Hapisten çıkan general ve onu karşılayan köpeği

Geçen hafta perşembe akşamı saat 17.45 sularıydı.

Haberin Devamı

Darbeye katıldığı suçlamasıyla TSK’dan ihraç edilmiş olan Tuğgeneral Nihayet Ünlü, İzmir Aliağa (T) Tipi Cezaevi’ndeki tek kişilik odasının demir kapısının üzerindeki 10’a 30 santimetre ebadındaki kapağın dışarıdan açıldığını fark etti. İnfaz memuru, açılan bölümden içeri doğru bakıp “Nihayet Ünlü sen misin?” diye sordu.

Evet” yanıtını verdiğinde, infaz memurunun “Tahliye edildin” dediğini duysa da bir anlam veremedi. Önce nakledileceğini zannetti. “Ben nakil istememiştim” deyince, “Nakil değil, tahliye... Müdür Bey de seni bekliyor” yanıtını aldı.

Kısa bir süre sonra cezaevi müdürünün karşısındaydı. Verilen bilgiye göre, Yargıtay’dan tahliyesi yönünde karar çıkmış ve durum hemen cezaevi yönetimine bildirilmişti. “Hükümlü ve tutuklu salıverme teslim fişi” düzenlendi, imzalar atıldı.

Haberin Devamı

Odasına döndüğünde kısa zamanda toplanmaya çalıştı. Şahsi eşyalarını, dava dosyalarını, kitaplarını naylon poşetlere yerleştirdi, poşetleri de filelere koydu. Bu şekilde tam 11 torba yaptı. Eşyalarının bir bölümünü de hücrede bırakmak zorunda kaldı.

Saat 20.30 sularında 11 torbayla cezaevi nizamiyesinin önündeydi. Biraz ileride Aliağa merkeze giden dolmuş minibüsler vardı. Sıradaki minibüse bindi. Şansı yaver gidince kısa zamanda hareket ettiler. Minibüs şoföründen yol üstünde Ankara’ya giden bir otobüs işletmesi varsa, kendisini orada bırakmasını istedi. Şöför, bir süre sonra kendisini Aliağa Otogarı’nda Kamil Koç yazıhanesinin karşısında bıraktı.

Ankara’da yaşayan biyoloji öğretmeni eşi Funda Ünlü’ye tahliyesini haber verecek bir imkânı henüz olmamıştı. Önce Ankara’ya otobüs olup olmadığını sordu. Şansı yine yardımcı oldu. Saat 21.30’da kalkan bir otobüs vardı. Hemen bir bilet aldı. Ama artık eskisi gibi bilet kesilmiyor, bilet cep telefonuna mesajla gönderiliyordu. Kendi telefonu olmadığı için eşinin cep telefonu numarasını verdi. Kısa bir süre sonra Ankara’daki eşinin telefonuna “Biletiniz onaylandı. Aliağa-Ankara. Kalkış 21.30. Yetişkin, Nihayet Ünlü. Koltuk: 28” şeklinde bir bildirim geldi.

Haberin Devamı

O sırada İzmir’de bulunan eşi cephesindeki gelişmeden haberi olmayan Ankara’daki Funda Ünlü cep telefonuna düşen bu mesaja şaşırdı. Hatta şüphelendi. O sırada otobüse binmiş olan Nihayet Ünlü, eşiyle konuşabilmek için tek başına oturan orta yaşlarda bir yolcunun yanına giderek “Ben cezaevinden yeni çıktım. Eşime haber vermek istiyorum. Telefonunuzu kullanabilir miyim?” diye ricada bulundu.

Yolcu, önce yadırgayan gözlerle kendisine baktı. Sonra ikna oldu ve verdiği numarayı çevirerek telefonu kendisine uzattı. “Ben tahliye oldum, geliyorum” diye eşine haberi verdi Nihayet Ünlü.

ALTI YIL SONRA OTOGARDA BULUŞMA

Gece yol boyunca uyumadı. Otobüs sabah 07.30 sularında Ankara şehirlerarası otobüs terminaline girdiğinde, eşiyle birlikte kızı Zeynep ve oğlu Bartu kendisini beklemekteydiler. Birbirlerine koştular, sarıldılar ve uzun bir süre öyle kaldılar.

Haberin Devamı

İşte o sırada dünyaya yeniden gelmiş gibi oldum” diye anlattı o anı Nihayet Ünlü: “Bir deyiş vardır, onu söyledim içimden, dünyanın yarısını sağ cebime koysalar ancak bu kadar mesut olabilirim diye... İnsan şükrediyor. Kenetlendik, aramızdaki sevgi bağını yaşadık. Bir sevinç yumağı olduk.

Hapisten çıkan general ve onu karşılayan köpeği

Koru Mahallesi’ndeki evlerine geldiklerinde bekleyen sürpriz, Yorkshire Terrier cinsi köpekleri Pia’nın kendisini görünce heyecanlanarak merdivenlerin üstünden uçarcasına üstüne atlamasıydı. “Aradan altı yıl geçtiği için beni unutmuş olabileceğini düşünüyordum. Ama unutmadığını ve beni karşısında bulunca ne kadar sevindiğini görmek beni ayrıca mutlu etti” diye ekledi Nihayet Ünlü.

Haberin Devamı

Bir süre dinlendikten sonra Ünlü ailesinin dört ferdi hep birlikte doğruca Anıtkabir’e gittiler.

O GECE TUGAYDA HİÇBİR HAREKETLİLİK OLMADI

Geçen altı yıla yakın süre boyunca 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili birçok soruşturmayı, sonrasındaki dava ve temyiz süreçlerini izlerken en çok dikkatime takılan dosyalardan biri Tuğgeneral Nihayet Ünlü’nün durumu olmuştu. Dosyayı detaylı bir şekilde incelediğimde, kendisinin darbe faaliyetine karıştığı iddiasından ikna olmamıştım.

İlginç tarafı, hazırlanan iddianamede tek sanık vardı. 17 Kasım 2017 tarihinde çıkan “Tek kişilik darbe iddianamesi olur mu” başlıklı yazıda bu durumu değerlendirmiştim.

Darbe girişimi olduğunda Edremit 19’uncu Motorize Piyade Tugay Komutanı olarak görev yapan Tuğgeneral Nihayet Ünlü, Akçay’da bulunduğu sırada gelişmelerden haberdar olunca hemen Edremit’e geçmiş, bu sırada kendisini arayan Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep de “Nihayet Paşam, derhal tugayına git ve tugayına sahip çık” emrini vermişti.

Haberin Devamı

Ünlü, gecenin akışına bakıldığında, maiyetindeki bütün birlik komutanlarını tugaya çağırmış, kendilerine anayasal çizgide duracaklarını bildirmişti. Hem karargâhta hem de tugaya bağlı Ayvalık, Burhaniye ve Bergama’daki birliklerde hiçbir hareketlilik gözlenmemiştir o gece. Üstelik İzmir’deki darbeci generallerden biri, kendisini arayıp Bergama’daki tank taburunu İzmir’e göndermesini talep ettiğinde de bu talebi reddetmiştir. Bütün ifadeler de bu akışı teyit etmektedir.

Kendisine karşı delillerden biri, darbecilerin hazırladıkları görevlendirme belgesinde isminin karşısına gıyabında “göreve devam” diye yazılmış olmasıydı. Oysa aynı belgede isimleri bu şekilde geçen bazı generaller darbe girişimiyle ilişkilerinin olmadığı anlaşıldığında görevlerine sonradan devam etmiştir. Bir de tutuklanması sürecinde Ziraat Bankası’nda bozdurttuğu 85 dolar içinde üç adet tek doların olması da savcılık makamının şüphesini çekmiş ve deliller arasında değerlendirilmişti.

VE YARGITAY’DAN ARA KARAR ÇIKIYOR

Kendisinin yargılama sürecini yakından izlemeye çalıştım. Tek kişilik bu dava sonradan Ege Ordu Komutanlığı davasıyla birleştirildi ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi 21 Mayıs 2018 tarihinde Ünlü’nün de aralarında bulunduğu 137 sanığı anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırdı.

Sonrasındaki istinaf süreci de ilginç bir seyir izledi. Bu aşamada istinaf savcısı, yöneltilen suçlamanın aksine Ünlü’nün darbeye karşı bir tutum aldığını ifade ederek, beraatını talep etti. Buna karşılık İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18’inci Ceza Dairesi, 22 Şubat 2020 tarihinde dosyadaki bütün sanıklar hakkında tek kalemde mahkûmiyetleri onama kararı verdi.

Darbe girişiminin dördüncü yıldönümünde 18 Temmuz 2020 tarihinde yayımlanan, “15 Temmuz’un yıldönümünde durumu dikkat çeken bir sanık” başlıklı yazımda, “Ünlünün hangi darbe fiillerinden sorumlu olduğu konusunda ikna edici bir delil bulmakta zorlandığımı”, durumunun Yargıtay’daki temyiz aşamasında açıklık kazanacağına belirttim.

Ardından dosya Yargıtay’da incelendi ve geçen perşembe günü Yargıtay Üçüncü Ceza Dairesi, yaptığı temyiz incelemesinden sonra Nihayet Ünlü hakkında bir “ara karar” alarak, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan verilen mahkûmiyet için “bozma” kararı aldı. Yargıtay, kendisinin tahliyesini ve başka suçtan hükümlü değilse derhal salıverilmesini kararlaştırdı.

BENZER DURUMDA BAŞKA ASKERLER DE VAR

Bundan sonraki hukuki süreçte Ünlü’nün Yargıtay kararının ardından mahkemede yeniden yargılama gibi geçmesi gereken bir aşama daha var. Ancak yine de Yargıtay’ın altı yıla yakın bir süredir hapiste tutulan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış bir sanık hakkında bozma kararı alması kuşkusuz büyük önem taşıyor.

Aslında Nihayet Ünlü’nün durumu 15 Temmuz sonrasında karşımıza çıkan benzer içerikteki birçok örnekten biridir. Evet 15 Temmuz’da Fethullahçı suç örgütünün mensubu olup fiilen kalkışmaya katılan sayısız darbeci askerin yanı sıra, FETÖ ile bağlantılı olmadıkları ve darbeye katılmadıkları halde suçlanıp hapse düşen de çok sayıda asker oldu.

Bu durumdaki askerlerin bir kısmı mahkeme sürecinde beraat ederken bir bölümü sonradan temyiz aşamasında aklanmıştır. Bu beraatlere ilişkin birçok örneğe bu köşede yer verdik. Nihayet Ünlü, bu gruptaki askerlerin sonuncusu oluyor. Temyiz süreçleri devam ettiği için önümüzdeki dönemde beraat edecek başka isimlerle karşılaşmak da ihtimal dahilindedir.

BENDEN ŞÜPHE EDİLMESİNE ÇOK ÜZÜLDÜM

Nihayet Ünlü, dün kendisiyle yaptığım sohbette “Ben askerliği çok seven bir insanım. Bana en ağır gelen tarafı, meslekten kopmak oldu. Vücudunuzdan teniniz çıkartıldığında hangi acıyı hissederseniz üniformamı çıkartmak zorunda kaldığımda o acıyı duydum” dedi.

Tam 5 yıl, 8 ay, 15 gün demir parmaklıkların arkasında kalmıştı. Ancak artık geçmişe kilitlenmek istemiyordu. “Olmaması gereken bir şeydi ama oldu. Atatürkçülüğün ana ilkelerinden biri bana göre gerçekçiliktir. Gerçekçi bir şekilde hareket etmek durumundayım. O zaman ileriye, önümüze bakacağız” diye konuştu.

Bu arada “Şunu yürekten söylüyorum. Ben Atatürkçü bir askerim. Başıma gelenler ne olursa olsun, Atatürk’e, devlete, vatanıma, milletime bağlılığımda hiçbir azalma olmadı” diye vurguladı.

Hapiste geçirdiği süreyi de yaşadığı bütün sıkıntıya rağmen gerek tarih gerek edebiyat kitapları okuyarak zenginleştiği bir dönem olarak görüyordu. İki yüz dolayında kitap okumuştu. “En çok Birinci Dünya Harbi, İstiklal Savaşı ve Atatürk hakkında kitaplar okudum. Halil İnalcık’ın kitaplarından çok şey öğrendim” dedi. Cezaevi kütüphanesindeki klasiklerin önemli bir bölümünü de büyük bir ilgiyle okumuştu.

Dünkü sohbetimizin sonunda “Hapisteyken bir şey daha çok üzdü beni” dedi Nihayet Ünlü ve ekledi: “Başınıza bunlar gelince sizden şüphe ediliyor. Size en çok güvenen insanların şüpheyle bakmaya başladıklarını hissediyorsunuz. Bu işte insana çok ağır geliyor...”

Yazarın Tüm Yazıları