Festivale izin çıkmadı

Ana akım festivallerin gitmediği Van’ı da rotasına eklemişti. Van gençliği, son beş yıldır rock ve alternatif popa gösterdiği yoğun ilgi nedeniyle bu festivali sonuna kadar hak ediyordu.
Festival ekibi bu niyetle yola çıkmıştı ancak karşıt kampanyalara sadece 7 gün dayanabildiler ve sonunda Van’dan çekildiklerini açıkladılar.
Detaylara gelince...
Festival ekibinden 20 gün öncesinden tüm hazırlıkların tamamlanması istenmiş, onlara 13 Haziran’a kadar süre tanınmış, ancak resmi tatil sürecinde festivalin iptali açıklanmıştı. Neden ise otopark, çit ve dedektör alanındaki eksikliklerdi.
Ekip, her alanda devlet makamlarıyla sözlü anlaşma içinde olduklarını iddia etse de Gevaş Kaymakamlığı yaptığı açıklamada bunun aksini söyleyip ekledi:
“Vatandaşlarımızın huzur ve güven ortamı içinde bir etkinlik geçirmeleri için gerekli teknik şartlar sağlanamadığından GezginFest Van Gençlik Festivali isimli organizasyona Kaymakamlığımız tarafından izin verilmemiştir.”
Küçük bir hatırlatma: Biz ne festivaller gördük ki hepsi festivalin ilk günü sabahında organize ediliyordu.
Sadece İstanbul’dakilerden bahsetmiyorum, Avrupa’da da daha sıkı regülasyonlara rağmen festival sabahında kurulum yapılmasına ve eksiklik giderilmesine çok rastladık.
Özetle festivale giden yolda binbir engel vardı. Tek tek aşmaya çabalasalar da olmadı. Ekip sosyal medya hesaplarına “direnemedik” yazdı.
Müzikseverler, bir iki organizatör ve festivalde yer alacak sanatçılar hariç kimseden ses çıkmadı.
Kimse Van’daki bir müzik festivalinin arkasında durmadı.
Halbuki Van da, Van’daki insanlar da müzik festivalini, Doğu Anadolu’nun güzel bir şehrinin yüceltilmesini fazlasıyla hak etmişti.
Oteller ve trenler dolmayı, Van esnafı civar illerden gelen gençleri ağırlamayı bekliyordu.
Söz konusu müzikse bizde umut tükenmez.
Umarım GezginFest gelecek yıl Van’a dönüş yapabilir.
Huzur, sevgi ve müzik paydasında birleşerek...

11 yıl önce neler yandı

The New York Times, önemli bir gerçeği ortaya çıkardı.
Önceki gün yayımladığı “Müziğin yandığı gün” başlıklı haberde, 2008 yılında Universal Music Group’un Universal Studio’sunda çıkan ve 24 saat süren yangında, arşiv odasındaki hangi albümlerin orijinal kayıtlarının yandığını açıklandı.
Şirketin 2009’da hazırlanan gizli raporunda, 500 binin üzerinde şarkının master kaydının yangında kül olduğu yazılıydı.
Halbuki konuyla ilgili çıkan ilk haberlerde sadece birkaç film ve TV materyalinin yandığı belirtilmişti.
Billie Holiday, Louis Armstrong, Duke Ellington, Al Jolson, Bing Crosby, Ella Fitzgerald, Judy Garland, Chuck Berry, Aretha Franklin, Ray Charles, B.B. King, the Four Tops, Joan Baez, Neil Diamond, Sonny and Cher, Joni Mitchell, Cat Stevens, Gladys Knight and the Pips, Al Green, Elton John, Eric Clapton, Jimmy Buffett, Eagles, Aerosmith, Rufus and Chaka Khan, Barry White, Patti LaBelle, Tom Petty and the Heartbreakers, the Police, Sting, Steve Earle, R.E.M., Janet Jackson, Guns N’ Roses, Mary J. Blige, No Doubt, Nine Inch Nails, Snoop Dogg, Nirvana, Beck, 50 Cent ve the Roots’un bazı master kayıtları bu listede gösteriliyordu.
Bu da kültürel tarih açısından kaybın büyüklüğünü gözler önüne serdi.
Master kayıtlar, plak, CD ve dijitale aktarımı yapılabilen, gelecek nesillere enstrümanların ayrı ayrı kanal kayıtlarıyla aktarımında önem taşıyan arşiv demirbaşı.
Bazı master kayıtlar hiç dinlemediğiniz ve özel kayıtları barındırıyor olabiliyor ve yıllar sonra çok sevdiğiniz bir sanatçının/grubun hiç duyulmamış şarkısını kendi sesinden dinleyebiliyorsunuz.
Yangında yaklaşık 150 milyon dolarlık müzik ve sanat kaybı olduğu da yazıya not düşülmüş. İçim acıdı açıkçası.
Müzik tarihi açısından bu kadar hüzünlü bir kaybı okumaktan üzüntü duydum.

Ay ben yabancı dinlerim diyenlere

Ahu’nun “Samba de Sol” isimli Portekizce single’ının ardından İngilizce şarkısı “Go” geldi. Hollywood ihtişamı ve eğlenceyi bir arada sunan şarkı “Ay ben ille de yabancı müzik dinlerim, cici bi şarkı olursa tadından yenmez” diyenler için birebir.

Bizimkiler akıl etti

Debdebe’nin altı şarkılık “Faz” albümüne anca sıra geldi. Volkan İncüvez, FitiSound, Seçkin Erdi’den oluşan üçlü, organik ve inorganik sesleri bir araya getirerek tam da yurtdışının seveceği Türk müziği soslu, rap’li, elektronik müzikli bir işe imza atmış.
Genellikle bu tarz füzyon çalışmalarına mesafeli dururum ama gidip New York’ta bir barda dinlesem “Bizimkiler neden akıl edememiş” derdim, tam da bu nedenle çok sevdim. Çünkü bizimkiler akıl etmiş.

Ne dinledim

- Debdebe - Yükseklerden
- Serf - Kodak
- Mert Gider - Şenol Abi
- Henry the Lee - Arkamdan Herkes Parti mi Veriyor
- Evren Besta - Kral Benim
- Ozbi - Sorun Yok
- Eqho - Standing on the Edge
- March - Home Again
- Vasp - Yet
- Ahu - Go
- Lütfiye Özipek - Bir Bilene Sor

Dans!

Aytun ve Can Menek ikilisi birlikteliklerine March adını koydu ve grup olarak “Watching Soul” isimli 6 şarkılık bir albüme imza attı. İstanbul’da gündelik hayatlarında duydukları tüm sesleri kendi filtrelerinden geçirip aynı albüme sığdıran ikili, 6 şarkıda dans, dans ve dans vadediyor.