Doğu Akdeniz’deki krizin anatomisi

Doğu Akdeniz’de içinden geçilen çalkantılı günlerin tarihi yazılırken -üç kritik dönüm noktası- olarak şu hadiselere muhakkak dikkat çekilecektir:

Haberin Devamı

1)Türkiye’nin Oruç Reis’in araştırma yapacağı sahaya ilişkin 21 Temmuz tarihli ‘NAVTEX’ duyurusu, 2) Yunanistan ile Mısır arasında 6 Ağustos tarihinde imzalanan ‘Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması’ ve 3) Oruç Reis’in 10 Ağustos’ta ilan edilen sahaya girerek sismik araştırmaya başlaması...

BERLİN’DEKİ ÜÇLÜ TOPLANTI

Bu zaman aralığındaki gelişmelerin seyrini değerlendirebilmek açısından hemen öncesinde Türkiye, Yunanistan ve Almanya arasında gerçekleştirilen bazı diplomatik temasları da arka plan bilgisi olarak ana çerçevenin içine yerleştirmek gerekiyor.

Bu temasların varlığı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 14 Temmuz tarihinde Maltalı mevkidaşı Evarist Bartolo ile birlikte düzenlediği basın toplantısında yaptığı bir açıklamayla ortaya çıkmış ve Yunanistan’ı ciddi bir şekilde karıştırmıştı. Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile bazı Dışişleri Bakanlığı mensuplarının Berlin’e giderek, burada Alman ve Yunan yetkililerle bir üçlü bir toplantıya katıldıklarını duyurmuş, “Demek ki istenirse diyalog olabiliyormuş” ifadesini kullanmıştı.

Haberin Devamı

NAVTEX DUYURUSU

Olayların hareketlenmesindeki başlama vuruşu, Antalya’daki NAVTEX istasyonunun 21 Temmuz tarihinde yayımladığı bir ‘denizcilere duyuru’ ile Oruç Reis gemisinin Doğu Akdeniz’de araştırma yürüteceği bölgenin koordinatlarını ilan etmesiydi. Bu koordinatlar, Türkiye’nin geçen kasım ayında BM’ye bildirdiği kıta sahanlığı sınırları içinde Girit ile Kıbrıs adalarının ortasına düşen, Türkiye ile Mısır arasındaki ortay hattın hemen üstündeki bir alana karşılık geliyor. Türk hükümeti, 2012 yılında TPAO’ya bu saha için araştırma ruhsatı vermişti.

Bu adım aslında BM’ye yapılan kıta sahanlığı bildirimi ve Libya ile 27 Kasım 2019 tarihinde deniz yetki alanlarına ilişkin anlaşmanın imzalanmasından sonraki dönemde Türkiye’nin ilk kez bu sahada araştırma yürütmek üzere kuvvetli bir hamle yaptığını, bu sahaya fiilen ayak bastığını gösteriyordu. NAVTEX ilan edildiğinde Oruç Reis Antalya limanında beklemekteydi ve bütün dikkatler geminin ne zaman yola çıkacağı sorusuna çevrilmişti.

Haberin Devamı

18 SAVAŞ GEMİSİ AKSAZ’DAN DEMİR ALINCA

Türkiye’nin NAVTEX duyurusundaki koordinatlar Yunanistan’ın şiddetli tepkisine yol açtı. Kaş’ın karşısındaki Meis Adası’ndan başlayan kıta sahanlığının buraya kadar (yaklaşık 180 km) indiğini savunan Yunanistan, bu faaliyetin kendisine ait yetki alanını ihlal ettiğini ileri sürdü.

21 Temmuz’da Yunanistan’ın rahatsızlığına neden olan yalnızca bu bildirim değil, aynı zamanda Türk Deniz Kuvvetleri’nden firkateyn, korvet ve hücumbot sınıflarından 18 savaş gemisinin Aksaz’daki deniz üssünden birbiri ardına denize açılması olmuştur. Bu harekete Yunan Deniz Kuvvetleri de savaş gemilerini sahaya çıkararak karşılık verince, Ege ve Doğu Akdeniz’de gerilim birden ciddi derecede yükselmiştir.

Haberin Devamı

 MERKEL DEVREDE

Avrupa Birliği’nin dönem başkanlığını da yapmakta olan Almanya, 21 Temmuz günü Türkiye ile Yunanistan arasında patlak veren bu gerginliği yatıştırmak üzere hemen devreye girmiştir. Almanya Şansölyesi Angela Merkel, aynı gün hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’i arayarak müzakerelere şans tanınması için iki taraftan da gerginliği yatıştıracak adımlar atmalarını istemiştir.

Her iki muhatabı da Merkel’in önerisine olumlu yanıt vermiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bundan 18 gün sonra yaptığı bir açıklamada Merkel’in bu görüşmede kendisine “Buradaki sondaj çalışmalarını durdursanız benim işimi kolaylaştırırsınız” dediğini, kendisinin de “Siz Yunanistan’a güveniyorsanız biz şöyle 3-4 haftalığına bu sondaj çalışmalarına ara veririz. Ama ben bunlara güvenmiyorum. Göreceksiniz sözlerinde durmayacaklar” karşılığını verdiğini aktarmıştır. (7 Ağustos açıklaması)

Haberin Devamı

Sonuçta Oruç Reis, 21 Temmuz akşamı Antalya Limanı’ndan demir almamıştır.

Sonraki günlerde Ayasofya Camisi’nin 24 Temmuz’da ibadete açılmasının Yunanistan’da yol açtığı sert tepkiler hariç tutulursa Türkiye ile Yunanistan arasındaki atmosfer en azından Doğu Akdeniz’de göreceli olarak sakin geçmiştir.

İSPANYOL BAKAN AÇIKLADI

Türkiye’nin Oruç Reis’i sahaya çıkarmayı bir süre için askıya aldığı 27 Temmuz tarihinde Ankara’yı ziyaret eden İspanya Dışişleri Bakanı Arancha Gonzales Laya’nın bir açıklamasıyla ortaya çıkmıştır. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Laya, Doğu Akdeniz’de sondajlar konusunda bir “kırılma noktası”na vardıklarını belirterek, “Taraflar arasında diyaloğa yer açmak için (Türkiye’nin) araştırmaları en az bir ay durdurma iradesi göstermesinin bir güven işareti olduğuna inanıyorum” diye konuşmuştur.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da ertesi gün (28 Temmuz) Oruç Reis’in yapacağı araştırmanın “bir müddet bekletildiğini” bildirerek bu durumu teyit etmiştir.

 TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN ANLAŞIYOR

21 Temmuz sonrasında Türkiye-Yunanistan ve Almanya arasında yoğun bir görüşme süreci yaşandı. Bu görüşmelerin yapıldığı yer yine Berlin’di. Daha önceden yürütülmüş olan hazırlıkların da katkısıyla görüşmeler olumlu bir şekilde sonuçlandı. Varılan mutabakata göre, yapılacak bir duyuru ile Türkiye ile Yunanistan arasında üç eksende görüşmelerin başlayacağı duyurulacaktı. Mutabakatın ana unsurları şöyleydi:

1. Kıta sahanlığı gibi sorunların ele alındığı teknik düzeydeki istikşafi (araştırıcı nitelikte) görüşmelerin yeniden başlatılması. Bu görüşmeler 60 tur yapıldıktan sonra 2016 yılı mart ayında kesilmişti.

2. Türkiye ile Yunanistan arasında bölgesel konular üzerinde ‘Dışişleri Bakan Yardımcıları’ düzeyinde düzenli siyasi istişareler yürütülmesi.

3. İki ülkenin askeri makamları arasında bir diyalog mekanizmasının kurulması.

Varılan ilke mutabakatına göre bu konudaki resmi duyuru 7 Ağustos tarihinde Ankara ve Atina’da aynı anda yapılacaktı.

YUNANİSTAN, MISIR’LA ANLAŞMA İMZALIYOR

6 Ağustos günü (perşembe) Kahire’de yapılan bir açıklama Ankara cephesinde büyük bir sürpriz yarattı. Yunanistan ile Mısır, bir ‘Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması’ imzaladılar. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, bu anlaşmanın yol açtığı durumu sonradan şöyle açıklayacaktı:

Adres olarak tarafsız bölge Berlin’e gittik. Orada görüştük bu konuyu. Biz tam anlaşmış idik, mutabık kaldık. Hatta dışişleri bakanlıklarımız bu konuda ortak açıklama yapmak için metin üzerinde dahi mutabık kaldı. Bizim açıklamamızdan bir gün önce Yunanistan, Mısır ile böyle bir anlaşma yaptığını açıkladı.” (10 Ağustos tarihli açıklaması)

Ankara, tepki olarak Berlin ve Atina’ya görüşmelerin durduğunu bildirdi. İki ülke arasında diyaloğun başlayacağına ilişkin açıklama da yapılmadı. 21 Temmuz’dan beri Antalya’da bekleyen Oruç Reis, 9 Ağustos Pazar akşamı saat 20.00 sularında demir alıp Akdeniz’deki görev sahasına doğru hareket etti. Yaklaşık on saat süren bir yolculuktan sonra 10 Ağustos Pazartesi sabahı yeni görev yerine vardı. Sabah saat 08.00 itibarıyla fiilen araştırma faaliyeti başlamış oldu.

Antalya NAVTEX istasyonu, 10 Ağustos sabahı saat 07.19’da yayımladığı ‘denizcilere duyuru’da Oruç Reis’in koordinatlarını bildirdi ve “Altı deniz mili açıktan geçilmesi” uyarı notunu düştü. NAVTEX duyurusunun sonunda aynen şu ifade yer alıyor:

Bu bildiri 23 Ağu 20 Saat 2059Z’da yürürlükten kaldırılacaktır.”

Yani pazar akşamı.

MERKEL İLE 13 AĞUSTOS GÖRÜŞMESİ:

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Alman Şansölyesi Merkel, 13 Ağustos tarihinde yeni bir görüşme yaptılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ertesi gün (14 Ağustos) bu konuda şunları söyledi:

Ayın 23’üne kadar Oruç Reis burada çalışmalarını sürdürecek. Sayın Şansölye Merkel ile bunu dün konuştum. Kendisinin bizden tabii ricası, ‘Yani artık buna da söyleyecek bir şeyimiz yok ama 28’ine kadar, 23’ünden sonra danışmanlarımızın yapacakları çalışmalar muvacehesinde daha sonra bu işi yumuşatıp daha şöyle korumacı bir anlayış içerisinde bir süreci geliştirelim’ dediler.”

Erdoğan ekledi: “Mutabık kaldık...”

Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamasından yola çıkarsak, önümüzdeki hafta başından itibaren Almanya’nın da denklemde olduğu müzakere sürecinin yeniden hareketlenmesini bekleyebiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları