4 milyon arı kovanı açlıkla karşı karşıya!

Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, arı ürünlerinin şifasını kendi oğlu üzerinde gözlemledikten sonra, tüm dünyaya anlatmak için girişimci oldu. 10 arıcı ile çıktığı yolculuğunda, Türkiye’de bir ilk olan ‘Sözleşmeli Arıcılık’ modeli ile 5 bin sözleşmeli arıcıya ulaştı. “Doğanın insanları besleyebilmesi için önce bizim arıları beslememiz lazım,” diyen Dr.Samancı, söyleşimizde ülke genelinde yaklaşık 4 milyon arı kovanının açlık nedeniyle yok olma tehlikesinde olduğunun altını çizdi. Tanuğur, “Acilen arı yemi tedarik edip arıcılar birlikleri vasıtası ile arıcılara ulaştırılması gerekiyor. Arıların beslenme açığı kapatılmazsa tarımsal üretim de en az yarı yarıya azalır,” sözleriyle krize dikkat çekti.

Haberin Devamı

4 milyon arı kovanı açlıkla karşı karşıya

Bir yandan birçok değerli ürünü üretme potansiyeli yüksek bir ülkeyiz derken öte yandan doğal afetler, iklim kriziyle birlikte tarımsal üretimde sıkıntılı günlerin yakın olduğunu konuşuyoruz. Arıcılık sektörü ve arılar bu süreçten nasıl etkileniyor?
2021 yılı arıcılıkta gerek iklim değişiklileri (kuraklık, sel, toz taşınımı) gerekse yangın ve sel felaketleri nedeniyle tüm dünya da olduğu gibi ülkemiz arıcılığını da olumsuz etkilendi. Verim düşüklükleri kaçınılmaz oldu. Öte yandan Türkiye Arıcılar Birliği’nden aldığımız güncel verilere göre hali hazırda ülke genelinde yaklaşık 4 milyon arı kovanı (Türkiye’deki toplam kovan sayısının yaklaşık yarısı) şu anda açlık ve dolayısıyla yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu zorlu koşullarda atılacak ilk adım arıların besin ihtiyacını karşılamak. Arı yemi bildiğimiz sofra şekerinden hazırlanıyor yani toz şekerden. Arıcı toz şekeri sulandırıp arısına yedirip en azından ölmesini engelleyebiliyor. Arılar tozlaşmaya yaptıkları katkılarla tarımsal üretimde verimliliği 10 katına kadar artırabilir. Eğer bu arılar yok olursa tarımsal üretim en az yarı yarıya azalır. Bu da ülke genelinde tarımsal ürünlerde fiyatların artması anlamına gelir. Bu nedenle arının yaptığı üretim faaliyeti doğa ve insanlık için çok değerli. 

Haberin Devamı

4 milyon arı kovanı açlıkla karşı karşıya

TARIMSAL ÜRETİM OLUMSUZ ETKİLENECEK

Bu krizin aşılması için alınacak önlemler nedir?
Doğanın insanları besleyebilmesi için önce bizim arıları beslememiz lazım. Aslında bu insanlık için bir kriz, ama şu anda kimse bunun farkında değil. Acilen arı yemi tedarik edip arıcı birlikleri vasıtası ile arıcılara ulaştırmak gerekiyor. Yaklaşık 6 ay süren uzun uğraşlar sonucu Ahbap Derneği ile bir yardım çalışması başlatıldı ama halen toplanan yardım arıları kurtarmaya yeterli değil. Şu anda 1 paket yeme 1 kg şekere bile ihtiyaç var, kaç kovanı kurtarabilirsek. Eğer acil yem desteği sağlanmaz ve arıların besleme açığı kapatılmaz ise, ciddi koloni kayıpları verilecektir. Akabinde sektörde gerek maddi gerekse manevi kayıplar ile sonuçlanacaktır. Ayrıca arı kayıplarının tarımsal üretime de çok ciddi olumsuz etkileri olacaktır. Marketlerdeki gıdaların yüzde 60’ı arılar sayesinde var. Arılar olmazsa tahıl, bakliyat, meyve, sebze hiçbiri olmayacak. Bunun dışında çevresel, ekonomik ve sosyal sonuçlarda doğuracaktır. Arılara sahip çıkmak hem insanı hem de milli bir görevdir.

Haberin Devamı

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİYİZ

Şu anda bal ürünlerinde dünya sıralamamız nedir?
Anadolu toprakları bulunduğu coğrafik konum itibariyle endemik bitki örtüsü açısından çok zengin. Avrupa’daki bitki türü sayısı 35 bin civarındadır. Ülkemizde ise 12 bin civarında bitki taksonu bulunmaktadır. Bu bitkilerin 3 bin 640’ı ise Türkiye’ye endemiktir. Bu nedenle; Anadolu coğrafyasından elde edilen arı ürünleri yüksek kalite, zengin antioksidan ve kaliteli besin içeriğine sahiptir. Ülkemiz 8,2 milyon arı kovanı, 104 bin ton bal üretimi ile dünya da ikinci sırada yer almaktadır. Propolis üretimi 100 ton, arı sütü üretimi 3 ton, polen üretimi 250 ton, arı ekmeği üretimi 10 ton, arı zehri üretimi ise 100 kg’dır.

Haberin Devamı

4 milyon arı kovanı açlıkla karşı karşıya‘SÖZLEŞMELİ ARICILIK’ TÜRKİYE’DE BİR İLK

Başarılı bir girişimci olarak öncelikle 10 arıcı ile başladığınız üretim süreciyle ilgili güncel bilgileri öğrenmek isterim.
10 arıcı ile çıktığımız girişimcilik yolculuğumuzda şimdi 5 bin sözleşmeli arıcımız 550 bin arı kovanımız var. Ama yolculuğumuz hala devam ediyor çünkü Türkiye’de yaklaşık olarak 8.2 milyon arı kovanı bulunuyor. Biz ürünlerimizi Türkiye’de bir ilk olan ‘‘Sözleşmeli Arıcılık’’ modelimiz ile üretiyoruz. Bu model altında ziraat mühendislerimiz eşliğinde arı ürünleri üretecek, Türkiye’nin dört bir yanındaki arıcılarla buluşuyoruz.
Arıcılarla çalışmaya nasıl karar veriyorsunuz?
İlk olarak arılıklarını kontrol ediyoruz. Sözleşme yapacağımız arıcının arılığının, temiz su kaynaklarının bulunduğu yerlerde, çevresinde atık ve fabrikaların olmadığı, otoban vb. yerlerden uzak ve pestisit kullanılmayan bölgede olması gerekiyor. Aynı zamanda iyi arıcılık uygulamaları prensiplerine göre üretim yapılması gerekiyor. Bu koşullara uygun çalışan arıcılarımızla sözleşmemizi yaptıktan sonra, onlara propolis ve diğer arı ürünlerini üretebilmesi için gerekli ekipmanları sağlıyoruz.  Ürünleri ürettikleri zaman arıcılarımız, ürünlere herhangi bir işlem uygulamadan temiz şekilde paketleyip, firmamıza gönderiyor. Arıcılarımızdan gelen tüm ürünler, İstanbul Teknik Üniversitesi Arı Ürünleri Mükemmeliyet Merkezi’nde gıda güvenliği ve kalite açısından analiz ediliyor. Bu kontrollerden geçtikten sonra ilgili ürünlerimizin formülasyonlarında kullanılıyor. 

Haberin Devamı

ETİK TİCARET ARILARI KORUYOR

Türkiye’de ilk dediğiniz modelin özelliği nedir?
Sözleşmeli Arıcılık Modeli’miz ile arıcılarımıza hem ekipman hem de eğitim desteği ve ürünlerine alım garantisi veriyoruz. Onların haklarını, kendi haklarımız gibi koruma altına alıyoruz, BEE’O ailemizin bir parçası yapıyoruz. Bu model aynı zamanda ‘‘etik ticaret’’ oluyor çünkü aracıları ortadan kaldıran ve doğrudan arıcıların gelir elde etmesini sağlayan bir model.
Arıcılık, dünyada ve ülkemizde tozlaşmaya da büyük katkı sağlayan bir sektör. Gıda üretiminin yüzde 60’ı arılar sayesinde gerçekleşiyor. Arıcılığı ve arıları koruyan bu iş modelimiz ile aslında dünyada yeşil bitki örtüsünün korunmasına ve gıda üretiminde sürdürülebilirliğe de önemli bir katkı sağlamış oluyoruz. 

Haberin Devamı

KADIN ARICILARIN YANINDAYIZ

Özellikle kadınları arıcı yapmak ve sürdürülebilir üretim yapmak için de özel bir çabanız var bildiğim kadarıyla.
Sözleşmeli arıcılık modelimize kadın arıcılarımızı da dâhil ediyoruz. Çünkü çalışkan Anadolu kadınlarına sadece büyük şehirlerde değil oldukları bölgelerde de ekonomik özgürlük sağlayacak fırsatlar sunmak gerek. Hali hazırda bulundukları bölgede arıcılık yapan kadınların sözleşmeli arıcılık modelimize dahil edilmesi için uğraşırken bir yandan da hem firma olarak hem de kamu projelerinde kadınların arıcı yapılması ve arı sütü üretmesi ile ilgili projeleri yönetiyoruz. Bu sayede kadınların bulunduğu kırsal bölgede de emek verdiği kadar kazanabileceği bir iş modeline ulaşabilmelerini hedefliyoruz. Kadın bir işi gerçekten isteyerek, inanarak yaparsa ve emek verirse, başarmaması için hiçbir sebep yok. Kadınlarımız, ‘‘iyi bir eğitim almadım’’ diye düşünerek hayal kurmaktan kendilerini kesinlikle alıkoymamalı. Biz çalışkan kadınlar ile birlikte yol alıyoruz. Bu noktada onların her zaman yanındayız ve destekçisiyiz.

4 milyon arı kovanı açlıkla karşı karşıya

DOĞAYA DÖNÜŞ OLDU

Pandemi süreci bağışıklığın önemini herkese derinden hissettirdi. Siz bu süreçte nasıl çalışmalar gerçekleştirdiniz?
Pandemi başladığı andan itibaren gerek diğer ülkelerde gerekse ülkemizde insanlar bağışıklıklarını nasıl güçlendirebileceklerine dair bir arayışa girdi. Araştırınca propolis, polen, arı ekmeği ve arı sütü gibi arı ürünlerinin bağışıklığı desteklemede yardımcı ürünler olduğunu gördüler. Ayrıca sağlık çalışanları üzerinde gerçekleştirilen bilimsel araştırmalarda da COVID-19 enfeksiyonuna karşı BEE’O Up Anadolu propolisinin bağışıklığı artırıcı etkisi değerlendirildi; yüzde 98 oranında koruyucu olduğu görüldü ve araştırma sonuçları yayınlandı. Bu şu açıdan çok güzel bir haber; insanlar kendilerini bilinçlendirmeye ve doğadan gelen desteğe güvenmeye başladılar. Pandemi sürecinde yatırımlarımızı da tüm hızıyla sürdürdük ve bu yıl içerisinde birçok yeni ürün piyasaya sürdük. Tüketicilerimiz, Sözleşmeli Arıcılık Modeli’miz ile kovandan sofraya prensibimizle yüzde 100 saf ve doğal şekilde ürettiğimiz ürünlerimizin kalitesini görüyor. Uzman gıda mühendislerimiz, teknik bilgimiz ve yıllara yayılan tecrübemizle sunduğumuz inovatif ürünlerimize olan talep de her geçen gün katlanarak artıyor. 
Dijital dönüşümün yaşandığı, yeni yatırımlar yapılan Metaverse dünyası hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin de bu yönde çalışmalarınız var mı?
Metaverse’de sunulan vizyonun gerçekten günlük hayatımızın ne kadar merkezinde yer alacağı herkes tarafından konuşulan ve tartışılan bir konu bizde yönetim ekibimizle birlikte sıklıkla bu konu üzerinde konuşuyoruz. Farklı şirketlerin muhtemelen kendi vizyonlarına ve metaverse’ün yerel versiyonlarına sahip olacaklarını düşünüyoruz. Biz de BEE’O Propolis olarak arıcılık sektörü ve arı ürünleri anlamında burada sanal bir gerçeklik yaratabiliriz. Tabii bu düşünceler henüz fikir aşamasında…
Aslı Elif Tanuğur Samancı Kimdir?
Arı ürünlerinin şifasını kendi oğlu üzerinde gözlemledikten sonra, tüm dünyaya anlatmak için bu yolcuğa çıkan bir anne. Aynı zamanda ulusal ve uluslararası 39 farklı ödüle layık görülmüş bir kadın girişimcidir. Türkiye’nin ilk ve tek, Tübitak İnovasyon ödüllü yerli propolis üreticisi BEEO’nun kurucularındandır. Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Tanuğur, BEE’O Propolis firmasının halen genel müdürü olarak çalışmalarına devam ediyor. Tüm bunlarla birlikte, katma değerli arı ürünlerini hali hazırda bu siteler üzerinden e-ticaret yapıp, 17 farklı ülkeye de ihraç ederek, Anadolu propolisini bir dünya markası yapma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Yazarın Tüm Yazıları