Şeyma Okur

Isırgan otu neye iyi gelir?

6 Mayıs 2019
Bahar aylarının yabani otlarından ısırgan otu ile şu sıralar semt pazarlarında sıkça karşılaşıyoruz. Peki, ısırgan otunun faydalarını biliyor musunuz?

Isırgan otu, adından da anlaşıldığı gibi dokunduğumuzda ısıran yani deriyle teması halinde kızarma, kaşıntı ve şişmeye yol açan bu yabani otun harici veya dahili kullanımlarda birçok sağlık problemine fayda sağladığı görülmüştür. Yemeklerde, çorbalarda, salatalarda ve aperatiflerde kullanılabilen, çay olarak da tüketilebilen bu şifalı bitkininin faydalarına gelin birlikte bakalım.

• Isırgan otu, anne sütünü artırıcı etki gösteren bir bitkidir. Isırgan yaprağı vitamin ve mineral bakımından zengindir ve protein içerir. Anne sütü için gerekli temel elementleri sağlamaya yardımcı olur. Emziren annenin bağışıklık sistemini destekler.

• B1, B6, B12, A, C ve K vitaminleri; manganez, silisyum, çinko, kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, sodyum ve potasyum minerallerini içerir. Ayrıca önemli yağ asitleri, aminoasitler ve antioksidanlar içerir.

• Isırgan otu, anti-enflamatuar yani iltihap giderici özelliğe sahiptir. Bağışıklık sistemini güçlendirir, yangıyı azaltmaya yardımcı olur. Osteoartrit hastalarında ağrıların hafiflemesini sağlar. Mikrop öldürücü etki gösterir.

• Isırgan otu kökü prostat büyümesinin durdurulmasına yardımcı olur ve prostat büyümesinin sebep olduğu şikayetlerin azalmasını sağlar.

• Bazı çalışmalar, özellikle bahar aylarında ortaya çıkan saman nezlesi gibi alerjik hastalıklarda ısırgan otunun faydalı olabileceğini göstermektedir. Dolayısıyla ısırgan otu bitkisinden yapılan çay bu gibi durumlarda semptomların hafiflemesi açısından faydalı olabilir.

• Yapılan bazı çalışmalara göre yüksek kan basıncını, kan şekerini düşürmeye yardımcı olabilir. Yine başka bir çalışmaya göre ısırgan yaprağı, pakreatik lipaz enzimi üzerinde baskılayıcı özelliğinden dolayı yağ emilimini azaltarak zayıflamaya yardımcı olabilir.

Yazının Devamını Oku

Brüksel lahanasının faydalarını biliyor musunuz?

25 Mart 2019
Adını Belçika’nın Brüksel kentinden alan Brüksel lahanası; karnabahar, brokoli gibi turpgiller ailesinden olan minik, lahanaya benzer bir sebzedir. Vitamin ve mineral deposu bu sebzenin faydalarını Diyetisyen Şeyma Yılmaz anlatıyor.

Brüksel lahanası, içeriğinde bulunan kükürtlü bileşenlerin sebep olduğu tadı nedeniyle genellikle sevilmeyen bir sebze olmasına karşın uygun şekilde pişirildiğinde lezzetli ve besleyicidir. Bu sebzenin uzun süre pişirilmesi dağılmasına, besin değerinin azalmasına, acı bir aromaya ve hoşa gitmeyen kokulara sebep olabileceğinden hafif yumuşayacak şekilde kısa sürede pişirilmelidir. Brüksel lahanasını buharda, soteleme yöntemiyle ya da fırında pişirebilirsiniz. Pişirirken limon suyu, çeşitli baharatlar, soğan ve sarımsak gibi çeşitli sebzeler eklenmesi hoş olmayan tadını ve kokusunu hafifletmeye yardımcı olur. Salatalarda, çorbalarda, garnitürlerde ve ana yemeklere koyulan Brüksel lahanasının yoğurt ile birlikte ya da çeşitli peynirlerle, ceviz badem gibi yağlı tohumlarla birlikte tüketimi ve pişerken suyunu çekip hafif karamelize olması lezzetini artırır.

Düşük kalorili olan Brüksel lahanası vitamin ve mineral bakımından çok zengin bir sebzedir. 100 gram pişmiş Brüksel lahanası 36 kaloridir. 3 gram protein ve 3 gram lif içerir. Diyet yapanlar için besleyici ve kilo vermeye yardımcı bir besindir. Lif açısından zengin Brüksel lahanası kan şekeri seviyesini sabit tutmaya yardımcı olur. Brüksel lahanası ayrıca yaşlanmayı önleyen, kan şekeri ve insülin üzerinde etkili bir antioksidan olan alfa lipoik asit içerir. Yapılan çalışmalara göre alfa lipoik asidin insülin direncini azalttığı, açlık kan şekerini düşürdüğü, sinir hasarı semptomlarını hafiflettiği görülmüştür.

Brüksel lahanası, serbest radikalleri etkisiz hale getirerek, hücreleri oksidatif stresten koruyan, hastalıklara yakalanma riskini düşüren antioksidanlar bakımından çok zengin bir sebzedir. Meyve sebze bakımından zengin bir diyetin parçası olarak Brüksel lahanası tüketimi vücudun ihtiyaç duyduğu antioksidanların sağlanmasına yardımcı olur. Yapılan bir çalışma günde 300 gram Brüksel lahanası tüketildiğinde, oksidatif stresin hücrelere verdiği zararın %28 oranında azaldığını göstermiştir. Kalp sağlının korunmasına, kanser riskinin azaltılmasına yardımcı olur. Cilt ve göz sağlığının korunmasına katkıda bulunur.

100 gram pişmiş Brüksel lahanası günlük K vitamini ihtiyacının %175 ini, C vitaminin %100’ünü, A vitaminin %15’ini, folat ihtiyacının %15’ini ve manganez ihtiyacının %11’ini karşılar. Bunların yanında az miktarda B6 ve B1 vitamini, potasyum, demir, magnezyum ve fosfor içerir.

Yüksek C vitamini içeriğiyle bağışıklığı artırır, bağ dokusu ve kemiklerin yapısında bulunan kollajen üretimini destekler, dokuların büyümesi ve onarımı için önemlidir.

İyi bir K vitamini kaynağıdır. K vitamini kemikleri güçlendirir, kanın pıhtılaşmasında rol oynar.

Brüksel lahanası, enflamasyonu azaltabilir. Bazı çalışmalar Brüksel lahanası gibi turpgillerden sebzelerde bulunan bileşiklerin anti-enflamatuar özelliklere sahip olduğunu göstermiştir.

Yazının Devamını Oku

Bakla tezgâhlarla buluştu… Peki faydaları neler?

19 Mart 2019
Bahar aylarının en güzel sebzelerinden biri olan bakla; vitamin, mineral, lif ve protein içerir. Özellikle bitkisel protein ve folat bakımından zengindir. Bugünlerde tezgâhlarda sıkça rastladığımız sebze olan baklanın faydalarını Diyetisyen Şeyma Yılmaz anlatıyor.

Bakla; çinko, manganez, magnezyum, fosfor, bakır, demir, potasyum, selenyum, kalsiyum mineralleri, tiamin (B1 vitamini), folat (B9 vitamini) ve hemen hemen tüm B vitaminlerini içerir. Beslenme düzeninizde baklaya yer açmak, bağışıklık sisteminizin güçlenmesine yardımcı olur. 100 gram pişmiş iç bakla; yaklaşık 8 gram protein, 5 gram lif içerir ve 110 kaloridir.

Bakla, Parkinson hastalığı belirtilerinin azalmasına yardımcı olabilir. Parkinson hastalığı, beyindeki dopamin nörotransmitter maddesini üreten hücrelerin kaybı nedeniyle bu maddenin yeterli miktarda üretilememesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Bakla, vücudun dopamine dönüştürdüğü bir bileşik olan levodopa (L-dopa) bakımından zengindir. Bu nedenle bakla tüketimi, yapılan bazı araştırmalara göre düşük dopamin seviyeleri ile karakterize olan Parkinson hastalığı belirtilerinin azalmasına yardımcı olabilir. Ancak bakla, Parkinson hastalığında kullanılan ilaçların etkisini artırabileceğinden bu hastalarca mutlaka hekime danışılarak tüketilmelidir ve ilaç yerine geçmediği unutulmamalıdır.

Bakla zengin manganez, bakır içeriği ve diğer minerallerle kalsiyum emiliminin artmasına yardımcı olarak kemikleri güçlendirir.

200 gram pişmiş iç bakla, günlük folat ihtiyacının yaklaşık %50’sini karşılar. Dolayısıyla bebek bekleyen kadınlar için folat zengini bir besindir. Folat, anne karnındaki bebekte beyin ve omurilik gelişimini destekleyen, bebekte nöral tüp defekti adını verdiğimiz doğumsal kusurların oluşmasını engelleyen bir vitamindir.

Demir içeriğiyle kansızlıktan korur. Baklanın C vitamininden zengin besinlerle birlikte tüketilmesi vücutta demir emilimini artırır.

200 gram pişmiş iç bakla yaklaşık 10-11 gram lif içerir. Sağlığımız açısından günlük ortalama 25 gram lif alınması gerektiği düşünüldüğünde 200 gram iç baklanın bu rakamın neredeyse yarısına denk geldiği görülür. Protein ve lif açısından zengin baklayı diyetinize eklemeniz tok kalmanıza yardımcı olurken kilo vermenizi de sağlar. Ayrıca içerdiği çözünebilir lifler sayesinde kötü kolesterolü düşürmeye yardımcı olur.

Yazının Devamını Oku

Sizi adet sancısından kurtaracak süper besinler

1 Mart 2019
Adet (regl) sancısı; adet dönemlerinde kadınlarda yaygın biçimde görülen bir sorundur. Herhangi bir nedene bağlı ya da bağımsız olarak ortaya çıkabilir. Adet sancıları daha çok kasık bölgesinde oluşur. Bu dönemde meydana gelen ağrı ve şikâyetlerin hafiflemesi için bazı bitki ve gıdalardan yararlanılabilir. Diyetisyen Şeyma Yılmaz, adet sancısı çekenlere beslenme önerilerinde bulundu.

Kalsiyumdan zengin besinler: Süt ve süt ürünleri, balık, tahin, pekmez, kuru meyveler, fındık, fıstık gibi yağlı tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler kalsiyum bakımından zengindir. Adet dönemi ve öncesi kalsiyum açısından zengin beslenmek ağrıların hafiflemesine yardımcı olur.

Zerdeçal: İçeriğindeki sarı renkli aktif bileşik curcumin, ağrı kesici ve antienflamatuar özellik gösterir. Adet ağrılarının azalmasına yardımcı olur. Zerdeçalın faydalı özelliklerinden yaralanmak için karabiberle birlikte tüketilmesi önerilir.

Balık: Bol miktarda omega-3 içeren yağlı balıklar, krampları azaltmaya yardımcı olur.

Yağlı tohumlar: Ceviz, fındık, fıstık gibi yağlı tohumlar önemli yağ asitleri, E, B vitaminleri ve magnezyum içerir. Ağrıların hafiflemesine yardımcı olurlar.

Maydanoz: Maydanoz ödem atıcı özelliği ile adet döneminde görülen şişkinliğin giderilmesine yardımcı olur. İçerdiği ‘apiol’ adlı madde ile adet ağrılarının azaltılmasında faydalıdır.

Yazının Devamını Oku

Süt reçeli sanıldığı kadar sağlıklı mı?

21 Şubat 2019
Orijinal adı ‘dulce de leche’ olan süt reçeli, İspanyol mutfağından sofralarımıza taşınarak ülkemizde popüler hale geldi. Yalnızca birkaç malzemeyle her evin mutfağında kolayca yapılan süt reçeli, sağlıklı bir atıştırmalık mı? Diyetisyen Şeyma Yılmaz, bu konuya açıklık getirdi ve süt reçeli tarifi vermeyi ihmal etmedi.

Süt reçeli, sütten yapılan ve daha çok kahvaltılarda tüketilen Güney Amerika tatlısıdır. Yalnızca süt, şeker ve karbonatla yapılan bir tatlı olmasından dolayı hafif sayılabilecek ilginç bir yiyecektir. Kek, kurabiye, dondurma gibi tatlı yapımında kullanabilir, kahvaltılarda reçel ve tatlı yerine tüketilebilir. Süt reçelinin ekstra faydalı bir özelliği yoktur fakat sütten yapılması, herhangi bir katkı maddesi içermemesi ve nispeten daha hafif bir tatlı olması dolayısıyla tatlı tüketiminde farklı bir alternatif olarak tercih edilebilir.

Yoğun şeker içeriğinden dolayı tüketim miktarına dikkat edilmelidir. Süt tatlısı olan bu farklı lezzet, bolca süt içeren bir tatlı olması nedeniyle tatlı tüketirken sütün faydalı özelliklerinden yararlanmamızı sağlayabilir. Çünkü süt ve süt ürünleri her yaşta tüketilmesi gereken, kalsiyum bakımından çok zengin besinlerdendir. Süt ve süt ürünleri tüketimi iskelet ve kas sistemi, çocuklarda büyüme ve gelişme, diş sağlığı, kilo kontrolünün sağlanması ve daha birçok alanda önemli rol oynar. Peki, sadece üç malzemeyle yapılan süt reçeli nasıl yapılır, hep birlikte bakalım…

Malzemeler

1 litre tam yağlı süt
1 su bardağı şeker
1 çay kaşığı silme karbonat

Yazının Devamını Oku

Soğuk havaların sıcak renkli sebzesi ‘balkabağı’

14 Şubat 2019
Yemekten çorbaya, salatadan tatlıya kadar birçok tarifte kullanılan balkabağının faydaları saymakla bitmiyor. ‘Kışın bolca tüketin’ önerisinde bulunan Diyetisyen Şeyma Yılmaz, bu faydalı besinin yararlarından bahsetti, balkabağı ile hazırlanan birkaç tarif paylaştı.

• Betakaroten deposu, mevsim değişikliklerine karşı vücut direncini artıran bir besindir.

• Potasyum, fosfor, magnezyum, demir, çinko, bakır mineralleri; C, K, E vitaminleri içerir.

• Omega 3 ve yüksek miktarda sebzeye sarı turuncu rengini veren A vitamini öncüsü betakaroten bulundurur.

• Balkabağı iyi bir A vitamini kaynağıdır. A vitamini, göz sağlığının korunması ve farklı ışıklarda görebilmeyi, sindirim kanalları içerisinde bulunan epitel dokunun korunmasını ve bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasını sağlar.

• Eksikliğinde göz ve deri kurulukları, diş ve kemik sağlığında problemler görülür.

• Bal kabağı, lifli yapısı ve düşük kalorisi ile tok tutar, kilo vermeye yardımcıdır. Kabızlığı önler, kalp sağlığına destek olur.

• İçeriğinde yüksek miktarda betakaroten bulundurur, antioksidan özelliğiyle kansere karşı korunmada etkilidir.

• A, E, C gibi antioksidan özellikli vitaminlerle hücrelere zarar veren oksidatif strese karşı korur. Potasyum içeriğiyle kasları güçlendirir, kan basıncını düzenler.

Yazının Devamını Oku

Kendisi küçük ama faydası büyük! Kumkuat tüketmeniz için nedenler…

17 Ocak 2019
Şu sıralar tezgahlarda gördüğümüz ‘kumkuat’ ya da diğer adıyla ‘kamkat’ bazılarımızın evde süs bitkisi olarak yetiştirdiği, bazılarımızın ise adını hiç duymadığı, tadına hiç bakmadığı narenciye türünden bir meyve...

Kumkuat, ülkemizde Akdeniz Bölgesi’nde ve Rize’de yetişebiliyor. Diğer narenciyelerin aksine kabuğu tatlı ve yenilebilir. Birçok türü olan bu küçük meyve aslen Çin’e özgüdür ve Çin’de ‘’altın portakal’’ olarak da adlandırılır. Gelin kendisi küçük ama faydası büyük olan bu meyvenin faydalarına birlikte bakalım.

*100 gram kumkuat (yaklaşık 5 adet) 71 kaloridir ve ağırlığının yaklaşık %80’i sudur. Düşük kalorisi, yüksek su ve lif içeriği dolayısıyla zayıflamaya yardımcı, tok tutan bir meyvedir. Ara öğünler için harika bir atıştırmalıktır.

*Diğer narenciyeler gibi zengin C vitamini kaynağıdır. 100 gramı 16 gr karbonhidrat, 2 gr protein, 1 gram yağ ve 6,5 gram lif içerir. 100 gram kumkuat günlük C vitamini gereksiniminin yüzde 73’ünü, A vitamininin %6’sını, manganezin %7’sini ve kalsiyumun %6’sını karşılar. Ayrıca daha az miktarda B, E vitamini, demir, magnezyum, potasyum, bakır ve çinko da içerir. Kabuğu az miktarda omega-3 içerir.

*Kumkuat; flavonoidler, fitosteroller ve uçucu yağlar da dahil olmak üzere bitkisel bileşenler bakımından zengindir. Yenilebilen kabuğunda içeriğinden çok daha fazla flavonoid vardır. Flavonoidler virüs, kanser, alerji, iltihap karşıtı nitelikleriyle güçlü antioksidanlardır. Bunlar kansere ve kalp hastalıklarına karşı korunmaya yardımcı olur.

*Kumkuatlarda bulunan fitosteroller, kolesterol benzeri kimyasal bir yapıya sahiptir. Bu da vücudunuzdaki kolesterol emilimini engellemeye yardımcı olabilecekleri anlamına gelir ve kan kolesterolünüzü düşürmeye yardımcı olduğu düşünülür.

*Kumkuat, bağışıklık sistemini güçlendirici süper bir C vitamini ve antioksidan kaynağıdır. Kumkuat bazı Asya ülkelerinde halk arasında soğuk algınlığı, öksürük ve solunum yolları iltihabını tedavi etmek için kullanılır. Yapılan bazı çalışmalar kumkuatın bileşimlerinin bizi enfeksiyonlardan koruyan bağışıklık hücrelerini aktifleştirmeye yardımcı olabileceğini gösterir. Kumkuatlarda bağışıklık hücrelerinin uyarılmasına yardımcı olan bileşik beta-kriptoksantin adı verilen bir karetenoiddir.

Yazının Devamını Oku

Yeşil mucize ıspanağın faydalarını biliyor musunuz?

11 Ocak 2019
Böreğinden çorbasına, yemeğinden salatasına ve hatta tatlısına hemen hemen her yerde kullandığımız lezzetli bir sebze ıspanak. Temel Reis ile ününe ün katan bu sebzenin lezzetinin yanında sağlık açısından birçok faydası da var. Diyetisyen Şeyma Yılmaz, kış aylarının en güzel sebzelerinden biri olan ıspanağın yararlarını sıraladı.

* Ispanak, demir yönünden zengin bir besindir. Hayvansal gıda tüketmeyenler için iyi bir demir kaynağıdır. Demir, sağlıklı kan hücreleri oluşması, büyüme ve gelişmesi için önemlidir. Anemiyi önlemeye, sağlıklı ve enerjik hissetmeye yardımcı olur. Demir yönünden zengin gıdaları limon, portakal gibi C vitamininden zengin besinlerle tüketmek demir emilimini artırır.

* Göz sağlığının korur. Ispanak, betakarotenin yanında lutein ve zeaksantin adı verilen iki önemli fitobesleyiciyi içerir. Yapılan çalışmalara göre zeaksantin ve lutein göz sağlığının korunmasına yardımcı olur, yaşlılığa bağlı merkezi görme kaybı sorununu önler. A vitamini bağışıklık sistemini güçlendirir, cilt ve göz sağlığı için gereklidir.

* Ispanak; A, C, E, B, K vitaminleri demir, çinko, potasyum, kalsiyum gibi mineral içeriğiyle cilt, saç ve kemikleri güçlendirir.

* Bebek sahibi olmaya çalışan kadınlar için günlük folik asit alımı bebeğin sağlığı için çok önemlidir. Hamilelerde düzenli ıspanak tüketimi, zengin folik asit içeriğiyle doğmamış bebeklerde merkezi sinir sistemi risklerinin önlenmesine yardımcı olur.

* Ispanak içeriğindeki çok sayıda güçlü antioksidanla kalp sağlığını korur, kanseri önler. Yapılan çalışmalarda prostat kanseri riskini düşürdüğü gösterilmiştir. Ispanak, kan basıncını düşürmeye yardımcı olur.

* Tüm sebzelerde olduğu gibi iyi bir lif kaynağıdır. Sindirim sistemini düzenler, kabızlığa karşı faydalıdır.

* Düşük kalorili, zayıflama diyetlerinde sıkça kullanılan bir besindir. Dolayısıyla kilo vermeye yardımcıdır.

Yazının Devamını Oku