Pandemide zorla spor salonuna davet

Cem Bey, koronavirüsün hayatımıza henüz girmediği 13 Şubat 2020’de İstanbul Ümraniye’de hizmet veren We’ll Club Spor ve Yaşam Kompleksi’ne üye olur. Salondan bir ay ancak yararlanır. Mart ayının sonunda koronavirüs salgını Türkiye’ye ulaştığında pek çok işyeri gibi spor salonları da kapatılır. Ağustos ayında salonlar açılır. Sözleşmeye göre yılda bir ay üyelik dondurma hakkı vardır. Cem Bey ve ailesi salgın tehlikesinin geçmediği gerekçesiyle üyeliklerini bir aylığına dondurur. Eylül ayına geldiğimizde salgın tehdidi devam ettiği için spor salonuna gitmenin hala riskli olduğunu düşünürler.

Haberin Devamı

TAŞIYICILAR ARAMIZDA

Kaldı ki Sağlık Kurulu’ndan gelen uyarılarda hiçbir belirti göstermeyen, ateşi olmayan, öksürmeyen, halsizlik yaşamayan ama pozitif olan insanların en tehlikeli taşıyıcılar olarak aramızda dolaştığı bilgileri yer alır. Hatta bizzat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca pozitif tanı konularak evlerinde kalmaları istenen yüzlerce hastanın sokaklarda olduğunu açıklamıştır. Cem Bey böyle bir ortamda hem ailesini hem kendisini korumak, risklerden olabildiğince uzak durmak için tekrar spor kulübüne başvurur. Son derece makul bir talep iletir.

Pandemide zorla spor salonuna davet

İKİ SEÇENEK SUNAR

Bu talebi şöyle anlatmış Cem Bey e-posta gönderisinde: “Ya üyeliklerimizin süresiz olarak dondurulmasını ya da hizmetten yararlanamadığımız süreye ilişkin ücretlerin iadesini talep ettim. Seçenek sunma sebebim ise pandeminin birçok işyerinde yarattığı sıkıntıları dikkat alarak, ücret iadesinin We’ll Club açısından da sıkıntı yaratabileceği düşüncesiydi.” Firma her iki seçeneği de “Biz tüm formaliteleri yerine getirdik” diyerek reddeder. Cem Bey ise hakkını hukuki yollardan aramaya karar verir.

Haberin Devamı

Biz de We’ll Club Spor ve Yaşam Kompleksi’ne telefon ile ulaştık. Cem Bey’in iddialarını soracaktık ancak bir yetkili ile konuşmamız mümkün olmadı.

HUKUK ‘İADE’ DİYOR

SÖZLEŞMELERDE ‘salgın hastalık’la ilgili bir hüküm olmadığına göre firmanın bu gerekçeye sığınması en hafif tanımla ‘centilmenlik dışı’ bir davranış değil midir? Parasını önceden ödediği için vatandaşı salgın hastalık devam etmesine rağmen spor salonundan hizmet almaya zorlaması ticari ahlaka sığar mı? Bu soruların cevaplarını bir tarafa bırakıp konunun yasal durumunu hukukçulara sordum.

Avukat Hıdır Kırkıcı, şunları söyledi: “Bu olaya hizmet sözleşmesi olarak bakılması gerekir. Tüketici ile işletme sözleşmenin imzalandığı koşullar ile şimdiki koşullarda bir değişiklik yaşanmış. Burada sözleşmeden doğan haklar gerçekleştirilemediği için sözleşme fesih edilebilir. Burada tüketicinin kullandığı kadar kısmının ödemesini yapması gerekir” dedi. Firmanın iade yapmaması durumunda vatandaşın dava açabileceğini söyleyen Kırkıcı, “Tüketici önce tüketici hakem heyetine başvurur. Alınan kararı taraflardan biri kabul etmezse arabulucuya gider. Buradan çıkan sonuç da çare olmazsa tüketici mahkemesine başvurulur. Salgın durumu ile hukukumuz da ilk kez karşılaşıyor. Salgın dönemine özel bir içtihat oluşturması şart” dedi.

 

Yazarın Tüm Yazıları