Adaylara tavsiyeler

YEREL seçimlerle ilgili partilerin adayları belirlendi.

Haberin Devamı


Şimdi kampanya dönemi.
Hani katılaşmış siyasi tercihlerimizi ne ölçüde etkiler bilemiyoruz, ama yerel seçimlerde daha ziyade projelerin değerlendirilmesi gerekir.
AK Parti Nihat Zeybekci ile kapsamlı bir proje sunumu yaptı.
Hakikaten iyi organize olmuş, görkemli bir sunumdu ve çok sayıda yatırım vaat edildi.
Projelerin bir kısmı merkezi hükümetin katkısı ile gerçekleşecek türdendi.
Satır arası, “bizi seçin, merkezi iktidarla uyum kente kazandırır” mesajı da verilmiş oldu.
CHP Adayı Tunç Soyer’in de detaylı bir hazırlık içinde olduğunu duyuyoruz.
İzmir, esasında neye ihtiyaç gösterdiği bilinen bir kent.
Bu konuda bugüne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.
İzmir her şeyden önce bir “liman” kentidir.
Bu sebeple, onun tarihsel kimliğine uygun olarak Alsancak Limanı’nın yeni nesil gemiler için de uygun hale getirilerek derinleştirilmesi elzemdir, diye düşünüyoruz.
Hani “körfez” tertemiz hale getirilir, marinalar, plajlar oluşturulur, kruvaziyer gemilerin ablukasına uğrarız, öyle bir noktada “yük limancılığı” kuzeye, Aliağa, Çandarlı bölgelerine kaydırılır.
Zaten bu tartışma büyük ölçüde ekonominin hareketliliğiyle ilgilidir.
Adaylara diğer bir tavsiyemiz, kentin otantik dokusunu canlandırmalarıdır.
Bu noktada “Kemeraltı” çok özel bir mücevherdir.
“TARKEM”, özel ile kamu sektörü işbirliğinin en güzel örneğini sergileyerek fedakarca çok mesafe almış durumda.
Büyükşehir Belediyesi bu yapıda ana sermayedar konumuna geliyor.
Adaylar mutlaka bu projeyi sahiplenmelidir.
İzmir’in diğer önemli projesi “ikinci çevre” yoludur.
Her ne kadar son dönemlerde ekonomik kriz nedeniyle trafikte nispi bir ferahlama oluşmuşsa da ikinci çevre yoluna mutlaka ihtiyaç duyulacaktır.
Kent içinde metro ve raylı sistem ağının yaygınlaştırılması da önem arz etmektedir.
Bakmayın siz tramvayla ilgili eleştirilere, bize göre müthiş olumlu bir yatırım olmuştur.
Bu arada, bir başka önemli proje ise sağlıklı “kentsel dönüşüm”dür.
Özellikle yaşı 50’nin üzerindeki yapılar mecburi bir ıslaha tabi tutulmalıdır.
Yanı sıra dikey ya da yeraltı otoparkları ile kronikleşmiş otopark sorununa teknolojik çözümler üretilmelidir.
Kentin sınai üretim potansiyeli iyi sayılabilir.
Ama İzmir, stratejik yönelim olarak gıda-tarım, sağlık, bilgi ve iletişim teknolojileri konularında sektörel farkındalık yaratmalıdır.
Bu arada, büyükşehirde ve ilçelerde mevcut partilerin adaylarının kazanması halinde onlara bir tavsiyemiz olacaktır.
Başarılı olduğu bilinen, dürüst, çalışkan, bilgili ve deneyimli belediye bürokratlarına mutlaka sahip çıkılmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, belediyecilik, başlamış yatırımların devamı yanında rutin hizmetleri aksatmamaktır.
Bu sebeple mümkün mertebe “hafıza” muhafaza edilmelidir.

-----

İzmir dişi kenttir

Haberin Devamı

TARTIŞMAYI Nihat Zeybekci’nin sözleri başlattı.
İzmir “güzel bir kıza” benzetildi ve “kim istemez” mealinde bir söz söylendi.
Sonrasında Tunç Soyer bu defa “uyuyan güzel” tanımlaması yaptı ve “öperek” uyandıracağını ifade etti.
Böylelikle sosyal medyada zaten başlamış olan “kaynama”, “fırtınaya” dönüştü.
İnsanlar “gelen öpüyor, giden seviyor, ne oluyoruz” demeye, cinsiyetçi olarak algıladıkları sözlere sert eleştiriler getirmeye başladı.
Oysa, sosyal medyanın bahse konu duyarlı kesimleri özellikle Tunç Soyer’e toz kondurmuyorlardı.
Anlaşıldı ki, Tunç Bey’in bile bir avansı yokmuş.
E yani, bu mecralarda ana kuralın muhalif tutum olduğunu bir kere daha idrak etmiş olduk.
Esasında adayların laflarına çok da takılmamak gerek.
Hani sözlerinde bir aşağılama tınısı olmadığı açık.
Kaldı ki, İzmir hep “dişi bir kent” olarak tasvir edilmiştir.
Cahit Külebi, İzmir’in sokaklarını “hem deniz hem kız kokar” diye şiirleştirirken, Sezen Aksu “İzmir’in kızları” şarkısında “hiçbir topuk tıkırtısı bu kadar davetkar çalamaz” diye terennüm ederken, hiç kimse farklı bir anlam aramamıştı.
Galiba bazen ne söylendiği değil, ne zaman ve kimler tarafından söylendiği daha önem arz ediyor. Yoksa, kurunun yanında yaş da yanıyor.

Yazarın Tüm Yazıları