Paylaş
Söz döndü dolaştı konkordato ilan eden şirketlere geldi. “İnanamıyorum” diye girdi söze, ardından devam etti:
“Yazın İstanbul’da oğluna Boğaz’da düğün yapan firma sahibi iki ay sonra konkordato ilan etti. Lüks araba ile de gezmeye devam ediyor. Alacaklı firmaların canı yandı.”
Son dönemde iş dünyasından benzer sitemleri sık duymaya başladık. Hemen başta söyleyeyim. Konkordato hakkı bir gereklilik hali, ihtiyaç. Konkordato sürecinden başarıyla çıkan çok sayıda firma var. Ancak suistimallerin de engellenmesi gerekiyor. Çünkü konkordato ilan eden firma, borçlu olduğu firmaları da peşinden sürükleyebiliyor.
Konkordato ‘bir borçlunun ticari durumunun sarsılmış olmasıyla alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları konusunda kendi aralarında vardıkları ve mahkemece onaylanan anlaşmaya’ deniliyor.
Konkordato başvurusu onaylanan şirketler, geçici olarak devletin koruması altına giriyor. Konkordato ilan eden şirketlere, (mahkemenin belirlediği zaman diliminde) alacaklılar haciz işlemi yapamıyor, bankalar kredi borçlarını tahsil edemiyor ve ipotekler satışa çıkarılamıyor.
Kesin mühlet süresi ise bir yıl. Bu süre içinde borçlu, konkordato komiserleri gözetiminde faaliyetlerini yürütmeye devam ediyor. İhtiyaç halinde mahkeme kesin mühlet süresini altı ay daha uzatabiliyor. Bu şekilde konkordato süreci geçici mühlet dahil toplamda en fazla yaklaşık 23 ay sürebiliyor.

YA ALACAKLI SİZ OLSAYDINIZ
Düşünsenize; Konkordato ilan eden bir firmaya uzun yıllardır mal satıyorsunuz. Hatta ana müşteriniz. Firmanın borç bakiyesi 50 milyon TL civarında ama sürekli dönüyor. Bir gün firma konkordato ilan ediyor. 50 milyon TL’nizi bir-iki yıl tahsil edemeyeceksiniz.
Piyasadan bir örnek: Bir yapı firması konkordato ilan ediyor. Bir hazır beton şirketinin yüzlerce milyon lirası alacak olarak bu firmada kalıyor. O da konkordato ilan ediyor. Beton şirketinden alacaklı olan müşteriler de bataklığa sürükleniyor.
Peki, ya bir şekilde parasını şirket dışına çıkaran, sonra konkordato zırhı kuşanıp sefa sürmeye devam eden uyanıklara ne demeliyiz.
Alacaklılarını aylarca kuruş ödemeden batağa mahkum eden bu uyanıkların ellerindeki parayı faiz ve diğer enstrümanlarda katladığı da çok konuşuluyor. Özetle, konkordato ilan eden şirket sayısındaki artış hızlanırken, iş dünyası konkordato suiistimallerinin önlenmesi ve alacakların korunması başta olmak üzere bir dizi önlemin hayata geçirilmesini istiyor.
‘VADEYE BAĞLANSIN’
Reel sektöre mikrofon uzattım. Söylediklerini ve önerilerini şöyle özetleyebilirim:
“Konkordato kesinlikle ihtiyaç. Başarılı örnekler çok ama suistimal de ediliyor. Alacaklı firmalar korunaksız. Bu durum çok sayıda firmayı zor durumda bırakıyor. Devam etmeli ama yeniden ele alınması herkes için çok daha iyi olur. Önerimiz; konkordatoda borç ötelemesinin finans ve kamu borçları için geçerli olması, ticari borçların ise vadeye bağlanması. Bu, konkordatonun çok geniş çaplı olmasını da uyanıklığı da engelleyecektir.”
Paylaş