5G ve virüs bağlantıları yapadursunlar ….

‘Elektrik, elektrik, elektrik …Düşünsenize kullanmadığımızda bile odanın içindeki kablolarda akan bir elektrik dalgası. Bu elektrik dalgası vücudumuza ne tür zararlar verecek kim biliyor? Özellikle bu elektrik dalgalarına sürekli maruz kaldığımızda neler olacağını bilmek imkansız. Evet, kesinlikle insanlık ilerliyor bu modern zamanlarda, ama nereye gittiğimizi kim bana söyleyebilir’ diyordu bir ABD’li yazar 1900 yılında Portsmouth, New Hampshire’da yayınlanan bir yazıda.

Haberin Devamı

Tam 120 yıl sonra bu modern zamanlarda bilimsel olarak desteği olmayan benzer iddialar 5G teknolojisi için gündeme getiriliyor. 5G virüsün yayılmasına yol açıyormuş. Bu iddiaların arkasında birden fazla grup var.

İddiaların ana mecrası sosyal medya.

Literatürde bu konuda çalışmalar görmek zor. Dünya Sağlık Örgütü 2022 yılında tüm radyo frekanslarının etkilerini analiz ederek bir rapor yayınlayacağını duyurdu.

Pek tabii ki tüm yeni teknolojilerde olduğu gibi 5G teknolojisinin de insan sağlığı bağlamında sürekli olarak araştırılıp, analiz ediliyor olması gerekiyor.  Ancak şu anda 5G ve virüs bağlantısını kuran herhangi saygın bir bilimsel çalışma yok. Olsa burada yer verirdik.

2018 yılı temmuz ayında Yeni Dünya Düzeni Jeopolitikten, Jeoteknolojiye evrilirken başlıklı yazımızda yeni dünya düzeninde teknolojinin alacağı başrolden bahsetmiştik.

Haberin Devamı

2020 yılında görüyoruz ki Çin 5G teknolojisinde varlık gösterebilen tek ülke. Ne AB ne de ABD, Çin karşısında 5G varlığı gösteremiyor.

5G kritik önem taşıyan bir teknoloji altyapısı. Virüsün de yardımıyla açılan alanda Çin kendi 5G teknolojisi ile tüm dünya altyapısını kolaylıkla ele geçirebilir.

Tabii tüm bu değerlendirmeleri yaparken 21. Yüzyılda olayları Çin ve Batı olarak algılamanın da yetersizliğine işaret etmemiz lazım. Bugün dünyada asıl mücadelenin küreselciler ve milliyetçiler arasında olduğu açık ve net. Çin küresel finans kapital ile hızla kalkınırken, diğer birçok ülkede halkın milliyetçileri görev başına getiriyor olması diğer birçok konuda olduğu gibi 5G kavgasına da farklı açılar kazandırıyor.

Bu koşullar altında henüz bilimsel olarak ispatlanmamış 5G ve virüs iddialarına prim vermek, global büyük resimde 5G’nin liderliğini yürüten Çin’e (küresel finans kapitale) karşı milli hamle yapma şansının önüne geçmek değil midir?

*

Global resimde bu kavgalar verilirken, biz kendi içimize ve kendi işimize odaklanmalıyız. Dünya şu anda bekleme modunda. Bu bekleme modundan güçlü çıkan ülkeler 21. Yüzyılın yıldızları olacak.

Türkiye bu yıldızlar içinde neden yer almasın?

Haberin Devamı

Milli 5G proje paydaşlarından Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Bağören 5G ve virüs konusunda şunları paylaştı benimle: ‘’Bu komplo teorileriyle halkı inandırmaya çalışılanın aksine, 5G ile korona virüsü ya da başka bir hastalığın ilişkisi olduğunu gösteren tek bir bilimsel araştırma yoktur. Aksine, Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICNIRP) tarafından bu sene yapılan uzun süreli testler, 5G’nin herhangi bir hastalığa neden olmadığını göstermiştir.

İddia edildiği şekilde insanların bağışıklık sistemini zayıflatabilecek iyonlaştırıcı frekanslar, 5G frekanslarının 100 misli olan morötesi ışınlardır. Ayrıca, 5G’nin ilk aşamalarda kullandığı frekans aralığı olan 2.5-6GHz frekansları yeni değildir, uzun zamandır evlerdeki WiFi sistemlerinde kullanılmaktadır. ‘’

Haberin Devamı

Türkiye hem kendi milli 5G altyapısını geliştirmeli, hem de bu sistemlerin insan ve toplum sağlığı açısından analiz etmelidir ve edecektir.  Milli 5G ekosistemiz büyümeli ve genişlemeli. 5G’nin toplumsal sağlık ve sosyal etkilerini araştıran Türk araştırmacılarımız dünya literatüründe saygı gören çalışmalara imza atabilir. Eminim bu konuları düşünen araştırmacılarımız var bugün!

Virüs sonrası jeoteknolojinin başrolü aldığı yeni dünyaya hazır olmak için bu krizi fırsata çevirelim!

 

 

Yazarın Tüm Yazıları