Gaslighting’e maruz kalan kişi, kendini sürekli eksik hissediyor, yaptığı her şeyin yanlış olduğunu düşünüyor ve fazla alınganlıkla suçlanıyor. Gaslighting uygulayanlar ise sıklıkla ‘Senin problemin ne?’, ‘Fazla alıngansın’, ‘Böyle bir şey yaşanmadı’ gibi cümleler kuruyor ve psikolojik manipülasyon yaptıkları kişide kontrol sahibi olmayı ve dengesizlik yaratmayı amaçlıyordur. En zararlı psikolojik manipülasyon budur aslında... Gaslighting ile ilgili merak edilenleri Uzman Psikolog Rojin Tasmimi’ye sordum.
* Gaslighting uygulayan kişiler nasıl bir tutum sergiler?
Bugüne kadar en çok rastladığım sorunların temelinde, insanları en çok üzen şeylerin başında diğer insanların onlara yaptıkları ya da yapmadıkları şeyler geliyor. Yani hak etmediğiniz bir şeye maruz kaldığınızda ya da umduğunuz güzel şeyleri göremediğinizde üzülüyorsunuz. Gaslighting uygulayan kişilerin çoğu, karşı tarafa zarar veren davranışlarının farkındadır. Bununla da yetinmeyip diğer insanların hayatları üzerinde kontrol sahibi olmayı ve dengesizlik yaratmayı amaçlamaktadırlar. Gaslighting’e maruz kalan kişilerde ciddi öz güvensizlik, kendini ifade edememe, her zaman suçluymuş gibi hissetme ve kendini çevreye kapatmak gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
* Gaslighting uygulayan kişiler genellikle hangi cümleleri kullanırlar? Nasıl davranırlar?
- Senin problemlerin var.
- Sen çıldırmışsın.
İçermiş olduğu hyaluronik asit, kollajen, proteoglikanlar bir harmoni şeklinde çalışarak cildimizin sağlıklı ve genç kalmasını sağlarlar. Yaşlanma süreci ile birlikte vücudumuzda ekstraselüler matriks elemanlarının bazı enzimler ile parçalanması sonucu cildimizde incelmeler, kurumalar, sarkmalar, kırışıklıklar meydana gelir. Bu süreçte sadece iç etkenler değil aynı zamanda dış etmenlerde önemlidir. Güneş, beslenme alışkanlıkları, sigara gibi... Bu hafta sizlere yine yeni bir uygulamadan bahsedeceğim. Yüzdeki dolgu uygulamalarından yeni bir yaklaşım olan Estetik Harmoni ile ilgili merak edilenleri konunun uzmanı olan Medikal Estetik Doktoru Dr. Serkan Öztürk’e sordum, merak edilenleri anlattı.
***
Gelişen teknoloji ile birlikte cildimizde sarkmalara kırışıklıklara sebep olan bu değişimleri kısmen de olsa tekrar geri döndürebilecek ürünler medikal estetik alanına girdi. Bu ürünlerdeki temel amaç harmonik yapıda meydana gelen bozulmayı tekrar düzelterek daha pürüzsüz ve daha sağlıklı lifting etkisini yeniden gözlemlediğimiz bir cilt elde etmek. Peki bu harmonik yapılı ürünler bu etkiyi nasıl sağlıyor? Harmonik yapılı ürünlerin içerdikleri hyaluronik asit cildin temel yapı taşı. Sadece deride değil tüm vücudumuzda kemik dokudan kıkırdak dokuya eklem sıvısından derimize hemen hemen her yerde temel bir destek maddesi. Harmonik yapılı ürünler ile bu destek maddesi cildimizde eksik olan alanlara kanül dediğimiz özel yapılar ile uygulanıyor.
***
Estetiğin harmonisini yeniden oluşturmada kullanılan ikinci ürün ise bilimsel adı kalsiyum hidroksiapatit olan kemik tozu. Kemik tozu sadece kozmetik alanda değil diş hekimliği ve ortapedi alanında kemik deformasyonları ve doku iyileştirmelerinde kullanılıyor. Medikal estetikte ise bu madde doku içerisine yerleşerek oluşturduğu mikro travmalar ile yeniden kollajen üretimini sağlayarak lifting etkisini sağlarken derinin kalitesini artırarak daha sıkı sağlıklı ve genç bir yapıya sahip cilt oluşumunu sağlar. Birden fazla destekleyici maddenin bir araya gelmesi ile oluşan harmonik ürünler bozulmuş ekstraselüler yapının yeniden yapılanmasını sağlarlar.
50-79 yaş arasındaki kadınların çoğunda bir dereceye kadar rahim sarkması görülebiliyor. Zamanla doğum, çoğul gebelik, ilerleyen yaş, sigara kullanımı, ağrı kaldırma, sürekli devam eden öksürük, kilo alıp vermeler neticesinde bu dokular zayıflayabilir ve rahim bulunduğu yerden aşağı kayabilir yani sarkabilir. Rahim sarkması ilk başlarda hastanın günlük hayatını olumsuz etkilemez ve sadece jinekolojik muayenede anlaşılabilir. Ancak durum ilerledikçe oldukça rahatsız edici bir soruna dönüşebilir ve kadının günlük yaşantısında ciddi sorunlara yol açabilir. Rahim sarkması teşhisi için detaylı jinekolojik muayene olunması gerektiğini hatırlatayım.
RAHİM SARKMASI NEDİR?
Rahim sarkması, leğen kemiğinin iç kısmında bulunan ve çeşitli bağ dokuları tarafından tutulan rahmin zamanla aşağı doğru kaymasıdır. Doğum, çoğul gebelik, kronik öksürüğe neden olan rahatsızlıklar, östrojen miktarındaki azalma ve aşırı kilo gibi nedenler bu bölgede bulunan bağ dokularının zayıflamasına ve rahmi tutamayacak hâle gelmesine sebep olabilir. Rahim sarkmasının belirtileri, hastalığın şiddetine göre ortaya çıkar. Hafif vakalarda pesser adı verilen halka ve fizik tedavi egzersizleri, ileri vakalarda ise histerektomi yani rahmin alınması ile tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır.
KARŞILAŞILAN BELİRTİLER
İdrar yapamama ya da idrar kaçırma. Bağırsak hareketlerinde ve tuvalet düzeninde değişmeler. Vajinal kanama. Belin altında ağırlık ve ağrı hissi. Vajinal akıntının artması. Cinsel ilişki sırasında ağrı. Vajinadan bir şey düşüyormuş gibi hissetmek.
Bu hastalıkta insulin direncinde artış ve obezite sık görülen bulgular olarak öne çıkmakta. Bu hafta bu konuyla ilgili özellikle beslenme konusunda dikkat edilmesi gerekenleri Diyetisyen Deniz Eylem Öğüt’e sordum.
Diyetisyen Deniz Eylem Öğüt
***
POLİKİSTİK OVER SENDROMU (PKOS) NEDİR
Polikistik over sendromu (PKOS), üreme çağındaki birçok kadını etkileyen hormonal bir hastalıktır. Temel semptomlarından biri, kilo alımına ve kilo vermede zorluğa yol açabilen insülin direncidir.
Bu hafta bu konuyu Dr. Sevil Özkan’la konuştum. Yorgunluk için, “Kişilerin bedensel ve ruhsal etkinlikler açısından verimliliğin azalması, genel bir bitkinlik, enerjisizlik halidir” tanımı yapan Özkan merak edilenleri yanıtladı.
YORGUNLUK NEDEN OLUR?
* Organ yetmezliklerinde, özellikle karaciğer, böbrek yetmezliğinde.
* Romatizmal hastalıklarda (romatoid artrit gibi).
* Kansızlık.
* Enfeksiyon hastalıklarında, verem, virüs enfeksiyonları (grip gibi).
Doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan bu hastalıkla ilgili merak edilenleri, Ankara Medipol Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Emel Arslan Sarımehmetoğlu’na sordum.
* * *
Dr. Emel Arslan Sarımehmetoğlu, 2000 yılından bu yana otizm görülme sıklığının yüzde 317 arttığını söyledi. Hatta, Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin 2023 raporuna göre de her 36 çocuktan yaklaşık 1’inin otizm spektrum bozukluğu tanısı aldığını, erkek çocuklarında ise görülme sıklığının daha fazla olduğunu anlattı.
Ve merak edilen yönleriyle üç soruda otizm spektrum bozukluğu:
1) Otizm spektrum bozukluğu nedir?
Otizm, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nöro-gelişimsel farklılıktır. Çocuklarda sosyal etkileşim ile iletişim kurma becerileri olumsuz etkilenen, sınırlı ilgi ile tekrarlı davranışları olan çocukluk çağı hastalıklarındandır. Belirtileri daha çocukluk döneminden itibaren ortaya çıkan, etkileri ömür boyu devam eden ve günümüzde sık rastlanan gelişimsel bozukluklar arasında yer almaktadır. Otizm spektrum bozukluğunun nedeni ise tam olarak bilinmemektedir.
2) Otizm spektrum bozukluğu belirtileri nelerdir?
Özeti şu: Vajınayı ve rahim ağzını incelemeye olanak veren bir mikroskopla bakılması işlemidir.
* * *
6-40 kat büyütme özelliği olan bu ışıklı aletler, rahim ağzını daha net görüntüleyerek rahim ağzındaki lezyonların tanısını koydurur.
* * *
SORU 1: KOLPOSKOPİ HANGİ HASTALIKLARDA YAPILIR?
Kolposkopi, özellikle klinik belirtileri olmayan rahim ağzı kanserinin (serviks kanseri) erken evrede saptanabilmesine yardımcı olur. Özellikle sitolojik sonuçları ve smear testi anormal çıkan veya HPV testinde HPV riskli tipi pozitif gelen hastalarda rahim ağzının değerlendirilmesi için kolposkopi uygulanır. Rahim ağzı kanseri yavaş ilerleyen bir kanser olduğu için jinekolojik muayenelerde yaşanan değişimler, kolposkopi ile daha rahat değerlendirilebilir.
Ramazanda, iftarla sahur arasındaki süre 14-15 saate çıkabiliyor. Bu mübarek ayda tuttuğumuz orucun manevi hazzının yanı sıra aç kalmanın bedenimizdeki etkilerini de öğrenme adına Ankara Seben Klinik’ten Dr. Sevil Özkan’la, “ramazanda beslenme önerileri” üzerine konuştuk. Şu bilgileri verdi:
* Ramazanda beslenme, iftar, ardından iki ara öğün ve sahur olarak dört öğün şeklinde oluşturulmalı.
* Sahurda zengin bir kahvaltı şeklinde yüksek enerji içeren kolay hazmedilen gıdalar alınmalı. (Peynir, ekmek, tarhana çorba, sütlü sebze çorbası gibi.)
* İftarda oruç, su ve çorbayla açılmalı, 10 ila 30 dakika arası dinlenmenin ardından ana yemeğe geçilmeli.
* İftar, sahur ve ara öğünlerde et-tavuk-balık, süt–yoğurt, sebze–meyve, tahıl olmak üzere dört besin grubu da dengeli tüketilmeli.
*