Sibel Şişman

''Türkiye'de İlk Defa Bir Türk Çizgi Film Markası Milyon Adet Kitap Satıyor''

16 Kasım 2019
Ekim ayında vizyona giren Kral Şakir Korsanlar Diyarı gişede rekor kıran ilk yerli animasyon filmi oldu. Ailelerin de çocuklarıyla birlikte izleyerek eğlendiği Kral Şakir’i, mimarı Varol Yaşaroğlu’na sorduk. Kendisiyle çok keyifli bir röportaj yaptık. Röportaj ortasında zıplayan kediciği de unutmayacağım…

Cartoon Network Türkiye'nin ilk Türk ve kendi yapımı çizgisi olan Kral Şakir'in mimarı sizsiniz. Ülkemizde de büyük hayran kitlesine sahip olan "Kral Şakir" nasıl doğdu? Kral Şakir, Cartoon Network Türkiye’de ilk kez 2016 Mayıs ayında yayınlanmaya başladı. Aslında çıkış hikayesi , Cartoon Network Türkiye’de yerli bir çizgi film yayınlama kararı almasıydı. Aslında birçok animasyon firması da projesini götürdü Cartoon Network’e. Biz Kral Şakir’i bir proje olarak tasarladık. Sonuçta hep böyle hayvanlardan oluşan bir dünya kafamızda vardı ama adı bu konkur açıldıktan sonra konuldu.  Proje bazlı bir şeydi bu.
Bizim daha önceki yaptığımız işlerden, eserlerimizden dolayı Cartoon Network’un bizi seçeceğini düşünüyorduk. Çünkü bizim tarzımızda animasyon yapan başka bir firma da yok. Biz genelde internette kendimizi gösterdik, daha sonra Fırıldak Ailesi geçmişimiz vardı yetişkinlere özel çizgi dizi. Bizim hep kökenimizde karakterler bakımından karikatür tabanlı aynı zamanda mizahın çok etkin olduğu işler yapıyorduk bu da Cartoon Network’e çok uygun bir profildi. Bizim dışımızdakiler karakter tasarımı açısından daha farklı işler üretiyorlar. Bu anlamda Kral Şakir Türkiye’deki birçok animasyon yapımcılarının projelerine göre çok değişik, farkındalık yaratacak proje.

Kral Şakir'i diğer eserlerinizden ayıran nedir?
En önemli özelliği şu karakter tasarımı açısından bence dünya ile boy ölçüşecek derecede güzel karakterlerimiz var. Hem stilize hem sevimli hem de dünyadaki çok bilinen karakterlerle boy ölçüşebilecek derecede güzel karakterlere sahip.

Çocukların rahatlıkla çizebileceği ve sıcak karakterler… Ben özellikle bu kısıma çok önem veriyorum bence Türkiye’de es geçilen bir durum bu. Karakter tasarımı genelde animasyon stüdyoları kurulduğunda animasyon modellemecisine demişler ki sen modelini yap, bize karakter oluştur diye. Halbuki bu teknik mesele değil bu biraz sanatçılık gerektiren bir kısım. Kral Şakir’de ben birikimimi kullandım, benim yıllardır alamet - i farikam bu aslında yani o karakter tasarımı. Çünkü orada kullanacağınız renklerden, yüz – vücut tasarımına hepsi çok önemli faktörler. Bence bu Türkiye’de es geçilen bir şey.

Yazının Devamını Oku

Adını Bilmediğim Bir Gencin Milyonlarca Tıklanması İnandırıcılıktan Uzak Oluyor

5 Ekim 2019
AYNA Grubu sevenlerine Sultan şarkısıyla büyük bir sürpriz yaptı. Bu sürpriz sadece bizlere değil aynı zamanda grubun solisti değerli sanatçı Erhan Güleryüz için de büyük bir sürpriz oldu. Kendisine Sultan’ı, müzik dünyasına bakışını, hayatı ve İstanbul’u sordum. Bu keyifli röportaj için bir kez daha kendisine teşekkür ediyorum….

30 yıldan sonra hem size hem de hayranlarınıza sürpriz olan Sultan’dan bahser misiniz? Bu sürpriz nasıl oldu?
Sultan grup arkadaşlarımın bana yaptığı büyük sürpriz oldu. Biz AYNA olarak bir yandan 22. yıl albümünü hazırlamaya çalışıyoruz bir yandan da stüdyoda AYNA dışında birçok müzisyenle farklı albümlerde çalışıyorum aranjör olarak, beste ve söz yazarı olarak. Çocuklar benim bilgisayardaki tüm dataları karıştırırlarken geçmiş yıllara ait şarkı arıyorlar ve Sultan’ı buluyorlar. 30 yıl evvel nasıl bir ruh halinde yazmışız…

Aslında tabi bütün şarkıları yazarken bir hikayesi ya da öyküsü olur o şarkının. Ben hikayeden damıtıp, şiire, şiirden şarkı sözüne çeviririm. Çocuklar o kayıtları bulup sil baştan günümüz sounduyla tekrar aranje etmişler benim de duyduğumda çok hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim. Zaman zaman grup arkadaşlarımın böyle güzel sürprizleri oluyor, benim de onlara elbette. Sultan hüzünlü bir şarkı hikayesi de hüzünlü umarım günün birinde bir sinema filmi gibi bir çalışmayla bir öyküyle anlatmış oluruz Sultan'ın öyküsünü.

Sultan'ın hikayesinden bahsetmek ister misiniz yoksa onu sinemalarda mı izleyeceğiz? Umarım bir sinema filminde izlersiniz.

Sultan şarkısı ile Rahmetli Cemil Özeren'in bir bağlantısı var mı? Bir de Fesleğen klibinden konuşalım... Rahmetli Cemil Bey anısına yaptığınız, her izleyişimde eminim benim gibi herkesi derinden etkileyen derin bir klip. Ona dair neler söylemek istersiniz? O zamanlar daha henüz AYNA yoktu. O zamanlarda ben sadece beste üretiyordum o dönemin şarkıcılarına şarkıcılarına, Sultan da öyle bir şarkı fakat Fesleğen öyle değil. Fesleğen stüdyoda anısı çok olan bir şarkı. Benim balkonumda daima fesleğenlerim, çiçeklerim vardır. Çocukluğumdan kalma bir sevgi bu. Rahmetli babaannem fesleğeni çok severdi ve Fesleğen şarkısı öz itibarıyla babaannemi anlatmaya çalıştığım bir şarkı. Tabi sözlerini bir aşka devşirdim şarkı daha kolay anlaşılabilsin diye. İlk AYNA albümünün son bir iki günüydü herhalde “Gittiğin Yağmurla Gel” albümü. Hard - Rock müzik yapıyoruz o dönem itibarıyla. Grup müziği ülkemizde tabi ki gruplar var ama ticari anlamda grupların varlığından pek söz edilemiyor. Mesela o yıllarda En İyi Grup Ödülü yoktu çünkü herkes kaset satışlarına bakıyordu. Albümün son iki günüydü hemen atladım stüdyoda rahmetli Melih Kibar stüdyosuna tek akustik gitarla bu şarkıyı Fesleğen'i besteledim. Hemen süratle okuma odasına girdim, şarkıyı okumaya çalıştım. O sırada stüdyoda bulunanlar içerisinde Melih Abi (Melih Kibar) ve Cemil nur içinde yatsınlar. Melih abi kulaklıktan “Erhancım okuyamadın çık” dedi bana ben de çıktım. Sonra döndüm Cemil'e; “Cemo gir şunu oku” dedim. Cemil girdi bir kerede okudu ve Fesleğen Cemil'in sesiyle ilk albümde yer aldı. Hakikaten çok etkileyici bir solistti Cemil ve benim için çok çok özel… 16 yaşında üniversite birdeydim o zamandan beri kaç yıl dostluğumuz var hala eksikliğini hissediyorum. Sahnede daima hep yanımızda ama hayat içerisinde her şey tabi müzik ya da yaptığınız iş değil insan kaybettiğinin değerini çok daha iyi anlayabiliyor ne yazık ki… 20 Kasım'da 7. yılı olacak rahmetli oluşunun yine kabir ziyaretimizi yapacağız Cemil'imizi unutmadık. Fesleğen şarkısında da Cemil'in sesini kullanmayı özellikle istedim. Onu daima çok özlüyoruz…

Sizin her şarkınızın sonunda şiirle bitirme finaliniz var. Bu size has ve çok da güzel bir özellik… Şiir ve müziği buluşturmanızın özel bir sebebi var mı? Ben şiircik diyorum onlara. Şarkı içerisinde bazen içimizden geldiği gibi bazen de grup arkadaşlarımın teşvikiyle şiir okuyorum evet. Türk Şiiri’ni, Edebiyatı seviyorum bütün sanatların özü şiirdir. Şiir damıtılmış çok fazlasıyla bir öyküdür, hikayedir, heykeldir, tiyatrodur, mimaridir. Yine söylüyorum şiir bütün sanatların özüdür. Şimdiye kadar 500 tane şiirciğin yer aldığı kitap yazdım, yazıyorum. 2020'de de tahmin ediyorum yeni bir şiircik kitabım çıkacak.

Yazının Devamını Oku

Dert Bende Galasında Kahkahalar Uçuştu

4 Ekim 2019
Ekim ayı itibarıyla vizyona birbirinden güzel filmler geliyor. Sezon yüzleri güldürerek başladı.

Birbirinden güzel filmleri sinemada izleyerek sonbaharın keyfini çıkarabilir sevdiklerinizle birlikte kendinizi ödüllendirebilirsiniz. Muammer Tali'nin yazdığı ve Berat Özdoğan'ın yönettiği 'Dert Bende' galası geçtiğimiz akşam Özdilek AVM'de birçok ünlü ismin katılımıyla gerçekleşti.

Filmin yapımcısı ve aynı zamanda başrol oyuncusu olan Ümit Kantarcılar film için; "Beraber gülelim ve çok güzel anımız olsun, insanları da güldürelim, kendi mizahımızı anlatalım diye arkadaşlarımızla bu yola çıktık" dedi.

İlk kez sinema filminde rol aldığı için galada heyecanıyla dikkat çeken oyuncu Jessica May; "Arkadaşlarımla güzel bir iş çıkardık. Benim için güzel bir tecrübe oldu. Umarım gişemiz bol olur" diyerek bizlere açıklamalarda bulundu.

Oyuncu kadrosunda Jessica May, Ahu Sungur, Ümit Kantarcılar, Cihan Albayrak, Sermet Yeşil, Ali Poyrazoğlu, Nebil Sayin ve Onur Dilber yer aldığı Dert Bende, başarılı oyuncuları ve eğlenceli diyaloglarıyla herkesi güldürmeye geliyor.

Yaklaşık dört hafta boyunca İstanbul'un belirli noktalarında çekimleri gerçekleştirilen komedi filmin galasında Yonca Cevher, Ahmet Varlı ve daha birçok ünlü isim katıldı.

Arkadaşlarını yanlış bir evlilikten kurtarma amacıyla onu kaçırmaya çalışırken her şeyi karıştıran grubun trajikomik hikayesini konu alan Dert Bende, galada benim gibi tüm izleyicilerden tam not almayı başardı. Bakalım filmi sizler nasıl bulacaksınız?

Yazının Devamını Oku

Hareket Sekiz Galası Büyük Coşkuyla Gerçekleşti

3 Ekim 2019
Merakla beklenen Hareket Sekiz filmi’nin galası geçtiğimiz akşam Kanyon Avm’de gerçekleştirildi. Yönetmenliğini Ali Yorgancıoğlu’nun, yapımcılığını ise Levent Cengizhan’ın üstlendiği Hareket Sekiz aksiyon ve komedi türünde sezona merhaba diyen ilk film oldu.

Şıklığı ve zerafetiyle gözleri kamaştıran Bihter Dinçel, Hande Katipoğlu, Pervin Abiyeva, Ali Sunal, Onur Atilla, Sarp Bozkurt, Gürgen Öz, Hakan Bilgin ve diğer oyuncuların katıldığı gala büyük coşkuyla karşılandı. Filmin eğlenceli dinamizmi oyuncuların da ışığıyla izleyiciler tarafından çok beğenildi.

Filminin başrol oyuncularından Ali Sunal; “Gülmekten çekemediğimiz sahneler oldu. Biz filmi yaptık, söz seyircide inşallah seyirci çok sever” diyerek açıklamada bulundu.



Oyuncu kadrosu, aksiyon sahneleri ve eğlenceli diyaloglarıyla büyük bir emeğin ürünü olan Hareket Sekiz filmini ben çok beğendim bakalım sizler nasıl bulacaksınız? Hareket Sekiz 4 Ekim’de sinemalarda…

Yazının Devamını Oku

Müzik Zevkimiz Demansa Hayır Diyor!

21 Eylül 2019
Merhaba Mahmure okurları, bu ay itibarıyla hayatın renklerine dair konularla sizlerle olacağım. İlk yazımı heyecanla yayınlamanın sevincini anlatmam mümkün değil İlk yazımda sizlere Alzheimer ve müzik arasındaki muazam bağlantıdan bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü.

Dünyada 40 milyona yakın Alzheimer hastası var, ülkemizde ise bu rakam 600 bin ile 1 milyon arası olarak tahmin ediliyor.  Peki bu kadar yaygın bir hastalığı müzikle iyileştirmek mümkün olabilir mi, ne dersiniz?

Araştırmalar şarkı dinlemenin veya şarkı söylemenin, Alzheimer hastalığı ve diğer demans türleri olan insanlar için duygusal ve davranışsal yararlar sağlayabileceğini gösteriyor. Çünkü mucize organımız beyin müzikal geçmişi Alzheimer hastalığına karşı korumaya alıyor.

Muazzam bir gerçek değil mi?

Müziğin psikolojimize etkisini yadsımak yalan olur. Müzik; stres, depresyon, sıkıntı, endişe gibi olumsuz duygu durumlarımızı azaltır. O yüzden müzik dinleyen / söyleyen insanlara; demansa yakalandığında ulaşmak, iletişim kurmak, müziği sevmeyenlere oranla daha kolaydır. Çünkü müzikle bazı şeyleri bağdaştırırız ve beyin bunu demansa karşı bile koruyor ve unutmuyor.

Elbette bu durumda dikkat etmeniz gereken çok önemli noktalar var;

* Sevdiklerinizin müzik zevki hakkında ne derece bilgi sahibi olduğunuz çok önemli. Eğer bilmiyorsanız çevrenizden destek almalısınız çünkü müzik zevkini bilmeden başlamak yorucu olabilir.

Yazının Devamını Oku