Kanser hastalarında COVID-19 ve aşılama

Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi ülkemizde de etkisini devam ettiriyor.

Haberin Devamı

Birçok ülkeye kıyasla kontrolün daha iyi sağlandığı ülkemizde, özellikle kanser hastaları halen büyük endişeler yaşamaya devam ediyorlar. Koronavirüs aşısının ülkemizde kullanıma gireceği şu günlerde Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, pandemi süreci ve kanser hastalarının aşılanması ile ilgili şu bilgileri paylaştı:

Kanser hastalarında COVID-19 ve aşılama

AŞI ZAMANLAMASI ÇOK ÖNEMLİ

Yakında ülkemizde kullanıma girecek olan Çin aşısı, tıpkı grip aşısı gibi inaktif aşı grubundadır. Bu inaktif aşının kanser hastalarında enfeksiyon oluşturma gibi bir tehlikesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla uzun süre önce kemoterapi, radyoterapi ya da immunoterapi gibi bağışıklık sistemi üzerine etkisi olan tedavileri tamamlanmış olan hastalarda, Sağlık Bakanlığı’nın programı dahilinde aşılamaların yapılması gerekmektedir. Fakat kemoterapi alan hastalarda immün sistemin baskılanmış olması nedeniyle tıpkı grip aşısında olduğu gibi yeterli antikor yanıtı elde edememe durumu olmaktadır. Bu tür inaktif aşılar kemoterapi başlanmasından 2 hafta ya da daha önce yapılabilmektedir. Kemoterapisi tamamlanmış hastalarda ise ideal antikor yanıtı için genel olarak daha uzun süre beklenilebilmekle birlikte, tıpkı grip aşısının mevsimsel zamanlamasında olduğu gibi, COVID-19 aşısının da aciliyeti göz önüne alınarak ve uygulanan kemoterapinin bağışıklık baskılama özellikleri değerlendirilerek aşılama, kemoterapiden 2-3 hafta sonra uygulanabilir. İmmunoterapi alan hastalarda ise endişe daha çok immünite ile ilişkili yan etki fazlalığıdır.
Grip aşısında bu şekilde yan etki artışı bazı geriye dönük araştırmalarda bildirilmiştir. COVID-19 aşısı ile ilgili olarak, hastayı takip eden hekimin, grip aşısındaki deneyimleri göz önüne alarak, her hastada bireysel olarak kâr-zarar oranı gözetip karar vermesi gerekmektedir. Meme kanserinde kullanılan hormonal tedavilerin, aşı uygulaması üzerine bir etkisi yoktur. Fakat günümüzde sık kullanılan hedefe yönelik tedavilerin bazılarının bağışıklık sistemi üzerine etkileri olmaktadır ve yine bu hastaların aşılama ile aşı zamanlaması konusunda bireysel olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. 

TEDAVİLER AKSATILMAMALI

Pandeminin ülkemizde yoğun olarak görüldüğü bu günlerde de kanser hastalarının tedavilerinin aksatılmaması çok önemli bir konu. Özellikle meme kanseri, bağırsak kanseri, yumurtalık kanseri olup tümörleri cerrahi olarak çıkarılan hastalarda, hastalık tekrarını önlemeye yönelik koruyucu kemoterapi, hedefe yönelik ilaçlar ve bazen de radyoterapi uyguluyoruz. Bu hastalarda bu tedavilerin zamanlamaları çok önemli. Belli bir süreyi geçtikten sonra bu tedavilerin koruyucu etkileri ortadan kalkıyor. Bu nedenle gerekli önlemlerin alınarak bu tedavilerin mutlaka uygulanması gerekiyor.

HEDEFE YÖNELİK İLAÇLAR

Diğer bir hasta grubu ise hastalığı vücuda yayılmış olan hastaların tedavisi. Bu hastalarda da mutlaka tedavileri aksatmadan uygulamamız gerekiyor. Kemoterapi uygulaması bu hastalarda vücut direncini düşürüyor. Bu hastalar bu süreçte hem COVID-19 enfeksiyonuna daha hassas duruma geliyor hem de enfeksiyona yakalanılması durumunda daha ağır seyretme riski ortaya çıkıyor. Bu riskleri azaltmak için haftalık uygulamalar yerine daha uzun aralıklı uygulamaların tercih edilmesi, onkoloji hastalarının tedavi alanlarının diğer COVID-19 enfeksiyonlu hastalardan ayrılması ve kanser hastalarının hastaneye giriş kapıları ile acil müdahale alanlarının mümkün olduğunca izole edilmesi gibi önlemleri uyguluyoruz. Ayrıca bu hastalardan uygun olanlarda kemoterapi yerine vücut direncini düşürmeyen hedefe yönelik ilaçların kullanımına öncelik verilebilir. 

DOKTORLA İRTİBATLI OLUNMALI

Cerrahi, kemoterapi gibi tedavileri tamamlanmış olup 3 ay, 6 ay, 1 yıl gibi belli aralıklarla kontrole gelen, vücudunda tümörü bulunmayan kanser hastalarının birçoğunun kontrolleri pandeminin yoğun olarak yaşandığı günlerde belli sürelerle ertelendi. Fakat kısa zamanda tamamen biteceği öngörülmeyen pandemi sürecinde bu kontrollerin de yapılması gerekiyor. Herhangi bir nüks şüphesinde hastalara müdahale edilip gerekli tedavilerin başlanılması çok önemli. Bu nedenle bu hastaların mutlaka doktorları ile irtibatlı olarak olası risk durumu da göz önüne alınıp mutlaka kontrollerin yapılması gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları