45 milyonda 1

“BU yıl 45 milyon yabancı ziyaretçi sayısına ulaşacağız” dedi, TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği) Başkanı Firuz Bağlıkaya. Müthiş bir rakam. Nüfusumuzsun yarısından daha fazla sayıda turist 2019’da Türkiye’ye gelmiş.

Haberin Devamı

 


Peki, tarihi rekorlar kıran dev turizm pastasından İzmir’in payına düşen ne? Sadece 1 milyon turist. 45 milyon turistin 45’te biri kadar. Geçtiğimiz günlerde Antalya, 15 milyon turistle yeni bir rekor kırmanın mutluluğunu yaşıyordu. Aynı dönemde İzmir’e gelen turist sayısı ise sadece 1 milyon 183 bindi. Neyse ki, 700 bin civarında da yerli turist geldi de toplam sayı 1 milyon 800 bini geçti.
Halbuki; deniz, kum, güneş, tarih, kültür, gastronomi turizmi olanaklarıyla İzmir’in fazlaları var, eksiği yok.
Aradaki farkın bu kadar büyük olmasında Antalya’da 500’den fazla 5 yıldızlı otel ve tatil köyü bulunması, sezonun daha uzun olması gibi nedenler en önemli faktörler. Ancak ben kendi payıma Çeşme’de bütün bir yazı bomboş geçiren 5 yıldızlı oteller gördüm. O nedenle sadece yatak kapasitesi değil, pazarlamada da eksiklikler olduğunu düşünüyorum.
Mükemmel bir havalimanı olmasına rağmen hala İzmir’e ulaşmak için çoğunlukla İstanbul üzerinden aktarmalı gelmek gerek. Bu şekilde yolculuk süresi 3-4 saat uzayıp, gidiş gelişte toplamda neredeyse bir gün kaybına neden oluyor. Sınırlı zamanı olan tatilciler için bunlar İzmir’e gelmemek için çok önemli nedenler.
İzmir, Antalya gibi 500 tane 5 yıldızlı otel dikmek zorunda değil. Ama butik oteller, alternatif turizm stratejileri ve sezonu uzatacak jeotermal turizm yatırımlarıyla farklılık yaratabilir. Bu şekilde belki 5 milyon paralı turistle, ucuz turlarla gelen 10 milyon turistin bıraktığı dövizi kazanabilir. Travel Turkey Fuarı’nda bunlar da konuşuldu. Aklın yolu bir.

Haberin Devamı

 
Devlet bu çocukları kurtarmalı

ÜÇ aydır maaşlarını alamadıkları için ders yapılamaz hale gelen Doğa Koleji’nde olup bitenler geçen hafta basında yer aldı. Okulda çocukları okuyan bir arkadaşım aradı. Yıl ortasında çocuklarının öğretmensiz kalmasından korktukları için destek eylemi yapıp seslerini duyurmak istediklerini söyledi.
Kendinizi hem öğretmenlerin, hem de öğrenci velilerinin yerini koyun. Üç aydır maaş alamayan bir öğretmen kirasını ödeyemez, evine yiyecek götüremez hale gelir. Bu koşullardaki öğretmenlerden verim almak mümkün mü?
Bir de velilere bakalım. Çocuklarına iyi bir gelecek umuduyla büyük fedakarlıklarla eğitim paralarını peşin peşin ödemişler. Ama bir anda çocukları okulsuz kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış.
Son dört yılda özel okul sayısı 6 bin 600’den 12 bin 500’e çıkıp arz talep dengesi bozulduğu için bu krizin yaşandığı belirtiliyor. Öğrenci bulabilmek için fiyat kıran okullar yüzünden sektördeki denge bozulmuş. Halen 200 özel okul batma tehlikesi ile karşı karşıyaymış. Bu da 100 bin öğrencinin eğitim yaşamının alt üst olması demek.
Devletin bu yıl on binlerce öğrencinin eğitimden mahrum kalmaması için gerekli önlemleri alması şart. Bir okulun batıp binlerce çocuğun sokakta kalması bir ticari işletmenin batmasından çok farklı bir olay.

Yazarın Tüm Yazıları