25 yıldır iz peşinde

Sherlock Holmes, Hercule Poirot, Komiser Columbo, Komiser Nevzat, Müfettiş Gadget... “Dedektif” deyince, pat diye ağzımızdan dökülüveren isimlerden bazıları sadece. Macera dolu, sürükleyici polisiye hikâyelerin iz peşinde koşan baş kahramanları oldular hep. Ama bu kez, ben bir dedektifin peşine düştüm.

Haberin Devamı

Geceden kalma, ışıltılı sokakların yorgun kaldırımlarını adımlayarak buldum binayı. Telefonda konuştuğumuz gibi ‘Yiba Çarşısı’nın az ilerisinde, 69 numaralı apartman’ın tam da önündeydim. Derin bir nefes alıp, içeri girdim. Solda asılı daire künyesindeki yerini bulduktan sonra merdivenleri heyecanla tırmandım. “Hah, buldum” diye çaldım, “Özel Dedektif Kaya İzler” yazılı tabelanın asılı olduğu dairenin kapısını. Filmlerden, çizgi filmlerden aşina olduğum, elinde piposu olan, fötr şapkalı, pardösülü birini beklerken; mora çalan gömleği ve kravatıyla iyi giyimli, 50’lerinin ortasında bir adam kapıyı açtı. Kafamdaki dedektif imajının sebep olduğu hayal kırıklığıyla “Kaya Bey ile görüşecektim” dedim. İçeri buyur etti, “Benim, hoş geldiniz.”

25 yıldır iz peşinde

***

Haberin Devamı

Altın sarısı detayları olan yeşil masa lambası, bilgisayar, kalem ve ajandaların yığılı olduğu bir masanın büyük kısmını kapladığı küçük; ama geniş pencereleriyle ferah bir oda. Çözülmesine yardımcı olduğu bazı olayların, duvarlara asılı haber kupürlerini okumaya başladım. “Çay içer misin” diye sordu. Yanıtımı beklemeden gitti, elinde iki bardak çay ile geri döndü. Teşekkür ettim, “Başlayalım mı?” “Olur ama ben de kendi ses kaydımı alacağım bir mahsuru var mı” diye sordu. Başımı hafifçe oynatıp, “Tabii alabilirsiniz” dedim. Aynı anda ses kayıt cihazlarımızın düğmesine bastık.

K.İ.: 3 Mart 2020, saat 11.02... Sedat Cenikli Bey ile röportaj taslağımızı oluşturuyoruz.

-Nerelisiniz? Ne zamandır Ankara’dasınız?

K.İ.: 1964 Ardahan doğumluyum. Eğitimli bir ailenin iyi eğitim almış ve sevgi içinde büyümüş oğluyum. Eğitim için 1981’de Ankara’ya geldim. Sonrasında uzun süre yazılımcılık üzerine çalıştım.

25 yıldır iz peşinde

-Peki ya dedektiflik? Nasıl başladınız mesleğe?

K.İ: 95 yılında Türkiye’de hiçbir dedektif yoktu. O sene bir kadın çıktı, ‘Ben dedektifim’ diye. Daha sonra kötü olaylara karışıp cezaevine de girdi hatta ama kendisi Türkiye’deki dedektiflik mesleğinin kurucusudur. Türkiye’de ondan sonra dedektifliği devam ettiren ikinci kişi de benim. Türkiye’nin ikinci, Ankara’nın da ilk dedektifiyim. Yıl dönümüm olarak da 18 Mayıs’ı kutlarım. Biz başarılı işler yapınca daha sonra pazar açıklığı gibi düşünülerek olmadık insanlar sektöre girmeye başladı. Dernek kurdular. İflas eden esnaf da girdi. Mesela röntgen teknisyeni bile ‘Dedektifim’ diye ortaya çıktı. İnsanlardan 5 bin lira alıp, dedektiflik kursu verenler bile oldu.

Haberin Devamı

DEDEKTİF TUTARKEN DOLANDIRICIYA DİKKAT

- Bu tarz insanlar var mı hala bu meslekte? Bildiğimiz dolandırıcılık yapıyorlar o zaman?

K.İ.: Tabii. Şimdilerde internette tarattığınızda bir sürü dedektif çıkıyor. Ama herkese inanmasınlar. Birçoğu haksız kazanç peşinde. Dedektif tutmayı düşünenleri uyarmak istiyorum. Birincisi telefonda kimseyle iş görüşmesi yapmasınlar ve kesinlikle kişisel bilgilerini paylaşmasınlar. İkincisi kendisini dedektif olarak tanıtan kimseye fiyat endeksli bir soru sormasınlar. Çünkü dedektiflik hizmetinin bir standardı yoktur. Harcamalara göre değişkenlik gösterir. ‘Benim fiyatım şu’ diyenden müşteri fiyat istiyorsa ‘Gel, beni dolandır’ diyordur. Üçüncüsü ucuz fiyat verdi diye bir dedektif tutmasın. Çünkü dediğim gibi ücret değişkendir. Doğrusu ‘ücret artı masraf’tır. Dördüncüsü bürosuna gitsinler. Ofisini, işini yaptığı yeri görsün emin olsun. Beşincisi eğer bir dedektif tuttuysa istediği konuyla ilgili hiçbir bilgiyi saklamasın.

25 yıldır iz peşinde

- Aldığınız ilk iş neydi?

Haberin Devamı

K.İ.: Bir dolandırıcılık vakasıydı. Ankara’nın tanınmış bir iş adamını, şoförü dolandırmıştı. Şimdinin parasıyla 2 milyon lirasını alıp kaçmıştı. Bulmuştuk.

- İz bırakan iş?

K.İ.: İntikam uğruna kocasını, kocasının en yakın üç arkadaşıyla grup seks yaparak aldatan bir kadın. Çocuğun velayeti sürecinde koca, eşinin takip edilmesini istedi. Biz durumu söylediğimizde adam sinir krizi geçirmişti.

- Hep ikili ilişkiler mi peki çalışma alanınız?

K.İ.: Genel kanı bu yönde ama aslında çok kollu bir iş. Kronolojik sırayla gidecek olursak ‘evlilik öncesi araştırma’, ‘eş takibi’, ‘boşanma’, ‘velayet’, ‘nafaka-tazminat davaları’, icra sürecinde ‘kayıt bulma, mal varlığı araştırma’. Bunların dışında ‘öğrenci araştırma-kötü alışkanlıklar ve arkadaşlıklar’, herhangi bir firma sahibi adına kendi firmasını denetlediğimiz ‘gizli müşteri hizmetleri’ soy araştırması gibi araştırmaya ve takibe yönelik işler yapıyoruz.

25 yıldır iz peşinde

BİZİ DEDEKTİF YAPAN ŞEY, DETAYLARDA GİZLİ

Haberin Devamı

- Misal ben müşteriyim ve size geldim, anlaştık. Nasıl işliyor süreç, neler yapıyorsunuz?

K.İ.: Biz de esnafız. Bilgi satın alıp satıyoruz. Evvela müşteri kim, kaç yaşında, nerede oturur, aracı, plakası, cep telefonu, eğitim durumu gibi tüm bilgilerini alırım. Ardından hedefin bilgilerini alırım aynı şekilde, öğrenirim. Çünkü ipuçları bize yolu gösterir. Elimizdeki bilgilere göre bir çalışma şekli oluşturup hedefin iş yeri ya da evine gidiyoruz. Oradan itibaren de fiili ve fiziki takibe alıyoruz. Aynı zamanda istihbarat çalışması da yapıyoruz. Hedefle ilgili bilgiye ulaşmanın pek çok yöntemi var. İşte bizi dedektif yapan detay da burada gizli.

- Tanık olduklarınızı nasıl kanıtlıyorsunuz?

Haberin Devamı

K.İ.: Deliller diyoruz. İkili ilişkilerde deliller çok farklılık gösterir. Ancak biz yaptığımız işleri resim (fotoğraf), gizli kamera çekimi, hedefle aynı ortama girerek yaptığımız fiili ve fiziki ortam dinlemeleri ile yapıyoruz. Sonra şahitler ile destekliyoruz.

YAPTIĞIMIZ İŞ TAMAMEN YASAL

- Yaptığınız iş yasal mıdır? Başkasının hayatını izliyorsunuz neticede. Suç işliyor olmuyor musunuz aynı zamanda?

K.İ.: Anayasa ‘Özel hayatın gizliliğinin korunması’ der. Suç; bu gizliliği korumayıp, edindiğin bilgiyi üçüncü kişilerle paylaşırsan vardır. Mesela edindiğim bilgiyle müşteriye ya da hedefe şantaj yaparsam suçtur. Ama ben resmi çalışıyorum. Edindiğim bilgiyi müşteriye ya da onun göstereceği resmi vekiline yani avukatına tutanakla teslim ediyorum. İşte o zaman suç değil. Ha müşteri benden aldığı bilgileri, hedefe karşı başkalarıyla paylaşırsa o zaman da müşterim suç işliyor demektir. Dolayısıyla yapmış olduğumuz iş tamamen yasaldır.

MÜŞTERİ, HEDEF VE KONU GİZLİLİĞİ ESASTIR

MÜŞTERİMLE SOKAKTA SELAMLAŞMAM

- Müşteri gizliliği, edinilen bilgiler? Bunlara ne oluyor iş bittikten sonra?

K.İ.: 25 yıldır bu işi yapıyorum. Dijital ya da evrak anlamında benim bir arşivim yok. Bu, müşterilerime verebileceğim en büyük güvence. Her müşterime şunu söylüyorum, ‘Sizinle anlaşsak da anlaşmasak da sokakta gördüğünüzde benimle göz göze gelmeyin, baş selamı dahi vermeyin. İlla konuşmak zorundaysanız, o an sokakta herhangi biriyle nasıl konuşacaksanız öyle konuşmalısınız.’ Büromdan çıktıktan sonra tanışmıyoruz, selamlaşmıyoruz. Bende müşteri, hedef ve konu gizliliği esastır. 25 yıllık meslek hayatımda hep güven endeksli iş yaptım. Müşterim beni kandırmazsa, onun için her şeyi yaparım.

BU İŞİN KURSU YOK

TECRÜBELİ BİRİYLE YOL ÇIKSINLAR

K.İ.: Dedektiflik, ilgi uyandıran bir meslek. Birçok kişi dedektif olmak istiyor. Herkes macera için bu mesleğe girmek istiyor ama bu, yolu uzun bir süreçtir. Tavsiyem bu mesleği yapmak isteyen gençler, gitsinler tecrübeli bir dedektif ile yola çıksınlar. Ama sakın ola ki gençlerimiz, herhangi bir yere para verip kursa gitmesinler. Böyle bir şey yok.

Yazarın Tüm Yazıları