Nesrin Cavadzade’nin köşe kapmacası

Ağustos ayında Nişantaşı’ndaki bir avukatlık bürosunun önünde objektiflere maskesiz yakalanınca çok kızmıştı Nesrin Cavadzade.

Haberin Devamı

Gazetecilere “Silin o fotoğrafları”, zilini çaldığı diyafona da “Çabuk açın kapıyı” diye bağırmıştı.
Geçen günse Bebek’teki kuaföründeydi... Yine magazincilerden kaçmak için ön yerine arka kapıdan çıkmaya karar veriyor. Fakat arka kapı kilitli. Yüksek demir parmaklıklar var. Yılmıyor, parmaklıkların üstünden atlıyor.
Demirleri de aşınca var gücüyle koşmaya başlıyor ama bu sefer de çıkmaz sokak...
Bütün çabalar boşa gidiyor tabii, kameralar yakalıyor.
Yakalanınca “Bunun neresinden tutarsan tut, rezil olduk” diyor.
Rezil mezil olmadın, gülümsedik biraz sadece.
Hatta insana sempatik, sevimli de geliyor yaptıkların.
Ama bu fobi midir, korku mudur ya yenmen...
Ya da önlem alman lazım.
Mesela o anda fotoğrafa müsait değilsen gözlük, yüksek yaka, şapkayla gideceksin kuaföre.
Yoksa günün birinde Hande Ataizi gibi... Bir yere sıkışıp kalacaksın diye korkuyor insan.

Haberin Devamı

13 saat Nalan 4 saat Burcu

Burcu Biricik dizi setindeyken günde 13 saatini oynadığı karakter olarak geçirdiğini açıkladı.
Kanal D’deki “Camdaki Kız” dizisinde “Nalan” rolünü canlandıran Biricik, “Neredeyse 13 saat onunla yatıp onunla kalkıyorsun. Galiba ben Nalan’ı oynamıyorum, Nalan beni oynuyor” dedi.
Haklı, çünkü hesap ortada:
“Hadi bu sahneyi baştan alıyoruz” falan derken 13 saat boyunca “Nalan”.
Normal bir insan olarak 7 saat de uyusa. Eder 20 saat.
Gerçek Burcu’ya kalıyor 4 saat.
1-2 gün de değil yani...
Bu gözle bakınca evet, insan yorulur...
Tabii herkes Burcu Biricik gibi yaşıyor diye bir şey yok oyunculuğu.
Ama yaz başında Hakan Gence’ye verdiği röportajında oyuncu olduğu için psikoloğa gittiğini açıklamıştı:
“Günün sonunda bir psikoloğa gidip arınman gerekiyor.”
Şimdi daha iyi anlıyorum ne demek istediğini.

◊ Ne ayıp
Serenay Sarıkaya’ya “Ayakların kaç numara” diye sorulması... Belki ayaklarının büyük olmasından rahatsız? Olmasa bile bu nasıl bir cüret? Demek ki had duygusu en önemli şey.
◊ Ne acımasız
Kilo alan Çağatay Ulusoy’la dalga geçilmesi... Ona-buna benzetmeler, “Filancaya dönmüşsün” demeler. Çağatay’a saldırı, o “filanca”ya da ayrıca hakaret bu. Demek ki sadece kadınlara değil bu terör.
◊ Ne çabuk
Şef Danilo Zanna ile eşi Tuğçe Demirbilek’in boşanması... Tazminat 500 bin Euro mu, 1 milyon Euro mu olacak diye bir türlü anlaşamıyorlardı. Demek ki hallolmuş...
◊ Ne haklı
Dünya şampiyonu olan Max Verstappen... 2 yıl önce Londra’da yaptığımız röportajda Lewis Hamilton için “Yaşlanıyor. Bir noktada durmak zorunda kalacak” demişti. Demek ki hayat her pistte aynı akıyor.

Haberin Devamı

Büyük şehir korkusu

Şehrin göbeği denecek iki semt:
Beyoğlu ve Moda Caddesi.
İki sanatçı çift:
Oyuncu Begüm Öner ile yine oyuncu eşi Ceyhun Fersoy...
Ve müzisyen İlke Devrim Duman ile yine müzisyen eşi Okan Duman.
İki gece arayla saldırıya uğradılar.
“Çift olarak”. Yani erkeklerle birlikte kadınlar da darp edildi.
Onlar karı-kocaydı, karşı taraf grup.
Çevrelerinde mülayimlikleriyle tanınan, kültür-sanat insanları bunlar.
Hani dikkat çekecek, başlarını belaya sokacak profil değiller.
Mesela Ayhan Sicimoğlu hemen arkadaşı Okan’a sahip çıktı.
Kadınlar tek başlarına zaten korkuyor sokakta...
E çift olsan...
İşte çift olarak da başa gelebilenler.
Devamlı grup halinde mi dolaşsın bu insanlar?
Bütün renklerine, cazibesine, ışıltısına karşı...
Bu da galiba büyük şehrin agorafobik yanı.

Yazarın Tüm Yazıları