Selahattin Duman

Taksitli habercilik tarzı!

7 Ocak 2016
GÜNAHI Oğuz Haksever’in boynunadır.

Bugün Türkiye’nin televizyon haberciliğinde “taksitle konuşma modası” varsa ben bunu Oğuz Bey’den bilirim. Dura dura haber okuma icadı onundur.

Bu tür antikalıkların bizim ekranlarımızda hayat bulması, televizyon işinin bünyemize geç girmesindendir.
Ben delikanlılığımda bile televizyonun Türkiye’ye gelebileceğine inanmayan kullardandım. Irak’ta, Suriye’de vardı. Bizde yoktu.


* * *


Nihayet bizim de televizyonumuz oldu. Olmasıyla birlikte Yeşilçam’a, Radyo’ya, gazinolara esaslı bir rakip çıktı.

Yazının Devamını Oku

İlhan Cavcav’ın itirazcı akılları!

5 Ocak 2016
İlhan Cavcav, uyduruk kaydırık teknik direktörlük diplomalarına inanmıyor.

Her hoca değişikliği, teknik direktör üreten düzene bir tepkidir, bu anlaşılmıyor. Ben “İlhan Cavcav aklının” futbolu yöneten akıldan daha yüksek olduğuna inananlardanım.


İLHAN Cavcav, 35 yıldır Gençlerbirliği’ni “tek tabanca” yönetiyor. Elbet yöneticileri var ama son söz onun. Bizim medyanın tuttuğu çeteleye göre altmış teknik direktörün başını yemiş.
Her hoca değiştirdiğinde spor kamuoyunda bir “İlhan Cavcav rüzgârı” estiriliyor. Türkiye’nin futbol düzeneğini “tartışamayanlar” onun başkanlığını tartışıp, kendilerini daha demokrat hissediyorlar.

 

* * *

Yazının Devamını Oku

2016 peynir yılı olacak!

3 Ocak 2016
‘‘PEYNİR Reformu hayırlı olsun” diye başlayalım lafa.

Çünkü yeni peynir standartlarını belirleyen nizamname 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girdi.

Reform ne getiriyor?
Öncelik perakende peynir satıcıları, tezgâha koydukları mallarına “Babanızın Çiftliği Peyniri, Ebenizin Peyniri, Uzaktaki Köy Peyniri” gibi insanı duygusal tarafından vuran isimler takamayacaklar. “Boy uzatır, kilo verdirir” gibi asılsız iddialarla peynir satılamayacak.
Peynirin de “nüfus kâğıdı” olacak. Üretildiği yer, tarih ve burcundan başka tuz ve yağ oranları da o kâğıda yazılacak.


* * *


Yazının Devamını Oku

2016 yılına çok güzel başladık!

3 Ocak 2016
DÜNYA durdukça “namı” yedi iklim, on dört diyarda bilinesi, memurunun yüzü gülesi hükümetimiz yeni yıla hızlı girdi.

“Ahiren” sigara, içki, elektrik gibi “zararlı alışkanlıklara” seri zamlar getirip, vatandaşının ıslahı konusunda sağlam adımlar attı.

“Saniyen” yeni peynir nizamnamesini yürürlüğe soktu. Süt veren keçi, koyun gibi davar cinsi mahlukatı hizaya getirdi.
“Salisen” asgari ücreti 1300 lira yaptı.
“Rabiyen” başkanlık tartışmasına Hitler’i katıp, ahalinin mevzuyu ne kadar kavradığını test etti.


* * *


Yazının Devamını Oku

Ekmek arası talih kuşu!

31 Aralık 2015
BİZİM Milli Piyango’dan daha kötü bir kumar organizasyonu yok.

Bizler “yüksek aile terbiyesi” gördüğümüzden ona dümdük kumar demiyoruz, onun yerine “şans oyunu” deyimini tercih ediyoruz. Ancak bu onun kumar olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

İnsanların umudunu en yüksek düzeyde sömürüp, bir adet “göstermelik ikramiye” ile parasını alan Milli Piyango yıllardır en yüksek kârları elde ediyor. Buna karşılık elini cebine yeterince atmıyor.


* * *


Yılbaşı ikramiyesini “fantastik” miktarda belirleyip ciroyu yükseltmek merhum Turgut Özal’ın akıllarıydı. Başarılı da oldu. Tavsamış bir şans oyunu olan, Spor Toto gibi ölmeyi bekleyen Milli Piyango bir anda şaha kalktı.
Milli Piyango’yu yönetenler Özal’dan öğrendiklerinin bir adım ilerisine geçmediler.

Yazının Devamını Oku

Rodriguez’i adam etmek!

30 Aralık 2015
Hocam kafasına takmış.

Yandan bakıldığında, üzerinden silindir geçmiş plastik bebek profili veren Jose Rodriguez’i bir dünya yıldızı yapmadan İspanya’ya geri göndermeyecek. Oğlan atlas kumaş gibi parlak görünüyor ama bizde “Atlastan yama olmaz” diye bir laf vardır.

 

MUSTAFA Denizli, İspanyol Rodriguez’de çok ısrarlı. Israrla her maçta oynatıyor. Takım yaparken kafası hangi mevkide karıştıysa Jose Rodriguez’i oraya koyuyor. Ancak oğlanda gelişme yok.


Saçına attığı gümüş renkli “meçi” ülkemize geldiğinden beri kendisinde görebildiğimiz tek değişiklik olarak zabıtlara geçiriyorum.
“Yakışmış mı?” diye sormayın. O da Allah’ın bir kulu. “Şahtı şahbaz oldu” deyip, geçelim.

 

* * *

Yazının Devamını Oku

Başının derdini burç ne bilsin?

28 Aralık 2015
YENİ yıla girerken sinir katsayımı yükselten hadise “astroloji” denen “çakma bilim” ile ilgilidir.

İnsanları doğum gününe göre tasnif ediyorsun. Yılın her ayına göre bir format uydurmuşsun. Dünyada 9 milyar insan mı var? On iki aydan her birine 750 milyon insan düşer.

Hadi yükseleni alçalanı var dedin. Doğduğun saat farkına göre ayar çektin, böylece biraz daha çeşit yarattın diyelim.
Yine de “Bugün şansınız açık, yeni şeyleri denemekten korkmayın” diye akıl verdiniz mi Hindistan nüfusunun üçte biri kadar insana seslendiniz demektir.


* * *


Hayat ile burç tahminleri birbirine uyuyor mu? Şu gazete haberine bakalım.

Yazının Devamını Oku

Bu Ege Denizi çocuk sevmiyor

26 Aralık 2015
24 ve 25 Aralık günleri son kez denize girdikten sonra sezonu dünden itibaren resmen kapattım.

Deniz hâlâ girilebilir kıvamda. Ekim ayının bir tık üzerinde.

Benim gibilerine dost olan denizin bir de sadece mültecilere gösterdiği “kanlı bir yüzü” var. Bakanı korkutan bir yüz bu.
Son on günün can kaybı bilançosu elliyi geçmiştir.
Bodrum açıklarında arka arkaya yaşanan iki alabora vakasının birinde dört, diğerinde on bir kişi can verdi. Ardından bir tekne daha alabora oldu. On dokuz kişi de öyle boğuldu.


* * *


Yazının Devamını Oku