Pınar Yalçın Bahat

Gebelik döneminde makyaj yapmak zararlı mı?

27 Ağustos 2019
Gebelik dönemi her açıdan hassas bir dönem, yediğimiz yemekten içtiğimiz suya hatta dudaklarımıza sürdüğümüz ruja kadar her şey bebeğimizi etkilemektedir.

Anne adayları hamilelik döneminde günlük hayatlarından kopmamalı ancak bazı rutinlerine ara vermelerini hatta bırakmalarını isteyebiliyoruz. Özellikle günümüzde erken yaşlardan itibaren yapılmaya başlanan makyaj, vücudumuzda ciddi oranlara varan toksin ve ağır metal birikimine yol açmaktadır. Bu birikim anne ve bebekte çeşitli doku ve organlarda birikime yol açarken, biriktiği organlarda da hasara yol açmaktadır. Uzun süreli kurşun maruziyetinin çocuklar IQ düşüklüğüne yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Yine benzer şekilde kurşun Dünya Sağlık Örgütü tarafından da kanserojen madde olarak ilan edilmiştir. Bir diğer ağır metal olan kadmiyumun uzun süreli maruziyeti ise böbrek hasarı, tansiyon yüksekliği ve ileri dönemde kanser vakalarına sebep olabilmektedir.

Tüm bu ağır metaller maalesef pek çok makyaj malzemesinde yoğun olarak bulunmaktadır. Üstelik bunlar dışında daha pek çok toksinde vücudumuza nüfuz ediyor. Vücudumuzun en geniş organı olan cildimize bu maddeleri temas ettirdiğimizde cilt tarafından emilmekte ve bir kısmı da kana geçmektedir. Anne adaylarının da vücutlarına süreceği hem kimyasal madde, makyaj malzemesi ve oje aynı şekilde kanlarına karışmakta ve bebeğe de kan yolu ile geçmektedir. Gebelik döneminde oje sürmekten ve yoğun makyajdan kesinlikle kaçınılmalı, mümkünse organik makyaj malzemeleri ile cilde minimum madde temas ettirilmelidir.

Gebelerimiz en çok saç boyasını sormaktadırlar ve son dönemlere doğru bitkisel boyalar tavsiye edilirken aslında tüm bunlar bile vücutta birikimlere neden olabilmektedir.

Özellikle hamilelik döneminde cilt temizliği dışında herhangi bir medikal estetik işlem yaptırılmamalıdır.

Vücudumuzu nemlendirmek için olabildiğince doğal yağlar ile yapılmış organik içerikli kremler tercih edilmelidir. Bu kremler emzirme döneminde de tercih edilmelidir, unutulmamalıdır ki emzirme döneminde kullandığınız ürünler ve yediğiniz yiyeceklerin içeriği anne sütünde tespit edilebilmektedir. Son dönemler anne sütünde ağır metal oranları giderek artan seviyelerde tespit edilmektedir.
Anne olmak aslında ilk haftadan itibaren zor ancak yavrumuzu sağ salim kucağımıza alıp sağlıkla büyütmek için bu dönemde biraz daha fazla fedakarlık yapmalıyız.

Emin olun sağlıklı beslendiğinizde ne o cildinizdeki lekeler tekrar oluşacak ne de göz altlarınıza kapatıcı sürmeniz gerekecek. Yüzünüze en çok yakışan gülümse ile dünyanın en güzel annesi siz olacaksınız.

Yazının Devamını Oku

Gebelikte havuzlar ne kadar güvenli?

23 Ağustos 2019
Yaz aylarında hamilelik dönemi diğer mevsimlere göre daha zorlu geçmektedir. Yaz ayı çoğu hem cinsimiz için tek başına zorlayıcı olabilirken bir de gebelik eklendiğinde daha da zorlaşabilmektedir.

Bu dönemde özellikle hamile anneler en çok denize ve havuza girmek ne kadar güvenli bunu sorgulamaktadırlar.

Peki hamileler deniz ya da havuza girerken nelere dikkat etmeli?

Yazının Devamını Oku

Kadınlar için bitki çayı rehberi 1: Rezene

20 Ağustos 2019
Maydanozgiller ailesinden gelen rezene, eski çağlardan beri şifa bulmak için kullanılmıştır. Ülkemizde de bulunan ve anneannelerimiz tarafından oldukça sık tüketilen bu bitkinin kadınlar için de oldukça fazla yararı bulunur.

Her tıbbi bitki tüketiminde olduğu gibi rezene içmeden önce de mutlaka bir uzmana danışmalısınız. Bitkilerin bazı etkileri hastalıklarımıza ve kullandığımız diğer ilaçlara bağlı olarak yan etkilere yol açabilir. Özellikle bu yüzden günde bir çay bardağından fazla tüketilmemelidir.

Rezene; kasılmalar üzerine olan etkisi nedeni ile gaz sancılarında ve yine benzer şekilde adet sancılarında kullanılır. Ilık olarak, mümkünse tohumu demleme şeklinde tüketilmelidir. Eş zamanlı olarak bol su tüketimi de önerilir.

Ayrıca tüm ağrılarda da ağrı kesici etkinliğinden faydalanılır. Ancak ağrılı dönemlerde, ağrı kesici tüketiminiz varsa en az 3 saat sonra rezene çayı tüketin. Adet sancılarında da kullanılan bu bitki bazı jinekolojik hastalıklarda önerilmez. Özellikle östrojen benzeri etkisi ile endometriozis (çikolata kisti hastalığı) olan kadınlar rezene tüketiminde dikkatli olmalıdır.

Vücudunuzda herhangi bir östrojene bağlı hastalık varsa kullanmamalısınız. Benzer şekilde kan sulandırıcı ilaç kullanan veya pıhtılaşma sorunu olan hastalarda kan sulandırıcı etkisi nedeni ile kullanılması önerilmez. Göz kuruluğu ve tekrarlayan göz enfeksiyonlarında çayı soğutularak göze pansuman şeklinde uygulanması rahatlatıcı etki göstermektedir. Eş zamanlı ilaç kullanımı varsa mutlaka hekime danışılmalıdır. Aynı şekilde ağız ve boğaz enfeksiyonlarında, çay ılık olarak gargara yapıldığında enfeksiyonların iyileşmesini hızlandırır.

Mide asidinin dengelenmesine yardımcı olur; reflü ve gastrit şikayetlerini azaltır. Aynı zamanda tokluk hissi verdiği için kilo vermeye de yardımcı olur. Bağırsak sağlığımız için de faydalı olup, sürekli kabızlık şikayeti olan hastalarda günde bir çay bardağı tüketimi önerilir.

Yatmadan önce içilecek olan rezene çayı rahat uyumayı sağlar. Adet öncesi dönemde kullanıldığında hem bu dönem görülen gerginlik şikayetlerinin hem de daha önce bahsettiğimiz gibi ağrıların azalmasını sağlar.

Rezene çayı gibi diğer bitkisel çay tüketimlerini günlük çay, kahve tüketimimiz yerine yavaş yavaş almalı, gün içinde aşırı kafein alımından kaçınırken bu sayede adrenal yorgunluk semptomlarından korunmuş oluruz ve fazla kafeinin yan etkilerini hayatımızdan çıkararak daha sakin bir dönem geçirebiliriz.

Yazının Devamını Oku

Osteoporoz gelmeden önlem alalım!

26 Temmuz 2019
Osteoporoz yani kemik erimesi menopoz dönemindeki kadınlarımızda sık görülmektedir. Kadınlarda kalsiyum kullanımının arttığı gebelik, emzirme gibi dönemler, bu döneme katkı sunmaktadır. Bu dönemlerde mutlaka kalsiyum takviyesi alınmalı ve eksik olmamasına özen göstermeliyiz.

Özellikle menopoz döneminde kemik erimesinin ilk bulgularından birinin kalça ağrısı olduğu unutulmamalıdır. Hastalar kalça eklemlerinde adeta oyulma şeklinde ağrı tarif etmektedirler.

Bu dönemde başlıca eksik olan mineral kalsiyum olduğu için doğru kombinasyonlar ile kalsiyum alımına özen göstermeliyiz. Örneğin kalsiyum içeren haplar tek başına alınmamalı, mutlaka yanında D vitamini seviyesine baktırmalı ve K vitamini takviyesi ile kemiklere emilimi sağlanmalıdır.

Düşünülenin aksine kalsiyum sadece süt ve süt ürünlerinde değil, özellikle koyu yeşil yapraklı sebzelerde de yüksek oranda bulunmaktadır. Sebze ağırlıklı kalsiyum tüketimi ile eş zamanlı olarak vücudumuzun alkali olmasını da sağladığı için yapımı sağlarken aynı zamanda yeni kemik yıkımlarının da önüne geçmekteyiz.

Yapılan son çalışmalarda süt tüketiminin kemik erimesini arttırıcı etkileri olduğu görülmüş ve en çok ihtiyaç duyulan çocukluk dönemi beslenme listelerinden de çıkmaya başlamıştır. Bu nedenle süt ve süt ürünlerinden mümkünse sadece yoğurt, kefir ve tereyağı tüketilmeli bunun yanında bol sebze ağırlıklı kalsiyum kaynakları diyetimize eklenmelidir. Bunlar; roka, marul, brokoli, fasulye, ıspanak, karalahana, kereviz, keten tohumu, dereotu, ceviz, fındık, badem, papaya, yeşilbiber, mercimek ve nohut başlıca tüketilebilecek kalsiyum kaynaklarıdır.

Vücutta asit yükünün fazla olması, kalsiyumla birlikte tüm minerallerin kaybının fazla olmasına neden olmaktadır. Bu nedenle olabildiğince bitkisel ağırlıklı beslenmeliyiz.

Kemik sağlığımız için kalsiyum ile birlikte mutlaka yeterli magnezyum da almalıyız. Bunun için de uygun formda alınan magnezyumların (sitrat, glisinat, ATA, taurat...) yanı sıra bitkisel magnezyum kaynaklarını tüketmeli (muz, patates, hurma vb.) ve mutlaka bol su tüketmemeliyiz.

Yazının Devamını Oku

Menopoza girdim ne yapmalıyım?

18 Temmuz 2019
Menopoz özellikle bizim topraklarımızda kötü çağrışımlar yapan bir dönem olarak algılanmaktadır. Oysaki menopoz kadın hayatının çok büyük bir bölümünü etkileyen doğru yönetildiğinde çok keyifli geçirilen bir dönem haline gelmektedir.

Menopoz döneminin yaklaşması aslında biz kadınlara bazı bulgularla kendini göstermektedir.

• Adet dönemi bozuklukları
• Cinsel ilişki sırasında kuruluğa bağlı ağrı
• Ateş basmaları
• Duygudurum dalgalanmaları
• Uyku bozuklukları

Bu bulgulardan biri ya da birkaç tanesi varsa mutlaka kadın hastalıkları ve doğum hekiminize başvurmalı, gerekli tetkikleri yaptırmalısınız.

Bu dönemde kullanacağınız vitamin destekleri büyük önem taşımaktadır. Kemik erimesi riski artan bu dönemde, riski arttıran en önemli etkenlerden birinin vücut asiditesi olduğu unutulmamalı ve mümkün olduğunca alkali seviyede tutulmalıdır. Bol su tüketilmeli, özellikle koyu yeşil yapraklı sebze tüketimi arttırılmalıdır. Kalsiyum takviyesi almadan önce bağırsak floramızın sağlığından emin olmalıyız.

Yazının Devamını Oku

Tekrar eden akıntılar kabusunuz olmasın!

8 Temmuz 2019
Vajinal akıntıların pek çoğu kadın genital sisteminin doğal süreci içinde olabileceği gibi, zaman içinde çeşitli enfeksiyonlara bağlı olarak rahatsız edici bir hal alabilir.

YAZ AYLARINDA VAJİNAL AKINTILAR DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Özellikle yaz ayının gelmesi ve havuz sezonun açılması ile birlikte mantar kaynaklı vajinal akıntılar daha sık görülmektedir. Havuza girdiğimizde ortak bir alan kullandığımız için enfeksiyon riskimiz artmaktadır. Bu dönemde özellikle mümkünse havuza girmeden önce mutlaka duş alıp girmeli ve ardından mutlaka mayo veya bikinimizi değiştirmeliyiz.

HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI ENFEKSİYON RİSKİNİ AZALTIYOR

Havuza girmeden 1 saat önce koruyucu bariyer olması için hindistan cevizi yağını vajinal bölgeye ince bir tabaka halinde uygulayarak riski azaltabiliriz.

Yine enfeksiyon olması halinde doktorunuzun tavsiye ettiği vajinal ovülünüzün ardından güvenilir aromaterapi yağları ile doktorunuzun hazırlayacağı karışımı öncesi ve sonrası 1 hafta süre ile kullanıp tedavi olup tekrar etmesini önleyebilirsiniz.

İÇ ÇAMAŞIRLARINIZI HER GÜN DEĞİŞTİRİN

Gün içinde sentetik iç çamaşırı kullanmamaya özen göstermeli, pamuklu iç çamaşırını mümkünse günlük olarak değiştirip ütüleyerek kullanmaya özen göstermeliyiz. Günlük pedleri gün içinde kurtarıcı olsa da mümkünse içeriği temiz olan kanserojen madde içermeyen pedler kullanmaya özen göstermeli mümkünse ped kullanamamak yerine gün içinde iç çamaşırınızı değiştirmeye özen göstermelisiniz.

SIK VE DAR KIYAFETLER GİYMEYİN

Çok sık dar kıyafetler giyilmesi bölgenin kanlanmasını ve oksijenlenmesini bozacağı için önerilmemelidir.Vajinal floramızı etkileyen en önemli faktörlerden biride bağırsak floramız olduğu için kabız kalmamaya özen göstermeli, bağırsak floramızı sağlıklı tutmak için prebiyotikten zengin gıdalar tüketmeliyiz. Günlük gerekli lif tüketimini sağlamalıyız.

TEKRARLAYAN AKINTILAR İÇİN NE YAPILABİLİR?

Tekrarlayan inatçı enfeksiyonlarda tamamlayıcı tıp yöntemlerinden nöral terapi ve ozon terapi kombine şekilde uzun vadeli iyilik hali sağlamak için kullanılabilir. Her iki yöntemde vajinal bölgenin kanlanması arttırıp, enfeksiyon ajanlarının temizlenmesini sağlamaktadır. Yine benzer şekilde medikal tedavinin ardından uygulanacak buhar banyoları bölgenin kanlanmasını arttırarak floranın düzelmesini sağlamaktadır.

Unutmamalıdır ki uzun süreli vajinal banyolar ve sabun kullanımı florayı daha çok bozarak tekrar eden enfeksiyonlara neden olmaktadır.Önemli olan tedavinin ardından tekrarını önlemek adına vajinal ve bağırsak florasını sağlıklı tutmak ve gerekli destek besinleri tüketmektir.

Eş zamanlı olarak kendimizin ve eş/partnerimizin hijyenine dikkat etmeliyiz.

Özellikle yaz ayının gelmesi ve havuz sezonun açılması ile birlikte mantar kaynaklı vajinal akıntılar daha sık görülmektedir. Havuza girdiğimizde ortak bir alan kullandığımız için enfeksiyon riskimiz artmaktadır. Bu dönemde özellikle mümkünse havuza girmeden önce mutlaka duş alıp girmeli ve ardından mutlaka mayo veya bikinimizi değiştirmeliyiz.

Havuza girmeden 1 saat önce koruyucu bariyer olması için hindistan cevizi yağını vajinal bölgeye ince bir tabaka halinde uygulayarak riski azaltabiliriz.

Yine enfeksiyon olması halinde doktorunuzun tavsiye ettiği vajinal ovülünüzün ardından güvenilir aromaterapi yağları ile doktorunuzun hazırlayacağı karışımı öncesi ve sonrası 1 hafta süre ile kullanıp tedavi olup tekrar etmesini önleyebilirsiniz.

Gün içinde sentetik iç çamaşırı kullanmamaya özen göstermeli, pamuklu iç çamaşırını mümkünse günlük olarak değiştirip ütüleyerek kullanmaya özen göstermeliyiz. Günlük pedleri gün içinde kurtarıcı olsa da mümkünse içeriği temiz olan kanserojen madde içermeyen pedler kullanmaya özen göstermeli mümkünse ped kullanamamak yerine gün içinde iç çamaşırınızı değiştirmeye özen göstermelisiniz.

Çok sık dar kıyafetler giyilmesi bölgenin kanlanmasını ve oksijenlenmesini bozacağı için önerilmemelidir.
Vajinal floramızı etkileyen en önemli faktörlerden biride bağırsak floramız olduğu için kabız kalmamaya özen göstermeli, bağırsak floramızı sağlıklı tutmak için prebiyotikten zengin gıdalar tüketmeliyiz. Günlük gerekli lif tüketimini sağlamalıyız.

Tekrarlayan inatçı enfeksiyonlarda tamamlayıcı tıp yöntemlerinden nöral terapi ve ozon terapi kombine şekilde uzun vadeli iyilik hali sağlamak için kullanılabilir. Her iki yöntemde vajinal bölgenin kanlanması arttırıp, enfeksiyon ajanlarının temizlenmesini sağlamaktadır. Yine benzer şekilde medikal tedavinin ardından uygulanacak buhar banyoları bölgenin kanlanmasını arttırarak floranın düzelmesini sağlamaktadır.

Yazının Devamını Oku

Tekrarlayan gebelik kaybı öyküsü olanlara öneriler

1 Temmuz 2019
Annelik duygusuna ulaşmak bazen biz kadınlar için hiç kolay olmuyor. Bu süreçte bazen tekrarlayan kayıplar yaşayabiliyor fiziksel ve duygusal travmasını yaşamakta zorunda kalabiliyoruz.

Tekrarlayan gebelik kayıplarının nedeni çoğu hastada tam olarak bilinmese de, hastalarımıza bu açıklanamayan süreçte ön detoks programlarına başlamaları için yönlendirici olabiliyoruz. Çünkü biliyoruz ki medikal detoksa başladığımız ve takibi yapılan vücudunda yüklenme olduğu düşünülen hastalarda detoks sonrası sağlıklı gebelikler olmaktadır.

Medikal detoks öncesi ve devamında  alkol ve sigara tüketimi varsa hastadan mutlaka bırakmasını istiyoruz. Ardından vücuttaki tüm detoks mekanizmalarını kullanmak adına mutlak bol su tüketmesini istiyoruz.

Özellikle egzersiz sonrası sauna ve aralıklı hamam kullanılmasını önerilmektedir. Bu sayede ter yolu ile de toksinlerin atılımı gerçekleşmektedir. Bunun dışında her yazımızda vurguladığımız gibi manyetik alan etkilerinden olabildiğince uzak durmalı, ulaşımımız mümkünse koruyucu cihazları üzerimizde taşımaya özen göstermeliyiz. Özellikle manyetik alan hasarını önlemek ve yumurta kalitesini arttırıcı etkisinden faydalanmak için e vitamini takviyesi almalı ve bu vitaminden zengin yiyecekleri diyetimize eklemeliyiz.

• Ay çekirdeği, kabak çekirdeği, fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişler.
• Ispanak, marul, tere, maydanoz, lahana, brokoli, balkabağı, kereviz gibi sebzeler.
• Ton balığı, somon, sardalye ve hamsi gibi yağlı balıklar.
• Muz, kivi, avokado, mango gibi meyveler.

Yazının Devamını Oku

Gebelikte uyku problemlerine doğal çözümler

28 Haziran 2019
Gebelik tüm anne adayları için heyecan verici olduğu kadar aynı zamanda bir o kadar da zorlu bir süreçtir. Heyecanla bebeğimizi beklerken vücudumuzda oluşan değişikliklere de alışmaya çalışmaktayız.

Gebelikte vücudumuzda gerçekleşen hormonal dalgalanmalar özellikle ruh halimizi ve uyku düzenimizi çok etkilemektedir.

6. aydan sonra bebeğimizin hareketleri de bu sürece katkı sağlamaya başlamakta, ufaklık çoğu kez gece ve sabah erkenden tekmelerle bize varlığını hissederek uykumuzdan uyandırmaktadır.

Özellikle yaz dönemine gelen hamileliklerde sıcaklıkta önemli bir etken olmaktadır. Bu dönemde özellikle yatmadan önce mümkünse ılık bir duş alınması önerilmektedir. Yine yaz döneminde geceleri uykudan uyandıran bacak ve kol ağrıları içinde gece yatmadan önce kol ve tüm bacak bölgesine soğuk su uyguladıktan sonra yatmak uzun süreli rahatlatıcı etki göstermektedir.

Hem kramplar hem de uyku için gebelikte magnezyum takviyesi ve magnezyumdan zengin gıdaların tüketimi büyük önem taşımaktadır. Takviye olarak kullanılan magnezyumun formu da büyük önem taşımaktadır.

Bacaklarımıza yine bu dönemde doğal yağlarda avokado yağını içeriğindeki yüksek magnezyumdan faydalanmak için masaj yapılarak kullanılabilir.

Özellikle 7. aydan itibaren yaptıracağımız vücut ve bacak masajları lenf sistemimizin daha iyi çalışmasını sağlayacağı için ödemi azaltarak gece uykumuzu daha rahat geçirmemizi sağlamaktadır. Masajı da doktorumuza sorarak uygun yağlarla hazırlattığımızda daha etkin olacaktır.

Özellikle güvenilir yağlar ile uygun dozajlarda doktor ve eczacınıza danışarak hazırlatacağınız hodan- günlük ve ıtır yağı karışımı gebelikte masajda çok etkili olmaktadır.

Bol su tüketimi tüm gebelik boyunca olduğu gibi uyku düzeninde de büyük önem taşımaktadır.

Yazının Devamını Oku