Sözün bittiği yerden kareler

Gazetecilik mesleğindeki en zor görevlerden biridir foto muhabirliği...

Haberin Devamı

Yakın olmayı gerektirir ve zorluğu da buradadır. En sıradışı coğrafyalarda, hayatın en acımasız anlarında deklanşöre basarak orada yaşananları aktarmaya çalışırız. Ben de pek çok meslektaşım gibi dünyada ve Türkiye’de birçok felakete en yakınında tanıklık edenlerden biriyim. Geriye dönüp baktığımda bir tanıklığım daha var o zor coğrafyalarda: Kızılay.
Türk Kızılay’ı; Sakarya’da, Dinar’da, Gökçeada’da nasıl oradaysa Irak’ta, İran’da, Lübnan’da, Somali’de de oradaydı. İran Bam Depremi’nde çadırlarında kaldım, yemeğini yedim, suyunu içtim. Somali’de internet ağları sayesinde Türkiye’ye ulaştım, Gökçeada Depremi’nde sıcak çorbasını içtim, dağıtılmasına yardım ettim.

HER ŞEYİ ANLATAN CÜMLE

Zaman içinde Kızılay’dan pek çok dostum da oldu. Bunlardan biri de Kızılay’ın fotoğraf ekibinden Atıl Koçaş. Geçtiğimiz yıl bir gün sevgili dostum Atıl, elinde bir almanakla geldi. Almanak yalnızca bir iki satırlık sunuş yazısı ve fotoğraflardan oluşuyordu. Fotoğrafların altındaysa nerede çekildiği ve tarihinden başka bir şey yoktu. Fotoğrafın inkar edilemez bir gerçekliği kadar sayfalar dolusu yazıdan daha güçlü bir anlatımı var ve Kızılay yaptıklarını göstermek için yalnızca fotoğrafı kullanmıştı. Almanağın kapağında ise Türkçe ve İngilizce olarak yazılı tek bir cümle vardı ki her şeyi anlatıyordu aslında:
“Sözün bittiği yerde...”
Kızılay, 4 yıldır olduğu gibi bu yılda “Sözün bittiği yerde” sloganı ile bir almanak yayınladı. Sevgili dostum Atıl Koçaş ve Türk Kızılayı Kurumsal İletişim Müdürü Mehtap Baykal Yeşilyurt’la bu ‘almanak’ı konuştuk.

Haberin Devamı

SOMA’DAN GAZZE’YE

Kurumsal İletişim Müdürü Yeşilyurt, 103 fotoğrafın bulunduğu 2014 yılı almanağında Afganistan, Bosna Hersek, Irak, Gazze, Suriye ve Kosova’dan karelerin, Soma, Karaman Maden Faciaları, Suruç Suriye Sınır yardımları ve pek çok kentte meydana gelen irili ufaklı afetler sonrasında yürütülen insanı yardım faaliyetlerinden görüntülerin yer aldığını söyledi. Almanağın Kızılay’ın Kurumsal İletişim Bölümü tarafından hazırlandığını da aktaran Yeşilyurt, “Almanaktaki fotoğrafların büyük bir bölümü çalışanlarımıza ait ancak farklı bölgelerde insani yardım çalışmaları yürütüğümüz için her kriz bölgesine iletişim ekibi olarak yetişme şansımız olamayabiliyor. Bu noktada ajanslar ve farklı medya kuruluşlarında çalışan fotomuhabiri arkadaşlarımızın fotoğraflarına da almanağımızda ve diğer yayınlarımızda yer veriyoruz. Kızılay’ın çalışmalarını onlarda destekliyor” diye konuştu.

Haberin Devamı

SÖZÜN BİTTİĞİ YERDE UMUT OLDUK

Yeşilyurt, bağışçılar, destekçi kuruluşlar, medya temsilcileri, devlet kurumlarının üst düzey yöneticileri, milletvekilleri, yabancı misyon temsilcilerine gönderdiklerini belirttiği Almanak’ın amacını şöyle anlattı: “Kızılay’ın tarihine not düşmek ve dünyanın farklı coğrafyalarındaki ihtiyaç sahiplerine yaptığımız yardımları göstermek istedik. Kızılay çalışanları 2014 yılında da sözün bittiği yerlerde zor şartlarda insan hayatlarına dokundu, umut oldu ve sözün bittiği anlara şahitlik etti. Biz de Kurumsal İletişim Bölümü olarak bu iyilik hikayelerinin karelerini yakaladık ve bu almanakta yer verdik. Bazen kriz bölgelerine (Gazze, Myanmar vb) uluslararası alandaki konumu gereği ilk ulaşan Sivil Toplum Kuruluşu oluyor, Türk Kızılayı. Bu da bize farklı insan hikayelerine tanıklık etme şansı veriyor. Bu ayrıcalığımızı gelecek dönemlere taşımak bizim en önemli misyonumuz aslında.”

Haberin Devamı

REKLAM FOTOĞRAFI DEĞİL GERÇEK

2008 yılından bu yana Türk Kızılay’ın da foto muhabiri olarak görev yaptığını söyleyen Atıl, “Türk Kızılayı Almanak’ı ile gördüklerimizi, kayıt altına aldıklarımızı daha geniş kitlelerle paylaştık” dedi.
Türkiye’nin en eski kurumlarından olan Kızılay’ın günümüzde dünyanın bir çok coğrafyasında yüz binlerce ihtiyaç sahibine yardım götürdüğünü ifade eden Koçaş şöyle konuştu:
“Ben ve arkadaşlarım dünyanın ve Türkiye’nin her neresinde olursa olsun her operasyona tanıklık ediyoruz. Gördüklerimizi kendi penceremizden kayıt altına almaya çalışıyoruz. Eğer basın mensupları o bölgeye ülkeye ulaşamamışsa çalışmalarımızı onlarla paylaşıyoruz. Çoğu kez bir basın fotoğrafçısı gibi çalışıyoruz gittiğimiz noktalarda. Basın fotoğrafçısı oradaki salt gerçeklikle ilgilenir, bizde bu şekilde yaklaşmaya çalışıyoruz ki bu almanakları değerli kılan da bu. Kurgu bir reklam fotoğrafının inandırıcılığı tartışmalı olabilir, ama bir basın fotoğrafı gerçektir. Bir insani yardım kuruluşu olarak yardımları yapan insanlara gerçekte ne yaptığımız göstermek zorundayız. Bu almanaklarda yer alan fotoğraflarda bu mantıkla çekilen karelerden oluşuyor.”

Yazarın Tüm Yazıları