Özellikle pandemi sürecinde kadınların kendi bedenlerine yönelik dikkati artarken, vücutlarını daha yakından incelemeleriyle birlikte vücutlarındaki bir takım normal dışı yapıları fark etmelerine yol açtı. Vücutlarında rahatsız oldukları noktaları değiştirmek konusunda cesur olmaya başladı. Estetik ameliyatlarının jinekolojide en çok tercih edileni ise genital estetik ameliyatı olmaktadır. Bu estetik ameliyatlar, kadın genital organlarında estetik ve sağlık amaçlı yapılan cerrahi ve cerrahi olmayan uygulamaları içermektedir. Genital bölgedeki iç dudaklar (labiumlar) bunlardan en çok karşılaşılanıdır. Labiumların dışa doğru uzaması ve sarkması halinin düzeltme ameliyatı ise labioplasti adını alır. Labioplasti ameliyatı ile merak edilenleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu’na sorduk.
SAĞLIK İÇİN DE TERCİH EDİLİYOR
Böbrek kanserleri tüm yetişkin kanserlerinin yüzde 2-3’ünü oluşturmaktadır. Genellikle 60 yaş ve üzeri ileri yaş hastalığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülmektedir. Ultrason ve tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinin sıklıkla kullanımı, hastalığın daha erken dönemde tanı almasını sağlar. Bu nedenle hastalarda genellikle belirgin bir şikâyete rastlanmaz. İdrarda kan, yan ağrısı ve böğür bölgesinde kitle hissi gibi klasik bulgular hastaların yüzde 10’unda saptanmaktadır. Böbrek kanserleri ve tedavisindeki önemli cerrahi yaklaşımlardan biri olan böbrek koruyucu cerrahileri, Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Cenk Acar’a sorduk.
NORMAL İŞLEVİNE DEVAM EDEBİLİYOR
Günümüzde, küçük boyuttaki böbrek kanserleri sadece böbrekteki kitlenin çıkarılmasıyla tedavi edilebilmektedir. Yapılan uzun dönem çalışmalarda böbreğin tamamen alınmasıyla aynı onkolojik sonuçlara sahip olduğunu göstermiştir. Bu tedavinin en önemli avantajı sadece kitle çıkarıldığında böbreğin diğer kısımlarının normal işlevine devam edebilmesidir. Böbrek fonksiyonlarının korunması böbrek kanserli hastaların cerrahi sonrası yaşam kalitelerini ve süresini uzatan faktörler arasında yer alır.
Saç ekimi için yeterli donör saçı bulunmayanlar veya saç ekiminden korkanlar ise alternatif yöntemler arıyor. Günümüzde bu alternatif yöntemler arasında mavi su olarak bilinen bakım serumu da kullanılmaya başlandı. Saç köklerini güçlendirdiği ve saçların çok daha gür, güçlü çıkmasını sağladığı gerekçesiyle ilgi gören serum hem erkekler hem de kadınlar tarafından kullanılabiliyor. Düzenli olarak kullanıldığında saç derisine vitamin ve bakım takviyesi yapıldığını ve bunun sonucunda da yeni saç oluşumunun gerçekleştiğini kaydeden Dr. Funda Demir ile son dönemlerde dikkat çeken, bakım serumuna ilişkin merak edilenleri konuştuk.
CANLI BİR GÖRÜNÜM KAZANDIRIR
Her ne kadar pandemi nedeni ile bütün araştırmalar koronavirüse yönelmiş olsa da kanser, her koşulda en önemli ve en tehlikeli hastalıklardan birisi olmaya devam ediyor. Tedavi anlamında da en büyük gelişmelerin yaşandığı alanların başında geliyor. Kanserde Güncel Tedavilere Erişim ve Geliştirme Derneği Başkanı, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, kanser tedavilerindeki güncel gelişmeler ile ilgili olarak şu bilgileri verdi.
KEMOTERAPİDEN UZAKLAŞACAĞIZ
Pandeminin getirdiği karantina ortamı birbirimizden fiziksel ve sosyal olarak izole olmamızı gerektirdi. Salgından sonra birçok insanın COVID-19 geçirsin geçirmesin ruh sağlığı etkilendi. Peki COVID-19 insanların ruh sağlığına ne gibi olumsuz etkileri oldu, Prof. Dr. Halise Devrimci Özgüven’e sorduk.
ENERJİ KAYBI, ÖLÜM KORKUSU
Her yıl dünya genelinde bir milyona yakın kişiye kolon kanseri teşhisi konmaktadır. Ülkemizde de oldukça sık görülmekte olan kolon (kalın bağırsak) kanserinde uygulanan tarama programları sayesinde, sıklığında bir miktar azalma olabileceği öngörülüyor. Oldukça sinsi bir şekilde ilerleyen kalın bağırsak kanserinin teşhisi oldukça zordur. Peki, kolon kanserine neler sebep olur, tedavileri nasıl yapılır? Son dönemde bu kanserin önlenmesi ve tedavisindeki gelişmeler ile ilgili olarak Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun şu bilgileri verdi:
KİLO RİSKİ ARTTIRIYOR DÜZENLİ EGZERSİZ KORUYOR
Evden çalışma düzeninde, daha önce yüz yüze gerçekleştirilen görüşmeler de bilgisayardan çeşitli görüntülü uygulamalarla yapılmaya başlandı. Evde çalışanlar zamanın çoğunu bilgisayar önünde geçirmek zorunda kalırken, iş yükünün tamamen bilgisayara ve online çalışmaya aktarılması birçok göz kusuru ile gözlük kullanma oranlarını arttırmaya başladı. Gözlükten kurtulmak için alternatifler arasında excimer lazer ameliyatları yer alıyor. Tamamen bilgisayar kontrollü excimer lazer cihazlarının, kornea olarak adlandırılan gözün saydam tabakasının şeklini değiştirerek görme kusurlarının (Miyop, hipermetrop ve astigmat) giderilmesi işlemine kısaca lazer ile görme düzeltilmesi diyebiliriz. Görme bozuklukları ve tedavisiyle ilgili Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Özülken, şu bilgileri verdi:
YAŞAM KALİTESİNİ ARTTIRIYOR
Ortodonti; çene, diş ve yüz bozukluklarının teşhis, tedavi ve önlenmesi ile ilgilenen bilim dalıdır. Ortodontik tedavi, küçük çocuklarda çene gelişimine yardım ederek dişlerin doğru pozisyonlarda olmalarına yardımcı olur, yetişkinlerde ise var olan çapraşıklık ve kapanış düzensizliklerinin, ayrıca çene yüz bozukluklarının düzeltilmesini sağlar. Ortodontik tedaviler uzun sürer ve bir çok kez hekime ziyaret gerektirir. Pandemi döneminde Ortodonti hekimliğinde uygulamalar nasıl yürütülmekte ve nelere dikkat edilmeli, tüm merak edilenleri Diş Hekimi Ortodonti Uzmanı Dr. Saliha Olkun Alkan’a sorduk.
GELİŞMELER TAKİP EDİLİYOR
Koronavirüs Türkiye’de ve dünyada yayılmaya devam ederken, kendimizi ve hastalarımızı korumak çok önemli. Uyguladığımız önlemlerin başında öncelikle COVID-19 ile ilgili en güncel bilgilerden haberdar olmak geliyor. Ülkemizdeki ve dünyadaki tüm gelişmeleri takip ediyoruz. Hastalarımız kliniğe girer girmez galoş giydiriyoruz, sabunla el yıkama veya el dezenfeksiyon işlemi yaptırıyoruz.
Ağrı tedavisi çok geniş bir kavramdır ve vücudumuzun herhangi bir yeri ağrıdığında kimimiz ilaca başvurur, kimimiz direk doktora gider. Günümüzde artık birçok hastanede ağrı merkezleri kurulmakta ve çeşitli alternatif tedaviler sunulmaktadır. Bunlardan biri olan kuru iğne tedavisi, fibromiyalji ve kas kasılmalarına bağlı ağrıların tedavisinde son dönemde çok sık kullanılmaya başlandı. İntramuskuler stimülasyon (İMS) olarak da bilinen kuru iğne tedavisi ilk olarak Kanada’da uygulanmaya başlayan, ameliyatsız ve ilaçsız bir ağrı tedavisi yöntemi olup kronik kas ile iskelet sistemi hastalıklarına bağlı ağrıların tedavisinde uygulanır. Konuyla ilgili Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uz. Dr. Yasemin Soytürk, şu bilgileri verdi.
OLUŞAN KAS DÜĞÜMLERİNİ ÇÖZER
Yaşantımızdaki önemli değişikliklerden biri de hizmet alım şeklimiz oldu. Online eğitim, alışveriş, uzaktan çalışma olduğu gibi sağlık hizmetinde de online danışmanlık, online tedavi, tele-danışmanlık gibi hizmetler hızla yaygınlaştı. Bu durum çok sayıda hastanın kendi sağlıkları ile ilgili desteği pek çok branştaki hekimden evlerinde almalarını sağladı. Online hizmet verilen sağlık konularından birisi de toplumun yeni evli kesimini etkileyen ve gizli saklı doktora gidilen vajinismus tedavisi. Vajinismus tedavisi ve online terapiyle ilgili Cinsel Terapist Op. Dr. Gülsüm Soytürk, şu bilgileri verdi:
İSTEMSİZ KASILMALARLA KENDİNİ GÖSTERİR
Birçok ülkeye kıyasla kontrolün daha iyi sağlandığı ülkemizde, özellikle kanser hastaları halen büyük endişeler yaşamaya devam ediyorlar. Koronavirüs aşısının ülkemizde kullanıma gireceği şu günlerde Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, pandemi süreci ve kanser hastalarının aşılanması ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
AŞI ZAMANLAMASI ÇOK ÖNEMLİ
Yakında ülkemizde kullanıma girecek olan Çin aşısı, tıpkı grip aşısı gibi inaktif aşı grubundadır. Bu inaktif aşının kanser hastalarında enfeksiyon oluşturma gibi bir tehlikesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla uzun süre önce kemoterapi, radyoterapi ya da immunoterapi gibi bağışıklık sistemi üzerine etkisi olan tedavileri tamamlanmış olan hastalarda, Sağlık Bakanlığı’nın programı dahilinde aşılamaların yapılması gerekmektedir. Fakat kemoterapi alan hastalarda immün sistemin baskılanmış olması nedeniyle tıpkı grip aşısında olduğu gibi yeterli antikor yanıtı elde edememe durumu olmaktadır. Bu tür inaktif aşılar kemoterapi başlanmasından 2 hafta ya da daha önce yapılabilmektedir. Kemoterapisi tamamlanmış hastalarda ise ideal antikor yanıtı için genel olarak daha uzun süre beklenilebilmekle birlikte, tıpkı grip aşısının mevsimsel zamanlamasında olduğu gibi, COVID-19 aşısının da aciliyeti göz önüne alınarak ve uygulanan kemoterapinin bağışıklık baskılama özellikleri değerlendirilerek aşılama, kemoterapiden 2-3 hafta sonra uygulanabilir. İmmunoterapi alan hastalarda ise endişe daha çok immünite ile ilişkili yan etki fazlalığıdır.
Aslında çok eski zamanlara ait hatta ilkel tıp uygulama alanlarından olan manuel tedavi yıllar içerisinde çok gelişmiş ve günümüz tedavilerinde neredeyse ilk seçenek olmuştur. Çünkü hastalar daima tedavide hızlı ve ilaçsız yöntemleri tercih eder duruma gelmiştir. Tedavinin cazip yanı, hemen hemen yan etkisi olmaması ve hızlı sonuç alınmasıdır. Konuyla ilgili Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Manuel ve Nöral Terapist Uzm.Dr. Yasemin Soytürk Özseren’den bilgi aldık.
İTME, GERME, BASTIRMA MANEVRASI
Bugün geldiğimiz noktada tedavide birçok yeni alternatifler mevcut ve son günlerde artık aşı çeşidi bile konuşulmaya başlandı. Ancak tüm bu tedaviler ve aşılar gebelere uygulanacak mı? Bu hastalığın gebelikteki seyri ve gebelerin nasıl tedavi edileceği ve aşı uygulanıp uygulanmayacağı konusundaki bilinmeyenleri, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu’na sorduk.
ENFEKSİYONA AÇIK OLDUKLARI BULGUSU YOK
Ülkemizde de başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere hem hastalığın önlenmesine hem de erken teşhis ve tedavilerine yönelik bir dizi faaliyet yürütülüyor. Her iki cinsiyette de en sık görülen kanserlerden birisi olan akciğer kanseri, hastaların yüzde 80’inde sigara ile ilişkilidir. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, akciğer kanserindeki son gelişmeler ile şu bilgileri paylaştı:
ELEKTRONİK SİGARA DA RİSKLİ
ŞİKÂYET ARTTIĞI DURUMLARDA AMELİYAT
“Prostat büyümesinde; idrar yaparken zorlanma, idrarı tam boşaltamama ve gece idrara çıkma en sık görülen şikâyetlerdir. Benzer şikâyetler hem prostat kanserinde hem de prostat büyümesinde görülebilir. Ayrıca her iki hastalık birlikte de görülebilir. Ancak tedavileri tamamen birbirinden farklıdır. İyi huylu prostat büyümesi tanısı konan hastalarda, şikâyetlerinin şiddetine göre tedavi planlanır. Şikâyetleri hafif olan hastalarda sıvı alım alışkanlıklarının düzenlenmesi ve yaşam stili değişiklikleri önerilirken, fayda görmeyen hastalarda ilaç tedavilerine başlanır. Tedavilere rağmen şikâyetlerin arttığı durumlarda ise ameliyat önerilir.
BU TEKNİKLER DAHA AZ YAN ETKİYE SAHİP
Son yıllarda kapalı ameliyat tekniğinde bir devrim yaşanmış ve lazerle prostatı buharlaştırmak(greenlight gibi) yerine, büyük parçalar halinde önce idrar torbasına atıp, sonrasında özel parçalayıcı cihazlar yardımıyla (morselatör) vücut dışına aldığımız HOLEP (holmiyum lazer) ve BIPOLEP (bipolar enerji) yöntemleri kullanılmaya başlandı. Ülkemizde de uygulanan bu ameliyatlarla ilgili hasta verileri arttıkça, yapılan sayısız klinik çalışmalarda prostat enükleasyonu cerrahi tekniği ile (HOLEP ve BIPOLEP) hem açık prostat ameliyatı hem de diğer kapalı ameliyat yöntemlerine göre (TUR-P, plazmakinetik TUR-P) başarılı sonuçlar elde edildiği ve daha az yan etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Ancak, her ne kadar biz ürologlar prostat anatomisine aşina olsak da bu ameliyat tekniğini tam olarak öğrenebilmek için 30-50 civarında hasta sayısına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle hastaya ait faktörlerin yanı sıra cerrahın tecrübesi de tedavi başarısını etkileyen faktörlerdendir.
ŞİKÂYETE NEDEN OLAN DOKULAR ÇIKARILIYOR
Halen tüm dünyada bilim insanları bunun nedenini çözümlemeye çalışıyor. Etkenlerden biri alınan virüs yüküydü, diğeri ek olarak başka bir önemli kronik hastalığın bulunmasıydı ama ayrıca buna neden olabilecek genetik bir özellik olup olmadığı da çok ilgi çeken bir konuydu. Yakın zamanda bazı araştırmacılar, hastalığı ağır geçiren hastalarda interferon (virüslere karşı etki gösteren biyolojik molekül) eksikliği tespit ettiler. Bu yeni ve ilgi çekici konuyla alakalı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Atak Yücel, şu bilgileri paylaştı:
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ UYARIR
İnterferonlar, bağışıklık sistemi içerisinde asıl olarak virüslerle ve tümörlerle savaş ile bağışıklık cevabının düzenlenmesinde görev alan ve 3 ana sınıftan oluşan biyolojik moleküllerdir. Bunlar içinde özellikle tip 1 interferonlar virüslerle savaşta çok önemlidir, bağışıklık sistemi hücrelerini bu yönde çalışmaları için uyarırlar. Dünya çapında 50 önemli genetik merkezde yürütülen COVID İnsan Genetiği Konsorsiyumu çalışmasında, virüsü alan kişilerde eğer tip 1 interferonları kodlayan genler eksikse veya düzgün çalışmıyorsa, yani yeterli ve fonksiyonel tip 1 interferon üretimi yoksa başka bir kronik hastalığı olmayan kişilerin de COVID-19 enfeksiyonunu çok ağır geçirdiği, çok ağır zatürre geliştiği, hatta hayatlarını kaybettiği görüldü.
Meme kanseri yerleşim yerine göre bazen sinsi özellik gösterebilir. Yine hızlı ilerleyen türde bir meme kanseri henüz küçük boyutlardayken başta kemik olmak üzere başka organlara yayılma gösterebilir. Meme kanseri tanı ve tedavisindeki yeni gelişmeler ile ilgili Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun şu bilgileri verdi:
MUTLAKA GENETİK ARAŞTIRMA YAPILMALI
Pandemi süreci devam ederken demans ve alzaymır hastalığının görülme sıklığı da katlanarak artıyor. Türkiye Alzheimer Derneği Ankara Şubesi Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’ndan emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Esen Saka Topçuoğlu ile Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Lütfiye Özlem Atay ile alzaymır hastalığını konuştuk.
ÜLKEMİZDE 750 BİN CİVARINDA HASTA VAR
Diş hekimliği uygulamaları günümüzde çok gelişmiş durumda. Estetik diş hekimliğinde birkaç branş bir araya gelerek estetik uygulamalar yapıyor. Burada ana amaç, kişinin dişlerinin ve gülüşünün daha güzel, daha iyi hale getirilmesi. Ve tabii ki dişlerdeki problemlerin çözülmesi...
* * *
Estetik diş hekimliğinde her gün yenilikler sunuluyor. İşte biz de bu hafta, estetik diş hekimliğinin uygulama alanlarını ve neleri kapsadığını Ankara A Clinica Dent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’nden Diş Hekimi Ezgi Erdenol ile konuştuk.
Virüs dünya gündemine oturduğunda biz de evde oturmaya başladık. Karantina sürecinde
mutfakta bolca vakit geçirerek belki de stresimizi yiyerek hafifletmeye çalıştık ve devam eden süreçte belki biraz kilo aldık. Peki tüm dünyayı saran COVID-19 hastalığından korunmak için nasıl beslenmeliyiz, neler yemeliyiz ve bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendirmeliyiz? Tüm bu soruların cevabını Diyetisyen Derya Şahin yanıtladı.
Evlilik bitirebilen sorun vajinismus
Sevgili okurlar, bu haftaki konumuz vajinismus...
Ülkemizde her yıl binlerce çift vajinismus sorunu ile jinekologların kapısını çalar. Vajinismus; cinsel ilişkide kadının vajina kaslarının istemsiz şekilde kasılması ve sonuç olarak cinsel ilişkinin gerçekleşememesi veya şiddetli ağrı beraberinde gerçekleşmesi durumudur. Çeşitli şekillerde ve belirtilerle kendini gösteren bu önemli sorunu, Jinekolog Op. Dr. Süleyman Eserdağ ile konuştuk.
- Vajinismus ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
- Vajinismus; cinsel ilişkide kadının yaşadığı yoğun kaygıya bağlı vajina kaslarının istemsiz şekilde kasılması ve bu nedenle cinsel ilişkinin gerçekleşememesi veya oldukça zor, ağrılı şekilde gerçekleşmesi şeklinde kendisini gösteren bir cinsel sorun. Vajinismus sorunu yaşayanlar çiftler arasında 20-30 yıllık evli olanlar dahi var. Uzun süreli evliliğe rağmen halen bakire olan vajinismus kadını ve eşinin sahip olduğu bu cinsel sorun tüm hayatı karartabilecek düzeyde. Bilimsel yöntemler günümüzde bu sorunu kısa sürede tedavi edilebiliyor
- Peki bu sorun bir hastalık olarak kabul edilmeli mi?
- Elbette. İlk bilimsel tanımı yaklaşık 150 yıl kadar önce Dr. Sims tarafından yapıldı. Dünya Sağlık Örgütü de (DSÖ) bu sorunu tanımlıyor. Gerçekten de vajinismus hastalarının çoğu cinsel ilişki sırasında yaşadıkları aşırı korkuya bağlı kendilerini o denli kasıyorlar ki, cinsel birleşme genelde hiçbir şekilde mümkün olamıyor. Vajinismus hastaları ilişkinin ilk safhası olan ‘ön sevişme’ sırasında oldukça rahat ve haz dolu anlar yaşayabiliyor. Sorun, cinsel birleşme anında ani bir şekilde ortaya çıkıyor. İlişki korkusu yaşayan kadın, birleşme anı geldiğinde kaslarını güçlü bir şekilde kasıyor. Kasılmalar; PC ve pelvik kasların yanı sıra bel, kalça, sırt, bacak, boyun, hatta çene kaslarına kadar yayılabiliyor.
ABARTILI HİKAYELER EKİLİ OLUYOR
- Vajinismusun sebepleri nelerdir?
- Yapılan çalışmalara göre, vajinismus sorunu ülkemizde en fazla yetiştirme tarzı ile ilgili yanlışlardan ve duyulan abartılı ‘ilk cinsel deneyim’ hikayelerinden kaynaklanıyor. Cinsellikle ilgili bilgi eksiklikleri, yanlış ve abartılı ilk ilişki öyküleri, taciz, tecavüz gibi cinsel travmalar ise sorunun diğer kaynakları arasında yer alıyor. Diğer taraftan kızlık zarı ve vajina ile ilgili doğuştan gelen yapısal problemler de cinsel ilişkide acı ve buna bağlı kasılmaya neden olabiliyor.
- Vajinismusun belirtileri neler?
- İlişki sırasında kasılma ve hiçbir şekilde birleşmeye izin vermeme; zor, ağrılı ve acılı bir şekilde ilişkinin gerçekleşmesi, ilişkide yalnızca kısmi birleşmenin sağlanabilmesi, jinekolojik muayeneden aşırı düzeyde korkma, ilişkide bacakları yeterince açamama, eşi iterek engel olma, vajina içine fitil, tampon yerleştirememe veya parmak sokamama, yalnızca bir veya birkaç pozisyonda ilişkinin gerçekleşebilmesi belirtiler arasında yer alıyor.
- Kesin tanı nasıl konulmaktadır?
Cinsel ilişkiye girememe sorunu yaşayan çiftlerin öncelikle bir jinekolojik muayeneden geçmesi gerekiyor.
- Sorun mutlaka tedavi edilmeli mi?
- Vajinismus sorunu yalnızca penis-vajina birlikteliğinin sağlanamaması olarak görülmemeli. Zamanla büyüyen bu sorun boşanmalara kadar giden bir evlilik problemine dönüşebiliyor. Sosyal ve iş hayatında da bu sorunun yol açtığı izlere rastlamak mümkün. Özellikle ‘neden çocuk yapmıyorsunuz’ şeklinde çevreden gelen sorular çiftler için yıldırıcı olabiliyor.
SÜREKLİ TEKRARLAYAN BAŞARISIZLIK
- Peki erkek eşler bu durumdan nasıl etkileniyor?
- Vajinismus eşleri de zaman içerisinde erken boşalma, sertleşme problemi ve cinsel isteksizlik gibi problemlerle karşılaşabiliyorlar. Tüm bu cinsel sorunların kökeninde cinsel ilişkinin gerçekleşememesi, sürekli tekrarlayan başarısız ilişki denemeleri ve bunun neticesinde oluşan umutsuzluk ve çaresizlik yatıyor.
- Tedavisi nasıl yapılmaktadır?
- Sistematik duyarsızlaştırma tekniğine dayalı bilişsel ve davranışsal cinsel terapiler tüm dünyada en sık tercih edilen yöntemler arasında yer alıyor. Bilişsel terapiler cinsellik, kızlık zarı ve ilk cinsel deneyim ile ilgili doğru bilgilerin verilmesini içerirken, davranışsal terapilerde uygulanan bazı pelvis kas egzersizleri ile bu öğrenme pekiştiriliyor. Diğer taraftan evlilik sorunları da baş göstermeye başladıysa ‘evlilik terapilerini’ de cinsel tedavilere eklemek gerekiyor.
- Tedavi süreci nasıl?
- Ortalama 3 gün gibi bir sürede vajinismus sorununun kalıcı olarak çözümlenebilmesi artık mümkün. Tedavilerde hiçbir şekilde ağrı, acı problemi yaşanmıyor. Hastalar tarafından son derece rahat bir şekilde uygulanan egzersizler sonunda sorun kalıcı şekilde çözülüyor. Tedavilerdeki eş desteği de son derece önemli.
ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA MENİSKÜS YIRTIKLARI
Sevgili okurlar önümüzdeki haftaki konumuz menisküs yırtıkları. Diz eklemi vücudumuzdaki en geniş eklemdir. Uyluk kemiği ve kaval kemiği arasında bulunan bu eklem vücudun hareketi esnasında kemiklere binen yükü bir yastık grevi görerek azaltır. Bazı zorlayıcı hareketlerde bu eklemlerde yırtılma meydana gelebilir. Böylece menisküs yırtıkları oluşmuş olur. Bu konuyu önümüzdeki hafta Memorial Ankara Hastanesi doktorlarından Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hakan Özsoy ile konuşacağız. Merak ettiklerinizi hafta boyunca skalyoncu@hotmail.com adresinden sorabilirsiniz.
JİNEKOLOG OP. DR. SÜLEYMAN ESERDAĞ KİMDİR
1992 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzmanlık eğitimini Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaptı. 2003 yılında, şu anda da çalışmakta olduğu kendi kliniğini kurdu. 2005 yılında Academy International’dan Yeni Nörolinguistik Programlama (NLP), 2006 yılında İstanbul Yeditepe Üniversitesi’nden Hipnoterapi ve 2013 yılında Gazikent Üniversitesi’nden aile danışmanlığı sertifikalarını aldı. 2014 yılında Avrupa Seksoloji Federasyonu ve Avrupa Cinsel Sağlık Derneği’nin sınavında ‘Cinsel Terapist’ unvanını aldı.