Ramazan Şimşek

Baba olmanın ideal yaşı nedir?

13 Şubat 2019
Erkekler 20 yaşında biyolojik ve nörolojik açıdan hazırdırlar. Bu yaşta beden ve beyin matürasyonunu yani gerekli gelişimini sağlamıştır. Ama psikolojik olarak hazır mı sorusuna verilecek cevap biraz daha karmaşıktır. Aslında her yaş döneminin avantaj ve dezavantajlarına bakmak ideal yaşı bulmada bize yardımcı olabilir.

20-30 YAŞ “BABA OLABİLİRİM” DÖNEMİ

Bu yaşlar genellikle mesleki hedeflere ulaşma ya da hayallerin peşinden gidildiği bir dönemdir. Enerjinin maddi hedeflere, karşı cinsle ilişkilere ve güç kazanmaya yoğun olarak harcandığı yaşlardır. Kadınları daha derinden tanıma çabası vardır. Bir kısmı evlenme ve çocuk sahibi olma arzusu içindedirler. Enerjik olmaları avantajdır. Kendi kişisel hedeflerine tam ulaşamamış olmaları, çalışma saatlerinin yoğun olması, daha az zaman ayırmaları, aileden destek beklemeleri, çabuk öfkelenmeleri ve kıskançlıkları ilişkilerinde en çok gördüğümüz sorunların başında gelir.20’li yaşlarda evlenmek ve çocuk edinmek riskli olsa da 30’lara doğru riskler azalmaktadır.

30-40 YAŞ “ARTIK HAZIRIM” DÖNEMİ

Aile ve arkadaşlık ilişkilerin, işlerin ve kişisel gelişimin daha da oturduğu yaşlardır. Hedeflerin önemli bir kısmına ulaşılmış olur. Sıra eksikliğinin hissedildiği konulara gelmiştir. Özellikle de duygusal konularda. Hem biyolojik olarak enerji ve sağlığın korunduğu hem de yaşam ilgili daha bilinçli olunan bu dönem baba olmak için en ideal dönem olarak görünmektedir.

40-50 YAŞ “BABA OLDUM OLDUM… YAPMALIYIM ARTIK” DÖNEMİ

Gençliğin yavaş yavaş elden gittiği ve geç kalındığı düşünülen bir dönemdir. Evlenme ve çocuk sahibi olmada kaygıların yaşandığı bir dönemdir. Çocuğa kaliteli vakit ayırmada enerjinin düştüğü ama sabrın da artığı bir dönemdir. Yaşamla ilgili önemli eksiklikler yoksa bu dönem de ideal bir dönem olarak görünmektedir.

50 VE SONRASI “GEÇ OLDU AMA BELKİ..”

Biyolojik olarak rahatlıkla baba olabileceğiniz bir dönem olmasına rağmen “Acaba çocuk sağlıklı olur mu?” ve “Ben bu çocuğun büyüdüğünü gerebilecek miyim?” gibi kaygılı düşüncelerin sarmaladığı bir dönemdir. Çocuk büyürken sağlık risklerinin (ülkemiz şartlarında) artması, çocukla kuşak farkının olma ihtimali, enerjinin azalması önemli dezavantajlardır. Önceki dönemlere göre ideal görünmemekle birlikte “Neden olmasın?” diye düşüneceğimiz bir dönemdir.

İDEAL BABA MI İYİ BABA MI?

• İdeal baba yoktur iyi baba vardır.• Gebelik döneminde anneye destek olan kişidir “iyi baba”dır.• Gocunmadan çocuğun altını değiştiren, yemek yediren, banyo yaptıran “iyi baba”dır.• Bağırmadan, vurmadan ama anlayışlı ve tutarlı olarak eğiten “iyi baba”dır.• “Biz babamızdan böyle mi gördük?” demeyen “iyi baba”dır.• Her fırsatta çocuğuyla oyun oynayan “iyi baba”dır.• Adil, dürüst, müşfik ve çalışkan olmaya çalışan “iyi baba”dır.• Çocuğuna helal yollardan kazanç sağlayan “iyi baba”dır.• Sürekli nasihat vermeyen, çocuğunun gözüne bakarak dinleyen, empati kuran “iyi baba”dır.• Öğrenmesine ve hata yapmasına fırsat veren “iyi baba”dır.• Gitmeyen, acil durumda her zaman yanında olan “iyi baba”dır.• Çocuğunun annesine her zaman saygı duyan ve sevendir “iyi baba”…

Bu yaşlar genellikle mesleki hedeflere ulaşma ya da hayallerin peşinden gidildiği bir dönemdir. Enerjinin maddi hedeflere, karşı cinsle ilişkilere ve güç kazanmaya yoğun olarak harcandığı yaşlardır. Kadınları daha derinden tanıma çabası vardır. Bir kısmı evlenme ve çocuk sahibi olma arzusu içindedirler. Enerjik olmaları avantajdır. Kendi kişisel hedeflerine tam ulaşamamış olmaları, çalışma saatlerinin yoğun olması, daha az zaman ayırmaları, aileden destek beklemeleri, çabuk öfkelenmeleri ve kıskançlıkları ilişkilerinde en çok gördüğümüz sorunların başında gelir.
20’li yaşlarda evlenmek ve çocuk edinmek riskli olsa da 30’lara doğru riskler azalmaktadır.

Aile ve arkadaşlık ilişkilerin, işlerin ve kişisel gelişimin daha da oturduğu yaşlardır. Hedeflerin önemli bir kısmına ulaşılmış olur. Sıra eksikliğinin hissedildiği konulara gelmiştir. Özellikle de duygusal konularda. Hem biyolojik olarak enerji ve sağlığın korunduğu hem de yaşam ilgili daha bilinçli olunan bu dönem baba olmak için en ideal dönem olarak görünmektedir.

Gençliğin yavaş yavaş elden gittiği ve geç kalındığı düşünülen bir dönemdir. Evlenme ve çocuk sahibi olmada kaygıların yaşandığı bir dönemdir. Çocuğa kaliteli vakit ayırmada enerjinin düştüğü ama sabrın da artığı bir dönemdir. Yaşamla ilgili önemli eksiklikler yoksa bu dönem de ideal bir dönem olarak görünmektedir.

Biyolojik olarak rahatlıkla baba olabileceğiniz bir dönem olmasına rağmen “Acaba çocuk sağlıklı olur mu?” ve “Ben bu çocuğun büyüdüğünü gerebilecek miyim?” gibi kaygılı düşüncelerin sarmaladığı bir dönemdir. Çocuk büyürken sağlık risklerinin (ülkemiz şartlarında) artması, çocukla kuşak farkının olma ihtimali, enerjinin azalması önemli dezavantajlardır. Önceki dönemlere göre ideal görünmemekle birlikte “Neden olmasın?” diye düşüneceğimiz bir dönemdir.

• İdeal baba yoktur iyi baba vardır.

Yazının Devamını Oku

Duygusal zekası yüksek çocuk için 10 sihirli cümle

1 Şubat 2019
Çocukla beraber yaşadıklarınız, davranış ve duygularınız çok daha etkilidir ama doğru zamanda, doğru beden dili ile söylenen söz de çok güçlüdür.

Çocukluk döneminde anne baba ile kurulan iletişimin neredeyse tümü bilinçaltı kütüphanenizin bir yerinde saklıdır. Öyle cümleleri vardır ki onlar hep ön raftadır, kulağınızda küpe, zihninizde bir yankıdır. Bir insanı tanırken, onu severken, ona kızarken ya da onunla bir sorun yaşadığınızda içinizden gelen ses çoğu zaman anne ya da babanıza aittir. Atacağınız adımı olumlu ya da olumsuz etkiler bu sözler.

Çoklu zekâ kuramının kurucusu Howard Gardner insanların başarısında duygusal zekânın (EQ) akademik zekâdan (IQ) daha etkili olduğunu öne sürdü. Bir işteki başarınız, o işte yükselmeniz, insanlarla mutlu ve güvenli bir ilişki kurmanız matematik zekânızdan çok duygusal zekânızla ilgilidir. Duygusal zekânın bileşenleri ise kişinin duygularını tanıması, duygularla başa çıkabilmesi, kendini motive edebilmesi, başkalarının duygularını fark edebilmesi ve duygudaşlık kurabilmesi, insanlarla etkili iletişim kurabilmesi ve sürdürmesidir. Bu kavram aynı zamandan çocuğun tüm canlılara, doğaya saygı duyması, merhametli olması, adil olması gibi erdemleri de barındırır.

Peki, çocuğun duygusal zekâsının yüksek olması için hangi sözler etkilidir?                  

1. Duygularını sözle ifade etmen ne güzel! Şimdi daha iyi anladım seni.

Etkili iletişimin en temel basamağıdır. Geliştirilmesi gereken ilk becerilerdendir. Duygular zaten bedende ifade edilir ama her insan sözle ifade edemez. Yetişkin ya da bir çocuğun duygularını söze dökebilmesi birçok sorunu daha oluşmadan önler. Sevilen ve saygı duyulan bir arkadaş olmada çok etkilidir.

2. Ne hissediyorsun?

Çocuğun duygularını ifade edebilmesi için de bu duyguları tanıması gerekiyor. Temel duyguları (öfke, üzüntü, korku, mutluluk, sevgi, şaşkınlık, iğrenme, utanç) görselleriyle anlatmak hatta odaya bir pano asmak öğrenmeleri için oldukça etkili bir yoldur. Olaylar sonrası yaşanan duyguları sadece iyi ya kötü olarak değerlendirmek çok yetersizdir. Bu soru çocuğun duyguları öğrenmesinin ilk adımıdır.

Yazının Devamını Oku

Çocukların sosyal medya hesapları olmalı mı?

13 Mayıs 2018
Çocuklar için açılan sosyal medya hesapları ya da kanallar gün geçtikçe artıyor. Çocuklarına tablet, cep telefonu alan aileler artık sosyal medya hesapları da açmaya başladılar. Bazı ünlü kişilerin çocukları için açtıkları hesaplar bu durumun yayılmasına neden oluyor. Yayılıyor yayılmasına ama konu çocuk olunca kılı kırk yarmak da gerekiyor.

EBEVEYNLERİN ÇOCUKLARI İÇİN SOSYAL MEDYA HESABI AÇMALARININ ALTINDA NASIL BİR PSİKOLOJİ YATIYOR?

Bu soruyu ebeveyn tarzları altında açıklamaya çalışalım.

Yatırımcı ebevenyler: Bu tarzda olan ebeveynler çocukları için gelecekte karlı olacağını düşündükleri şeylere yatırım yaparlar. Altın biriktirmek, gayrimenkul almak, fon hesabı açmak gibi yatırımları fırsat görenler olduğu gibi gittikçe yaygınlaşan sanal âlem araçlarını da fırsat olarak gören ebeveynler olabilir. Yatırımcı ebeveynler çocukları için fırsat gördüğü instagram gibi popüler olan uygulamalarda hesap açıyorlar.

Anı biriktirici ebeveynler: Bazı ebeveynler çocuklarının her halini fotoğraflayıp biriktirmek ister. Bu ebeveynler genellikle fotoğraf ve video depolama sıkıntısı yaşarlar. Yüksek kapasiteli hard disk alsalar da bu cihazların bozulma ya da virüs gibi riskleri vardır. Bu ebeveynler için en kolay, silinme riski çok az olan yer neresidir? Facebook, instagram gibi sosyal medya hesapları.

El alemci ebeveynler: Uzaktaki akrabalar ve tanıdıklarla bağların kopmaması için çocukların önemli günlerini, gelişimlerini paylaşan tarzda ebeveynlerdir. Bu ebeveynler aynı zamanda önemli gelişmeleri yakından takip edip paylaşan haberciler gibi çocuklarının önemli günlerini de konu komşuyla anında paylaşırlar.

Takdirci ebeveynler: Bu ebeveynlerin temel duyguları takdir edilme ve beğenilme arzusudur. Çocuklarına sosyal medya hesabı açanların büyük bir bölümünü bu tarzda olan ebeveynler oluşturur. Çocuklarının en güzel fotoğraflarını, en iyi yerlerde çekilmiş olanlarını paylaşırlar. Çocukları giydirirken, gezdirirken ya da bir etkinlikteyken akıllarında genellikle sosyal medyada paylaşım düşüncesi vardır. Anı yaşamaktan çok kare yakalama derdindedirler. “Çocuğun özeli, mahremiyeti” gibi konular onlar için çok önemli değildir. Aslında çocuğu bahane ederek gizli gizli kendi beğenilme ya da takdir edilme arzusunu gidermeye çalışırlar.

  

ÇOCUKLARA SOSYAL MEDYA HESABI AÇMAK ONLARIN GELİŞİMİNE NASIL BİR KATKI SAĞLAR?

Her hangi bir katkı sağlamaz.

ÇOCUKLARA SOSYAL MEDYA HESABI AÇMANIN NE GİBİ SAKINCALARI VARDIR?

1. Öncelikle güvenlik sakıncaları vardır. Çocuğun hesabının olması biz yetişkinler gibi sanal saldırılara açık olduğu anlamına gelir. Telefonları dinlenebilir, konumu öğrenilebilir ve tüm bilgiler hack’lenebilir.

2. Bir diğer önemli sakıncası çocuğun mahremiyet duygusuna zarar vermesidir. Bilmediği, tanımadığı binler belki milyonlarca kişi onu görmektedir. Herkes tarafından izlenme, bilinme ya da tanınma bir çocuğun mahremiyet ve kendi sınırını koruma becerisini zayıflatır. Çünkü internette sınır yoktur. Sosyal medya hesabınızın olması demek bir şekilde tüm dünyaya açık olmak demektir.

3. Küçük yaşta olan çocukların doğal olarak iradeleri dışında bir hesap açılıyor. Çünkü bu kararı verecek yaşta değiller. Bu nedenle kişilik gelişimleri adına olumsuz bir durumdur. Bazı aileler çocuklarının istediğini öne sürmektedir. Çocukların isteği bile olsa yapılması gerektiği ve iradeleri altında olduğu anlamına gelmez. Burada kararı ebeveyn verir. Sağlık, eğitim ve gelişim gibi birçok konu ebeveyn kararı ile alınır ancak burada bir fayda bir mecburiyet değil keyfiyet vardır.

4. Sosyal medya kullanıcıları bilir ki “like alma” yani Türkçesiyle beğenilme bu işin önemli bir parçasıdır. Hatta birçok site varlığını bunun üzerine kurar. “Tıklandığınız kadar varsınız, beğeni aldığınız kadar başarılısınız.” cümleleri işin özünü oluşturur. Yetişkinler bile bunun şehvetine kapılmışken çocukları henüz bu yaşta beğeni hastası yapmak kişilik gelişimleri açısından ciddi riskler barındırır. Bir tür kişilik bozukluğu olan narsisizmin tohumları çocuk yaşta atılmış olur.

5. İlerleyen yıllarda kişiler çocukluk fotoğraflarının görünmemesini isteyebilirler. Bu insanların en doğal hakkıdır. Çocuğun adına sosyal medya hesabı açmak bu hakkı ellinden almış olma anlamına gelir.

6. Görselliğin belirleyici unsur olduğu sosyal medya fiziksel görünümü kutsallaştırır. Çünkü sosyal medya kurucuları ve bunların üzerinden satış yapanları ekmeğini görselliğe borçludur. Bir şey (ne olduğu önemli değil) yeter ki güzel olsun, alımlı olsun, janjanlı olsun. İçerik, kalite, nitelik değil görselliktir önemli olan. Fiziksel olarak kusursuz olmaya çalışmak kişinin kendi ile barışık olmamasına doğal olarak da bazı psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Avrupa ülkelerinde sağlık dışı estetik cerrahi yaşının 15’lere kadar inmesinde sosyal medyanın en önemli etken olduğunu araştırmacılar vurgulamıştır.

 [fotogaleri=4093,3655,3435]

Bu soruyu ebeveyn tarzları altında açıklamaya çalışalım.

Yatırımcı ebevenyler: Bu tarzda olan ebeveynler çocukları için gelecekte karlı olacağını düşündükleri şeylere yatırım yaparlar. Altın biriktirmek, gayrimenkul almak, fon hesabı açmak gibi yatırımları fırsat görenler olduğu gibi gittikçe yaygınlaşan sanal âlem araçlarını da fırsat olarak gören ebeveynler olabilir. Yatırımcı ebeveynler çocukları için fırsat gördüğü instagram gibi popüler olan uygulamalarda hesap açıyorlar.

Anı biriktirici ebeveynler: Bazı ebeveynler çocuklarının her halini fotoğraflayıp biriktirmek ister. Bu ebeveynler genellikle fotoğraf ve video depolama sıkıntısı yaşarlar. Yüksek kapasiteli hard disk alsalar da bu cihazların bozulma ya da virüs gibi riskleri vardır. Bu ebeveynler için en kolay, silinme riski çok az olan yer neresidir? Facebook, instagram gibi sosyal medya hesapları.

El alemci ebeveynler: Uzaktaki akrabalar ve tanıdıklarla bağların kopmaması için çocukların önemli günlerini, gelişimlerini paylaşan tarzda ebeveynlerdir. Bu ebeveynler aynı zamanda önemli gelişmeleri yakından takip edip paylaşan haberciler gibi çocuklarının önemli günlerini de konu komşuyla anında paylaşırlar.

Takdirci ebeveynler: Bu ebeveynlerin temel duyguları takdir edilme ve beğenilme arzusudur. Çocuklarına sosyal medya hesabı açanların büyük bir bölümünü bu tarzda olan ebeveynler oluşturur. Çocuklarının en güzel fotoğraflarını, en iyi yerlerde çekilmiş olanlarını paylaşırlar. Çocukları giydirirken, gezdirirken ya da bir etkinlikteyken akıllarında genellikle sosyal medyada paylaşım düşüncesi vardır. Anı yaşamaktan çok kare yakalama derdindedirler. “Çocuğun özeli, mahremiyeti” gibi konular onlar için çok önemli değildir. Aslında çocuğu bahane ederek gizli gizli kendi beğenilme ya da takdir edilme arzusunu gidermeye çalışırlar.

  

Her hangi bir katkı sağlamaz.

Yazının Devamını Oku

Başarılı çocuklar yetiştirmek için 10 sihirli cümle

7 Mayıs 2018
Anne baba ile kurulan iletişimin neredeyse tümü bilinçaltı kütüphanenizin bir yerinde saklıdır.


Çocukla beraber yaşadıklarınız, davranış ve duygularınız çok daha etkilidir ama uygun zamanda, doğru bir beden dili ile söylenen söz de çok güçlüdür.

Anne baba ile kurulan iletişimin neredeyse tümü bilinçaltı kütüphanenizin bir yerinde saklıdır. Öyle cümleleri vardır ki onlar hep ön raftadır, kulağınızda küpe, zihninizde bir yankıdır. Bir işe başlarken, devam ederken ya da pes ettiğinizde içinizden kendiliğinden çıkan ses çoğu zaman anne ya da babanıza aittir. Atacağınız adımı olumlu ya da olumsuz etkiler bu sözler.


PEKİ, ÇOCUĞUNUZUN BAŞARILI OLMASINDA ETKİLİ OLAN SÖZLER NELERDİR?

1. DENEMEYE DEVAM ET

"Başarmak için bazen defalarca denemen gerekir."

Çocuğun başarılı olmasında en güçlü sözlerin başında gelir. Başarının neredeyse ana cümlesidir. Tüm başarılar emek vermekten, tekrar tekrar denemekten, ısrar etmekten ve sabretmekten geçer. Çocuğunuz pes ettiğinde, yapamayacağını düşündüğünde söylenebilecek en etkili cümlelerden biridir.


2. İYİ İŞ ÇIKARDIN. AFERİN

Basit ama çok güçlü bir cümledir. Özellikle 0-6 yaş döneminde çocuk anne ve babanın onayına ihtiyaç duyar. Bir eylemin sonucunun iyi ya da kötü, başarılı ya da başarısız olduğuna anne babanın verdiği tepkiye bakarak karar verir. Bu ifadeyi ne zaman, ne şekilde ve ne sıklıkla söylediğiniz çok önemlidir. İşi değil de çocuğu övmeniz risklidir. Çocuk yaptığı eylemin, etkinliğin sonucuyla değil sizin övgünüzle ilgilenmeye başlar. Bu cümleyi başarılı bir eylemin sonrasında eyleme vurgu yaparak söylemeniz güçlü bir etki yaratır.


3. DİKKATİNİ VERDİĞİNDE ÇOK İYİ YAPIYORSUN

Başarılı bir iş çıkarmak için gereken becerilerin başında dikkat ve konsantrasyon gelir. Çocuklar küçükken bir işe, eyleme ya da bir oyuna kendilerini kaptırıp giderler. Bunu gözleyin, müdahale etmeyin ve bittiğinde işte bu cümleyi söyleyin. Başarının yanında dikkat eksikliğini önlemede de çok önemli bir etki oluşturuşunuz.


4. KOLAY ÖĞRENİYORSUN

Çocuklar bizden daha kolay öğrenirler. Meraklıdırlar, önyargıları yoktur. Bir olaya bütünsel olarak bakarlar ve duygularını katarlar. Sonuç olarak daha kalıcı öğrenirler; iyiyi de kötüyü de. Kolay öğrendiği anları yakalayın ve ardından bu ifadeyi kullanın. Doğru zamanda, doğru yerde kullandığınızda öğrenme becerisine çok olumlu katkı yapmış olursunuz.


5. BAŞLADIĞIN İŞİ BİTİRMEN ÇOK GÜZEL

Çocuklar sıkıldıkları anda bırakırlar. Bu onların temel bir özelliğidir. Kıyafetini giydiğinde, bir işi bitirdiğinde, bir oyunu tamamladığında mutlaka kullanın ki başlanan bir işi bitirmenin doğru bir şey olduğunu öğrensinler. Yarım kalan iş asla başarıya ulaşmaz.


6. NASIL YAPTIN, ANLATIR MISIN?

Bu cümle başarının stratejisini, tekniğini ve yöntemini pekiştirmek için en güçlü sözdür. Bir işi, eylemi nasıl başardığını anlayan, hangi adımlardan geçtiğini far eden ve bunu anlatan bir çocuk bilim insanı olmanın ilk adımını atmıştır.


7. NEDEN OLMADIĞINA BİR BAKALIM

Bir eylemi nasıl başardığınızı bilmeniz kadar önemli olan bir şey de nasıl yapamadığınızı çözmektir. Ünlü komutan Napolyon’un “Yenile yenile yenmeyi öğrendik” sözünde anlatmak istediği tam da budur. Nasıl yapamadığınızı öğrenirseniz nasıl yapılacağını öğrenmiş olursunuz.


8. BUNU BAŞARMAK İÇİN ÇOK ÇALIŞTIN

Başarıyla yapılan bir eylem sonrasında söylenebilecek en güzel cümlelerden birisidir. Sonuca değil sürece vurgu yapar. Başarmak için verilen emeğin, çabanın ne kadar değerli olduğunu anlatır.


9. BAŞKALARIYLA DEĞİL KENDİNLE YARIŞ

Başarı başkasını yenmekle değil, bir önceki yaptığından daha iyisini yapmakla olur. Başarı için başkalarını ölçüt göstermek, örnek vermek hırsa neden olur. Hırs ise çocuğu ve ilişkilerini olumsuz etkiler.


10. HATA YAPMAKTAN KORKMA. YANINDAYIM

Bir eylemi, bir işi ya da bir oyunu başarılı bir şekilde tamamlamak için denemenin ne kadar önemli olduğu önceki maddelerde belirtildi. Peki denemek için ne gerekir? Cesaret. Bu cümle başarının altında yatan duyguya bir anlamda başarı için gereken enerjiye, motivasyona vurgu yapar. Çocuğa cesaret ve öz güven verir.  

Çocukla beraber yaşadıklarınız, davranış ve duygularınız çok daha etkilidir ama uygun zamanda, doğru bir beden dili ile söylenen söz de çok güçlüdür.

Anne baba ile kurulan iletişimin neredeyse tümü bilinçaltı kütüphanenizin bir yerinde saklıdır. Öyle cümleleri vardır ki onlar hep ön raftadır, kulağınızda küpe, zihninizde bir yankıdır. Bir işe başlarken, devam ederken ya da pes ettiğinizde içinizden kendiliğinden çıkan ses çoğu zaman anne ya da babanıza aittir. Atacağınız adımı olumlu ya da olumsuz etkiler bu sözler.

"Başarmak için bazen defalarca denemen gerekir."

Çocuğun başarılı olmasında en güçlü sözlerin başında gelir. Başarının neredeyse ana cümlesidir. Tüm başarılar emek vermekten, tekrar tekrar denemekten, ısrar etmekten ve sabretmekten geçer. Çocuğunuz pes ettiğinde, yapamayacağını düşündüğünde söylenebilecek en etkili cümlelerden biridir.

Yazının Devamını Oku

Sokak oyunları çocukların gelişimine katkı sağlıyor!

16 Nisan 2018
Oyun çocuğun sadece dünyayı değil aynı zamanda kendini de tanıma ve keşfetme yoludur; en ciddiye aldığı iş, kendini en güzel ifade ettiği alanıdır; gerçek dünyası ile hayal dünyası arasında en önemli köprüsüdür.

Eskiden oyunlar tamamen doğal ortamlarda bahçede ve sokakta oynanırken şimdi daha çok sanal ortamlarda oynanıyor. Sürekli ekran üzerinden oynanan oyunların çocukların çok yönlü gelişimleri için sakıncalarına karşılık çocukların doğal ortamlarda oynadığı oyunların onların gelişimlerine nasıl değerli katkısı katkılar sağladığı daha iyi anlaşılıyor. 

Çocuklar dışarıda oyun oynarken sadece fiziksel olarak değil psikolojik olarak da gelişiyorlar. Kazanmayı-kaybetmeyi öğrenme, takım olma, iş birliği, empati, akıl yürütme, problem çözme, karar alma gibi birçok kazanımlar sokak oyunlarının doğasında vardır ve çocuklar sokakta oynarken doğal olarak, deneyimleyerek öğrenir. Ayrıca akranlarıyla kurduğu iletişimin artması çocukların duygusal zekasına da doğru orantılı olarak etki eder. Sokak oyunlarının çocuklardaki pozitif etkilerinden bir tanesi de sosyal becerilerin gelişimidir. Evde tek başına sanal âleme kapılan çocukların asosyal olma eğilimini önleyen en önemli alanlardan biri sokaktır.

DIŞARIDA OYUN NEDEN ÖNEMLİDİR?

Açık havada oynanan oyunlar çocukların dış dünyayı anlayıp, tanımalarına yardımcı olur. Sosyal becerilerin yanı sıra problem çözme ve akıl yürütme becerileri gelişir ve güçlenir; enerjilerini boşaltıp rahatlamalarına yardımcı olur, çocukları daha mutlu kılar. Oyun yolu ile teşekkür etme, selam verme gibi sosyal kuralları öğrenirler. Sıra ile oynamayı ve sabırla beklemeyi öğrenirler. Oyun yolu ile güzel-çirkin, iyi-kötü, haklı-haksız gibi kavramlar arasında ayrım yapmayı öğrenirler. Toplumsal kuralları öğrenmeleri daha kolay hale dönüşür. Dahası doğa ile haşır neşir olan çocuklar iştahsızlık sorunu yaşamazlar, bağışıklık sistemleri daha güçlü olur. 

DIŞARIDAKİ OYUNUN ÇOCUKLARIN HAYATINDAKİ YERİ NEDİR?

Açık hava oyunları, çocuğun hayatında duygusal açıdan çok önemli bir yere sahiptir. Oyun oynayan çocuk, mutluluk, sevinç, korku, güven, saygı, bağımsızlık, değerlik, acıma ve benzeri duygularını rahatlıkla ifade edebildiği doğal ve özgür bir ortama sahiptir. Açık hava oyunları, çocuğun sürekli hareket halinde olduğu kendini rahat hissettiği tek alandır. Bu sayede çocuklar bir gruba ait olmayı, iş birliği yapmayı ve grup içinde sorumluluk almayı öğrenir. Bu da dolaylı olarak çocuğun kendini değerli ve işe yarayan bir birey olarak görmesini sağlar ve öz güvenini geliştirir. 

Yazının Devamını Oku

İnatçı çocuklarla baş etmenin yolları

19 Ocak 2018
İnatçı davranış aslında anne-baba ve çocuk arasındaki bir güç savaşı olarak görülebilir. Savaşın nedeni ise "kimin dediği olacak" çatışmasıdır. Evlilik ve Çocuk Terapisti Uzman Psikolog Ramazan Şimşek inatçı çocuklarla baş etmenin yollarını anlatıyor.

Bebeklik döneminde anne-babaya tamamen bağımlı bir birey iken fiziksel ve bilişsel becerilerin gelişmesi ile bağımsızlığa doğru ilk adımlar atıldığında ister istemez sınırlar ve çatışmalar ortaya çıkar. Çocukların bağımsız olduklarını fark etmeye başlamaları ve keşfetmeye olan merakları inatçılıklarını tetikler. 

‘Ben de varım’ mesajı

Çocuğun gelişiminde, yürümeye başlamak, keşfetmeye, ellemeye donanımlı hale gelmek, sınırları aşabilmek bir dönüm noktasıdır. Aslında inatçılığın önemli bir kısmı anne ve babaya iletilen “Ben de varım” mesajıdır.

Hangi evrede nasıl yaklaşmalı?

18. aydan itibaren, odak noktasının kendisi olduğunun farkındalığıyla işler istediği gibi gelişmezse sinirlenir, başkalarının kendinden farklı istekleri de olabileceğini anlayamaz. 

Başka çocuklarla bir araya geldiğinde kızdığında itebilir veya ısırabilir. Böyle bir durumla karşılaştığınızda hemen müdahale edip, durdurmalısınız. Sizi ya da başkasını ısırdığında veya vurduğunda, çok kısa bir açıklama yapıp onu olduğu ortamdan uzaklaştırın. 

Yazının Devamını Oku

Öz güvenli çocuk yetiştirmek için 10 sihirli cümle

22 Aralık 2017
Doğru zamanda, doğru beden dili ile söylenen söz de çok güçlüdür.

Çocukla beraber yaşadıklarınız, davranış ve duygularınız çok daha etkilidir ama doğru zamanda, doğru beden dili ile söylenen söz de çok güçlüdür.

Anne baba ile kurulan iletişimin neredeyse tümü bilinçaltı kütüphanenizin bir yerinde saklıdır. Öyle cümleleri vardır ki onlar hep ön raftadır, kulağınızda küpe, zihninizde bir yankıdır. Bir işe başlarken, devam ederken ya da pes ettiğinizde içinizden kendiliğinden çıkan ses çoğu zaman anne ya da babanıza aittir. Atacağınız adımı olumlu ya da olumsuz etkiler bu sözler.

Peki, çocuğun öz güven sahibi olması için hangi sözler etkilidir?

En yalın tanımıyla öz güven; kişinin benlik değeri ve bir etkinliği yapabilmesi hakkındaki olumlu düşüncelere sahip olmasını ifade eder.

Bir konu hakkında çocuğun düşüncesini sormak ona verdiğiniz değeri en güzel ifade eden cümlelerin başında gelir. Yüzlerce söze ve davranışa bedeldir.

Çok hassas bir konudur. Hayat bu duygularınızı her zaman saklayamazsınız, bazen çocuğunuzun yaptığı bir davranış ya da söze öfkelenebilirsiniz. Öfkelendiğinizde çocuklar genellikle bu durumu maalesef “annem babam beni sevmiyor” diye yorumlarlar. Anne babası tarafından sevilmediğini düşünen bir çocuğun özgüveni asla sağlam olmaz. Bu yanlış yorumlamayı önlemek için bu cümle kurtarıcınız olabilir.

Yazının Devamını Oku

Mutlu çocuklar yetiştirmek için 10 sihirli cümle

21 Haziran 2017
Çocuğunuzun mutlu olmasını istiyorsanız bu sözleri sıkça dile getirin.

Anne baba ile kurulan iletişimin neredeyse tümü bilinçaltı kütüphanenizin bir yerinde saklıdır. Öyle cümleleri vardır ki onlar hep ön raftadır, kulağınızda küpe, zihninizde bir yankıdır. Bir ilişkiye başlarken, bir işe girerken ya da bir sıkıntı ile karşılaştığınızda içinizden kendiliğinden çıkan ses çoğu zaman anne ya da babanıza aittir. Atacağınız adımı olumlu ya da olumsuz etkiler bu sözler.

Peki, çocuğunuzun mutlu olmasında etkili olan sözler nelerdir?

İnsanın özünde var olma mücadelesi yatar. Bu öz insanı hayata bağlar. Hayatta kalmanın biyolojik bir boyutu olduğu gibi psikolojik bir boyutu da vardır. Çocuk anne ve babası tarafından ruhsal olarak, duygusal olarak kabul gördüğünde bu boyut anlam kazanır. Kabul görmeyi en iyi anlatan ifadelerden biri de bu cümledir.

  

Avrupalılar için bu söz 18 yaşından sonra pek kullanılmaz. Ama kültürümüzde çok önemli ve gerçek bir yeri vardır. Okul bittikten sonra iş hayatına atılan çocuğa destek olunur, evlenenin eşyaları alınır, düğünü yapılır. Bunlar yetmez, torunlara da itina ile bakılır. Anne babalar her zaman çocuklarının yanında olurlar. Bunu bilen çocuklar kendilerini duygusal olarak hep güçlü hissederler.

Düşük not alınca üzülen çocuğa, yanlışlıkla bir eşyaya zarar verince korkan çocuğa söylenir. Maddi şeylerin çocuktan önemli olmadığını en güzel anlatan cümlelerden biridir. Çocuğun psikolojisini çok olumlu etkiler, terapi gibidir…

Yazının Devamını Oku