Bir darbe davasında adaletin gecikmesi

Geçenlerde İzmir’de Ege Ordu Komutanlığı darbe davasının devam etmekte olan ikinci bölümü kamuoyunda pek fark edilmeden sessizce sonuçlandı.

Haberin Devamı

Toplam 141 sanığın yargılandığı davanın bu bölümünde tam 94 sanık beraat ederken, sanıklardan 4’ü hakkında da ceza ve karar verilmesine yer olmadığına hükmedildi.

15 Temmuz darbe girişiminin beşinci yıldönümü dolayısıyla darbe davalarının genel seyrini değerlendirirken bugün bu davayı özellikle büyüteç altına yatırmak istiyorum.

EN HIZLI HAZIRLANAN İDDİANAMELERDEN BİRİ

Ege Ordu Komutanlığı davası, aslında başından itibaren çok da olağan görünmeyen bir dizi yargı pratiğine sahne oldu. Örneğin, soruşturmadaki şüpheli sayısının yüksekliği göz önünde bulundurulduğunda, iddianamenin büyük bir hızla hazırlanmış olması dikkat çeken yönlerinden biriydi.

İddianame 21 Ekim 2016 tarihinde mahkeme heyetine sunulduğunda, darbe girişiminin üzerinden henüz üç ay gibi bir zaman geçmiş ve toplam 267 sanık hakkında deliller değerlendirilip suçlamalar yöneltilmişti. Sanık sayısı daha sonra 279’a çıkacaktı.

Haberin Devamı

Yöntem olarak, İzmir il sınırları içindeki Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri’ne bağlı 20 dolayında birlikte darbe fiili çerçevesinde değerlendirilen faaliyetler tek bir iddianame çatısı altında toplanmıştı. Dava 30 Ocak 2017 tarihinde başladığında, hepsi de tutuklu 15 general/amiral sanık sandalyesinde oturuyordu.

Bu davanın savcısı daha sonra ABD’li rahip Craig Brunson davasının iddianamesini yazarak Türk kamuoyunda tanınacak olan Berkant Karakaya’ydı.

137 SANIĞA MAHKÛMİYET 142 SANIKTA YARGILAMAYA DEVAM

Davanın temposu da dikkat çekici bir seyir izledi. İzmir 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşmadan yaklaşık 16 ay sonra 21 Mayıs 2018 tarihinde 137 sanık hakkında -çoğunlukla darbe faaliyeti ile ilgili suçlardan olmak üzere- mahkûmiyet kararı verdi.

Mahkeme heyeti, kalan 142 sanık hakkında ise dosyayı ayırıp yargılamanın devam etmesini kararlaştırdı. Sanık sayısı daha sonra 141’e indi.

İlginç olan bir nokta, bu ilk karar alınırken yargılanmalarına devam edilmesi kararlaştırılan sanıklardan 40’ının durumuna bakıldığında, savcılığın esas hakkındaki mütalaasını açıklayıp savunmaların da tamamlanmış olmasıydı. Buna rağmen mahkeme heyeti hüküm vermeyip yargılamayı uzattı.

Haberin Devamı

Altı çizilmesi gereken önemli bir başka husus, yargılanmalarına devam edilen ikinci gruptaki sanıkların büyük çoğunluğunun tahliye edilmesiydi. Bu gruptaki sanıklar davanın ikinci döneminde sınırlı istisnalar dışında tutuksuz olarak yargılandı.

Örneğin, ikinci gruba kalan sanıklar arasında yer alan dört general (Tümgeneral Mustafa İlter, Tümgeneral Salih Sevil, Tuğgeneral Osman Nadir Saylam ve Hava Tuğgeneral Ersal Ölmez) yaklaşık bir buçuk yıl kadar hapis yattıktan sonra 5 Ocak 2018 tarihinde tahliye edilmişti. Bu gruba iki hafta kadar sonra Tuğgeneral Hakan Eser de katıldı.

Peki hepsi mahkûm olan ilk gruptaki sanıklara ne oldu derseniz, onların dosyası istinaf aşamasında hareketli bir seyir izledikten sonra 21 Şubat 2020 tarihinde onanıp, ardından Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin önüne geldi ve bir buçuk yıla yakın bir süredir orada bekliyor.

Haberin Devamı

İKİNCİ GRUPTAKİLERİN ÇOĞUNLUĞU BERAAT ETTİ

Mahkemenin 21 Mayıs 2018 tarihinde yargılanmalarına devam kararı verdiği ikinci gruba dönelim. Bu tarihten sonra bu grupta kalan 141 sanığın yargılaması tam üç yıl bir ay sürdü. Davanın seyri genelde üç ayda bir duruşma gibi bir tempo üzerinde seyretti. Bu arada mahkeme heyetinde de zaman zaman değişiklikler oldu.

Ve mahkeme geçen ay sonunda 26 Haziran tarihinde 141 sanık hakkındaki kararını açıkladı. Hepsi de darbeye teşebbüsle suçlanan sanıklardan 94’ü beraat etti (Bu gruptaki sanıkların yüzde 67’si). Daha önce tahliye edilmiş olan 4 general de (İlter, Sevil, Saylam, Ölmez) beraat edenler arasında yer aldı.

Haberin Devamı

Buna karşılık, 30 sanığa örgüt üyeliği, 9 sanığa anayasayı ihlale yardım, 3 sanığa anayasayı ihlal suçlarından cezaya hükmedildi. Sanıklardan 4’ü hakkında ceza ve karar verilmesine yer almadığı kararı verilirken, 1 sanığın dosyası ayrıldı. Tuğgeneral Eser anayasayı ihlale yardım suçundan mahkûm oldu.

Burada altını çizmemiz gereken nokta, çıkan kararda doğrudan darbe suçu kategorisine giren “anayasayı ihlal”den verilen mahkûmiyetlerin çok sınırlı (3 sanık) kalmasıdır. Bu gruptakiler müebbet ya da ağırlaştırılmış müebbet cezası almıştır. Bu suça yardımcı olma fiilinden mahkûm edilenler ise (9 sanık) genellikle 12-17 yıl arasında cezalar almıştır.

Haberin Devamı

Tabii yaklaşık beş yıl yargılandıktan sonra beraat alan ya da mahkûm olanlar açısından iş burada kapanmış değil. Önümüzdeki dönemde istinaf ve temyiz aşamalarından geçmeleri gerekecek. Bu aşamaların iki yılı aşabilecek bir zaman süresine yayılması muhtemeldir.

ÖNCE MAHKÛMİYETLERARKADAN BERAATLAR

Davanın birinci derece mahkemedeki seyrinin bütününe bakıldığında vurgulamamız gereken husus şudur. Darbe faaliyetinden mahkûmiyet kararlarının çok büyük bir bölümü ilk aşamada 2018 yılı mayıs ayında çıkarken, beraat edenler hakkındaki kararların alınabilmesi 2021 yılının haziran ayını bulmuştur. Mahkemenin kararlarının zaman içinde bu şekildeki dağılımı dengeli görünmüyor.

Çelişkiyi şöyle özetleyebiliriz: İlk duruşma tarihini (30 Ocak 2017) esas alırsak, mahkeme, darbe faaliyetine karışanları daha kısa bir zamanda (16 ay) tespit edip mahkum ederken, suçsuz olanların durumunun tespit edilip beraat verilebilmesi daha uzun bir zamana (53 ay) yayılmıştır.

Tabii, 2021 yılı haziran ayında beraat eden sanıkların beş yıl önce KHK ile TSK’dan ihraç edildiklerini ve beş yıla yayılan yargılama sürecinin sıkıntılarını yaşamanın yanı sıra, kamu görevinden atılmanın yol açtığı hak mahrumiyetlerine de maruz kaldıklarını hatırlamak gerekiyor.

Ayrıca, son kararla mahkûm olan sanıkların Yargıtay’daki temyiz süreçlerinin nasıl sonuçlanacağını da bu aşamada bilmiyoruz. Genelde Yargıtay sürecinde beraat alan birçok hükümlü var.

Her halükârda İzmir’deki bu darbe davasının seyri “adaletin gecikmesi” durumunu anlatmak için oldukça çarpıcı bir örnek oluşturuyor.

Yazarın Tüm Yazıları