemiz ile mecburen yakından ilgililer.

Hal böyle olunca, hani IMF seçeneği bilinen karşılıklı sebeplerle kapalı gibi duruyorsa da Avrupa Merkez Bankasının (AMB) ihtiyacımız olan kaynaklar için uluslararası fonları organize etmeye çalışması sürpriz olmaz.

Yani, AB ile bir bahar havası eserse şaşırmamak lazım.

 

-----

 

Banklarımızın durumu

 

Haberin Devamı

YAŞADIĞIMIZ ekonomik çalkantı ortamında en fazla bankalarımızın durumu merak ediliyor.

Tamamen resmi rakamlardan hareketle özetle durum şöyle:

Bankalarımızın 30.06.2018 tarihi itibariyle toplam öz varlığı 395 milyar liraydı.

Bilanço aktif toplamı ise yine aynı tarih itibariyle 3.672 trilyon liraydı.

O tarihteki kur üzerinden bu rakamları dolara (4,5607) döndüğümüzde, öz kaynak 86,6 milyar $, aktif toplam 805 milyar $ olarak hesaplanıyordu.

Yine, “riskli aktif” toplamın %13,2’si sermaye ile karşılanıyordu. Yani çekirdek sermaye yeterlilik rasyosu 31.12.2017 tarihi itibariyle çok iyiydi.

Bankaların çıkardığı uzun vadeli tahviller ve 5 yılı aşan sendikasyon kredileri de öz varlık içinde değerlendirildiğinde oran %16,2’ye çıkıyordu.

Haberin Devamı

Daha da geriye gidildiğinde, 31.12.2017’de toplam öz varlık 370 milyar lira idi. 3,37 kur hesabı ile takribi 100 milyar $ öz varlık vardı.

An itibari ile bu varlık kura bağlı olarak 60 - 70 milyar $ civarlarına indi.

Aynı şekilde 31.12.2017 tarihi itibariyle toplam aktif 850 milyar $ iken, an itibariyle kur oynaklığına bağlı olarak 600 ila 570 milyar $ civarlarına inmiş durumda.

Bankacılık sektörünün sorunlu ve karşılık ayrılmış kredilerinin oranı toplam krediler içinde %3,1 civarlarında.

İlk ve ikinci 500 büyük şirketin dolar bazında sermaye erimesinin %40 mertebelerinde olması, bahse konu batık kredi oranını %10’ların üzerine taşıyabilir.

Tüm bunlara rağmen aşırı telaş edilecek bir durum söz konusu değil.

Haberin Devamı

Doğru bilgilenmekten kimseye zarar gelmez.

İş Bankası ve Garanti Bankası müdürleri mantıklı izahlarla yüreğimize su serpiyor.

Ancak döviz kurlarının tekrar dengeye gelmesi şart.

Bir hesaplamaya göre dolar kuru 7.01 TL’yi aşarsa Basel kriterleri yönünden sıkıntı oluşacağı ifade ediliyor.

Türkiye büyük ve önemli bir ülkedir.

Hiç şüphesiz kötü günler geçecektir, aksi düşünülemez bile...

 

-----

 

Krediler ve mevduat cephesi

 

BANKALARLA ilgili biraz daha detay verelim.

30.06.2018 tarihi itibariyle bankacılık sektörünün kullandırdığı toplam kredi 2.353 milyar lira. Bu tutar 516 milyar $’a karşılık geliyor.

Kredilerin 542 milyar lirası tüketici, 1.8111 trilyon lirası ticari.

Haberin Devamı

Hep konuştuğumuz inşaat sektörünün Türk bankalarından kullandığı kredi 204 milyar lira.

Yine 30.06.2018 tarihi itibariyle, bankalarımızdaki toplam mevduat 1.899 trilyon lira, dolar karşılığı 416 milyar.

Bu mevduatın 1.004 trilyonu TL, 862 milyar TL’si yabancı para, 33 milyar TL’si ise altın hesabında.

Yani sektör mevcut sorunlarla mücadele edebilecek güce sahip.

Ekonominin gereklerini cesurca yerine getirelim ve kararlılığımızı piyasalara hissettirelim.

Yazarın Tüm Yazıları