Sevgiyle nefret arasında

Neden bu ülkenin “özel” insanlarını oldukları gibi kabullenemiyor, ya dost ya da düşman belliyoruz? Hani her çiçekten bal alacaktık? Hani gülü seven dikenine katlanacaktı?

Haberin Devamı

◊ İbrahim Tatlıses:

“Kara üzüm habbesi”nin üzümünü yiyemiyorum. Halbuki bir elini koy beline, öbürüyle mendil çevir. Olduğun yerde dizlerini kırıp kırıp kalk. Ne güzel... Ama aklıma başka yönleri geliyor, hayattan soğuyorum.

◊ Ahmet Kaya:

Başım onunla hep belada. Bugün söyle deseniz, hiç teklemeden bütün şarkılarını ezbere okurum. Tıpkı onun gibi, sesimi kalınlaştırarak. Türkçe’den ince “a” ları atarak. Ama başka yönleri geliyor aklıma, tercih yapmak zorundayım ya, ben hayattan soğumayı tercih ediyorum.

◊ Yıldız Tilbe:

Yeni bir delilik yapsa da deliliğin sınırlarını genişletse diye bekliyorum. Yapıyor da. Her seferinde anlıyorum ki deliliğin ucu bucağı yok, “Yıldız” koca evrende sadece bir merhale, daha ötesi de var.

Fakat aklıma başka yönleri geliyor, bırak evrene açılmayı... Uzanıp yıldızlardan dünyadaki neslimize bakmayı... Hayattan soğuyorum.

Haberin Devamı

◊ Sezen Aksu:

Daha yaşımız bile gelmeden, bize âşık olmayı öğreten kadın. Çok seviyorum ama aklıma yetinmemeleri geliyor, sonra en lazım zamanda ortada olmayışları... Ne “Geri Dön”ebiliyorum ne “Haydi Git Onunla Ol”... Kalakalıyorum, hayattan soğuyorum.

Böyle çok... Durduğum yerde duramıyorum, sevgi ile nefret, aşk ile hiçlik arasında savrulup duruyorum. Hem oram acıyor hem buram. Bakıyorum ki sadece ben değil; eşim, dostum, arkadaşlarım, ailem, sosyal medyada kitleler de böyle.

Bu onların kabahati mi? Bizim kabahatimiz mi?

“Güzel” bulmayabilirsiniz ama neden bu ülkenin “özel” insanlarını, oldukları gibi kabullenemiyor, ya dost ya da düşman belliyoruz?

Hani her çiçekten bal alacaktık? Hani gülü seven dikenine katlanacaktı?

Hadi ben beceremiyorum.

Biz niye beceremiyoruz?

Sosyal medya dedektifliği

Bıraksanız meslek olacak... Yani insanların paylaşımlarını takip ederek kimin kimle birlikte olduğunu, kimin kimle barıştığını söyleyecek müneccimler...
En son Serenay Sarıkaya’nın başına geldi.
Eski sevgilisi Kerem Bürsin’le aynı marka kıyafetle paylaşım yaptı diye “Yeniden birlikteler” yorumları aldı yürüdü.
Açıklama yapmak zorunda kaldı: “Arkadaşlar, hakikaten bıktım bu abuk sabuk haberlerden. Bunlar sıradan markalar, isteyen herkes edinebilir.”
Bazen kızıyoruz ediyoruz ama her sabah kalkıp bu tür şeylere cevap yetiştirmek zorunda kalmak gerçekten yıpratıcı olabilir.

Haberin Devamı

Biz sevinince ağlarız da...

Cumartesi akşamı çok mutlu bir şey yaşadık ailece.
“Çok ağladık” diye tarif ettim arkadaşıma: “Biz sevinince ağlarız da”...
Sonra ne demek olduğunu düşündüm bunun.
İnsan sevinince niye ağlar ki? Herhalde bir çeşit mahcubiyet; kendini layık görememek.
Kime karşı?
Belki sevinmeyi daha çok hak edip sevinemeyenlere...
Belki de...
Ne bileyim işte. Sezen’in de albüm yaptığı gibi:
Ağlamak güzeldir.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları