Virüsün izini süren kitap

Bu günlerde dünyayı deyim yerindeyse ele geçiren koronavirüs üzerine hem edebiyatçılar hem de araştırmacılar kafa yoruyor, önemli kitaplar yayınlanıyor.

Haberin Devamı


Dahası virüs konulu filmler, diziler, kitaplar da meraklısıyla tek tek buluşuyor. Bryan Walsh’tan “Kıyamet Günleri”ni okumaya başladım ben de...
Çünkü Bryan Walsh, araştırmasında, varoluşsal riskin modern bir analizini yapıp tehlikeli hatalarımızı ortaya koyuyor.
İşi düşünülemez olanı düşünmek olan insanları ziyaret ederek, savunma cephesinin en ön hatlarında bulunanlarla röportaj yapıyor. Walsh’un açıklayıcı ve sürükleyici kitabının rehberliğinde NASA’daki meteor avcılarını, bir sonraki katil virüsün izini süren hastalık dedektiflerini ve bilim dünyasının birçok yıldızını takip ediyoruz.

Yazarlar korona günlerinde neler yapıyor?

Şebnem Burcuoğlu

Geleceğe umutla bakıyorum

Korona günlerinde ne özüme döndüm, ne hayatın sırrını buldum, ne de bir iç hesaplaşmaya girdim. Sahip olduklarım için zaten şükrediyordum; zaten her gün yemek yapıyordum, ev hep temizdi, bebeğimle yedi yirmi dört beraberdim.
Covid-19 günlerinin benim açımdan tek sürprizi Efe’nin evden çalışması da olmadı çünkü aynı evde yaşamaya alışkınız. Bu süreçte en hoşuma giden şeyi söyleyeyim size...
Kadın-erkek ilişkileriyle ilgili bir televizyon programı yapmak isterken, aynı formatı Instagram canlı yayınımda yapmak. Tatlı bir tecrübe oldu, çok beğenildi. Gelecek günlere umutla bakıyorum çünkü neden bakmayayım, hayat çok güzel.

Nedim Saban

Haberin Devamı

Telefon şarjı fobim oldu

Dünyada ilk kez bütün sahnelerin kapalı olduğu Tiyatro Günü’nün ardından, bir yandan Zoom toplantılarıyla mesleğimizi nasıl ayakta tutabilirizin mücadelesini verirken, öte yandan bu belirsizlik nasıl aşılacak, tiyatrolar açılsa da seyirci sosyal mesafeyle mi oturacak, oyuncular aşk sahnelerini nasıl oynayacak, Nevra Serezli “Ağaçlar Ayakta Ölür”de torununa nasıl kavuşacak derdi düştü içime.
1990’larda yaptığım Dr. Stress, Instagram’da yeniden başladı.
Canlı yayın meselesi iyi oldu, zaten evde pijama terliğe mahkum olmamıştım, yan odaya bile uygun şortla gidiyordum.
Bu aralar hep belden yukarısı önemli ama ben belden aşağısına da önem veriyorum. Gömlek ne renkse, şort ya da eşofman da ona uyumlu oluyor.
Yoga kursuna yazılmadım, nefes koçuyla çalışmadım bu süre içinde, eski fotoğraflara da dalmadım pek çok kişi gibi.
Daha çok evdeki anlamsız kablolarla cebelleşiyorum. Bu kadar mı çok bozuk alet olur, hangisinin kablosu hangisinin onun derdine düştüm. Hayatta çok fobim oldu ama telefon şarjı biterse fobisi çok fenaymış.

Haberin Devamı

Reşat Çalışlar

Herkes gibi yavaşladım

Şunu fark ettim: İnsanlığın son 20 yıl içinde korkunç bir üretkenliği söz konusu.
Müzikler, filmler, eğlence programları, kitaplar, diziler, magazin, YouTube kanalları, doktora tezleri... Seçenek fazlalığı nedeniyle hepsini yüzeysel geçiyordum, geçiyorduk...
Şimdi ben de herkes gibi yavaşladım. Mesela şimdilerde Hollanda dizilerini Felemenkçe altyazı ile izliyorum. İyi tanıdığımı sandığım Arjantin’i yeniden keşfediyorum.
Hatta komik gelecek ama bu günlerde Amerika’yı da yeniden keşfettim.
Amerikan popüler kültürünün çoğunluk tarafından gerçek anlamıyla takip edilmediğini anladım.
Öte yandan, Angola, Bangladeş gibi ülkelerin de düşündüğümüzden ileride olduğunu gördüm.

Haberin Devamı

KİM NE OKUYOR?

· “Kocan Kadar Konuş” kitabının yazarı Şebnem Burcuoğlu, Elizabeth Gilbert’ten “Kızların Şehri” adlı kitabı okuyor.
· Yazar Remzi Buharalı, James Redfield’den “Dokuz Kehanet” adlı kitabı okuyor.
· Oyuncu ve öykücü Gül Gülsün Yıldız, Handan Öztürk’ten “Arumi’nin Rüzgargülü” adlı kitabı okuyor.
· Yayıncı Ünal Koçak, Madeline Miller’dan “Akhilleus’un Şarkısı” adlı kitabı okuyor.
· Posta gazetesi magazin müdürü Müge Dağıstanlı, Elliot Engel’den “Oscar Nasıl Wilde Oldu” adlı kitabı okuyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları