Ezber bozan bir aile olduk

Ünlü oyuncu Umut Oğuz ile yaklaşık iki yıl önce hedeflerini, hayallerini konuşurken “Her yeni rolümde ve işimde kendimi yeniden keşfediyorum,” demişti. Sanırım bu kadar kısa sürede bir aile röportajı yapacağımızı ve kendisiyle ilgili en büyük keşfinin babalığı olacağını ikimiz de hayal edememiştik.

Haberin Devamı

Ezber bozan bir aile olduk

Fotoğraflar: Duygu Özbekçi Milli

Sevilay ve Umut Oğuz çiftiyle, ön yargılarla başlayan tanışma hikâyelerinden sıra dışı evliliklerine, oğulları Dora’yı büyütürken nasıl “ezber bozan” bir aile olduklarına uzanan bir söyleşi yaptık. Babalığı kendi adına olgunlaşma yolunda bitirme tezi olarak gördüğünü anlatan Umut Oğuz, bu süreçte öğrendiklerini “Şunu anladım ki; dünya ne çekiyorsa sevgisiz yetişmiş insanların nefretinden çekiyor. Çoğumuz bazı şeyleri öne koyup yaşayacağımız mutlulukları erteliyoruz. Kırkında keşfetmiş bir adam olarak diyebilirim ki insanlar mutluluğa giden yolculuğu layıkıyla yapamıyor,” sözleriyle özetledi. 14 Şubat Sevgililer Günü’nde doğum günü de olan Sevilay Oğuz’un yeni yaşını kutluyor, Oğuz ailesine sevgilerinin daim olmasını diliyoruz…
İki yıl içinde âşık oldun, önce evlendin sonra gittin istedin ve baba oldun. Ben de sıralamada senin gibi sondan başlayacağım. Kendin de inanabiliyor musun?
Umut Oğuz: Ben hayatımda sıralamayı hiç tutturamadım zaten. Sevilay’la da her şey tersinden ama çok hızlı oldu gerçekten (gülerek). Ben de bazen Dora’ya uyurken bakıyorum, hala geldiğine inanamıyorum. Bir ailemin olmasını yıllardır çok istiyordum. Doğru zamanda doğru insanla karşılaşmam gerekiyormuş. 2017 senesi benim için ağır bir seneydi. Travmalar atlattım çok zordu. Sonra evrene doğru nasıl bir derin nefes alıp, “tamam teslim oluyorum” dediysem, devamında bir olgunluk sürecine girdim. İşleri serbest bıraktıktan sonra Sevilay çıktı karşıma ve iki yıl içinde yuvam oluşuverdi.
Dora ile nasıl bir ilişkin var?
Umut O. : Gebelik haberini almamızdan itibaren onunla konuşmaya başlamalarım, sohbetlerim, doğduktan sonra bana mucizelerle döndü. İlk kez beni tiyatro sahnesinde yedi aylıkken Bandırma oyunumuzda izlemişti. Annesiyle salonda arkada oturuyorlarmış, uyuması lazımken, hiç odağını kaybetmeden izlemiş. Oyun bitti, kulise geldiler. O anı çekmeyi çok isterdim, asla unutmayacağım. Beni görünce bir güldü… Çok hayran bakışına maruz kaldım ama hayatımda gördüğüm en samimi, en büyük hayran bakışıydı. Ellerini açtı ve sarıldı. O kadar mutlu oldum ki cümlelerde karşılığı yok…

Haberin Devamı

DORA BENİM BİTİRME TEZİM

Haberin Devamı

Çok yönlü bir oyuncusun, sürekli farklı mecralarda kendini geliştiriyorsun. Şimdi başka yönlerini de keşfediyorsundur. Baba olunca en çok neyi keşfettin?
Umut O. : Atın üstünde yalnız kovboylar vardır ya sanki onlar gibi özgürlüğe koşan biriydim. Evlendikten sonra iki kişilik, Dora doğduktan sonra üç kişilik düşünmeye başladım. Evet, biraz hızımı kesti ama hayatta da biraz hızı kesmek gerekiyormuş. Tadını çıkaramıyordum birçok şeyin, şimdi hep birlikte çıkarmaya başladık. Dönüp eşimi gördüğümde, onun kehribar gözleri bana değdiğinde ayrı bir heyecan duyuyorum. Dora’ya bakıyorum, ikimizden de aldığı bir enerji var ve yansıttığı enerji beni inanılmaz besliyor. Bir de şunu anladım ki; dünya ne çekiyorsa sevgisiz yetişmiş insanların nefretinden çekiyor. Sürekli sevgi isteyen bir canlıyı dünyaya getirme fikri bile çok cesur bir hareketmiş. Kızılderililer bebek için “büyük öğretici” der, aslında onlar seni eğitmeye geliyor. Yavaş yavaş öğreniyorsun. Bu yüzden de kendi adıma babalığı, olgunlaşma yolunda bitirme tezim olarak görüyorum.
Neler öğretiyor Dora size?
Umut O. : Bugüne kadar sırtında taşıdığın şeylerin gerçek dertler olmadığını, yüklenmiş dogmalar, saçma takıntılar olduğunu öğreniyorsun. Birden bire kurtulmak mümkün değil elbette, yavaş yavaş keşfediyorsun. Çoğumuz aslında bazı şeyleri öne koyup yaşayacağımız mutlulukları erteliyoruz. Herkesin mutluluğu başka bir şeyden olabilir. Kırkında keşfetmiş bir adam olarak diyebilirim ki insanlar mutluluğa giden yolculuğu layıkıyla yapamıyor.

Haberin Devamı

EZBER BOZMAYA DAVET EDİYORUZ

Ezber bozan bir aile olduk

Ayrıca bebek büyütürken tüm öğrendiklerinizi aktardığın, Youtube üzerinden yayınlanan bir program çektin. Neden adını “Ezber Bozan Bebekler” koydunuz?
Ben zaten ezber bozan biriyim. Günümüzde ebeveynlerin büyük bir kısmı bebeklerini kulaktan dolma söylemlerle yetiştiriyor. Babaların çoğu bebek konusunda cesur değil, annelerin çoğu da pimpirikli bu da çocuğa geçiyor. Sürekli ağlayan ve konuşulamayan, bağımlı çocuklar ortaya çıkıyor. Özellikle büyükanneleri kırmamak için yapılan hatalar, çocuklarda ileri dönük ciddi travmalara yol açıyor. Ben de böyle yetişmiş çocuklardan biri olarak, baba olduktan sonra çocuğumuza bu travmaları yaşatmak istemedim. Bu yolculukta 30 yıllık bebek uzmanımız Sevim Kuruçay Çam’a denk geldik ve öğrendiklerimizi uygulamaya başladık. Çevremiz tarafından hem tebrik hem de tenkit edildik. Dora’nın ayaklarında çorap, ellerinde eldiven olmadığı için bolca laf işittik. Toplumdaki bu kafa karışıklığı da öğrendiklerimizi paylaşmaya itti. On dokuz bölüm çektik ve bebeği doğru giydirmekten beslenmeye kadar inanılmaz duraklarda durduk. Donkişotluk yapmak gibi görünebilir. Ancak bilimin, tecrübelerin getirdiği bazı doğrular var. Bunun tartışılır bir durumu yok, artık net. Bu yüzden aileleri bizim gibi ezber bozmaya davet ediyoruz.

Haberin Devamı

GÜZELLİK GÖRECELİ BİR KAVRAM

Sıralamada tersinden başladık ya, 2017 yılına tanıştığınız ilk güne dönelim isterseniz. Aklınızdan ilk neler geçmişti?
Sevilay Oğuz: O tarihlerde, Eskişehir’de Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü okuyordum ve İzmir’e İlham Veren Konuşmalar etkinliği için moderatör yardımcısı olarak gitmiştim. Ama Umut’un moderatör olduğunu orada öğrendim. İlk duyduğumda da biraz ön yargılı yaklaştım. Fazla konuşmayayım, şimdi ünlü olduğu için yanlış anlamalar olabilir diye düşünmüştüm.
Umut Oğuz: Sıfır noktamızda, aşkımızın miladında sen de vardın aslında. Sevilay’ın sahnede yardımcım olacağını da önceden biliyordum. İş ortağım Derya Babuç, “Çok güzel bir kızla tanıştım” demişti. Ben de “Etrafta çok güzel var!” demiştim. Çünkü benim göreli kavramlar konusunda hep bir mesafeli bir duruşum var. Güzellik insanların seçtiği bir şey değil. Benim için güzellik ruhun da dışa yansımasıyla bütünleşmiş olması gereken bir kavram. İçerde bir akıl, bir birikmişlik var onu da görmek gerekiyor. Benim ilk dikkatimi çeken şey yoldan gelmesine rağmen spor yapması oldu, ben de düzenli spor yapıyorum çünkü. Sonra da bir makale yazması gerektiğini söyleyip ayrılınca nasıl biri olduğunu iyice merak ettim. Sabah etkinlik öncesi spor salonunda görüşmek üzere sözleştik ancak gelen giden olmadı, yorgunluktan uyuya kalmıştı (gülerek).

Haberin Devamı

HER İNSANIN SEVGİYE İHTİYACI VAR

İlk sohbetiniz nasıldı ve devamı nasıl geldi?
Sevilay O.: Ben çok konuşmamalıyım diye düşünürken, kuliste derin bir sohbete daldık. Yeni tanıştığım biriyle edebileceğim bir sohbet değildi. On yıllık arkadaşımla bile konuşurken durup düşüneceğim konuları konuşmaya başladık. Sohbetten sonra enerjilerimiz tuttu. İlk bakışta aşk değildi zaten bizimki, biraz sapyoseksüel bir ilişki oldu. Ruh, beden, akıl hepsi emin olmaya çalışıyordu. Sonrasından da ortada bir çıkma teklifi falan olmadı, sürekli sohbet etmeye başladık çünkü.
Umut O.: Sevilay, “Ben sapyoseksüelim” deyince zaten kendi kendime ‘bir dakika’ dedim. Çünkü bu kelimeyi 23 yaşındaki bir kızdan beklemiyordum. Maalesef üzülerek söylüyorum, yirmili yaşlardaki birçok kişiyle çok az derin sohbetler gerçekleştirebiliyorsun. Sonraki süreçlerde de söyleyeceğimiz şeyleri karşılıklı birbirimizden önce söylemeye başladığımızı fark ettik. Aşkı ve sevgiyi konuşuyorsak, bir süre sonra sessiz kaldığımızda da anlaşabildiğimizi. Bazen ikimizin aynı anda gözyaşlarının akabildiğini fark ettik. Bu doğaüstü bir duygu... Ben 42 yaşındayım, Sevilay’dan sonra Allah herkesi aşk ve sevgiyle ödüllendirsin diye dua etmeye başladım. Çünkü her insanın buna ihtiyacı var.

BİZİ ANLATAN ŞİİR YAZDIM

Ezber bozan bir aile oldukBu sohbet ve emin olma sürecinde evlenmeye nasıl karar verdiniz?
Umut O. : 2017 yılı 4 Kasım’da tanıştık ve “Hayatımın kadınını buldum, uzatmaya gerek yok,” dedim. O kadar emin olmuşum ki aralık ayından, haziran ayına tatil planı yapıp yurtdışına bilet aldım. Pasaport vize işlemleriyle uğraşırken, bu arada evliliği de aradan çıkaralım diye düşündüm. Sevilay da “Tamam” dedi. O sırada evraklar tamamlansın diye, formalite olarak baktık aslında. Çünkü arkasından düğün yaparız diye düşünüyorduk. Benim programsızlığımdan düğünü de yapamadık. Yüzükleri bir gün önceden aldık, hatta önce sağ tarafa takarak bir gün nişanlı kalalım diye kendi aramızda espriler yaptık. 19 Nisan 2018 tarihinde evlendik. Ama şu güzelliğe sürpriz bir evlenme teklifi yapmam gerekiyordu mutlaka. İki gün boyunca bir şiir yazdım. Bizim hayatlarımızın iç içe geçtiği yerler var. Benim 23 yaşımdaki halimle Sevilay’ın 23 yaşında yaşadığı şeyler hemen hemen aynı, zorlukları sıkıntılarına kadar. Şiir tekâmülle, tevakkufla ilgiliydi. 28 Nisan’da Kadıköy Apartman Sahne’de bir gösterim vardı. Eş dost seferber oldu, Sevilay’a sürpriz olması için çok uğraştım. Gelemeyen dostların ısrarıyla o anları Youtube’a yükledik.

HAYATIMIN ŞOKUYDU

Teklif anını ve duygularını da Sevilay’dan dinleyelim?
Sevilay O. : Hiç öyle bir beklentim yoktu. Kameralar da gelmişti ama sorgulayan biri olmadığım için arkasında bir şey aramadım. Gösteri bitince bir tarafımda Umut’un kuzeni diğer yanımda da yengesi oturuyordu. Ben alkışlamak için ayağa kalkınca aynı anda kollarımdan tutup oturttular. Ne oluyor falan derken, “Öyle hemen kalkılmaz gösteri bitti mi bakalım!” dediler. Şoke oldum, sonrasında atlatamadım da bir süre. Elim ayağım hatta tüm kaslarımın titrediğini hissettim. Hayatımda hiç böyle hissetmemiştim. İkimizin de çok sevdiği “Deniz üstü köpürür” türküsü çalıyordu ve Umut bizimle ilgili sürekli bir şeyler anlatıyordu. Ben de ne yaptığını, niye anlattığını anlamaya çalışıyordum. Bütün sevdiğimiz dostlarımız da oradaydı. Bunun bir evlenme teklifi olduğunu sonlara doğru idrak ettim. Çok duygusal bir andı.

HAYATI MÜŞTEREK ÖRÜYORUZ

Aranızdaki yaş farkını sorun olarak düşündünüz mü hiç?
Umut O. : Aramızda 17 yaş var. Aslında erkeğin 35-40 yaş arası evlenmesini daha sağlıklı buluyorum. Kadın hayatı daha erken keşfediyor, erkeğin çocukluğu daha uzun sürüyor bence. Doğru zaman, doğru bakış açısı ve enerjilerin uyumu da önemli… Önce eşiz ama bazen dost bazen baba gibi de olabiliyorum. Ama en çok hayat arkadaşıyız, beni de eğittiği zamanlar var. Bir konu üzerinde tartıştığımızda Sevilay’ın dediği daha doğruysa onu uyguluyoruz. Müşterek örüyoruz hayatı… Onun olgunluğu, saflığıyla benim düşüncelerim birleşip yeni bir bakış açısı katabiliyoruz hayatımıza.

AİLE BİRLİK VE NEFES ALMAK DEMEK
“Aile olmak” denildiğinde aklınıza ilk ne geliyor?
Sevilay O. : Birlik ve dirlik demek benim için.
Umut O. : Bir yere gidiyorum mesela turneye, heyecanla geri dönmek koşarak eve gitmek demek, nefes demek aslında.

Yazarın Tüm Yazıları