Sponsor odaklı ortaya çıkan, sesi haricinde vücudu, müziği, sözleri hatta temposu yapay zekayla yapılan FN Meka’nın başarısı “Yapay zekadan sanatçı olur mu, sanatçı dediğimiz illa insan olmak zorunda mı” sorularını gündeme taşıdı. Hatta ciddi ciddi “insan sanatçıların sonu mu geliyor” tartışmaları bile başladı.
Hiçbir takipçisine sinirlenmeyecek, hiçbir habere alınmayacak, politize olmayacak bir yapay zeka ürünü sanatçının, hayran kitlesinden de kişisellik beklemediği muhakkak.
Bu yapay zeka rap’çiyi bünyesine katan dijital plak şirketi Factory New’in ortağı Anthony Martini, “Plak şirketlerinin yeni yetenekler bulmaya ayırdığı bütçenin büyüklüğü yanında başarı oranı yüzde 1. Şimdi başarısı garanti dijital sanatçılar üretebiliyoruz” dedi.
Yapay zeka ve dijital sanatçılar dünyadaki sanat dinamiklerini değiştirmeye başlarken bizdeki durum ne mi?
Davulcu Alpay Şalt, sosyal medyadan bir paylaşımda bulundu.
MÜYORBİR’in (Müzik Yorumcuları Meslek Birliği) üyelik şartlarında dördüncü maddeyi yazdı:
“Başvuru sahibinin en az 8 müzik eserinden oluşan albüm ya da en az 8 adet müzik eseri icralarının MÜYORBİR (BMAT) tarafından yayınları takip edilen (listelenen) TV ve radyolarda üyelik başvuru tarihinden önceki 1 yıllık sürede en az 100 adet dinlenme ve/veya izlenmesinin gerçekleşmiş olması gerekmekte.”
◊ Dünya müzik sektörü 2020’de yüzde 7.4 büyüme sağladı.
◊ Fiziksel satış yüzde 4.7 oranında düştü.
◊ Dijital platformlardaki premium üyeli dinleyici sayısı yüzde 18.5 arttı.
◊ Dünya genelinde dijital platformlardan elde edilen gelir yüzde 62.1 arttı.
◊ 2020’nin en çok albüm satan sanatçıları sırasıyla BTS, Taylor Swift, Drake, The Weeknd, Billie Eilish, Eminem, Post Malone, Ariana Grande, Juice World ve Justin Bieber oldu.
◊ Dijital platformlarda top 10’da zirve The Weeknd ve Blinding Lights’ın oldu. Dünya çapında ise tüm formatlar içinde BTS’in “Map of The Soul:7” albümü zirveye oturdu.
◊ En çok satan albüm sıralamasında ise ilk iki sıra yine BTS’e ait. “Map of the Soul:7” 4.80 milyon, “BE” albümü ise 2.69 milyon satış sağladı.
◊ 2020’de streaming yüzde 19.9 artarken, indirme ve diğer dijital platform satışları yüzde 18.7 azaldı. Fiziki albüm satışı yüzde 4.7 oranında düşerken performans haklarından elde edilen gelir yüzde 10.1 oranında düştü.
Bir tweet, tablo, anı, GIF, klip ya da şarkı gibi birçok üretim içine girebiliyor. Peki, geleceğin en önemli müzik gelir yöntemi olarak öngörülen NFT, müzisyenlerin hayatlarını kısa dönemde etkiler mi? Burada sadece ünlü isimler, ününe ün katar, diğerleri yine yerinde sayar mı?
Son datalara bir şarkıcı, dijital dinlenme ve albüm satış gelirlerinden sadece yüzde 12’lik bir pay alabiliyor. Ortada konser ya da turne de kalmayınca müzisyenler için ciddi bir maddi kayıp ortaya çıkıyor. O yüzden de tüm dünyada gözler bu yeni yükselen ‘para kazanma kapısı’ NFT’ye çevriliyor.
NFT, blockchain teknolojisine dayalı, limitli üretilen, sanatçının imzasını taşıyan, kopyalanamayan ve alıcısı tarafından da sadece transfer edilmek yoluyla elden çıkarılabilen dijital ya da kripto eserlerin tanımı.
Sanatçılar, bir NFT eser satışından yüzde 50’nin üzerinde kâr elde edebiliyor.
Bu da ilginin bu alana kaymasını sağlıyor. Öyle ki sanatçı eserinin bir sonraki satışından da kendi payına düşeni alabiliyor ve her defasında kazanıyor. Yani sistem “adalet” vadediyor.
NFT’nin müzik dünyasındaki ilk karşılığını ise Grimes aldı. Elon Musk’ın da sevgilisi olan Grimes, kardeşiyle NFT koleksiyonu “WarNymph”i piyasaya sürdü.
Koleksiyon, çizimler, resimler ve türünün tek örneği bir multimedya şarkılarını içeriyordu. Nifty Gateway platformunda tek bir NFT eseri, 5,8 milyon dolara satışa çıktı.
Eser, şubat ayının sonunda 3LAU yani 11.6 milyon dolara satıldı.
Birkaç ay öncesine dönelim, 31 Ocak’ta yapılması beklenen tören mart ayına ertelendi. Ardından isyan bayrakları teker teker açılmaya başlandı. The Weeknd, son albümü “After Hours”un özellikle hit şarkısı “Blinding Lights”ın Grammy’de hiçbir adaylık almamasına tepki gösterip çıkışta bulundu.
Ünlü isim, bundan böyle Grammy Ödülleri’ne hiçbir şekilde katılmayacağını açıkladı.
The Weeknd, New York Times’a “Bundan böyle bağlı olduğum plak şirketimin Grammy Ödülleri başvurularında müziğimi öne sürmelerine izin vermeyeceğim. Kişisel olarak artık umursamıyorum. Şu an benim için hiçbir anlamı olmayan 3 Grammy var” dedi.
Zayn Malik de Grammy Ödülleri’nin dağılımının şaibeli olduğunu ileri sürdü. Malik, el sıkışıp hediyeler gönderenlerin kazanma şansı olduğunu belirtip “Gelecek yıl size bir sepet şekerleme göndereceğim” diyerek tartışmaları körükledi.
Tabii, dünya bu haberin artçılarını yaşarken Kayıt Akademisi Geçici Başkanı Harvey Mason Jr., “Birileri üzgün olduğunda hepimiz hayal kırıklığına uğruyoruz ancak sürekli olarak geliştiğimizi söyleyelim. Bu yıl da geçen yıllarda olduğu gibi ödül verme sürecimizi iyileştirmek için kendimize eleştirel gözle bakacağız” dedi.
Tören gününden bir gün önce Beyoncé, performans sergilemeyeceğini açıkladı. Bu karar Grammy’lerin “renklere saygı duymamasına bir tepki” olarak algılandı. Bir başka neden, 10 yıl içinde törenden hiç büyük ödül alamaması da gösterildi.
Geçen yıl tüm önemli ödüller Billie Eilish’e gittiğinden bu yıl akademinin “eşitlikçi” davranarak paylaşımcı olacağı konuşuldu. Bu da yetmedi seri halde dağıtılan ödüller sırasında kimilerine göre bir destek kimilerine göre bir tepki de Billie Eilish’ten geldi.
“Yılın kaydı” ödülünü “Everything I Wanted” şarkısıyla kazanan Eilish konuşmasında “Megan (Thee Stallion) bu ödülü ne kadar hak ettiğini anlatmak için bir konuşma yapacaktım. Bu senin. Bunu sen hak ettin. Seni ne kadar sevdiğimi düşününce ağlamak istiyorum” dedi.
Z jenerasyonu dışındakiler hatırlar, gençlik döneminizde sevdiğiniz şarkılardan sonra yeni şarkı dinlemek, beğenmek oldukça zordu.
Bir lezzeti çok sevince hep favorinize eliniz gider. Bu da yeni çıkan isimler için oldukça kısıtlayıcı bir durum yaratıyordu.
Kabul görmek, beğenilmek, yaptığın işin sindirilmesi zaman alır.
Dijital müzik platformları nedeniyle bu sürecin kısaldığını düşünmek ise naiflik olur.
Tabii ki platformların hayatımıza büyük katkıları oldu.
Müzisyenler ve yorumcular için telifle ulaşılabilir oldu.
Bizler de dünyanın müziğini cebimize sığdırdık. Ama bunun negatif yanı hiç mi olmadı?
Wall Street Journal’ın haberine göre müzik üretimi o kadar arttı ki sanatçılar bugüne kadar sahip oldukları eserlerden daha çoğunu üretmeye başladı.
Tilki, sanıldığı gibi dünya yıldızı oldu mu? Şarkı Dua Lipa’nın çöpe attığı işlerden mi? Türkiye’den mi çıktı, yurtdışından mı? Sorularla bu köşeyi doldurabilirdim.
Yorumlarla da öyle...
Şarkıdan başlayalım.
Aleyna Tilki “Retrograde” ile şanslı bir açılış yaptı.
Malum, Dua Lipa, Diplo, King Henry, Sarah Hudson, Clarence Coffee Jr., Jr. Blender’ın yazdığı şarkıdaki isimler bile sağlam bir başlangıç imkanı verdi. Şarkı tabii ki Aleyna’nın ekibi tarafından bulundu. İyi bir vokal yapması için İngilizcesine çalıştı.
Aleyna Tilki, gerçekten dünyada duyuldu mu?
Evet, duyuldu ve dünya çapında çalma listelerine girdi.
Gerçekten Warner Global’in tüm pazarlama ekibinin emeğini gördük.
Aleyna Tilki için beslediğim hisler de tam olarak böyle. Aleyna, yarın yayınlanacak “Retrograde” isimli İngilizce single’ı için kalem oynatılmayıp saçı, başı, dizisi konuşulunca, “Attığım tek adım bile her yerde haber olurken bugün, dünyada çıkacak olan şarkımı asla desteklemediniz” dedi.
Bu hisleri beni, üzdü.
Çok değil 2016’da Emrah Karaduman’la hazırladığı “Cevapsız Çınlama” çıktığında “Kim bu arabesk okuyan kızcağız” deyip biraz geri durmuş, şarkı her yerde çalındığından zamanla durumu kabullenmiştim. Sonrasında bazı şarkılarını çok sevdim, bazılarını ise hiç beğenmedim. Sağ olsun (!) sayesinde arabesk vokalle pop söyleyen isimler arttıysa da yeteneği konusunda hiç tereddüt etmedim.
Warner Music Group’tan çıkaracağı “Retrograde” şarkısını da önceden dinledim. Eli yüzü düzgün bir pop şarkısı.
Sesi yer yer Miley Cyrus’u yer yer Dua Lipa’yı andırıyor. Lipa’yı andırmasının bir nedeni de vokal koçu olarak Lorna Blackwood ile çalışması. Evet Blackwood, Dua Lipa’nın da vokal koçu. Şarkıyı yazanlar kısmında ise Dua Lipa, Diplo, King Henry, Sarah Hudson, Clarence Coffee Jr., Jr. Blender yer alıyor. Bu ekip, Dua Lipa’nın son albüm dahil birçok işinde çalışmış.
“Retrograda”ın ismine bakmadan dinlediğinizde bir Aleyna Tilki şarkısı olduğunu anlamazsınız...
Çünkü yabancı müziğin genel tornasından iyice bir geçmiş. Bir pop şarkısından beklentilerinizi de gayet yerine getiriyor.
Türkiye’de sevilmeyebilir de çok sevilebilir de... Tek bildiğim Aleyna Tilki, en başından beri dünya çapında ünlü olmak istiyordu. 4 yıl önce daha 16 yaşındayken şarkıcı, “Dünyada ülkemi temsil etmek istiyorum” dediğinde biraz ciddiye alınmamış olabilir.
Aplikasyonun müzik konuşulan odalarında öyle sorular geliyor ki şaşkınlığımı saklayamıyorum.
“Sektörün içinde var olmaya çalışıp da nasıl bilmezsiniz” diye düşünüyorum.
◊ Bir şarkıyı cover’layacağım. Telifini nasıl öğrenebilirim?
Meslek birliklerini arayın ve o şarkının telif hakkını elinde bulunduran biri varsa yani anonim değilse öğrenirsiniz.
◊ Büyük şirketler bana dönüş yapmıyor.
Büyük şirketler ne zaman döndü ki şimdi, hemen dönmesini bekliyorsunuz? Şarkınızın dağıtımı için anlaşın. Artık “kendin yap” dönemindeyiz ve bu süreç daha da kolay işliyor. Basınla ilişkiler ve pazarlama hizmeti için de büyük şirketlerin kapısını boşa arşınlamayın. A&R’ın sizi keşfetmesi, prodüksiyon hizmetinizi karşılaması ve pazarlama planlaması çok küçük bir ihtimal. Ama eğer bunlarla karşılaştıysanız elbet de kendinizi iyi hissedin. Fakat başarmak dediğimiz şey hiçbir zaman kolay olmadı, öyle değil mi...
◊ Ana akım medyada neden yer almıyoruz?
Ben de şöyle sorayım: “Görünür olmak için ne yapıyorsunuz?” E-posta ile yeni şarkısını anlatan basın bültenini göndermekten aciz müzisyenler var. Her çıkanı dinlemek büyük bir mesai gerektiriyor.
Sesli sohbet odaları aracılığıyla iletişim imkanı sunan bir sosyal ağ platformuna birçok ünlü isim ve müzik sektörü yetkilileri akın etti.
Gerçek zamanlı bu konuşmalarda çeşitli konu başlıklarıyla oda açabiliyor ve takipçilerinizi bu odalarda bir araya getirebiliyorsunuz. Yani bir çeşit canlı podcast, radyo programı ya da konferans dinler gibi...
İlk izlenim olarak bir kakofoniye düşmüş olduğunu düşündürtse de içinde sabırla gezindiğiniz birkaç saat içinde yerli veya yabancı ilgi alanınıza uygun konuşmaları dinleyebiliyor hatta moderatör olabiliyorsunuz.
Sanatçı, müzisyen, teknisyen, edisyon ya da dijital dinleme platformu bilgisi olanların girdiği sektör odaları insanda Amerikalıların FOMO (Fear of Missing Out) yani “bir şeyleri kaçırıyor muyum” hissi uyandırıyor. Çünkü sizin olduğunuz odada da başka odalarda da kimin girip çıkacağı asla belli olmuyor. Sanatçılar için bu platformun heyecan verici kısımları da var:
◊ Kendinizi ve işinizi görünür kılabilir, e-mail atarak ulaşamadığınız bu kişilere şarkılarınızı canlı yayında dinletebilirsiniz.
◊ Fikirlerinizi dile getirebilir, sorunlarınıza çözüm arayabilir ve bunlar için de doğru insanlarla bir araya gelebilirsiniz.
◊ İş planınız için sorularınızı muhataplarıyla konuşabilir, ortak yollar bulabilir hatta yeni fikirlerle karşılaşabilirsiniz.
◊
Bu hafta Aslan burcunda dolunay ile merkür retrosu var. (Detaylı bilgi için hemen alt köşeye alalım sizi) Teknolojik aletlerimizle mesafemizi koruyoruz hatta yanlış anlaşılmalardan kaçınmak için konuşmuyoruz!
Birbiri ardına astroloji ve müzikle ilgili haberler de gelmeye başlayınca, “Bu iyi bir konu olabilir” dedim. Ezelden beri böyle haberler okuyoruz fakat hiç bu yılki kadar üst üste astrolojinin müziğe etkisini duymamıştık.
10 yıl önce Yonca Lodi’nin yıldız haritasına göre albümünün çıkış tarihini belirlediği haberleri çıkmıştı. Linet de şarkı çıkışlarını astroloğuna danışıp belirliyordu. Hatta iki yıl önce “Bilir misin” albümünün çıkış tarihini “en etkili gün”ü belirleyerek seçmişti. Aleyna Tilki’nin de şarkı çıkış tarihlerini astroloğu Efe Erten’le belirlediği basına yansımıştı. Aralık ayında ise Gülben Ergen’in “Seni Kırmışlar” albümü çıkmıştı. Ergen de çıkış tarihini astroloğuyla yaptığı toplantıya göre belirlemişti.
“Bu yıl burcumu neler bekliyor” diye bakarken Beyza Doğuç’tan astrolojiyle ilgili bir albüm geldi.
YouTube’u da etkin olarak kullanan Doğuç, sevenlerinin istekleriyle burçlara yazdığı şarkıları “Burçların Şarkıları” adıyla yayınladı. Gayet de güncel ve duygusal işlerdi...
Geçen hafta ise Köksal Ekinci’nin “Spica’nın Sesi” albümünün tanıtımı geldi. Bültende kendini “astromüzik öncüsü” olarak niteleyen Ekinci, albümünü ise “Albümü Güneş’in Kova burcuna geçişiyle birlikte müzikseverlere sunmak harika bir eşleşme oldu.
Ne de olsa Kova burcu düşüncelerin, bilgilerin ve teknolojinin insanlığın faydası merkezinde geliştirilmesini ve özgürce ifade edilmesini, paylaşılmasını ifade eder. Yıldızların seslerini notalara nakış gibi işleyip şarkımla, sözümle ve sesimle müzikseverlere iletiyorum” dedi. Yüksek konsantrasyonla anlamaya çalışsam da evrenle iletişime geçişini astrolojiye bağladığı bir düşünce düzeyi gördüm, “tamam” dedim başladım bu pop albümünü dinlemeye.
Geçen yılı pas geçen, bu yıl ise “Artık online etkinlik yapalım” diyen ekip, İstanbul Zeytinburnu’ndaki Fişekhane’de hazırlanan sahnede 4 gün boyunca SosyoApp aracılığıyla müzikseverlerle buluştu.
MFÖ, Sertab Erener, Duman, Athena, Pentagram, Ceza’nın da aralarında olduğu 15 isim dört gün boyunca sahnedeydi. Kimileri akustik performanslar sergiledi, kimileriyse önünde seyirci varmışçasına elektrikli diye tabir ettiğimiz konserler verdi. Tabii ki yer yer teknik aksaklıklar yaşandı, “o da nazar boncuğudur” deyip pek üstünde durmadım. En nihayetinde müzik adına bir hamle yapıldı, değil mi...
Bu yıl ilk kez de bir online festival deneyimlemiş olduk.
Konserler şöyle fiyatlandırıldı: Günlük 10 TL, kombine 40 TL...
Performansların en iyi tarafı ise Anadolu’nun dört bir yanında yapılan Milyonfest’lerde çalışanların bu etkinlikte de yer almasıydı.
Her grup kendi sahne arkası ekibiyle çalıştı. Bu etkinlik serisi sanatçı ekiplerinin ödenekle buluşması için güzel bir yöntem oldu.
Sahne tozunu özleyen ekipler, eskisi gibi kulislerde fakat bu kez sosyal mesafeli bir şekilde hasret giderdi.
- Müzik mekanları yeni dünyaya uyum sağlayacak. Fon alamayan mekanların yüzde 50’si 2022’ye kadar kapanacak. Bununla birlikte kapananların yerlerine yeni mekanların açılması da olası.
- TikTok’un pandemi nedeniyle yükselen cazibesi 2021’de düşüşe geçecek. 13-24 yaşa hitap eden platformun kararsızlıklarıyla meşhur kullanıcı profilinin yeni bir platform keşfedip oraya kayması ihtimaller dahilinde.
- Facebook 2020’de gösterdiği büyümeyi gençlerle bu yıl da devam ettirecek.
- Podcast altın döneminde. Son olarak Amerika’da Amazon Music, 300 milyon doları bir podcast şirketine verdi. Bu, müzikten para kazanmayan dijital müzik dinleme platformlarının yeni para basma şeklinin ilanı oldu. Elinde USB mikrofonu olan herkes, kendi şovunun kaptanı.
Ele Güne Karşı
MFÖ’nün 50. yılına özel belgesel serisi Gain üzerinden sunuldu. “Ele Güne Karşı” adını taşıyan seride grubun hiçbir yerde yayınlanmayan görüntüleri ve samimi açıklamaları var.
Henüz tüm bölümleri yayınlanmadığı için aradığınız “bir kerede hepsini izleyeyim, bitsin” hissiyatını alamıyorsunuz fakat içten bir sohbetin içinde buluyorsunuz kendinizi. Sezen Aksu ve MFÖ’nün turne görüntülerine kapılıp gidiyorsunuz.
Özellikle ikinci bölümün sonunda Özkan Uğur’la birlikte hislenmeyen bizden değildir...
Teoman
Teoman, yeni yıla özel “Hayal Meyal” şarkısını ilk kez Gain’de söyledi. Ünlü rock’çıyla, ardından 2 bölümlük bir söyleşi gerçekleştirildi.
Teoman, söyleşideki dürüstlüğüyle de bir müzisyenin beyin kıvrımlarından neler geçtiğini anlamamızı sağladı.
“Ticari olmayan, olgunluk albümüm” dediği yeni çalışmasını nisan ayında yayınlayabileceğini açıkladı.
Alışkanlıklarımızın değiştiği, evlere kapandığımız, etkinliklerden uzak kaldığımız, hayatımızı yeniden düşünmeye iten günlerden geçtiğimiz yılı... Müziğin odadan dışarı çıkmadığı (ya da nadiren çıktığı), dinleme alışkanlıklarımızın değiştiği, geçmiş güzel günlere özlem duyulan, yastık altı şarkıların dışarı çıktığı bir yıl.
Biz odadan çıkmadık ama müzik dünyası da kabuk değiştirmeye zorlandı.
Dijital hayatımızın her anında büyük yer kaplamıyormuş gibi bir de üstüne online etkinlikler eklendi. Yalnız değildik, yalnız hissetmemeliydik.
Bu yüzden dışarıda gibi hissedelim diye sanatçılar salonlarımıza konuk olup sahnelerden eve geçiş yaptı.
Yılın görece en iyi yerli isimlerine geçmeden önce “2020’de neler oldu?” hızlıca göz atalım.
◊ Akustik müzik yükselişe geçti. Elde edilecek tek gelir, telif olunca birçok sanatçı var olan parçalarının akustik versiyonlarını çaldı, söyledi. Online akustik konserler yaptı. Açıkçası üretim konusunda en parlak dönem diyemeyiz. Yaşanılan kaygılar müzik üretimine de yansıdı. Eski parçalar cilalanıp önümüze gelirken, yeniler kendine yer bulmakta oldukça zorlandı.
◊ Müzik sektörü tam bir darboğaza girdi. Ana akım isimlerden bağımsız sanatçılara herkes maddi zorluklarla uğraştı. Birçoğu enstrümanını/ekipmanını sattı, sektör olarak değişime ve dönüşüme zorlanıldı. Sektör değiştirenler bile oldu. 2021’de sahneler açıldığında birçok kişinin artık bu sektöre hizmet etmediğini göreceğiz.
◊ Bu süreç kimilerini de küstürdü. Yeni bir şarkı çıkarmak, beste yapıp söz yazmak için gereken enerji bitti. Karamsar bakmayalım desek de olumlu tek bir yan da bulamadım.
Listelerde bulunan bazı isimler hakkında “ben bu ismi dinlemedim ki, kendi verilerimde nasıl zirvede çıktı” diyenler oldu. Hatta bazı müzik siteleri vasıtasıyla hesaplarındaki bilgileri çapraz sorgulayıp (Lastfm üzerinden yapılıyor. Buraya müzik platformlarınızı bağlayıp verilerinizi görebiliyorsunuz.)
“Dijital dinlenme verilerime göre en çok dinlenilen ilk beşimde yok bu isim” diyenleri de gördüm.
Ama bugünkü sorum başka. En çok dinlenen ve hit olarak konuştuğumuz şarkılar gerçekten “hit” mi? Yoksa yeni çıkanlar listelerini yapanların takdiri mi? Sahi biz kimin zevkini dinliyoruz?
Dönüp radyolara baktığımızda en çok çalınan isimler ve onların hitleri, dijital müzik listelerindeki ilk 100’e girenlerden farklı.
Radyolarda en çok istenen ve çalınan şarkılar dinleyicilerin istasyonda kaldıkları süresiyle de ilintili.
Dolayısıyla radyoda çok dinlenen bir ismin dijital müzik platformlarının ülke listelerinde yer almasını bekliyorsunuz.
Sadece pop özelinde bakacak olsak bile birçok şarkı ilk 100’e bile giremiyor. Hem de telifmetre (radyo datalarını tutuyor) verilerine göre üst sıralarda olmasına rağmen...
Bir de şu açıdan bakalım, kaçımız kendisine önerilen şarkılar ve ilgilendiği isimler dışında keşifler peşinde? Tamam bazılarımız...
Tutarın azlığı konusunda hemfikiriz. 1000 TL aylık giderleri yanında devede kulak olabilir. 3 kere tekrarlanabileceği gerçeği 9 aydır iş yapamayan sektör çalışanlarını tabii ki tatmin etmeyecektir.
Ama başlangıca değil bu aşamada olası sonuca bakmak gerekir.
“Masa başında yazıyor, oh ne rahat” diyecek olanlar varsa, sizin arkadaşlarınızın birçoğu benim de tanıdığım.
Maddi sıkıntılarına, gelecek kaygılarına, markete giderken istedikleri borçlara en az sizler kadar şahidim. Online satış sitelerinden enstrümanlarını birer birer satışlarını gördüm, isyanlarına çoklukla ben de kulak verdim.
Kabus gibi bir dönemden geçiyorlar. Birçok müzisyen ve sahne çalışanı kayıt altında değil ama maddi desteğe ihtiyacı var. Hem onları sisteme kaydetmek hem de yardım ve sonrasında gelmesi muhtemel devlet desteklerinden faydalanmalarını sağlamak için bir yerden başlanılması şart. Yanılıyorsam düzeltin, siz değil miydiniz “Devlet bir el atsın” diyen...
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yunus Emre Enstitüsü, pandemi sürecinde mevzuatı değiştirmeden yardım yapamayacağı için “Müzik Susmasın” projesini başlattı. MSG ise kendi projesini bakanlığa sundu: Müzik Birleştirir
Çağrıya göre, haftalık veya günlük yevmiye ücretiyle çalışan, herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlar başta olmak üzere, işini kaybeden veya işleri durma noktasına gelen ses ve enstrüman sanatçılarıyla sektör çalışanlarının projeye katkıları karşılığında ödeme yapılacak.
Aynı zamanda üretilen eserlerin geleceğe aktarılması için dijital bir arşiv oluşturulması sağlanacak.
Geçen haftalarda mekanların da kendi organizasyonlarını hazırladığından bahsetmiştim. İlk hamle Jolly Joker’den geldi.
Mekan, gelecek hafta JoJo isimli online konser ve etkinlikler platformunu tanıtacak.
Amaçları gerçek sahne performansı deneyimine yakın çekimler yaparak, arkadaş grubunuzla ayrı odalarda izleyebileceğiniz size özel ortam yaratarak müziği evinize getirmek.
İlk etkinlik Cem Adrian’ın 18 Aralık’ta Jolly Joker Vadistanbul’da sahnesindeki canlı yayını olacak.
Sırasıyla Yaşar, Ziynet Sali ve Buray da bu platformda çevrim içi konser verecek.
Öte yandan Zorlu PSM, Salon İKSV gibi mekanların yanına bu hafta RX de ekleniyor.
Birçok DJ’i müzikseverlerle buluşturan yeni mekan, YouTube kanalı üzerinden yayın yapmaya hazırlanıyor.İlk yayın 12 Aralık’ta.
Sadece Türkiye’de değil dünyada çöken bir sektör haline gelen müziğin ülkemizdeki yansımalarını konu alan “Türkiye’de Müzisyen Olmak”, ilk bölümüyle dikkat çekti. Sonki3dört adlı YouTube kanalında yayınlanan; Alper Erdinç, Mert Gider ve Gizem Ertürk tarafından hazırlanan 6 bölümlük mini belgesel serisinin “Ben İnsan Değil Miyim?” başlıklı ilk yayını pek çok mecrada paylaşıldı.
Bireysel serzenişler bir çığlık halini aldı ve yükselen bu ses, belgesel serisinde düzgün bir şekilde toparlandı.
Belgeselde usta müzisyenler, yeni isimler, menajerler gibi müzik sektörünün elementlerini oluşturan birçok kişi var. Serinin ilk bölümünde Burhan Şeşen’den (MÜYORBİR Başkanı, Grup Gündoğarken) Cahit Berkay’a (Moğollar), Ahmet Güvenç’ten (Kurtalan Ekspres) Taner Öngür’e (Moğollar), Kerem Kabadayı’dan (Mor ve Ötesi) Cenk Erdoğan’a, Balık Ayhan’dan (Romanlar ve Müzisyenler Derneği Eş Başkanı) Melek Mosso’ya, Can Ozan’dan Madrigal’e 20’ye yakın isim yer alıyor.
İlk bölüm bitince akılda kalan ise Açelya Alan’ın şu sözleri oluyor: “Aslında insanlar müziğin hayatlarında ne kadar büyük bir yer kapladığının farkında değiller.
Eğer müzik tamamen susarsa o zaman anlayacaklar...”
Dinleyiciyle nerede buluşacağınızı bilemezsiniz
Müzik sektörü en sakin dönemini yaşıyor. Bir dijital platomdaki konuşmalar arasında gezinirken dikkat çekici bir tartışmaya denk geldim.
◊ TikTok dinlemelerinizin hızlanması için muhteşem bir araç.
Ama sadece bir araç.
◊ Doğru dinleyiciye ulaşmanız lazım. Bunun da deneme yanılma yolundan başka çaresi yok.
◊ Sosyal medyaya önem verdiğiniz kadar geleneksel yöntemleri de kullanmalısınız.
Dinleyicinizle nerede buluşacağınızı bilemezsiniz. 100 kişinin dinlediği bir programdan 100 kişiyi kazanabileceğiniz gibi, 9 bin kişinin takip ettiği hesabınızda 5 kişiyi yakalayamayabilirsiniz.
Tek bir platforma bel bağlamamanız gerekir.
◊ Geleneksel radyo anlayışının sona ermesi birçok sanatçıyı bu ve benzeri platformlara yönlendirdi.
◊ Konser organizatörleri yurtdışında hâlâ Billboard listelerini baz alarak planlama yapıyor.
2017’de Billboard’un dijital mecralardaki dinleme oranlarını da listelere eklemesiyle şansınız gün be gün artıyor özellikle yurtdışında.
Sosyal mecralardaki başarınızın dinlenme oranlarına yansıması için hamlelerde bulunmalısınız.
Lil Nas X’in “Old Town Road” ile kırdığı rekoru baz alırsak bazı şarkıların hit mertebesine bu platformdan ulaştığını hatırlatmakta fayda var.
◊ Çok takipçili hesaplar kadar yeni yüklenenleri de paylaşan bir algoritmaya sahip olduğu için her an görünür olma şansını elde edebilirsiniz.
◊ Platformda etkili olmak için şunu unutmamakta fayda var, TikTok 16-24 yaş arasını hedef alıyor. Bu da elektronik, indie, alternatif rock, rap gibi alanların önünü açıyor. Bu yaş grubu hedef kitleniz değilse yine bir sonuç almanız çok ihtimal dahilinde değil.
Bu gibi notların ışığında TikTok için “bağımsız müzisyenin radyosu” demek ne doğru ne de yanlış. Değişen zamanla kullanılan alternatif yollar artıyor. Müzik farklı mecralardan farklı kitlelere daha rahat ulaşıyor. Önemli olansa gerçekten iyi bir şarkı, iyi bir pazarlama stratejisi ile yola çıkmak.
Müzik türü ise o kadar geçirgen ki artık pek de önemi kalmadı gibi... Tabii ki gerisine karar verecek olansa yine dinleyici.
Türk dizilerine duyuru
Genç müzisyen Batuhan Kordel ilk EP’si “Yolculuk”u yayınladı. “Teşekkür” gibi lokomotif bir şarkıyla açılan EP’de bulunan 4 eser de romantik komedi türündeki Türk dizilerinde sahne sahne kullanacak türden. Klip şarkısı “Anıları Sakla” duru anlatım ve akustik temeliyle beğeni toplamaya yakın.
Bir darbe daha
Sezgin Alkan, 12 şarkılık albümü “Senden Sonraki Yağmurlar”ı yayınladı. Cem Adrian, Halil Sezai, Mercan Dede, Çağan Şengül ve Eda Baba’yla söylediği şarkılarla zaten duygusallığımızın ve yalnızlığımızın tavan yaptığı şu dönemde bir darbe daha vurdu. Albümün melodik yapısı sizi, dinlerken ele geçiriyor.
Dikkat çekici
Erdem Tunalı’nın yeni EP’si “We Were Dancing”, bir single ve üç versiyonundan oluşmakta. Nostalji havasını downtempo dans müziğiyle harmanlayan, vokalinde Ekin Özbey’in bulunduğu single’ın Cava Grande, Netam ve Barış K düzenlemeleri de dikkat çekici.
15 dakika ara
Çağrı Sertel, “Kuytu” isimli solo enstrümantal albümünü yarın yayınlıyor. Akar suya bakmak gibi bir albüme imza atan tecrübeli müzisyen, evimize fon müziği olacak nitelikli şarkılar ortaya çıkarmış.
Dans!
Mahmut Orhan ve Sena Şener’in şarkıları “Fly Above” rüzgara kapılmış giderken Orhan, boş durmadı... Peşi sıra Gioli&Assia ile “Lost”u çıkardı. Bu dans parçası Gioli&Assia’nın YouTube kanalındaki setlerini dinleyip keyiflenen benim için ballı lokma tatlısı oldu. Açın, evde siz de bu eklektik dans parçasıyla keyiflenin.
Yer altından
Türk kadın MC’ler arasında adını sıklıkla duymaya başladığım Rinxlaya, “Denek00” isimli ilk EP’sini geçtiğimiz hafta yayınladı. Tembel Hayvan, Document1, Emiladil, Farabi ve Wodashin ile çalışan Rinxlaya’ya mix ve mastering’de Grejuva eşlik etmiş. Yer altından seslenen rahatsız bir fay hattı gibi dinlediğim 5 şarkı rap’çinin, dünyayı görüş açısını bizle paylaşmasına vesile olmuş.
Ne dinledim
Ne dinledim
Burakbey-Pürhayal
Çağrı Sertel-İlkyaz
Buğrahan Çayırlı-Gel YAğmurla
Ohash-Neden Bu Kadar Ciddi?
Marlen-Bu Dünya
Rinxlaya, Tembel Hayvan-Daha Garip
Mert Çetinkaya-Neyleyim Ben
Suzan Hacıgarip, Yasir Miy-Kırmasın
La Dee Eda-Akıl Tutulması
Yokyer-Kintsugi
Selin Baycan-Dipsiz Kuyu
Anıl Emre Daldal-Dertler
Bengisu-Geceyi Kaybet
Umut Kaya-Buyur Burdan Yak
Cem Çınar, Çağan Şengül-Ucuz Roman
Batuhan Kordel-Anıları Sakla
Beste Sue-New Generation
Mahmut Orhan, Gioli&Assia-Lost
Albus-In-Circus
Monday in Neptune-Love is not an Illusion
Erdem Tunalı-We Are Dancing
Ali Toygar-Alate
Eylem Pelit-My Inner Light
Onur Çobanoğlu-The War Within
Sinan Cem Eroğlu, Gilad Barakan-Getme
Canosonik, Deniz Bayoğlu-Dark Ways
Ali Bakgör, Parah Dice-Somebody Like U